Tureng - say yes - Anglais Turc Phrases

Historique

	Anglais	Turc
1	say yes	evet demek	v.
	Therefore, I say yes to transparency, but I have much greater reservations as to propaganda. Dolayısıyla şeffaflığa evet diyorum ama propaganda konusunda çok daha büyük çekincelerim var. The Socialists say yes to the Stability and Growth Pact, which is something that we need. Sosyalistler İstikrar ve Büyüme Paktı'na evet diyorlar ki bu ihtiyacımız olan bir şey. In its opinion, the Committee on Constitutional Affairs said YES to the establishment of a European Prosecutor. Anayasal İşler Komitesi, bir Avrupa Savcılığının kurulmasına kendi takdirinde EVET demiştir. Therefore, I say yes to investment, but within the confines of the Stability Pact. Bu nedenle, İstikrar Paktı sınırları dahilinde yatırıma evet diyorum. By saying yes to this directive, Europe has had its day as a patron of art. Bu direktife evet diyerek Avrupa sanatın hamisi olarak gününü doldurmuştur. The six major successes achieved by Parliament mean that we can say yes to the compromise. Parlamento tarafından elde edilen altı büyük başarı, uzlaşmaya evet diyebileceğimiz anlamına gelmektedir. In its opinion, the Committee on Constitutional Affairs said YES to the establishment of a European Prosecutor. Anayasal İşler Komitesi görüşünde, bir Avrupa Savcısının kurulmasına EVET demiştir. We should say yes to dialogue, but action must follow from that dialogue. Diyaloğa evet demeliyiz, ancak bu diyaloğun ardından eylem gelmelidir. We should say yes to dialogue, but action must follow from that dialogue. Diyaloğa evet dememiz gerekse de bu diyaloğun ardından eylem gelmelidir. Tom told me that I should've said yes. Tom evet demem gerektiğini söyledi. We want Tom to say yes. Tom'un evet demesini istiyoruz. I won't say yes. Evet demeyeceğim. How could you say yes without consulting me? Bana danışmadan nasıl evet diyebilirsin? I think Tom would say yes. Bence Tom evet diyecek. Tom will say yes. Tom evet diyecek. Tom could easily have said yes. Tom kolayca evet diyebilirdi. We want them to say yes. Evet demelerini istiyoruz. I wish I could say yes. Keşke evet diyebilseydim. How did you know I was going to say yes? Evet diyeceğimi nasıl bildin? Do you think Tom will say yes? Tom'un evet diyeceğini düşünüyor musun? How could you say yes without consulting me? Bana danışmadan nasıl evet diyebildiniz? We want them to say yes. Onların evet demesini istiyoruz. I wanted to say yes. Evet demek istedim. My intuition says yes. Sezgilerim evet diyor. How did you get them to say yes? Onlara nasıl evet dedirttin? Do you think Tom will say yes? Sence Tom evet diyecek mi? Tom didn't say yes. Tom evet demedi. We want her to say yes. Evet demesini istiyoruz. Your body is saying yes. Senin vücudun evet diyor. I didn't say yes. Ben evet demedim. When Tom asked me to marry him, I said yes. Tom onunla evlenmemi istediğinde ben evet dedim. How did you get her to say yes? Ona nasıl evet dedirttin? Let's just say yes. Sadece evet diyelim. Tom never thought that Mary would say yes. Tom, Mary'nin evet diyeceğini hiç düşünmemişti. I didn't exactly say yes. Ben kesinlikle evet demedim. We want her to say yes. Onun evet demesini istiyoruz. Tom smiled and said yes. Tom gülümsedi ve evet dedi. I asked her out and she said yes. Ona çıkma teklif ettim ve o evet dedi. I said yes immediately. Hemen evet dedim. You should have said yes. Evet demeliydin. They said yes. Onlar evet dediler. I wasn't supposed to say yes. Evet dememem gerekiyordu. We want him to say yes. Onun evet demesini istiyoruz. I'm sure if you asked Tom, he'd say yes. Tom'a sorsan evet diyeceğinden eminim. Sami has finally said yes. Sami sonunda evet dedi. I said yes immediately. Ben hemen evet dedim. I never said yes. Asla evet demedim. Tom was expecting you to say yes. Tom senin evet demeni bekliyordu. You should just say yes. Evet demelisin işte. Tom hoped that Mary would say yes. Tom Mary'nin evet diyeceğini umuyordu. He has already said yes. O zaten Evet dedi. Tom never said yes. Tom asla evet demedi. You didn't have to say yes. Evet demene gerek