|
- The deputy prime minister with responsibility for this has resigned, which represents the political outcome.
- Bu konudan sorumlu başbakan yardımcısı istifa etti ve bu da siyasi sonucu temsil ediyor.
- Will he now resign, his authority having been undermined in this way?
- Otoritesi bu şekilde zayıflatılmışken şimdi istifa edecek mi?
- Will you resign every time?
- Her seferinde istifa edecek misiniz?
- Various independent senior judges have resigned as a result.
- Bunun sonucunda çok sayıda bağımsız kıdemli yargıç istifa etti.
- The war could nonetheless perhaps be stopped if Saddam Hussein were to resign or go into exile.
- Yine de Saddam Hüseyin'in istifa etmesi ya da sürgüne gitmesi halinde savaş belki durdurulabilir.
- He must either resign or tell us who is preventing him from doing his job.
- Ya istifa etmeli ya da işini yapmasını kimin engellediğini bize söylemelidir.
- Will the Governing Council also resign for allowing itself to be ignored by the Council?
- Yönetim Konseyi de kendisinin Konsey tarafından görmezden gelinmesine izin verdiği için istifa edecek mi?
- As Ha'aretz states in its editorial this morning, the government that has just resigned has been a terrible one.
- Ha'aretz'in bu sabahki başyazısında belirttiği gibi, istifa eden hükümet korkunç bir hükümet olmuştur.
- Nixon, of course, is the only president to have ever resigned.
- Nixon, tabii ki, istifa eden tek başkan.
- Nixon, of course, is the only president to have ever resigned.
- Nixon elbette istifa eden tek başkandır.
- Nixon, of course, is the only president to have ever resigned.
- Nixon, elbette, istifa eden tek başkandır.
- Are you asking me to resign?
- İstifa etmemi mi istiyorsun?
- I need to resign.
- İstifa etmeliyim.
- Tom never told me that he was going to resign.
- Tom bana istifa edeceğini hiç söylemedi.
- Is there any possibility of his resigning?
- Onun istifa etme olasılığı var mı?
- Tom should resign.
- Tom istifa etmeli.
- There's no reason for you to resign.
- İstifa etmen için hiçbir neden yok.
- Tom resigned last Monday.
- Tom geçen pazartesi istifa etti.
- If that happens, I'll resign.
- Öyle olursa istifa ederim.
- Tom told me that I should consider resigning.
- Tom bana istifa etmeyi düşünmem gerektiğini söyledi.
- It is not surprising that he resigned.
- İstifa etmesi şaşırtıcı değil.
- Several weeks later, Tom resigned.
- Birkaç hafta sonra, Tom istifa etti.
- Tom must not be permitted to resign.
- Tom'un istifa etmesine izin verilmemeli.
- You need to resign.
- İstifa etmen gerek.
- I don't want to resign my job at present.
- Şu andaki işimden istifa etmek istemiyorum.
- I resigned today.
- Bugün istifa ettim.
- The whole government has resigned.
- Bütün hükümet istifa etti.
- I thought Tom had resigned.
- Tom'un istifa ettiğini düşünüyordum.
- This politician resigned after being linked to a corruption scandal.
- Bu politikacı bir yolsuzluk skandalıyla ilişkilendirildikten sonra istifa etti.
- They demanded that the mayor should resign.
- Belediye başkanının istifa etmesini talep ettiler.
- I've just resigned.
- Ben istifa ettim.
- No one's suggesting that you should resign.
- Kimse istifa etmenizi önermiyor.
- I've decided to resign.
- İstifa etmeye karar verdim.
- Tom's resigned.
- Tom istifa etmiş.
- We're resigning.
- Biz istifa ediyoruz.
- Tom should be asked to resign.
- Tom'dan istifa etmesi istenmeli.
- What makes you think I'm going to resign?
- İstifa edeceğimi sana düşündüren nedir?
- He resigned on the grounds that he was ill.
- O, hasta olduğu gerekçesiyle istifa etti.
- Why did you resign?
- Neden istifa ettin?
- I had to resign because I just didn't get along with the new boss.
- İstifa etmek zorundaydım çünkü yeni patronla anlaşamıyordum.
