|
- We suggested Bob for the directorship.
- Müdürlük için Bob'u önerdik.
- The Commission also suggested the development of a legal instrument for cooperation between enforcement authorities.
- Komisyon ayrıca icra makamları arasında işbirliği için yasal bir araç geliştirilmesini de önermiştir.
- I suggest we organise things in the most practical order and, where the Treaty is silent, that we use common sense.
- İşleri en pratik sıraya göre düzenlememizi ve Antlaşma'nın sessiz kaldığı yerlerde sağduyulu davranmamızı öneriyorum.
- The Commission has suggested formal negotiations being launched before the end of next month.
- Komisyon, resmi müzakerelerin önümüzdeki ayın sonundan önce başlatılmasını önermiştir.
- Others are suggesting an amount of EUR 500 million.
- Diğerleri 500 milyon Euro'luk bir miktar öneriyor.
- This report suggests that it be phased out over a long period.
- Bu rapor, bunun uzun bir süre içerisinde aşamalı olarak kaldırılmasını önermektedir.
- These are all commonplace ideas that we could all suggest, of course.
- Elbette bunların hepsi hepimizin önerebileceği sıradan fikirler.
- The Commission has suggested that the cap-and-trade scheme, which the United States rejected, should commence in 2005.
- Komisyon, Amerika Birleşik Devletleri'nin reddettiği üst sınır ve ticaret planının 2005 yılında başlamasını önermiştir.
- We urge the Commission to call on the Member States to conduct a serious assessment, as the rapporteur suggests.
- Komisyonu, raportörün önerdiği gibi Üye Devletleri ciddi bir değerlendirme yapmaya çağırmaya davet ediyoruz.
- I would suggest that we do not change the agenda today.
- Bugünkü gündemi değiştirmemeyi öneriyorum.
- To suggest that people take this kind of action lightly is ridiculous.
- İnsanların bu tür bir eylemi hafife almalarını önermek gülünçtür.
- I suggest that we postpone it until the December Strasbourg sitting.
- Aralık ayında Strazburg'da yapılacak oturuma kadar ertelenmesini öneriyorum.
- The Commission has suggested formal negotiations being launched before the end of next month.
- Komisyon, resmi müzakerelerin önümüzdeki ayın sonundan önce başlatılmasını önerdi.
- What, then, can we suggest?
- O halde ne önerebiliriz?
- I suggest that the House and the rapporteur agree that we change the word 'market' to 'services'.
- Meclis'in ve raportörün 'pazar' kelimesini 'hizmetler' olarak değiştirmeyi kabul etmesini öneriyorum.
- Mr Rovsing spoke on the Community patent and suggested that such patents should be expressed in one language only.
- Bay Rovsing Topluluk patenti hakkında konuştu ve bu tür patentlerin sadece tek bir dilde ifade edilmesini önerdi.
- Mr Patten is suggesting a possible EU contribution of about EUR 200 million in 2003-2004.
- Sayın Patten, 2003-2004 yıllarında AB'nin yaklaşık 200 milyon Euro'luk olası bir katkısını önermektedir.
- Mr Patten is suggesting a possible EU contribution of about EUR 200 million in 2003-2004.
- Sayın Patten, 2003-2004 yıllarında AB'nin yaklaşık 200 milyon avroluk olası bir katkısını önermektedir.
- Some are suggesting importing a trained elite into the Union area.
- Bazıları Birlik alanına eğitimli bir elitin ithal edilmesini önermektedir.
- You have suggested doing away with cofinancing for small projects.
- Küçük projeler için eş finansmanın kaldırılmasını önerdiniz.
- Why does the European Commission not suggest that a clear label be introduced for timber and timber products?
- Avrupa Komisyonu neden kereste ve kereste ürünleri için açık bir etiket getirilmesini önermiyor?
- That is what I would suggest.
- Ben de bunu öneriyorum.
- Europe could suggest lifting sanctions and at the same time increasing the diplomatic pressure on Pakistan.
- Avrupa yaptırımların kaldırılmasını ve aynı zamanda Pakistan üzerindeki diplomatik baskının arttırılmasını önerebilir.
- That is why we have not suggested doing away with the whole idea.
- Bu nedenle bu fikrin tamamen ortadan kaldırılmasını önermemekteyiz.
- I would suggest that this could be done by ending reprocessing now.
- Bunun, yeniden işlemeye şimdi son verilerek yapılabileceğini öneriyorum.
- You are suggesting that the European Parliament should elect the President of the Commission.
- Komisyon Başkanını Avrupa Parlamentosunun seçmesini öneriyorsunuz.
- However, would 2003, as Parliament suggested, be a good alternative?
- Bununla birlikte Parlamentonun önerdiği gibi 2003 yılı iyi bir alternatif olabilir mi?
- I would suggest that we do not change the agenda today.
- Bugün gündemi değiştirmemeyi öneriyorum.
- There is nothing in the programmes to suggest radical changes.
- Programlarda radikal değişiklikler önerecek hiçbir şey yok.
- We have, however, suggested various amendments in case the proposal is not rejected outright.
- Bununla birlikte, teklifin tamamen reddedilmemesi durumunda çeşitli değişiklikler önerdik.
- Two amendments suggest that the proposal for a directive be rejected.
- İki değişiklik önergesi, yönerge önerisinin reddedilmesini önermektedir.
- We therefore suggest postponing this debate until Thursday afternoon.
- Bu nedenle bu tartışmanın Perşembe öğleden sonraya ertelenmesini öneriyoruz.
- It suggests that Turkey should henceforth be fully involved in the Union's foreign security and defence policy.
- Türkiye'nin bundan böyle Birliğin dış güvenlik ve savunma politikasına tam olarak dahil olmasını önermektedir.
- Nobody but a fantasist would suggest such a thing.
- Bir hayalperest dışında hiç kimse böyle bir şeyi öneremez.
- We suggest moving towards an equal partnership with Asia, based on four key points.
- Dört kilit nokta temelinde Asya ile eşit bir ortaklığa doğru ilerlemeyi öneriyoruz.
- I suggest we call it the Fatuzzo University.
- Buna Fatuzzo Üniversitesi adını vermeyi öneriyorum.
- So, to produce something that really is relevant is more demanding than you suggest.
- Dolayısıyla, gerçekten konuyla ilgili bir şey üretmek sizin önerdiğinizden daha zordur.
- Under the Rules I am suggesting the correct procedure today.
- Kurallar uyarınca bugün doğru prosedürü öneriyorum.
- We suggested setting objectives that would restore balance and creating instruments to track progress.
- Dengeyi yeniden tesis edecek hedeflerin belirlenmesini ve ilerlemeyi takip edecek araçların oluşturulmasını önerdik.
- Is anyone suggesting a military foray into Iran?
- İran'a askeri bir harekat yapılmasını öneren var mı?
- It suggested in particular the idea of adopting a framework directive on fair commercial practices.
- Özellikle adil ticari uygulamalara ilişkin bir çerçeve yönergenin kabul edilmesi fikrini önermiştir.
- Two amendments suggest that the proposal for a directive be rejected.
- İki değişiklik önergesi, yönerge teklifinin reddedilmesini önermektedir.
- We had suggested 12 months, while you are proposing 18 months.
- Biz 12 ay önermiştik, siz 18 ay öneriyorsunuz.
- The main rapporteur has suggested today or tomorrow.
- Ana raportör bugünü ya da yarını önermiştir.
- Is anyone suggesting military intervention?
- Askeri müdahaleyi öneren var mı?
- I suggest that we keep to the chosen procedure with debate.
- Tartışmalarda seçilen prosedüre sadık kalmamızı öneriyorum.
- All of those I suggest need to be covered by the feedback.
- Önerdiğim tüm bu hususların geri bildirim kapsamında ele alınması gerekmektedir.
- I would suggest three points that could facilitate communication with the citizen.
- Vatandaşla iletişimi kolaylaştırabilecek üç nokta önermek isterim.
- Therefore I suggest that we support Amendment No 8 as it stands.