yoktu. Tom has already said yes. Tom zaten evet dedi. Tom wanted Mary to say yes. Tom, Mary'nin evet demesini istedi. I think Tom would say yes. Tom'un evet diyeceğini düşünüyorum. Don't tell me Tom finally said yes. Tom'un sonunda evet dediğini söyleme. I already said yes. Zaten evet dedim. Tom should've said yes. Tom evet demeliydi. Tom thought you said yes. Tom evet dediğini düşündü. Tom should have said yes. Tom evet demeliydi. How do you know I was going to say yes? Evet diyeceğimi nereden biliyorsun? How did you know I was going to say yes? Evet diyeceğimi nereden biliyordun? Tom asked me out for dinner and I said yes. Tom beni akşam yemeğine davet etti ve ben evet dedim. Tom thinks there's a good chance that Mary will say yes. Tom, Mary'nin evet deme ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyor. When Tom asked me to marry him, I said yes. Tom bana evlenme teklif ettiğinde, evet dedim. I didn't exactly say yes. Tam olarak evet demedim. Why did you say yes? Neden evet dedin? You have to say yes. Evet demek zorundasın. I might say yes. Evet diyebilirim. How did you know Tom was going to say yes? Tom'un evet diyeceğini nasıl bildin? I've decided to say yes. Evet demeye karar verdim. Tom asked Mary if she wanted a sandwich and she said yes. Tom Mary'ye bir sandviç isteyip istemediğini sordu ve o evet dedi. You don't seem to want me to say yes. Evet dememi istemiyor gibisin. We want Tom to say yes. Biz Tom'un evet demesini istiyoruz. I wanted Tom to say yes. Tom'un evet demesini istedim. I already said yes. Ben çoktan evet dedim. Tom is hoping Mary will say yes. Tom, Mary'nin evet diyeceğini umuyor. Tom was expecting you to say yes. Tom evet demeni bekliyordu. We haven't said yes yet. Henüz evet demedik. You should've said yes. Evet demeliydin. Tom said yes. Tom evet dedi. You should've said yes. Evet demeliydiniz. Tom would say yes. Tom evet derdi. I asked her out and she said yes. Ona çıkma teklif ettim ve o da evet dedi. Tom thought you said yes. Tom senin evet dediğini düşündü. Did you say yes? Evet dedin mi? He has already said yes. Çoktan evet dedi. How did you know Tom was going to say yes? Tom'un evet diyeceğini nereden bildin? I said yes. Evet dedim. He told me when to say yes. O, bana ne zaman evet diyeceğimi öğretti. Tom asked if I wanted to go to a party and I said yes. Tom partiye gitmek isteyip istemediğimi sordu, ben de evet dedim. I started to say yes, but didn't. Evet demeye başlamıştım ama demedim. Tom told me that I should've said yes. Tom bana evet demem gerektiğini söyledi. The heart says yes but the mind says no. Kalp evet diyor, akıl hayır diyor. Why didn't you say yes? Neden evet demedin? He will not say yes. O evet demeyecek. Some of them said yes, and the others said no. Bazıları evet dedi, diğerleri hayır dedi. They said yes. Evet dediler. He told me when to say yes. Bana ne zaman evet demem gerektiğini söyledi. Tom didn't exactly say yes. Tom tam olarak evet demedi. He will not say yes. Evet demeyecek. Both Tom and Mary said yes. Hem Tom hem de Mary evet dedi. Don't tell me Tom finally said yes. Tom'un nihayet evet dediğini bana söyleme. Tom doesn't think Mary will say yes. Tom Mary'nin evet diyeceğini düşünmüyor. Tom has already said yes. Tom çoktan evet dedi. Tom thinks Mary will probably say yes. Tom Mary'nin muhtemelen evet diyeceğini düşünüyor. My brain says no, but my gut says yes. Beynim hayır diyor ama içgüdülerim evet diyor. Your body is saying yes. Vücudunuz evet diyor. Why did you say yes if you didn't want to go? Eğer gitmek istemediysen neden evet dedin? How did you get him to say yes? Ona nasıl evet dedirttin? Tom thinks Mary will probably say yes. Tom, Mary'nin muhtemelen evet diyeceğini düşünüyor. I should have said yes. Evet demeliydim. You have to say yes. Evet demeniz gerekiyor. Tom wants to say yes, but he can't. Tom evet demek istiyor ama diyemiyor. Tom won't say yes. Tom evet demeyecek. I'm sure if you asked Tom, he'd say yes. Eminim Tom'a sorsan evet derdi. Tom is going to say yes. Tom evet diyecek. I knew you wouldn't say yes. Evet demeyeceğini biliyordum. Tom