- The young worker was asked to resign.
- Genç çalışandan istifa etmesi istendi.
- Tom will likely resign.
- Tom muhtemelen istifa edecek.
- Tom never told me that he was going to resign.
- Tom bana istifa edeceğini hiç söylememişti.
- I wish Tom would just resign.
- Keşke Tom istifa etseydi.
- They demanded that the president resign.
- Onlar başkanın istifa etmesini istedi.
- She decided to resign.
- O istifa etmeye karar verdi.
- It's not surprising that Tom resigned.
- Tom'un istifa etmesi şaşırtıcı değil.
- The young worker was asked to resign.
- Genç işçiden istifa etmesi istendi.
- Why is Tom resigning?
- Tom neden istifa ediyor?
- I can't resign now.
- Şimdi istifa edemem.
- Tom was asked to resign.
- Tom'un istifa etmesi söylendi.
- I had to resign.
- İstifa etmek zorunda kaldım.
- Tom has been asked to resign.
- Tom'dan istifa etmesi istendi.
- I thought Tom resigned.
- Tom'un istifa ettiğini düşündüm.
- I may simply resign.
- İstifa edebilirim.
- Why isn't Tom resigning?
- Tom neden istifa etmiyor?
- There's no reason for you to resign.
- İstifa etmeniz için bir sebep yok.
- The army forced him to resign.
- Ordu onu istifa etmeye zorladı.
- Tom is going to resign.
- Tom istifa edecek.
- It's not surprising Tom resigned.
- Tom'un istifa etmesi sürpriz olmadı.
- Tom can't resign now.
- Tom şimdi istifa edemez.
- Several weeks later, Tom resigned.
- Birkaç hafta sonra Tom istifa etti.
- No one has resigned yet.
- Henüz hiç kimse istifa etmedi.
- If that happens, I'll resign.
- Eğer o yaşanırsa istifa ederim.
- He resigned.
- İstifa etti.
- Tom resigned on October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te istifa etti.
- Tom resigned yesterday.
- Tom dün istifa etti.
- Tom resigned on Monday.
- Tom Pazartesi günü istifa etti.
- Why isn't Tom resigning?
- Neden Tom istifa etmiyor?
- He was finally forced to resign.
- O, sonunda istifa etmek zorunda bırakıldı.
- Tom is going to resign, isn't he?
- Tom istifa edecek, değil mi?
- A pope has not resigned since 1415.
- 1415'ten beri bir papa istifa etmedi.
- British prime minister David Cameron plans to resign.
- İngiltere başbakanı David Cameron istifa etmeyi planlıyor.
- I hear Tom has resigned.
- Tom'un istifa ettiğini duydum.
- All three have resigned.
- Üçü de istifa etti.
- The Prime Minister had resigned yesterday.
- Başbakan dün istifa etmişti.
- Tom eventually resigned.
- Tom sonunda istifa etti.
- I thought Tom had resigned.
- Tom'un istifa ettiğini sanıyordum.
- I came to tell you that I'm resigning.
- Sana istifa ettiğimi söylemek için geldim.
- He resigned on the grounds of ill health.
- Bozulan sağlığı nedeniyle istifa etti.
- What makes you think I'm going to resign?
- İstifa edeceğimi nereden çıkardın?
- There are rumors that he will resign.
- İstifa edeceğine dair söylentiler var.
- Jefferson decided not to resign.
- Jefferson istifa etmemeye karar verdi.
- They were forced to resign.
- İstifa etmek zorunda kaldılar.
- He resigned as president.
- Başkanlıktan istifa etti.
- I have no intention of resigning.
- İstifa etmeye niyetim yok.
- Tom should just resign.
- Tom istifa etmeli.
- I'm considering resigning.
- İstifa etmeyi düşünüyorum.
- Tom has no choice but to resign.
- Tom'un istifa etmekten başka seçeneği yok.
- Tom isn't going to resign.
- Tom istifa etmeyecek.
- Tom has finally resigned.
- Tom nihayet istifa etti.
- I've just resigned.
- Daha yeni istifa ettim.
Show More (89)
|
