|
- In the air hung a large black spider.
- Havada büyük siyah bir örümcek asılıydı.
- This spider occurs in many parts of North Africa.
- Bu örümcek Kuzey Afrika'nın birçok yerinde görülür.
- The spider spun her delicate web in the garden.
- Örümcek bahçede narin ağını ördü.
- There's a spider in the shower.
- Duşta bir örümcek var.
- Did you see Mary's reaction when she saw the spider?
- Örümceği gördüğünde Mary'nin tepkisini gördün mü?
- The spider responds with a swift attack.
- Örümcek, hızlı bir saldırıyla karşılık verir.
- Did you see Mary's reaction when she saw the spider?
- O, örümceği gördüğünde Mary'nin tepkisini gördün mü?
- He keeps a spider in a jar and feeds it with beetles that he catches in the garden.
- Kavanozda bir örümceğe bakar ve onu bahçede yakaladığı böceklerle besler.
- There is a little spider on your shoulder.
- Omzunda küçük bir örümcek var.
- A big spider lives behind the chest of drawers.
- Şifonyerin arkasında büyük bir örümcek yaşıyor.
- There's a spider in the bathroom.
- Banyoda bir örümcek var.
- Is this spider poisonous?
- Bu örümcek zehirli mi?
- There's a spider on my ceiling and it isn't contributing to the rent.
- Tavanımda bir örümcek var ve kiraya da ortak olmuyor.
- The spider is dead.
- Örümcek öldü.
- What would have happened if Peter Parker hadn't been bitten by a spider but a stoat?
- Peter Parker'ı bir örümcek değil de bir gelincik ısırsaydı ne olurdu?
- This type of spider doesn't weave a web.
- Bu türde örümcekler ağ örmezler.
- When was the last time you squashed a spider?
- En son ne zaman bir örümceği ezdin?
- The spider tickles me.
- Örümcek beni gıdıklıyor.
- He keeps a spider in a jar and feeds it with beetles that he catches in the garden.
- Bir kavanozda örümcek tutuyor ve onu bahçede yakaladığı böceklerle besliyor.
- A big spider was spinning a web.
- Büyük bir örümcek ağ örüyordu.
- I can't believe that spider is still there.
- Örümceğin hala orada olduğuna inanamıyorum.
- There's a spider on my ceiling and it isn't contributing to the rent.
- Tavanımda bir örümcek var ve kiraya katılmıyor.
- Tom put a Band-Aid over his small tattoo of a spider so he would be allowed into a Japanese hot spring.
- Tom bir Japon kaplıcasına girebilmek için küçük örümcek dövmesinin üzerine bir yara bandı yapıştırdı.
- I'm a starved spider.
- Ben aç bir örümceğim.
- The wasp killed the spider.
- Örümceği yaban arısı öldürdü.
- How many legs does a spider have?
- Bir örümceğin kaç bacağı vardır?
- This type of spider doesn't weave a web.
- Bu tür örümcekler ağ örmez.
- Seen from an airplane, the island looks like a big spider.
- Uçaktan bakıldığında ada büyük bir örümceğe benziyor.
- Tom watched the spider carefully.
- Tom örümceği dikkatle izledi.
- Have you ever seen a spider spinning its web?
- Hiç ağını ören bir örümcek gördün mü?
- How many eyes does a spider have?
- Bir örümceğin kaç tane gözü var?
- He has a spider fetish.
- Örümcek fetişi var.
- Are you a man or a spider?
- Sen adam mısın yoksa örümcek misin?
- The spider wove a web.
- Örümcek bir ağ ördü.
- This spider is very common in Southern Africa.
- Bu örümcek Güney Afrika'da çok yaygındır.
- This spider has big sharp fangs.
- Bu örümceğin büyük keskin dişleri var.
- Seen from an airplane, the island looks like a big spider.
- Uçaktan bakıldığında, ada büyük bir örümcek gibi görünüyor.
- This spider has big sharp fangs.