- Bu nedenle 8 No.lu Değişikliği olduğu gibi desteklememizi öneriyorum.
- Some suggest 50 milligrams, while others propose 500 milligrams.
- Bazıları 50 miligram önerirken, diğerleri 500 miligram öneriyor.
- I suggest we begin with the Commission.
- Komisyon ile başlamayı öneriyorum.
- I therefore suggest the following adjustments to the following amendments to reflect these changes.
- Bu nedenle, bu değişiklikleri yansıtmak üzere aşağıdaki değişikliklerde aşağıdaki düzeltmeleri öneriyorum.
- The proposal suggests further needs of EUR 150 million for the financial perspectives for the 2000-2006 period.
- Öneri, 2000-2006 dönemi mali perspektifleri için 150 milyon Euro'luk ilave ihtiyaç önermektedir.
- To that effect, we suggested the appropriations for staff should be put in the reserve.
- Bu amaçla, personel için ayrılan ödeneklerin yedekte tutulmasını önerdik.
- I suggest we observe a minute's silence in his memory.
- Onun anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunmayı öneriyorum.
- I therefore suggest the following adjustments to the following amendments to reflect these changes.
- Bu nedenle, bu değişiklikleri yansıtmak üzere aşağıdaki değişikliklerin yapılmasını öneriyorum.
- Our answer is to suggest that we keep the sanctions in place.
- Bizim cevabımız yaptırımların yürürlükte kalmasını önermek olacaktır.
- Mr Cornillet suggested that we should not take the two papers together.
- Bay Cornillet iki belgeyi birlikte ele almamamızı önerdi.
- We suggest that Member States consider this.
- Üye Devletlerin bunu dikkate almasını öneriyoruz.
- The Commission therefore suggested revising the figures by EUR 300 million.
- Komisyon bu nedenle rakamların 300 milyon Euro tutarında revize edilmesini önermiştir.
- Some suggest 50 milligrams, while others propose 500 milligrams.
- Bazıları 50 miligram önerirken diğerleri 500 miligram öneriyor.
- In the matter of the Commission's research personnel, they suggest a different establishment plan.
- Komisyonun araştırma personeli konusunda ise farklı bir kuruluş planı önermektedirler.
- It also suggested developing a legal instrument for cooperation between enforcement authorities.
- Ayrıca, icra makamları arasında iş birliği için yasal bir araç geliştirilmesini de önermiştir.
- To suggest anything else would be quite wrong.
- Başka bir şey önermek oldukça yanlış olur.
- I suggest that colleagues who feel strongly about this sign all of them.
- Bu konuda güçlü hisleri olan meslektaşlarıma hepsini imzalamalarını öneriyorum.
- The attack was clearly filmed and I suggest that we all study it carefully.
- Saldırı açıkça filme alınmış ve hepimizin bunu dikkatle incelemesini öneriyorum.
- I suggest that we vote on these corrections en bloc before we start voting on the amendments.
- Değişiklikleri oylamaya başlamadan önce bu düzeltmeleri toplu olarak oylamamızı öneriyorum.
- Rapporteur Cappato suggests leaving the choice of opting in or out to the Member States.
- Raportör Cappato, katılma veya katılmama tercihinin Üye Devletlere bırakılmasını önermektedir.
- Abortion must be seen as the solution of last resort and the report suggests various ways of achieving this.
- Kürtaj son çare olarak görülmelidir ve rapor bunu başarmak için çeşitli yollar önermektedir.
- The Commission suggested 16 exceptions, which we felt was far too many.
- Komisyon 16 istisna önerdi ki biz bu sayının çok fazla olduğunu düşünüyoruz.
- I therefore suggest that you wait and I shall let you know when you may take your two minutes' speaking time.
- Bu nedenle beklemenizi öneriyorum ve iki dakikalık konuşma sürenizi ne zaman kullanabileceğinizi size bildireceğim.
- Lastly, the question of radioactivity is perhaps not one for this measure, as one of the amendments suggests.
- Son olarak radyoaktivite sorunu, değişikliklerden birinin önerdiği gibi, belki de bu tedbir için bir sorun değildir.
- We suggest moving towards an equal partnership with Asia, based on four key points.
- Dört temel noktaya dayanarak Asya ile eşit bir ortaklığa doğru ilerlemeyi öneriyoruz.
- I therefore suggest, ladies and gentlemen, that you wait for what is to follow.
- Bu nedenle, bayanlar ve baylar, bundan sonra olacakları beklemenizi öneririm.
- I suggest that we establish a European body to make rules for the protection of privacy in the information society era.
- Bilgi toplumu çağında mahremiyetin korunması için kurallar koyacak bir Avrupa organı kurmayı öneriyorum.
- The European Parliament suggested this on my initiative three years ago.
- Avrupa Parlamentosu bunu üç yıl önce benim girişimimle önermişti.
- That is of course what I was suggesting in my first answer.
- İlk cevabımda önerdiğim şey elbette buydu.
- I also hope that the interim arrangements the Commission has suggested will commend themselves to the House.
- Komisyon'un önerdiği geçici düzenlemelerin de Meclis'in takdirini kazanacağını umuyorum.
- I suggest that you take up that matter with the President-in-Office of the Council.
- Bu konuyu Konsey Dönem Başkanı ile görüşmenizi öneririm.
- I venture to suggest that some of you should keep a closer eye on what is actually happening.
- Bazılarınızın gerçekte neler olup bittiğini daha yakından takip etmesini öneriyorum.
- They then suggested a nominal vote so a count could be taken.
- Daha sonra sayım yapılabilmesi için nominal bir oylama önerdiler.
- It also suggested developing a legal instrument for cooperation between enforcement authorities.
- Ayrıca, icra makamları arasında işbirliği için yasal bir araç geliştirilmesini önermiştir.
- The attack was clearly filmed and I suggest that we all study it carefully.
- Saldırı açıkça filme alınmıştır ve hepimizin bunu dikkatle incelemesini öneririm.
- The proposal suggests further needs of EUR 150 million for the financial perspectives for the 2000-2006 period.
- Öneri, 2000-2006 dönemine ilişkin mali perspektifler için 150 milyon Euro'luk ilave ihtiyaç önermektedir.
- They suggested, in particular, the idea of a framework directive on unfair commercial practices.
- Özellikle haksız ticari uygulamalara ilişkin bir çerçeve yönerge fikrini önerdiler.
- The report suggests various measures, which amount to a set of palliative steps.
- Rapor, bir dizi palyatif adım anlamına gelen çeşitli tedbirler önermektedir.
- These are all commonplace ideas that we could all suggest, of course.
- Bunların hepsi hepimizin önerebileceği sıradan fikirler elbette.
- Therefore I suggest that we support Amendment No 8 as it stands.
- Bu nedenle 8 No'lu Değişikliği olduğu gibi desteklememizi öneriyorum.
- Then I suggest that you make an exception and sit in another seat; perhaps the device there works.
- O zaman bir istisna yapmanızı ve başka bir koltuğa oturmanızı öneririm; belki oradaki cihaz çalışır.
- In this respect, we suggest that we focus more on the medium term when it comes to drawing up guidelines.
- Bu bağlamda, kılavuz ilkeler hazırlanırken orta vadeye daha fazla odaklanılmasını öneriyoruz.
- But I would suggest that this be looked into in the future.
- Ancak bunun gelecek için incelenmesini öneriyorum.
- You have taken on board much of what we in this House had suggested.
- Bizim bu Mecliste önerdiklerimizin çoğunu dikkate aldınız.
- Is anyone suggesting military intervention?
- Askeri müdahale öneren var mı?
- I suggest we call it the Fatuzzo University.
- Ben buna Fatuzzo Üniversitesi adını vermeyi öneriyorum.
- My group, the Greens, suggests four measures.
- My grubu, Yeşiller, dört önlem önermektedir.
- Secondly, the Council can further accept our suggested 55 months for the review of the recommendation.
- İkinci olarak Konsey, tavsiyenin gözden geçirilmesi için önerdiğimiz 55 aylık süreyi de kabul edebilir.
- I will suggest you for the role of guard.
