radiate - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
radiate yaymak v.
  • I was astonished by the self-satisfaction you radiated during your contribution on the outcome of Johannesburg.
  • Johannesburg'un sonuçlarına ilişkin katkınız sırasında yaydığınız kendinden memnunluk beni hayrete düşürdü.
  • I radiate Love and Peace to erase all mistakes and break down barriers.
  • Tüm hataları silmek ve engelleri yıkmak için Sevgi ve Barış yayıyorum.
  • He radiates happiness around wherever he goes.
  • O nereye giderse etrafında mutluluk yayar.
Show More (0)
radiate saçmak v.
  • Your red cheeks radiate innocence.
  • Kırmızı yanakların masumiyet saçıyor.
  • He radiates happiness around wherever he goes.
  • Gittiği her yerde etrafa mutluluk saçar.
  • Your red cheeks radiate innocence.
  • Senin kırmızı yanakların masumiyet saçıyor.
Show More (0)