perpetuate - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
perpetuate sürdürmek v.
  • This is the way to create and perpetuate the dramatic situations in which unscrupulous smugglers prosper.
  • Bu, vicdansız kaçakçıların başarılı olduğu dramatik durumları yaratmanın ve sürdürmenin yoludur.
  • A hierarchy of oppression is perpetuated by legislative inaction and democratic inaction.
  • Yasama eylemsizliği ve demokratik eylemsizlikle bir baskı hiyerarşisi sürdürülmektedir.
  • A hierarchy of oppression is perpetuated by legislative inaction and democratic inaction.
  • Baskı hiyerarşisi, yasama eylemsizliği ve demokratik eylemsizlikle sürdürülmektedir.
Show More (3)
perpetuate sürekli kılmak v.
  • Crude misuse of power hampers development and perpetuates poverty.
  • Gücün hoyratça kötüye kullanılması kalkınmayı engeller ve yoksulluğu sürekli kılar.
  • This violence is an obstacle to achieving equality and perpetuates inequalities.
  • Bu şiddet, eşitliğin sağlanmasının önünde bir engel teşkil etmekte ve eşitsizlikleri sürekli kılmaktadır.
Show More (-1)
perpetuate devam ettirmek v.
  • That is perpetuating a second-class citizen status.
  • Bu, ikinci sınıf vatandaş statüsünü devam ettirmektir.
  • Every nation seeks to perpetuate itself.
  • Her ulus kendini devam ettirmeye çalışır.
Show More (-1)