- Muhafız rolü için sizi önereceğim.
- That is why the Committee on Agriculture and Rural Development suggests partial decoupling.
- Bu nedenle Tarım ve Kırsal Kalkınma Komitesi kısmi ayrıştırma önermektedir.
- Well, I suggest we organise a formal occasion involving Parliament, the Council and the Commission in Strasbourg.
- Parlamento, Konsey ve Komisyon'un katılımıyla Strazburg'da resmi bir etkinlik düzenlemeyi öneriyorum.
- I suggest that early next year or during the course of December you again ask questions on this.
- Önümüzdeki yılın başlarında ya da Aralık ayı boyunca bu konuda tekrar soru sormanızı öneririm.
- So we have suggested a number of methods for improving the security of electronic payments.
- Bu nedenle elektronik ödemelerin güvenliğini artırmak için bir dizi yöntem önerdik.
- I suggest that we vote on these corrections en bloc before we start voting on the amendments.
- Değişiklikleri oylamaya başlamadan önce bu düzeltmeleri blok halinde oylamamızı öneriyorum.
- They seem to suggest limitations which are unacceptable and should be rejected.
- Kabul edilemez ve reddedilmesi gereken sınırlamalar öneriyor gibi görünüyorlar.
- The rapporteur suggests approaches that deserve to be supported and followed up.
- Raportör, desteklenmeyi ve takip edilmeyi hak eden yaklaşımlar önermektedir.
- The Council and Commission have suggested deleting the protocols under category 4.
- Konsey ve Komisyon, kategori 4 altındaki protokollerin silinmesini önermiştir.
- If so, could he suggest how one might go about implementing it?
- Eğer öyleyse, bunu uygulamak için nasıl bir yol izlenebileceğini önerebilir mi?
- I am suggesting, however, a few amendments.
- Bununla birlikte, birkaç değişiklik öneriyorum.
- The Commission has suggested that the cap-and-trade scheme, which the United States rejected, should commence in 2005.
- Komisyon, Amerika Birleşik Devletleri'nin reddettiği üst sınır ve ticaret planının 2005 yılında başlamasını önerdi.
- My group, the Greens, suggests four measures.
- Grubum Yeşiller dört önlem öneriyor.
- We suggest, partly by means of the following proposals, that it be scrutinised more carefully.
- Kısmen aşağıdaki önerilerle bu konunun daha dikkatli bir şekilde incelenmesini öneriyoruz.
- I would suggest three points that could facilitate communication with the citizen.
- Vatandaşla iletişimi kolaylaştırabilecek üç husus önereceğim.
- In this respect, we suggest that we focus more on the medium term when it comes to drawing up guidelines.
- Bu açıdan, kılavuz ilkeler hazırlanırken orta vadeye daha fazla odaklanılmasını öneriyoruz.
- The report has suggested some measures, such as periods of compensatory rest time and extra pay arrangements.
- Rapor, telafi edici dinlenme süreleri ve ekstra ücret düzenlemeleri gibi bazı tedbirler önermiştir.
- I would like to suggest one practical thing here today.
- Bugün burada pratik bir şey önermek istiyorum.
- The Green Paper suggested a strategy and tools for making a European IPP a reality.
- Yeşil Kitap, bir Avrupa IPP'sini gerçeğe dönüştürmek için bir strateji ve araçlar önerdi.
- The Commission sensibly suggested looking at ways of allowing legal routes for migration.
- Komisyon makul bir şekilde göç için yasal yollara izin vermenin yollarını aramayı önerdi.
- I would therefore suggest that you reconsider the simplified labelling system.
- Bu nedenle basitleştirilmiş etiketleme sistemini yeniden gözden geçirmenizi öneririm.
- The first compromises I suggested were based on this.
- Önerdiğim ilk uzlaşmalar buna dayanıyordu.
- It is far better than what the PSE Group rapporteur suggested in the first place, which was 0.7 m/s2.
- PSE Grubu raportörünün ilk etapta önerdiği 0.7 m/s2 değerinden çok daha iyidir.
- They suggest putting an amount aside until they stop growing poppies and start growing legal agricultural products.
- Haşhaş yetiştirmeyi bırakıp yasal tarım ürünleri yetiştirmeye başlayana kadar bir miktar ayırmayı öneriyorlar.
- Nobody but a fantasist would suggest such a thing.
- Bir hayalperest dışında hiç kimse böyle bir şey önermez.
- In the same vein, my group suggests sending - and will do so - a delegation to the United States.
- Aynı şekilde, grubum Amerika Birleşik Devletleri'ne bir heyet göndermeyi önermektedir ve bunu yapacaktır.
- Is anyone suggesting a military foray into Iran?
- İran'a askeri bir müdahale öneren var mı?
- You do not really need to listen at all, just do as I suggest, that will make things perfectly simple!
- Aslında dinlemenize hiç gerek yok, sadece önerdiğim gibi yapın, bu işleri tamamen basitleştirecektir!
- I suggest we organise things in the most practical order and, where the Treaty is silent, that we use common sense.
- İşleri en pratik düzene göre organize etmemizi ve Antlaşmanın sessiz kaldığı yerlerde sağduyulu davranmamızı öneriyorum.
- I would suggest three points that could facilitate communication with the citizen.
- Vatandaşla iletişimi kolaylaştırabilecek üç nokta önerebilirim.
- Your physician may suggest utilizing an electronic device to suppress the sound.
- Doktorunuz sesi bastırmak için elektronik bir alet kullanılmasını önerebilir.
- Your physician may suggest utilizing an electronic device to suppress the sound.
- Doktorunuz elektronik bir alet kullanılarak sesin bastırılmasını önerebilir.
- Your physician may suggest utilizing an electronic device to suppress the sound.
- Doktorunuz sesi bastırmak için elektronik bir cihaz kullanmanızı önerebilir.
- I suggested it, because someday you'll have to.
- Ben önerdim, çünkü bir gün bunu yapmak zorunda kalacaksın.
- What we're suggesting for you, Archer, isn't a permanent transplant like that, just a temporary trade.
- Sana önerdiğimiz şey, Archer, böyle kalıcı bir nakil değil, sadece geçici bir değişim.
- What we're suggesting for you, Archer, isn't a permanent transplant like that, just a temporary trade.
- Archer, bizim sana önerdiğimiz şey kalıcı bir nakil değil, geçici bir değişim.
- I do suggest learning some basic travel French before your trip.
- Seyahatinizden önce temel seyahat Fransızcası öğrenmenizi öneririm.
- I do suggest learning some basic travel French before your trip.
- Gezinizden önce temel seyahat Fransızcası öğrenmenizi öneririm.
- We suggest you get there early.
- Biz oraya erken gitmenizi öneririz.
- I should do what Tom suggested.
- Tom'un önerdiği şeyi yapmalıyım.
- You aren't suggesting Tom didn't do that, are you?
- Tom'un bunu yapmadığını önermiyorsun, değil mi?
- I suggest you give your old computer to Tom.
- Eski bilgisayarını Tom'a vermeni öneririm.
- I suggest that you do that today.
- Bunu bugün yapmanı öneririm.
- How do you suggest we deal with this?
- Bununla nasıl başa çıkmamızı önerirsiniz?
- I suggest you buy it.
- Satın almanı öneririm.
- I suggest doing that as soon as you can.
- Bunu olabildiğince çabuk yapmanı öneririm.
- I suggest that we speed things up a little.
- İşleri biraz hızlandırmamızı öneriyorum.
- Tom suggested that we do that.
- Tom onu yapmamızı önerdi.
- We'll do what Tom suggested.
- Tom'un önerdiği şeyi yapacağız.
- We should've done what Tom suggested.
- Tom'un önerdiğini yapmalıydık.
- I suggest you go back the same way you came.
- Geldiğiniz yoldan geri dönmenizi öneririm.
- I suggest that you put on some clean clothes.
- Temiz kıyafetler giymenizi öneririm.
- I suggest that you try to get some sleep.
- Biraz uyumaya çalışmanı öneriyorum.
