peer - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
peer akran n.
  • Teddy had no problem getting along with his peers at school.
  • Teddy'nin okuldayken akranlarıyla geçinmede hiçbir sorunu yoktu.
  • We are your peers and we know how much hard work you did and we congratulate you both on that work.
  • Biz sizin akranlarınızız ve ne kadar sıkı çalıştığınızı biliyoruz ve bu çalışmanızdan dolayı ikinizi de tebrik ediyoruz.
  • What we want to avoid is a system where peers are assessing peers.
  • Kaçınmak istediğimiz şey, akranların akranları değerlendirdiği bir sistemdir.
Show More (2)
peer yaşıt n.
  • My peers don't play with me.
  • Yaşıtlarım benimle oynamıyor.
  • Children imitate their peers rather than their parents.
  • Çocuklar anne-babalarından çok yaşıtlarını taklit eder.
  • My peers don't play with me.
  • Benim yaşıtlarım benimle oyun oynamıyor.
Show More (0)
peer bakmak v.
  • Peering into the dark garden, he noticed a flicker of light.
  • Karanlık bahçeye bakarken bir ışık titremesi fark etti.
Show More (-2)
peer dikkatle bakmak v.
  • Tom carefully peered inside the box.
  • Tom kutunun içine dikkatle baktı.
Show More (-2)