sparing - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
sparing ayırma n.
  • Would you mind sparing me thirty minutes of the day?
  • Bana günün otuz dakikasını ayırır mısın?
  • Would you mind sparing me thirty minutes of the day?
  • Günün otuz dakikasını bana ayırabilir misiniz?
Show More (-1)
sparing tutumlu adj.
  • You will see, on reading it, that it is not exactly sparing with its criticisms.
  • Okuyunca göreceksiniz ki, eleştirilerinde pek de tutumlu değil.
Show More (-2)
sparing kaçınma n.
  • We are not sparing any effort to persuade everyone we can of the need to implement human rights.
  • İnsan haklarının uygulanması gerektiği konusunda ikna edebildiğimiz herkesi ikna etmek için hiçbir çabadan kaçınmıyoruz.
Show More (-2)