- Are you suggesting that we call Tom?
- Tom'u aramamızı mı öneriyorsun?
- I suggest we get out of here as fast as we can.
- Buradan elimizden geldiğince hızlı çıkmamızı öneriyorum.
- Doctors suggest drugs to fight diseases.
- Hastalıklarla mücadele etmek için doktorlar ilaçlar öneriyor.
- How would you suggest we do this?
- Bunu nasıl yapmamızı önerirsin?
- You aren't suggesting Tom could've done it, are you?
- Tom'un bunu yapabileceğini önermiyorsun, değil mi?
- I'd suggest that you tell Tom you're not ready.
- Tom'a hazır olmadığını söylemeni öneririm.
- I suggest we leave before the guards see us.
- Gardiyanlar bizi görmeden gitmemizi öneriyorum.
- What do you suggest I do then?
- O zaman ne yapmamı önerirsin?
- Where did Tom suggest we go?
- Tom nereye gitmemizi önerdi?
- He suggested a plan similar to mine.
- Benimkine benzer bir plan önerdi.
- Tom suggested that I do that.
- Tom bunu yapmamı önerdi.
- We suggested that she should make up for the loss.
- Kaybını telafi etmesini önerdik.
- Tom suggested we sing.
- Tom şarkı söylememizi önerdi.
- Where would you suggest we go?
- Nereye gitmemizi önerirdin?
- I suggested that to them.
- Onlara bunu önerdim.
- I suggest you go west.
- Batıya gitmeni öneririm.
- Why didn't you suggest that to us sooner?
- Bunu bize neden daha önce önermedin?
- Tom will do as you suggested.
- Tom önerdiğin gibi yapacak.
- I suggest that you do that.
- Sana onu yapmanı öneririm.
- What would you suggest I order?
- Ne sipariş etmemi önerirsiniz?
- I suggest you do as we say.
- Dediğimiz gibi yapmanı öneririm.
- What do you suggest?
- Ne önerirsiniz?
- Tom suggested that I accompany Mary to the party.
- Tom, Mary'ye partide eşlik etmemi önerdi.
- I was the one who suggested it.
- Bunu öneren kişi bendim.
- It was Tom who first suggested that this might be the cause.
- Sebebin bu olabileceğini ilk öneren Tom'du.
- I suggest you duck.
- Eğilmeni öneririm.
- What did Tom suggest you do?
- Tom ne yapmanı önerdi?
- What do you suggest I do then?
- Ne yapmamı öneriyorsun?
- I suggest you do as they say.
- Onların söyledikleri gibi yapmanızı öneririm.
- He suggested that I write to her at once.
- Ona hemen yazmamı önerdi.
- I suggest that you do that.
- Bunu yapmanı öneririm.
- Tom has suggested a solution to the problem.
- Tom soruna bir çözüm önerdi.
- I suggest that you hurry if you plan to catch the next train.
- Bir sonraki trene yetişmeyi planlıyorsan acele etmeni öneririm.
- I suggest that you begin doing that right away.
- Bunu hemen yapmaya başlamanızı öneririm.
- I'm not suggesting we lie to Tom.
- Tom'a yalan söylememizi önermiyorum.
- I suggest that you write him a thank-you letter.
- Ona bir teşekkür mektubu yazmanızı öneririm.
- What do you suggest I do?
- Benim ne yapmamı öneriyorsun?
- I suggest that you apologize to Tom.
- Senin Tom'dan özür dilemeni öneririm.
- I'm the one who suggested we do this.
- Bunu yapmamızı önermiş olan kişi benim.
- Tom suggested I get a less stressful job.
- Tom daha az stresli bir iş bulmamı önerdi.
- No one's suggesting that you should resign.
- Kimse istifa etmenizi önermiyor.
- I think I'll do what you suggested.
- Önerdiğin şeyi yapacağımı düşünüyorum.
- I suggest that we should build a new factory there.
- Oraya yeni bir fabrika kurmamızı öneriyorum.
- My father suggested that we should go camping.
- Babam kamp yapmaya gitmemizi önerdi.
- I would suggest the following change.
- Şu değişikliği öneriyorum.
- I suggested that we bring the meeting to an end.
- Toplantıyı sona erdirmeyi önerdim.
- He suggested that the meeting be put off till Monday.
- O, toplantının pazartesiye kadar ertelenmesini önerdi.
- I suggest we go home.
- Eve gitmemizi öneriyorum.
- Tom suggested that we do that together.
- Tom onu birlikte yapmamızı önerdi.
- I suggest that you take a nap.
- Biraz kestirmenizi öneririm.
- I suggest you ask him.
- Ona sormanı öneriyorum.
- I suggest you visit Boston.
- Boston'u ziyaret etmenizi öneririm.
- She suggested that I go to the store with him.
- Onunla dükkâna gitmemi önerdi.
- I suggest you hide.
- Saklanmanı öneririm.
- I suggest you do what she says.
- Kadının dediğini yapmanı öneririm.
- Tom suggested that I not do that.
- Tom onu yapmamamı önerdi.
- What Tom suggested was a good idea.
- Tom'un önerdiği şey iyi bir fikirdi.
- I suggest you talk to Tom about how to handle the situation.
- Tom'la durumu nasıl ele alacağınızı konuşmanızı öneririm.
- I suggest we go home by cab.
- Eve taksiyle gitmeyi öneriyorum.
- What did Tom suggest you buy?
- Tom ne almanızı önerdi?
- I suggest you talk to Tom.
- Tom'la konuşmanızı öneririm.
- Are you seriously suggesting we fire Tom?
- Gerçekten Tom'u kovmamızı öneriyor musun?
- I suggest you do as he says.
- Onun dediği gibi yapmanı öneririm.
- I suggest you stay here until I get back.
- Ben dönene kadar burada kalmanızı öneririm.
- Sami suggested a less expensive fix.
- Sami daha ucuz bir tamir önerdi.
- I strongly suggest you ignore Tom.
- Tom'u görmezden gelmeni öneririm.
- What Tom suggested sounded ridiculous to me.
- Tom'un bana önerdiği şey bana çok saçma göründü.
- How do you suggest we settle this problem?
- Bu sorunu nasıl çözmemizi önerirsiniz?
- Tom suggested we go to a movie.
- Tom bir filme gitmemizi önerdi.
- I suggest you do your job and let me do mine.
- Kendi işini yapmanı ve benim de kendi işimi yapmama izin vermeni öneririm.
- Is Tom suggesting that?
- Tom onu öneriyor mu?
- Tom suggested that we should all go to the beach tomorrow.
- Tom yarın hep birlikte sahile gitmemizi önerdi.
- He suggested that I accompany him to the party.
- Partide ona eşlik etmemi önerdi.
- Where do you suggest we put this?
- Bunu nereye koymamızı önerirsin?
- I suggest you discuss that with Tom.
- Bunu Tom'la konuşmanızı öneririm.
- I suggest you pretend you're asleep.
- Uyuyormuş gibi yapmanı öneririm.
- You're the one who suggested that Tom do it that way, aren't you?
- Tom'a bu şekilde yapmasını öneren sendin, değil mi?
- I'm not suggesting you do that.
- Onu yapmanı önermiyorum.
- You were the one who suggested that Tom do that, weren't you?
- Tom'a bunu yapmasını öneren sendin, değil mi?
- I suggest that you do that later.
- Bunu daha sonra yapmanı öneririm.
- I suggest you wait until Tom gets here.
- Tom buraya gelene kadar beklemeni öneririm.
- I suggest you study a little harder.
- Biraz daha sıkı çalışmanı öneririm.
- Doing that the way Tom suggested would be easier.
- Bunu Tom'un önerdiği gibi yapmak daha kolay olurdu.
- Tom suggested we do that.
- Tom onu yapmamızı önerdi.
- I suggest you do what she says.
- Onun söylediği şeyi yapmanı öneriyorum.
- Do you think what Tom suggested was is a good idea?
- Sence Tom'un önerdiği şey iyi bir fikir mi?
- Tom suggested a plan similar to mine.