wants Mary to say yes. Tom Mary'nin evet demesini istiyor. Tom doesn't think Mary will say yes. Tom, Mary'nin evet diyeceğini düşünmüyor. We want him to say yes. Evet demesini istiyoruz. I don't think he'll say yes. Onun evet diyeceğini sanmıyorum. I would have said yes. Evet diyecektim. You don't seem to want me to say yes. Evet dememi istiyor gibi görünmüyorsun. You didn't say yes, did you? Evet demedin, değil mi? I can't believe Tom said yes. Tom'un evet dediğine inanamıyorum. Tom asked Mary if she wanted a sandwich and she said yes. Tom, Mary'ye sandviç isteyip istemediğini sordu ve Mary evet dedi. I wasn't supposed to say yes. Evet dememeliydim. In this situation, I am forced to say yes. Bu durumda, evet demek zorundayım. I asked Tom if he wanted something to eat and he said yes. Tom'a yiyecek bir şey isteyip istemediğini sordum ve o evet dedi. You didn't have to say yes. Evet demek zorunda değildin. Sami was kidding when he said yes. Sami, evet dediğinde şaka yapıyordu. Tom hoped that Mary would say yes. Tom, Mary'nin evet diyeceğini umuyordu. I still think we should've said yes. Hala evet dememiz gerektiğini düşünüyorum. We never said yes. Biz asla evet demedik. Tom wouldn't say yes. Tom evet demedi. I've already said yes. Çoktan evet dedim. In this situation, I am forced to say yes. Bu durumda, evet demek zorunda kalıyorum. Sami popped the big question and Layla said yes. Sami büyük soruyu sordu ve Layla evet dedi. I should've said yes. Evet demeliydim. I hope Tom says yes. Umarım Tom evet der. I don't think he'll say yes. Evet diyeceğini sanmıyorum. I never said yes. Hiç evet demedim. Tom didn't have to say yes. Tom evet demek zorunda değildi. Tom sensed Mary wanted to say yes. Tom, Mary'nin evet demek istediğini hissetti. Why did Tom say yes? Tom neden evet dedi? I asked Tom if he wanted something to eat and he said yes. Tom'a bir şeyler yemek isteyip istemediğini sordum ve evet dedi. Tom wants Mary to say yes. Tom, Mary'nin evet demesini istiyor. Tom asked Mary out and she said yes. Tom Mary'ye çıkma teklif etti ve o evet dedi. Did Tom say yes? Tom evet dedi mi? The heart says yes but the mind says no. Kalp evet diyor ama akıl hayır diyor. I haven't said yes yet. Henüz evet demedim. Tom wouldn't say yes. Tom evet demezdi. I hope you'll say yes. Senin evet diyeceğini umuyorum. Tom and Mary both said yes. Tom ve Mary evet dedi. How did you get Tom to say yes? Tom'a nasıl evet dedirttin? We haven't said yes yet. Biz henüz evet demedik. You're supposed to say yes. Evet demen gerekiyordu. How do you know I was going to say yes? Evet diyeceğimi nasıl biliyorsun? Tom asked if I wanted to go to a party and I said yes. Tom partiye gitmek isteyip istemediğimi sordu ve ben evet dedim. It would be stupid to say yes. Evet demek aptallık olurdu. My heart says yes, but my mind says no. Kalbim evet diyor ama aklım hayır diyor. My brain says yes, but my gut says no. Beynim evet diyor ama içgüdülerim hayır diyor. Why did you say yes if you didn't want to go? Gitmek istemiyorsan neden evet dedin? We never said yes. Hiç evet demedik. I've already said yes. Ben zaten evet dedim. Tom and Mary both said yes. Tom ve Mary'nin ikisi de evet dedi. Tom never thought that Mary would say yes. Tom Mary'nin evet diyeceğini hiç düşünmedi. Tom thinks that Mary won't say yes. Tom, Mary'nin evet demeyeceğini düşünüyor. Some of them said yes, and the others said no. Onlardan bazıları evet dedi ve diğerleri hayır dedi. Show More (168)
2	say yes	kabul etmek	v.
	Some feckless person in the Commission foolishly said yes, a 250 mg limit would be acceptable. Komisyondaki bazı beceriksiz kişiler aptalca bir şekilde evet, 250 mg'lık bir sınır kabul edilebilir dedi. Some feckless person in the Commission foolishly said yes, a 250 mg limit would be acceptable. Komisyon'daki bazı beceriksiz kişiler aptalca bir şekilde evet, 250 mg'lık bir sınır kabul edilebilir dedi. Tom asked me out for dinner and I said yes. Tom beni yemeğe davet etti ve ben de kabul ettim. Tom asked Mary out and she said yes. Tom, Mary'ye çıkma teklif etti ve o da kabul etti. Show More (1)