|
- What are we to think when a waste disposal company produces glucose syrup as a parallel activity?
- Bir atık bertaraf şirketi paralel bir faaliyet olarak glikoz şurubu ürettiğinde ne düşünmeliyiz?
- We feel that the two parallel decisions are utterly disproportionate.
- İki paralel kararın son derece orantısız olduğunu düşünüyoruz.
- What are we to think when a waste disposal company produces glucose syrup as a parallel activity?
- Bir atık bertaraf şirketi paralel bir faaliyet olarak glikoz şurubu ürettiğinde ne düşüneceğiz?
- We have seen this in relation to this proposal on noise and the parallel proposal on vibration.
- Bunu gürültüyle ilgili bu teklifte ve titreşimle ilgili paralel teklifte gördük.
- We feel that the two parallel decisions are utterly disproportionate.
- İki paralel kararın tamamen orantısız olduğunu düşünüyoruz.
- In the past, the Commission has had to fine vehicle manufacturers which have blocked parallel trade.
- Geçmişte Komisyon, paralel ticareti engelleyen araç üreticilerine para cezası vermek zorunda kalmıştır.
- These are the subjects of parallel negotiations taking place within the WTO.
- Bunlar DTÖ bünyesinde yürütülen paralel müzakerelerin konularıdır.
- There has been a parallel achievement in southern Europe.
- Güney Avrupa'da da buna paralel bir başarı elde edilmiştir.
- A parallel judicial inquiry has opened in Germany.
- Almanya'da paralel bir adli soruşturma başlatıldı.
- It has no parallel.
- Paraleli yok.
- The highway runs parallel to the river.
- Otoyol nehre paralel gidiyor.
- The railroad is parallel to the road.
- Demiryolu yola paraleldir.
- The road runs parallel with the river.
- Yol nehre paralel gidiyor.
- The road is parallel to the river.
- Yol nehre paraleldir.
- The road parallels the river.
- Yol nehre paraleldir.
- The road runs parallel to the river.
- Yol nehre paralel gidiyor.
- The two streets run parallel to one another.
- İki cadde birbirine paralel çalışır.
- The river runs parallel to the main street.
- Nehir ana caddeye paralel akar.
- The railroad is parallel to the road.
- Demiryolu karayoluna paralel.
- This line is parallel to that.
- Bu çizgi ona paraleldir.
- The road runs parallel to the river.
- Yol nehre paralel çalışır.
- Cats show emotional habits parallel to those of their owners.
- Kediler, sahiplerininki ile paralel duygusal alışkanlıklar gösterirler.
- The river runs parallel to the main street.
- Nehir ana caddeye paralel akıyor.
- The road parallels the river.
- Yol nehre paralel gidiyor.
- This line is parallel to that.
- Bu çizgi şuna paralel.
- Cats show emotional habits parallel to those of their owners.
- Kediler sahiplerininkine paralel duygusal alışkanlıklar gösterir.
- In the Bermuda Triangle there is a parallel universe.
- Bermuda Şeytan Üçgeni'nde paralel bir evren var.
- The opposite sides of a parallelogram are parallel.
- Bir paralelkenarın karşılıklı kenarları paraleldir.
Show More (25)
|