- Tom benimkine benzer bir plan önerdi.
- Tom suggested that I read the contract again.
- Tom sözleşmeyi tekrar okumamı önerdi.
- You'd better do what I suggest.
- Önerdiğimi yapsan iyi olur.
- What do you suggest I do then?
- O zaman ne yapmamı önerirsiniz?
- I suggested that to Tom.
- Bunu Tom'a ben önerdim.
- You're the one who suggested we do that.
- Bunu yapmamızı öneren sendin.
- I suggest we get started.
- Başlamamızı öneririm.
- I wonder why Tom suggested we do that together.
- Tom'un neden bunu birlikte yapmamızı önerdiğini merak ediyorum.
- I suggest that you go and see Tom.
- Gidip Tom'u görmeni öneririm.
- I suggest you do what Tom tells you to do.
- Tom ne derse onu yapmanı öneririm.
- May I suggest another idea?
- Başka bir fikir önerebilir miyim?
- Tom suggested that I do that tomorrow instead of today.
- Tom bunu bugün yerine yarın yapmamı önerdi.
- I think I was the one who suggested that.
- Sanırım bunu öneren bendim.
- Tom was the one who suggested it.
- Bunu öneren kişi Tom'du.
- Could you possibly suggest a way to solve the problem?
- Bu sorunu çözmek için bir yol önerebilir misiniz?
- I suggest you listen carefully.
- Dikkatle dinlemenizi öneririm.
- I suggest you tell me the truth.
- Bana doğruyu söylemeni öneriyorum.
- I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.
- Tom'a gidip parti için hazırlanmasına yardım etmeyi öneriyorum.
- Tom suggested I ask you for advice.
- Tom sizden tavsiye istememi önerdi.
- That's why I suggested that we build a playroom.
- Bir oyun odası yapmamızı önermemin sebebi budur.
- How would you suggest doing that?
- Onu nasıl yapmayı önerirsin?
- How do you suggest we do that?
- Onu nasıl yapmamızı önerirsin?
- I suggest you put that in your report.
- Onu raporuna koymanı öneriyorum.
- I suggest you don't do what Tom is doing.
- Tom'un yaptığını yapmamanı öneririm.
- The doctor suggested that he give up smoking.
- Doktor sigarayı bırakmasını önerdi.
- She suggested going to the cinema to us.
- Bize sinemaya gitmeyi önerdi.
- Tom suggested that I go to the store with Mary.
- Tom, Mary ile birlikte mağazaya gitmemi önerdi.
- I suggest you read my post again.
- Mektubumu tekrar okumanızı öneririm.
- I've already suggested that to Tom.
- Bunu Tom'a çoktan önerdim.
- Tom wasn't the one who suggested that we visit the castle.
- Kaleyi ziyaret etmemizi öneren Tom değildi.
- You should suggest something like these to Tom.
- Tom'a bunlar gibi bir şeyler önermen gerekir.
- What do you suggest instead?
- Onun yerine ne önerirsin?
- Whom do yo suggest I should ask?
- Kime sormamı önerirsiniz?
- Tom was the one who suggested doing that.
- Bunu yapmayı öneren Tom'du.
- The way Tom suggested we do that is dangerous.
- Tom'un bunu yapmamızı önerdiği yöntem tehlikeli.
- I wonder why Tom didn't do that the way I suggested.
- Tom'un neden benim önerdiğim şekilde yapmadığını merak ediyorum.
- I suggest that you eat now.
- Şimdi yemek yemenizi öneririm.
- You'll have more fun if you do what I suggested.
- Önerdiğim şeyi yaparsan daha çok eğlenirsin.
- Tom suggested that I might want to take all my money out of that bank.
- Tom o bankadan bütün paramı çekmek isteyebileceğimi önerdi.
- I wonder why Tom didn't do that the way I suggested.
- Tom'un neden önerdiğim şekilde yapmadığını merak ediyorum.
- I suggest you get going.
- Gitmeni öneririm.
- Tom suggested we help you pull weeds.
- Tom otları yolmana yardım etmemizi önerdi.
- I suggest that your son come to our party.
- Oğlunuzun partimize gelmesini öneririz.
- I suggest that you see Mr White.
- Bay White'ı görmenizi öneririm.
- I'd suggest that you don't do that again.
- Onu tekrar yapmamanızı öneririm.
- Tom suggested that we help you pull weeds.
- Tom yabani otları yolmana yardım etmemizi önerdi.
- I suggest that you eat now.
- Şimdi yemenizi öneririm.
- I suggest you stay here until Tom gets here.
- Tom buraya gelene kadar burada kalmanı öneriyoruz.
- She suggested that I write to him at once.
- Ona hemen mektup yazmamı önerdi.
- We suggest you get there early.
- Oraya erken gitmenizi öneririz.
- Tom suggested that we do that together.
- Tom bunu beraberce yapmamızı önerdi.
- Don't you think what Tom suggested was a good idea?
- Tom'un önerdiği şeyin iyi bir fikir olduğunu düşünmüyor musun?
- Tom is the one who suggested this.
- Tom bunu öneren kişidir.
- May I suggest another strategy?
- Başka bir strateji önerebilir miyim?
- Yesterday, I went to that restaurant you suggested.
- Dün, önerdiğin restorana gittim.
- I suggest not doing that.
- Onu yapmamayı öneririm.
- I suggested that to her.
- Ona bunu önerdim.
- You're not actually suggesting that I go out with another girl, are you?
- Sen aslında başka bir kızla çıkmamı önermiyorsun, değil mi?
- Tom suggested that we go to the park.
- Tom parka gitmemizi önerdi.
- Tom suggested we do that.
- Tom bunu yapmamızı önerdi.
- I doubt that Tom would behave in the way you suggested he did.
- Tom'un önerdiğiniz şekilde davranacağından şüpheliyim.
- I suggest doing that as soon as you can.
- Bunu mümkün olduğunca çabuk yapmanızı öneririm.
- I suggest you talk to them.
- Onlarla konuşmanı öneririm.
- Can you suggest something else?
- Başka bir şey önerebilir misin?
- Tom suggested we speak French.
- Tom, Fransızca konuşmamızı önerdi.
- I suggest we leave before the guards see us.
- Gardiyanlar bizi görmeden önce gitmemizi öneriyorum.
- To do as you suggest is out of the question.
- Senin önerdiğin gibi yapmak söz konusu olamaz.
- I suggest we get away from here as soon as possible.
- En kısa sürede buradan uzaklaşmamızı öneriyorum.
- I'm so glad you suggested this.
- Bunu önerdiğin için çok mutluyum.
- Tom should do what Mary suggested.
- Tom, Mary'nin önerdiği şeyi yapmalı.
- You want to learn Japanese, so I suggest you visit Japan.
- Japonca öğrenmek istiyorsun, bu yüzden Japonya'yı ziyaret etmeni öneririm.
- Did you suggest that to Tom?
- Bunu Tom'a sen mi önerdin?
- Is that what you're suggesting?
- Bunu mu öneriyorsun?
- Tom was the one who suggested that I do that.
- Onu yapmamı öneren kişi Tom'du.
- Tom, as your friend, I suggest you go home now.
- Tom, arkadaşın olarak, şimdi eve gitmeni öneriyorum.
- I suggest you keep your opinions to yourself from now on.
- Bundan sonra fikirlerini kendine saklamanı öneririm.
- Actually, I'm not suggesting anything.
- Aslında ben bir şey önermiyorum.
- I strongly suggest you follow Tom's advice.
- Tom'un tavsiyesine uymanı şiddetle öneririm.
- I suggest that you talk to Tom.
- Tom'la konuşmanızı öneririm.
- Let's try what Tom has suggested.
- Tom'un önerdiği şeyi deneyelim.
- I suggest trying to get some sleep.
- Biraz uyumaya çalışmanı öneririm.
- I suggest that you should write him a thank-you letter.
- Ona bir teşekkür mektubu yazmanızı öneririm.
- Tom suggested it would be wise to do that.
- Tom bunu yapmanın akıllıca olacağını önerdi.
