|
- Tom showed his photo album to Mary.
- Tom Mary'ye fotoğraf albümünü gösterdi.
- Tom and Mary showed each other their photo albums.
- Tom ve Mary birbirlerine fotoğraf albümlerini gösterdiler.
- I asked Tom if I could look through his photo album.
- Tom'a fotoğraf albümüne bakabilir miyim diye sordum.
- Tom reached into the cardboard box and pulled out a photo album.
- Tom karton kutuya uzandı ve bir fotoğraf albümü çıkardı.
- Here is their photo album.
- İşte onların fotoğraf albümü.
- This is Tom's photo album.
- Bu Tom'un fotoğraf albümü.
- Here is their photo album.
- İşte fotoğraf albümleri.
- Tom showed his photo album to me.
- Tom bana fotoğraf albümünü gösterdi.
- Tom showed me his photo album.
- Tom bana fotoğraf albümünü gösterdi.
- Will you show me your photo album?
- Bana fotoğraf albümünü gösterir misin?
- Tom was sitting at his desk, flipping through an old photo album.
- Tom masasında oturmuş eski bir fotoğraf albümünü karıştırıyordu.
- Tom wouldn't let me look at his photo album.
- Tom fotoğraf albümüne bakmama izin vermedi.
- Tom wouldn't let me look at his photo album.
- Tom onun fotoğraf albümüne bakmama izin vermedi.
- Tom showed us his photo album.
- Tom bize fotoğraf albümünü gösterdi.
- Tom sat beside Mary and opened the photo album.
- Tom, Mary'nin yanına oturdu ve fotoğraf albümünü açtı.
- Tom made me look through his photo album.
- Tom beni fotoğraf albümüne bakmaya zorladı.
- Tom and Mary sat on the couch, flipping through a photo album.
- Tom ve Mary kanepede oturmuş, bir fotoğraf albümünü karıştırıyorlardı.
- Would you please show me your photo album?
- Lütfen bana fotoğraf albümünü gösterir misin?
- Tom handed the photo album to Mary.
- Tom fotoğraf albümünü Mary'ye uzattı.
- Tom handed the photo album to Mary.
- Tom Mary'ye fotoğraf albümünü uzattı.
- He made me look through his photo album.
- Fotoğraf albümüne bakmamı istedi.
Show More (18)
|
