| 1 |
patch |
yama |
n. |
|
- Tom was wearing a patch over one of his eyes.
- Tom gözlerinden birinin üzerine bir yama takıyordu.
- Tom has a patch over his left eye.
- Tom'un sol gözün üzerinde bir yaması var.
- Tom has a patch over his left eye.
- Tom'un sol gözünde bir yama var.
- These days, people rarely wear patches on their elbows and knees.
- Bugünlerde insanlar dirseklerine ve dizlerine nadiren yama takıyorlar.
- Tom has patches on the knees of his jeans.
- Tom'un kotunun dizlerinde yamalar var.
- Tom has patches on the knees of his jeans.
- Tom'un kot pantolonunun dizlerinde yamalar var.
Show More (3)
|
| 2 |
patch |
leke |
n. |
|
- Leighton could see mysterious dark patches rotating with the planet.
- Leighton gezegenle birlikte dönen esrarengiz karanlık lekeler görebiliyordu.
Show More (-2)
|
| 3 |
patch |
yama yapmak |
v. |
|
- My mother had to patch my pants.
- Annem pantolonuma yama yapmak zorunda kaldı.
Show More (-2)
|
| 4 |
patch |
yamamak |
v. |
|
- My mother had to patch my pants.
- Annem pantolonumu yamamak zorunda kaldı.
Show More (-2)
|
| 5 |
patch |
parça |
n. |
|
- There were only a few patches of vegetation near the river.
- Nehir kenarında sadece birkaç parça bitki örtüsü vardı.
Show More (-2)
|