- I strongly suggest that you study harder.
- Daha sıkı çalışmanızı şiddetle öneririm.
- I suggest we get out of here as fast as we can.
- Buradan olabildiğince çabuk çıkmamızı öneriyorum.
- She suggested a solution.
- Bir çözüm önerdi.
- I'm very much against what you're suggesting.
- Ben önerdiğin şeye çok karşıyım.
- Did you suggest that to her?
- Ona bunu mu önerdim?
- I suggest you be a little more cooperative.
- Biraz daha işbirlikçi olmanı öneriyorum.
- Tom suggested that we try doing this a different way.
- Tom, bunu farklı bir şekilde yapmayı denememizi önerdi.
- Are you suggesting another theory?
- Başka bir teori öneriyor musun?
- I know it's not what you suggested, but it was all I could do.
- Önerdiğinin bu olmadığını biliyorum ama yapabileceğim tek şey buydu.
- I suggest you be quiet.
- Sessiz olmanızı öneririm.
- I suggest you wait until Tom tells you what to do.
- Tom size ne yapacağınızı söyleyinceye kadar beklemenizi öneririm.
- I suggest that you ignore Tom.
- Tom'u görmezden gelmenizi öneriyorum.
- I did that the way Tom suggested.
- Tom'un önerdiği şekilde yaptım.
- How do you suggest we help?
- Nasıl yardım etmemizi önerirsin?
- You're the one who suggested that I do this, aren't you?
- Bunu yapmamı öneren sendin, değil mi?
- I suggest we leave immediately.
- Derhal gitmemizi öneririm.
- I suggest that you see Tom.
- Tom'u görmeni öneririm.
- Can you suggest me a good tavern?
- Bana iyi bir taverna önerebilir misin?
- Tom suggested it.
- Tom önerdi.
- Tom suggested a few names Mary could give her cat.
- Tom, Mary'nin kedisine verebileceği birkaç isim önerdi.
- How do you suggest we deal with this?
- Bununla nasıl ilgilenmemizi önerirsin?
- Tom suggested we go fishing tomorrow.
- Tom yarın balığa gitmemizi önerdi.
- I suggest we take the stairs.
- Merdivenlerden çıkmayı öneriyorum.
- What would Tom suggest we do?
- Tom ne yapmamızı önerirdi?
- Are you suggesting another theory?
- Başka bir teori mi öneriyorsun?
- I suggest we invite Tom to the party.
- Tom'u partiye davet etmeyi öneriyorum.
- I suggest we continue.
- Devam etmemizi öneriyorum.
- I suggest you apply for that job.
- O işe başvuruda bulunmanı öneriyorum.
- We went to that restaurant you suggested.
- Biz önerdiğin o restorana gittik.
- Let's try to do it the way Tom suggested.
- Tom'un önerdiği şekilde yapmaya çalışalım.
- I suggest that you write her a thank-you letter.
- Ona bir teşekkür mektubu yazmanızı öneririm.
- Tom suggested that I go to a movie with Mary.
- Tom, Mary ile sinemaya gitmemi önerdi.
- I suggest you don't ask Tom that question.
- Tom'a bu soruyu sormamanı öneririm.
- So what are you suggesting?
- Peki ne öneriyorsun?
- What Tom suggested should save us all a little time.
- Tom'un önerdiği şey hepimize biraz zaman kazandıracaktır.
- I'm not suggesting that.
- Bunu önermiyorum.
- I suggest you don't ask Tom those questions.
- Bu soruları Tom'a sormamanı öneriyorum.
- I suggest that you go by train.
- Trenle gitmenizi öneriyorum.
- Tom suggested we wait.
- Tom beklememizi önerdi.
- I suggest you talk to her.
- Onunla konuşmanı öneririm.
- What do you suggest we change?
- Neyi değiştirmemizi önerirsin?
- I suggest you do it right away.
- Bunu hemen yapmanı öneririm.
- I suggest you do what Tom says.
- Tom'un dediğini yapmanı öneririm.
- Are you suggesting that I not attend the meeting?
- Toplantıya katılmamamı mı öneriyorsun?
- I'd suggest that you give that to me.
- Onu bana vermeni öneririm.
- What you're suggesting doesn't sound like it'll work.
- Senin önerdiğin şey işe yarayacak gibi görünmüyor.
- Tom was the one who suggested that.
- Onu öneren kişi Tom'du.
- Tom suggested that I do whatever I wanted to do.
- Tom ne yapmak istersem onu yapmamı önerdi.
- I suggest we go out for a drink.
- Bir şeyler içmek için dışarı çıkmayı öneriyorum.
- If I were you, I'd do what Tom suggested.
- Senin yerinde olsaydım, Tom'un önerdiğini yapardım.
- He suggested that we take a short rest.
- O, kısa süre dinlenmemizi önerdi.
- I suggest you talk to Tom about Mary.
- Tom'la Mary hakkında konuşmanı öneririm.
- I should've done what you suggested.
- Önerdiğin şeyi yapmalıydım.
- Tom doesn't think there is any advantage of doing it the way you suggest we do it.
- Tom onu yapmamızı önerdiğin şekilde onu yapmanın bir avantajı olduğunu düşünmüyor.
- Tom suggested we speak French.
- Tom Fransızca konuşmamızı önerdi.
- Tom was the one who suggested this.
- Bunu öneren Tom'du.
- Tom suggested that we give it a try.
- Tom onu denememizi önerdi.
- I suggest you have a native speaker read over your report to make sure there are no errors.
- Hata olmadığından emin olmak için raporunuzu anadili bu olan birine okutmanızı öneririm.
- We plan to do what Tom suggests, unless somebody tells we shouldn't.
- Biri yapmamamız gerektiğini söylemediği sürece Tom'un önerdiği şeyi yapmayı planlıyoruz.
- Might I suggest that we start the meeting an hour earlier?
- Toplantıya bir saat erken başlamayı önerebilir miyim?
- I suggest you do as she says.
- Kadının dediğini yapmanızı öneririm.
- I'm strongly suggesting that you stay away from Tom.
- Tom'dan uzak durmanızı şiddetle öneriyorum.
- Tom suggested that we call Mary.
- Tom, Mary'yi aramamızı önerdi.
- Tom suggested that we should leave earlier than we'd originally planned.
- Tom planladığımızdan daha erken gitmemizi önerdi.
- I suggest you do as she says.
- Dediği gibi yapmanı öneririm.
- I suggest that you see Mr White.
- Bay White'ı görmeni öneriyorum.
- Tom suggested I get a less stressful job.
- Tom, daha az stresli bir iş bulmamı önerdi.
- I suggest you stay out of my way.
- Yoluma çıkmamanızı öneririm.
- I think it'd be better to do that the way Tom suggested.
- Bence bunu Tom'un önerdiği şekilde yapmak daha iyi olur.
- I suggest you come back home immediately.
- Hemen eve dönmeni öneririm.
- I suggest you let them go.
- Gitmelerine izin vermenizi öneririm.
- Tom suggested that the meeting be postponed until next Monday.
- Tom toplantının gelecek pazartesiye ertelenmesini önerdi.
- I suggest you go to Boston.
- Boston'a gitmenizi öneririm.
- I suggest you read what's written on that piece of paper I gave you.
- Sana verdiğim o kağıt paçasında yazılı şeyi okumanı öneriyorum.
- Tom knew that Mary was likely to not do anything he suggested.
- Tom, Mary'nin önerdiği hiçbir şeyi yapmayacağını biliyordu.
- Everyone suggest me to stay in bed, but I want to go out and enjoy.
- Herkes yatakta kalmamı öneriyor fakat ben dışarı çıkmak ve eğlenmek istiyorum.
- I suggest you let Tom handle this.
- Tom'un bu işi halletmesine izin vermenizi öneririm.
- She suggested a solution.
- O bir çözüm önerdi.
- Let's try what Tom has suggested.
- Tom'un önerdiğini deneyelim.
- Tom has suggested one possible solution.
- Tom olası bir çözüm önerdi.
- Can you suggest something else?
