|
- This is a pure process which involves channeling mysterious and powerful forces that put me in personal danger.
- Bu, beni tehlikeye atan gizemli ve kudretli güçlerin yönlendirilmesini içeren saf bir süreçtir.
- This is a pure process which involves channeling mysterious and powerful forces that put me in personal danger.
- Bu, beni kişisel olarak tehlikeye sokan gizemli ve kudretli güçleri kanalize etmeyi içeren saf bir süreçtir.
- This is a pure process which involves channeling mysterious and powerful forces that put me in personal danger.
- Bu, beni kişisel olarak tehlikeye sokan gizemli ve kudretli güçlerin yönlendirilmesini içeren saf bir süreçtir.
- Leighton could see mysterious dark patches rotating with the planet.
- Leighton gezegenle birlikte dönen gizemli karanlık bölgeleri görebiliyordu.
- Leighton could see mysterious dark patches rotating with the planet.
- Leighton gezegenle birlikte dönen gizemli karanlık bölgeler görebiliyordu.
- It was very mysterious.
- O çok gizemliydi.
- The police is still investigating the mysterious death of the professor.
- Polis hâlâ profesörün gizemli ölümünü araştırıyor.
- He disappeared suddenly under very mysterious circumstances.
- Çok gizemli koşullar altında aniden ortadan kayboldu.
- Bermuda triangle is a mysterious place.
- Bermuda üçgeni gizemli bir yerdir.
- I always liked mysterious characters more.
- Her zaman gizemli karakterleri daha çok sevdim.
- This place has a mysterious atmosphere.
- Bu yerin gizemli bir atmosferi var.
- Love moves in mysterious ways.
- Aşk gizemli yollarda ilerler.
- He's handsome and mysterious.
- O yakışıklı ve gizemlidir.
- You're so mysterious.
- Çok gizemlisin.
- I don't find mysterious guys attractive anymore.
- Gizemli adamlar artık bana çekici gelmiyor.
- Tom is mysterious.
- Tom gizemlidir.
- Tom died under mysterious circumstances.
- Tom gizemli koşullar altında öldü.
- I always liked mysterious characters more.
- Gizemli karakterleri her zaman daha çok sevmişimdir.
- Who is this mysterious woman?
- Bu gizemli kadın kim?
- She has a mysterious air about her.
- Gizemli bir havası var.
- Why are you so mysterious?
- Neden bu kadar gizemlisin?
- Do you remember the mysterious murder?
- Gizemli cinayeti hatırlıyor musunuz?
- This man's behaviour is mysterious and suspect.
- Bu adamın davranışları gizemli ve şüpheli.
- She has a mysterious side.
- Gizemli bir tarafı var.
- That life is mysterious, I admit.
- Hayatın gizemli olduğunu kabul ediyorum.
- There's something mysterious about her.
- Onda gizemli bir şeyler var.
- A mysterious chamber has been discovered inside the pyramid.
- Piramidin içinde gizemli bir oda bulundu.
- I love dark and mysterious things.
- Karanlık ve gizemli şeyleri severim.
- There's something mysterious going on.
- Gizemli bir şeyler oluyor.
- Mary is fascinating and mysterious.
- Mary büyüleyici ve gizemli.
- Ancient coins were found inside the mysterious tomb.
- Eski paralar gizemli mezar içinde bulundu.
- Tom is mysterious.
- Tom gizemli biri.
- The story revolves around a mysterious adventure.
- Hikaye, gizemli bir macera etrafında gelişiyor.
- For some dwellers of ancient China, antlers were probably among the most mysterious and beautiful things in the world.
- Antik Çin'in bazı sakinleri için boynuzlar muhtemelen dünyanın en gizemli ve güzel şeyleri arasındaydı.
- Death is a mysterious, merciless lady.
- Ölüm gizemli, merhametsiz bir kadındır.
- A mysterious chamber has been discovered inside the pyramid.
- Piramidin içinde gizemli bir oda keşfedildi.
