|
- We are not devouring our children; we are nourishing them with this proposal.
- Çocuklarımızı yemiyoruz; bu teklifle onları besliyoruz.
- He can nourish his elephant, but cannot nourish his child.
- O filini besleyebiliyor ama çocuğunu besleyemiyor.
- Reading of literature nourishes the mind.
- Edebiyat okumak zihni besler.
- Dan nourished the hope that Linda was still alive.
- Dan, Linda'nın hâlâ hayatta olduğu umudunu besledi.
- The mother used her own milk to nourish the baby.
- Anne bebeğini beslemek için kendi sütünü kullandı.
- We need to nourish our spirit.
- Ruhumuzu beslemeliyiz.
- Reading of literature nourishes the mind.
- Edebiyat okumak zihnimizi besler.
- He can nourish his elephant, but cannot nourish his child.
- Filini besleyebilir ama çocuğunu besleyemez.
- We need to nourish our spirit.
- Ruhumuzu beslememiz gerekiyor.
- The role of the placenta is to nourish the foetus.
- Plasentanın görevi fetüsü beslemektir.
- The role of the placenta is to nourish the foetus.
- Plasentanın rolü fetusu beslemektir.
- Dan nourished the hope that Linda was still alive.
- Dan Linda'nın hala hayatta olduğu konusunda umut besledi.
- Milk nourishes a baby.
- Süt, bebeği besler.
Show More (10)
|