- Başka bir şey önerebilir misiniz?
- I'm the one who suggested we do this.
- Bunu yapmamızı öneren bendim.
- I suggest you avoid asking Tom that question.
- Tom'a o soruyu sormaktan kaçınmanı öneriyorum.
- Tom didn't need to do what Mary suggested.
- Tom'un Mary'nin önerdiği şeyi yapmasına gerek yoktu.
- Actually, I'm not suggesting anything.
- Aslında, ben bir şey önermiyorum.
- I suggest you stay away from Tom.
- Tom'dan uzak durmanızı öneririm.
- He suggested going out to watch a movie.
- Film izlemek için dışarı çıkmayı önerdi.
- I suggest you reconsider your decision.
- Kararını yeniden düşünmeni öneririm.
- You're not actually suggesting that I go out with another girl, are you?
- Başka bir kızla çıkmamı önermiyorsun, değil mi?
- I suggest we move to a safer location.
- Daha güvenli bir yere taşınmamızı öneriyorum.
- I wonder why Tom suggested I do that.
- Tom neden onu yapmamı önerdiğini merak ediyorum.
- Bob suggested that the party be put off till Wednesday.
- Bob partinin Çarşamba gününe ertelenmesini önerdi.
- He suggested we should start at once.
- Hemen başlamamızı önerdi.
- Because of the bad weather, my piano teacher suggested that I go home early.
- Kötü hava yüzünden piyano öğretmenim eve erken gitmemi önerdi.
- Could you possibly suggest a way to solve the problem?
- Sorunu çözmek için bir yol önerebilir misiniz?
- You'll probably get injured if you do that the way Tom suggested.
- Bunu Tom'un önerdiği gibi yaparsan muhtemelen yaralanırsın.
- I'd suggest removing the comma.
- Ben virgülü kaldırmayı öneririm.
- Tom did that the way I suggested.
- Tom bunu benim önerdiğim şekilde yaptı.
- Tom was the one who suggested we try it this way.
- Onu bu şekilde denememizi öneren kişi Tom'du.
- I think we should do as Tom suggests, unless someone has a better suggestion.
- Eğer birinin daha iyi bir önerisi yoksa sanırım Tom'un önerdiği gibi yapmalıyız.
- I think that Tom is suggesting that we should leave.
- Sanırım Tom gitmemizi öneriyor.
- Tom suggested we study French.
- Tom Fransızca çalışmamızı önerdi.
- Tom is the one who suggested that we not do this.
- Bunu yapmamamızı öneren Tom'du.
- I suggest you get ready for your guests.
- Misafirlerin için hazırlanmanı öneriyorum.
- I suggested going for a walk.
- Yürüyüşe çıkmayı önerdim.
- I'd suggest not staying up too late.
- Çok geç saatlere kadar kalmamanızı öneririm.
- Tom suggested it.
- Bunu Tom önerdi.
- I suggest we go without them.
- Onlar olmadan gitmemizi öneririm.
- I suggest we concentrate on getting this done.
- Bunu halletmek üzerinde yoğunlaşmayı öneriyorum.
- Tom suggested ways we could save money.
- Tom para biriktirebileceğimiz yollar önerdi.
- I suggest you do that before Monday.
- Pazartesiden önce bunu yapmanı öneririm.
- Tom suggested that I should clean my office.
- Tom ofisimi temizlememi önerdi.
- I don't know what Tom advised you to do, but I'd suggest that you don't tell Mary about it.
- Tom'un ne yapmanı tavsiye ettiğini bilmiyorum fakat ondan Mary'ye bahsetmemeni öneririm.
- I suggest you help us.
- Bize yardım etmeni öneriyorum.
- I suggest we wait for one more hour.
- Bir saat daha beklemeyi öneriyorum.
- Tom's doctor suggested that he cut down on sugar.
- Tom'un doktoru şekeri azaltmasını önerdi.
- I suggested that the plan be postponed.
- Planın ertelenmesini önerdim.
- I suggest you do that today.
- Bunu bugün yapmanı öneririm.
- We can save a little time if we do what Tom suggests.
- Tom'un önerdiğini yaparsak biraz zaman tasarrufu yapabiliriz.
- We may have to do as Tom suggests.
- Tom'un önerdiği gibi yapmamız gerekebilir.
- Tom suggested going to Boston for the summer.
- Tom yazın Boston'a gitmeyi önerdi.
- I suggest we finish this tomorrow.
- Bunu yarın bitirmeyi öneriyorum.
- I suggest you do that with Tom.
- Bunu Tom'la yapmanızı öneririm.
- Tom has agreed to do as you suggested.
- Tom önerdiğin şekilde yapmayı kabul etti.
- We'll proceed exactly as you suggest.
- Tam olarak önerdiğiniz gibi ilerleyeceğiz.
- I suggest that your son come to our party.
- Çocuğunuzun partimize gelmesini öneriyorum.
- I suggest you do what Tom tells you to do.
- Tom'un sana yapmanı söylediği şeyi yapmanı öneririm.
- I suggest you hide.
- Gizlenmeni öneriyorum.
- I suggest you be a little more cooperative.
- Biraz daha işbirlikçi olmanızı öneririm.
- I suggest that you don't say anything about this to Tom.
- Bu konuda Tom'a bir şey söylememeni öneririm.
- We plan to do what Tom suggests, unless somebody tells we shouldn't.
- Biri yapmamamız gerektiğini söylemedikçe Tom'un önerdiğini yapmayı planlıyoruz.
- I suggest you be quiet.
- Sana sakin olmanı öneririm.
- He suggested that I write to her at once.
- Derhal ona yazmamı önerdi.
- What are they suggesting?
- Onlar ne öneriyor?
- I suggest you give it back to Tom.
- Onu Tom'a geri vermeni öneririm.
- I suggest that your son come to our party.
- Oğlunun partimize gelmesini öneririm.
- I suggest you reconsider your decision.
- Kararınızı tekrar gözden geçirmenizi öneririm.
- I suggest you try harder.
- Ben daha çok denemenizi öneririm.
- I suggest we try a little harder next time.
- Gelecek sefer biraz daha çok denememizi öneriyorum.
- The travel agent suggested that we take some traveler's checks with us.
- Seyahat acentesi yanımıza biraz seyahat çeki almamızı önerdi.
- Tom was the one who suggested it.
- Bunu öneren Tom'du.
- I suggest you help us.
- Bize yardım etmenizi öneririm.
- You should do what I suggest.
- Önerdiğim şeyi yapmalısın.
- I wasn't planning on doing that, but now that you suggest it, I may give it a try.
- Bunu yapmayı planlamıyordum ama madem siz öneriyorsunuz, o halde deneyebilirim.
- What are you suggesting then?
- O zaman ne öneriyorsun?
- I suggest you wait until Tom tells you what to do.
- Tom sana ne yapacağını söyleyene kadar beklemeni öneririm.
- I'd suggest you order beef instead of chicken.
- Tavuk yerine biftek sipariş etmenizi öneririm.
- I suggest you take this a little more seriously.
- Bunu biraz daha ciddiye almanızı öneririm.
- I suggest you put it out of your mind.
- Onu aklından çıkarmanı öneriyorum.
- Tom suggested that we should leave earlier than we'd originally planned.
- Tom, başlangıçta planladığımızdan daha erken gitmemizi önerdi.
- I suggest you stay here until I get back.
- Ben dönene kadar burada kalmanı öneririm.
- I'm not suggesting anything.
- Hiçbir şey önermiyorum.
- Doing that the way Tom suggested would be easier.
- Bunu Tom'un önerdiği şekilde yapmak daha kolay olurdu.
- Tom suggested that I change the lock on my door.
- Tom kapımın kilidini değiştirmemi önerdi.
- I suggest that we could do that.
- Bunu yapabileceğimizi öneriyorum.
- I suggest that you do that right away.
- Bunu hemen yapmanızı öneririm.
- I suggest that you do that later.
- Onu daha sonra yapmanızı öneririm.
- I suggest you get a lawyer.
- Bir avukat tutmanı öneririm.
