|
- The passing car splashed muddy water on me.
- Geçen araba bana çamurlu su sıçrattı.
- He went splashing through the shallows.
- Suyun kıyısına su sıçratmaya gitti.
- The passing car splashed muddy water on me.
- Geçen araba üzerime çamurlu su sıçrattı.
- Children enjoying making a splash in water as they come off a waterslide.
- Çocuklar su kaydırağından inerken su sıçratmanın tadını çıkarıyor.
- Didn't you ever put on rubber boots as a kid and have fun splashing water in puddles?
- Çocukken hiç lastik çizme giyip su birikintilerine su sıçratarak eğlenmediniz mi?
- Tom and Mary splashed each other playfully.
- Tom ve Mary neşeyle birbirine su sıçrattı.
- Tom splashed water on his face.
- Tom yüzüne su sıçrattı.
- Tom kept splashing water in Mary's face.
- Tom, Mary'nin yüzüne su sıçratmaya devam etti.
- Where did you splash them?
- Onları nereye sıçrattın?
- Tom splashed Mary.
- Tom, Mary'ye su sıçrattı.
- I splashed my face with water.
- Yüzüme su sıçrattım.
- Tom and Mary splashed each other playfully.
- Tom ve Mary şakacı bir şekilde birbirlerine su sıçrattılar.
- A passing car hit a puddle and splashed water all over me.
- Geçen bir araç bir su birikintisine çarptı ve üstüme su sıçrattı.
- Tom splashed Mary, and then Mary splashed him back.
- Tom Mary'nin üzerine sıçrattı, Mary de Tom'un üzerine sıçrattı.
- Tom splashed his face with water.
- Tom da yüzüne su sıçrattı.
- Tom and Mary splashed each other.
- Tom ve Mary birbirine su sıçrattı.
- A passing car splashed water on us.
- Geçen bir araba üzerimize su sıçrattı.
- Tom splashed water on his face.
- Tom onun yüzüne su sıçrattı.
- Tom and Mary splashed each other.
- Tom ve Mary birbirlerine su sıçrattılar.
- Tom splashed himself with cold water.
- Tom üzerine soğuk su sıçrattı.
- Didn't you ever put on rubber boots as a kid and have fun splashing water in puddles?
- Sen hiç bir çocuk olarak lastik çizmelerini giymedin mi ve su birikintisinde su sıçratarak eğlenmedin mi?
- Tom splashed cold water on his face.
- Tom yüzüne soğuk su sıçrattı.
- He got up quickly, splashed cold water on his face, brushed his teeth and shaved.
- Hızla kalktı, yüzüne soğuk su sıçrattı, dişlerini fırçaladı ve tıraş oldu.
- They splashed each other playfully.
- Onlar neşeyle birbirine su sıçrattı.
- A passing car hit a puddle and splashed water all over me.
- Geçen bir araba bir su birikintisine çarptı ve üzerime su sıçrattı.
- They splashed each other playfully.
- Birbirlerine şakacı bir şekilde su sıçrattılar.
- Sami splashed gasoline around Layla's house.
- Sami, Layla'nın evinin etrafına benzin sıçrattı.
Show More (24)
|