1 |
rational |
mantıklı |
adj. |
|
- He is rational, but cold and lonely.
- Mantıklı fakat soğukkanlı ve yalnız biridir.
- He is rational, but cold and lonely.
- Mantıklı ama soğuk ve yalnızdır.
- He is rational, but cold and lonely.
- Mantıklı biri ama soğuk ve yalnız.
- His argument was far from rational.
- Onun tartışması çok mantıklı değil.
- No matter how rational your words may sound, someone will always contradict you.
- Sözleriniz ne kadar mantıklı görünürse görünsün her zaman biri size ters düşecektir.
- No one is rational.
- Kimse mantıklı değil.
- No matter how rational your words may sound, someone will always contradict you.
- Sözleriniz ne kadar mantıklı olursa olsun, birileri her zaman sizinle çelişecektir.
- You're not being rational.
- Sen mantıklı davranmıyorsun.
- There must be a rational explanation for this.
- Bunun için mantıklı bir açıklama olmalı.
- She is reputable, rational and above all pretty.
- O saygın, mantıklı ve her şeyden önce güzel.
- This idea is not rational.
- Bu fikir mantıklı değil.
- We're rational.
- Mantıklıyız.
- None of this is rational.
- Bunların hiçbiri mantıklı değil.
- Man is a rational being.
- İnsan mantıklı bir varlıktır.
- It seemed like the only rational thing to do.
- O, yapacak tek mantıklı şey gibi görünüyordu.
- I'm not a rational person, and neither is anyone else.
- Ben mantıklı bir kişi değilim ve başkası da öyle değil.
- It seemed like the only rational thing to do.
- Yapılacak tek mantıklı şey gibi görünüyordu.
- You're rational.
- Sen mantıklısın.
- I like to think I'm a rational person.
- Mantıklı bir insan olduğumu düşünmeyi seviyorum.
- I'm a rational person.
- Ben mantıklı bir kişiyim.
- Man is a rational animal.
- İnsan mantıklı bir hayvandır.
- Tom is rational.
- Tom mantıklı.
- Her way of thinking was rational.
- Düşünce tarzı mantıklıydı.
- That's not rational.
- Bu mantıklı değil.
- Let's try to be rational.
- Mantıklı olmaya çalışalım.
- People aren't always rational.
- İnsanlar her zaman mantıklı değildir.
- His argument was far from rational.
- Argümanı mantıklı olmaktan çok uzaktı.
- Try to be a more rational consumer.
- Daha mantıklı tüketici olmaya çalış.
- I like to think I'm a rational person.
- Mantıklı bir kişi olduğumu düşünmek hoşuma gidiyor.
- It isn't rational.
- Mantıklı değil.
- We're rational.
- Biz mantıklıyız.
- I'm a rational person.
- Ben mantıklı bir insanım.
- Parents aren't rational because love isn't rational.
- Ebeveynler mantıklı değiller, çünkü aşk mantıklı değil.
- I'm rational.
- Ben mantıklıyım.
- You're not being rational.
- Mantıklı davranmıyorsun.
- There must be a rational explanation for this.
- Bunun mantıklı bir açıklaması olmalı.
Show More (33)
|
2 |
rational |
rasyonel |
adj. |
|
- It is absolutely rational and necessary.
- Kesinlikle rasyonel ve gereklidir.
- The common position adopted by the Council in March is both balanced and rational.
- Mart ayında Konsey tarafından kabul edilen ortak tutum hem dengeli hem de rasyoneldir.
- It is important that if we launch a debate on this, that we do so in very calm, rational and strategic terms.
- Eğer bu konuda bir tartışma başlatırsak, bunu çok sakin, rasyonel ve stratejik bir şekilde yapmamız önemlidir.
- The proposed directive being discussed is a rational one on the whole.
- Tartışılmakta olan direktif önerisi genel olarak rasyonel bir öneridir.
- We are opposed to all forms of modulation because they fail to promote rational agriculture.
- Her türlü modülasyona karşıyız çünkü rasyonel tarımı teşvik etmekte başarısız oluyorlar.
- It is important that if we launch a debate on this, that we do so in very calm, rational and strategic terms.
- Bu konuda bir tartışma başlatacaksak, bunu son derece sakin, rasyonel ve stratejik terimlerle yapmamız önemlidir.
- The Union must set itself the aim of pursuing a rational policy.
- Birlik kendisine rasyonel bir politika izleme hedefi koymalıdır.
- Only time will show what the most rational solution will be.
- En rasyonel çözümün ne olacağını sadece zaman gösterecektir.
- I would simply like to propose a rational solution to the problem.
- Ben sadece soruna rasyonel bir çözüm önermek istiyorum.
- We must, however, remain rational in this regard and not make ridiculous demands.
- Ancak bu konuda rasyonel olmalı ve saçma taleplerde bulunmamalıyız.
- Unfortunately, fear of distorting competition often hinders even rational action.
- Ne yazık ki, rekabeti bozma korkusu çoğu zaman rasyonel eylemleri bile engellemektedir.
- Unfortunately, fear of distorting competition often hinders even rational action.
- Ne yazık ki, rekabeti zedeleme korkusu çoğu zaman rasyonel eylemleri bile engellemektedir.
- This Parliament has to be realistic, rational and forward-looking.
- Bu Parlamento gerçekçi, rasyonel ve ileriye dönük olmalıdır.
- It isn't rational.
- Rasyonel değil.
- Man is a rational being.
- İnsan rasyonel bir varlıktır.
- Let's try to be rational.
- Rasyonel olmaya çalışalım.
- No one is rational.
- Kimse rasyonel değildir.
- Parents aren't rational because love isn't rational.
- Ebeveynler rasyonel değildir çünkü sevgi rasyonel değildir.
- I'm not a rational person, and neither is anyone else.
- Ben rasyonel bir insan değilim, başkası da değil.
- Tom is rational, isn't he?
- Tom rasyonel, değil mi?
- Try to be a more rational consumer.
- Daha rasyonel bir tüketici olmaya çalış.
Show More (18)
|
3 |
rational |
akılcı |
adj. |
|
- In this way, we aim to improve the rational use of medicines.
- Bu şekilde, ilaçların akılcı kullanımını geliştirmeyi amaçlıyoruz.
- A different situation applies to rational phytopharmaceuticals.
- Akılcı fitofarmasötikler için farklı bir durum söz konusudur.
- I welcome these amendments, which represent important and rational suggestions.
- Önemli ve akılcı önerileri temsil eden bu değişiklikleri memnuniyetle karşılıyorum.
- A rational energy policy is best promoted through free trade and the free production of energy.
- Akılcı bir enerji politikası en iyi şekilde serbest ticaret ve serbest enerji üretimi yoluyla desteklenir.
- I welcome these amendments, which represent important and rational suggestions to improve our texts.
- Metinlerimizi geliştirmeye yönelik önemli ve akılcı önerileri temsil eden bu değişiklikleri memnuniyetle karşılıyorum.
- The preservation and rational use of water resources are also of the greatest importance for these countries.
- Su kaynaklarının korunması ve akılcı kullanımı da bu ülkeler için büyük önem taşımaktadır.
- Tom is rational, isn't he?
- Tom akılcı, değil mi?
Show More (4)
|