- This is very mysterious.
- Bu çok gizemli.
- He was always wrapped by a mysterious air.
- Her zaman gizemli bir havayla sarmalanmış olurdu.
- Sami is mysterious.
- Sami gizemli biri.
- Tom has dark, mysterious eyes.
- Tom'un karanlık, gizemli gözleri var.
- Crocodiles are mysterious animals.
- Timsahlar gizemli hayvanlardır.
- It's a mysterious death.
- Bu gizemli bir ölüm.
- Sami is mysterious.
- Sami gizemlidir.
- Tom's death was mysterious.
- Tom'un ölümü gizemliydi.
- It was very mysterious.
- Çok gizemliydi.
- I'm not in to mysterious guys anymore.
- Gizemli adamlar artık bana çekici gelmiyor.
- There's something mysterious about him.
- Onda gizemli bir şeyler var.
- There is something mysterious about the accident.
- Kaza konusunda gizemli bir şey var.
- He disappeared suddenly under very mysterious circumstances.
- O, çok gizemli şartlar altında aniden kayboldu.
- He likes to be mysterious.
- Gizemli olmaktan hoşlanır.
- He's handsome and mysterious.
- O yakışıklı ve gizemli.
- I'm not in to mysterious guys anymore.
- Artık gizemli erkeklerden hoşlanmıyorum.
- Tom was observing the sky with his telescope when he discovered a mysterious new object.
- Tom gizemli yeni bir nesne keşfettiğinde teleskobuyla gökyüzünü gözlemliyordu.
- Ancient coins were found inside the mysterious tomb.
- Gizemli mezarın içinde antik paralar bulundu.
- The story revolves around a mysterious adventure.
- Hikaye gizemli bir macera etrafında dönüyor.
- Crocodiles are mysterious animals.
- Timsahlar gizemli hayvanlar.
- Bermuda triangle is a mysterious place.
- Bermuda şeytan üçgeni gizemli bir yer.
- She acts mysterious.
- Gizemli davranıyor.
- He poured me some mysterious tea.
- Bana biraz gizemli çay doldurdu.
- Tom likes to be mysterious.
- Tom gizemli olmayı sever.
- She acts mysterious.
- O gizemli davranır.
- That life is mysterious, I admit.
- Bu hayat gizemli, kabul ediyorum.
- She has a mysterious side.
- Onun gizemli bir tarafı var.
- Tom has dark, mysterious eyes.
- Tom'un koyu, gizemli gözleri var.
- This mysterious catastrophe dismayed the whole village.
- Bu gizemli felaket tüm köyü dehşete düşürdü.
- It's a mysterious death.
- O gizemli bir ölüm.
- This man's behaviour is mysterious and suspect.
- Bu adamın davranışı gizemli ve şüphelidir.
- I don't find mysterious guys attractive anymore.
- Artık gizemli adamları çekici bulmuyorum.
- Tom was observing the sky with his telescope when he discovered a mysterious new object.
- Tom teleskopuyla gökyüzünü gözlemlerken gizemli yeni bir nesne keşfetti.
- He has a mysterious talisman in the form of an eye.
- Göz şeklinde gizemli bir tılsımı var.
- Who is this mysterious man?
- Kim bu gizemli adam?
- This mysterious catastrophe dismayed the whole village.
- Bu gizemli felaket tüm köyü perişan etti.
- Tom likes to be mysterious.
- Tom gizemli olmaktan hoşlanıyor.
- Layla was being stalked by a mysterious man.
- Leyla gizemli bir adam tarafından izleniyordu.
- Love moves in mysterious ways.
- Aşk gizemli yollarla hareket eder.
- Who is this mysterious man?
- Bu gizemli adam kim?
- Death is a mysterious lady without compassion.
- Ölüm, merhameti olmayan gizemli bir kadındır.
- He was suddenly attacked by a mysterious disease.
- Aniden gizemli bir hastalığa yakalandı.
Show More (75)
|