- Bu örümceğin büyük, sivri dişleri var.
- He wants to squish the spider.
- Örümceği ezmek istiyor.
- This spider can have a leg span of up 6 inches.
- Bu örümceğin bacak açıklığı 6 inç kadar olabilir.
- In the air hung a large black spider.
- Havada büyük siyah bir örümcek asılı.
- There's a spider inside the tent.
- Çadırın içinde bir örümcek var.
- There wasn't any spider there.
- Orada hiç örümcek yoktu.
- There is a spider on your arm.
- Kolunda bir örümcek var.
- This is not a spider, it's a monster!
- Bu bir örümcek değil, bir canavar!
- A big spider lives behind the chest of drawers.
- Çekmecenin arkasında büyük bir örümcek yaşıyor.
- This spider has very large fangs.
- Bu örümceğin çok büyük dişleri var.
- This spider is extremely venomous.
- Bu örümcek son derece zehirli.
- I saw a spider walking on the ceiling.
- Tavanda yürüyen bir örümcek gördüm.
- It's a plastic spider.
- Bu plastik bir örümcek.
- This spider is very common in Southern Africa.
- Bu örümcek Güney Afrika'da çok yaygın.
- The spider is still in there.
- Örümcek hala orada.
- The spider is spinning a web.
- Örümcek bir ağ örüyor.
- The spider responds with a swift attack.
- Örümcek, hızlı bir saldırı ile cevap verir.
- Tom killed the spider.
- Tom örümceği öldürdü.
- This spider is pretty aggressive.
- Bu örümcek oldukça saldırgan.
- This spider rarely bites humans.
- Bu örümcek insanları nadiren ısırır.
- Why is there a picture of a big spider at the bottom of the Wikipedia page for arachnophobia?
- Araknofobi için Wikipedia sayfasının altında neden büyük bir örümcek resmi var?
- A big spider was spinning a web.
- Büyük bir örümcek bir ağ örüyordu.
- That spider needs a haircut!
- O örümceğin bir saç tıraşına ihtiyacı var!
- I'm a starved spider.
- Ben açlık çeken bir örümceğim.
- He put the spider in a terrarium.
- Örümceği bir teraryuma koydu.
- There's a spider in the box.
- Kutuda bir örümcek var.
- The spider spun a web.
- Örümcek bir ağ ördü.
- The spider is spinning a web.
- Örümcek ağ örüyor.
- How many eyes does a spider have?
- Bir örümceğin kaç gözü vardır?
- I can't believe that spider is still there.
- Örümceğin hâlâ orada olduğuna inanamıyorum.
- Are you a man or a spider?
- Sen insan mısın yoksa örümcek mi?
- He almost pooped his pants when he saw that spider.
- O örümceği gördüğünde neredeyse altına kaçırıyordu.
- This spider is incredibly aggressive.
- Bu örümcek inanılmaz derecede saldırgan.
- He wants to squish the spider.
- O örümceği ezmek istiyor.
- Tom put a Band-Aid over his small tattoo of a spider so he would be allowed into a Japanese hot spring.
- Tom, küçük örümcek dövmesinin üzerine bir yara bandı yapıştırmıştı, böylece bir Japon kaplıcasına girmesine izin verilecekti.
- Melanie killed a spider with her hand.
- Melanie eliyle bir örümcek öldürdü.
- You have a spider on the ceiling!
- Tavanında bir örümcek var!
- Keep that spider away from me.
- O örümceği benden uzak tut.
- This spider has very large fangs.
- Bu örümceğin çok büyük dişleri vardır.
- This spider is extremely venomous.
- Bu örümcek son derece zehirlidir.
- He put the spider in a terrarium.
- O, örümceği bir teraryuma koydu.
- The bite of this spider causes intense pain.
- Bu örümceğin ısırığı yoğun acıya neden olur.
- He has a spider fetish.
- Onun bir örümcek fetişi var.
Show More (77)
|