- I suggest that you go by train.
- Trenle gitmenizi öneririm.
- Tom suggested that I not hug Mary anymore.
- Tom, Mary'ye artık sarılmamamı önerdi.
- I suggest you call an attorney.
- Bir avukat çağırmanızı öneririm.
- I suggest you don't ask Tom so many questions next time.
- Bir dahaki sefere Tom'a bu kadar fazla soru sormamanı öneririm.
- I thought I'd try what Tom suggested.
- Tom'un önerdiği şeyi deneyeceğimi düşündüm.
- I'm not suggesting you do that.
- Bunu yapmanızı önermiyorum.
- I think Tom is suggesting that we should leave.
- Sanırım Tom gitmemizi öneriyor.
- We suggest you come early tonight.
- Bu gece erken gelmenizi öneriyoruz.
- Are you seriously suggesting that we don't invite Tom to our party?
- Tom'u partimize davet etmememizi ciddi olarak öneriyor musun?
- I think Tom is suggesting that we should leave.
- Sanırım Tom gitmemiz gerektiğini öneriyor.
- Tom suggested we leave early.
- Tom erken ayrılmamızı önerdi.
- I really don't know what to suggest.
- Ne önereceğimi gerçekten bilmiyorum.
- I suggest we all calm down.
- Hepimizin sakinleşmesini öneririm.
- I suggest you do as he says.
- Onun dediğini yapmanızı öneririm.
- I suggested that he go there at once.
- Hemen oraya gitmesini önerdim.
- We'll proceed exactly as you suggest.
- Tam olarak önerdiğiniz gibi devam edeceğiz.
- I suggest that we eat now unless you're not hungry yet.
- Henüz acıkmamış değilsen şimdi yemek yemeyi öneriyorum.
- Can you suggest something that may be more useful?
- Daha faydalı olabilecek bir şey önerebilir misin?
- You're the one who suggested that we do that together, aren't you?
- Bunu birlikte yapmamızı öneren sendin, değil mi?
- I suggest that you don't trust Tom too much.
- Tom'a çok fazla güvenmemeni öneririm.
- I suggest you don't say a thing.
- Bir şey söylememeni öneriyorum.
- I suggest you do what they say.
- Onların dediğini yapmanızı öneririm.
- I suggest that you hurry if you plan to catch the next train.
- Eğer bir sonraki treni yakalamayı planlıyorsanız acele etmenizi öneririm.
- Bob suggested that the party be put off till Wednesday.
- Bob, partinin Çarşambaya kadar ertelenmesini önerdi.
- Was Tom the one who suggested this?
- Bunu öneren kişi Tom muydu?
- I suggest that you do that right away.
- Onu hemen yapmanızı öneririm.
- It was you that suggested seeing that movie.
- O filmi izlemeyi öneren sendin.
- My father suggested that we go to the movies this afternoon.
- Babam bu öğleden sonra sinemaya gitmemizi önerdi.
- I suggest we both fall back.
- Her ikimizin de geri çekilmesini öneririm.
- I suggest you do what Tom is doing.
- Tom'un yaptığını yapmanı öneririm.
- I suggest you keep out of this.
- Bu işin dışında kalmanı öneririm.
- I suggest you have a native speaker read over your report to make sure there are no errors.
- Herhangi bir hata olmadığından emin olmak için raporunuzu ana dil konuşan birine okutmanızı öneririm.
- Tom has suggested a solution to the problem.
- Tom, soruna bir çözüm önerdi.
- Tom suggested that Ann should sell the house.
- Tom, Ann'e evini satmasını önerdi.
- I suggest that you begin doing that right now.
- Bunu hemen şimdi yapmaya başlamanı öneririm.
- I suggest doing that.
- Onu yapmayı öneririm.
- The data suggest that the optimum length of a lecture may be 30 instead of 60 minutes.
- Veriler, bir dersin ideal uzunluğunun 60 dakika yerine 30 olabileceğini öneriyor.
- Tom was the one who suggested that.
- Bunu öneren Tom'du.
- You might get injured if you do that the way Tom suggested.
- Tom'un önerdiği şekilde yaparsan yaralanabilirsin.
- I never wanted to do anything Tom suggested we do.
- Tom'un önerdiği hiçbir şeyi yapmak istemedim.
- If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
- Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
- Tom suggested that Ann should sell the house.
- Tom Ann'e evi satmasını önerdi.
- You're not the first to suggest that.
- Bunu öneren ilk sen değilsin.
- What do you suggest we do about it?
- Bu konuda ne yapmamızı öneriyorsun?
- I suggest that you don't talk about yourself all the time.
- Sürekli kendin hakkında konuşmamanı öneririm.
- What are you suggesting we do?
- Ne yapmamızı öneriyorsun?
- We should try what Tom suggested.
- Tom'un önerdiği şeyi denemeliyiz.
- I'd never suggest that.
- Bunu asla önermezdim.
- May I suggest another option?
- Başka bir seçenek önerebilir miyim?
- I suggest you not talk so loud.
- O kadar yüksek sesle konuşmamanı öneririm.
- Tom did that the way Mary suggested.
- Tom bunu Mary'nin önerdiği şekilde yaptı.
- That's why I suggested that we build a playroom.
- Bu yüzden bir oyun odası yapmamızı önerdim.
- I never suggested that.
- Bunu asla önermedim.
- Tom suggested we go to a movie.
- Tom sinemaya gitmemizi önerdi.
- My mother suggested that I throw away some of the stuff in my closet.
- Annem, dolabımdaki eşyalarımın bir kısmını atmamı önerdi.
- I suggest you empty the garbage.
- Çöpü boşaltmanızı öneririm.
- I suggest you let them go.
- Onların gitmesine izin vermeni öneriyorum.
- I suggest you let us go.
- Bizim gitmemize izin vermeni öneriyorum.
- Tom was the one who suggested doing that.
- Bunu yapmayı öneren kişi Tom'du.
- Don't you think what Tom suggested is a good idea?
- Tom'un önerdiği şeyin iyi bir fikir olduğunu düşünmüyor musunuz?
- Tom suggested that I write a message to Mary.
- Tom Mary'ye bir mesaj yazmamı önerdi.
- We went to that restaurant you suggested.
- Önerdiğin restorana gittik.
- I suggested that he go there at once.
- Derhal oraya gitmesini önerdim.
- Tom suggested that we change the schedule.
- Tom çizelgeyi değiştirmemizi önerdi.
- I suggest we get a move on.
- Acele etmemizi öneriyorum.
- I suggest that you visit some villages in the mountains.
- Dağlardaki bazı köyleri ziyaret etmenizi öneririm.
- Our therapist suggested we go camping together and leave the kids at home.
- Terapistimiz birlikte kampa gitmemizi ve çocukları evde bırakmamızı önerdi.
- That's exactly what I'm suggesting.
- Önerdiğim şey tam olarak budur.
- Tom suggested that I wait until the new model came out before I bought an iPhone.
- Tom, iPhone almadan önce yeni model çıkana kadar beklememi önerdi.
- I suggest you don't ask Tom so many questions next time.
- Bir daha ki sefere Tom'a bu kadar çok soru sormamanızı öneririm.
- I suggest you ask them.
- Onlara sormanı öneriyorum.
- Can't you suggest something else, Tom?
- Başka bir şey öneremez misin, Tom?
- What did Tom suggest we do?
- Tom ne yapmamızı önerdi?
- I suggest you don't ask Tom that question.
- O soruyu Tom'a sormamanı öneriyorum.
- Tom suggested going to another supermarket instead.
- Tom onun yerine başka bir süpermarkete gitmeyi önerdi.
- I suggest you avoid asking Tom that question.
- Tom'a bu soruyu sormaktan kaçınmanı öneririm.
- Tom was the one who suggested that we do this.
- Tom bunu yapmamızı öneren kişiydi.
- I suggest you put that weapon down.
- O silahı bırakmanı öneririm.
- If I were you, I'd do what Tom suggested.
- Senin yerinde olsam Tom'un önerdiği şeyi yaparım.
- I suggest you cooperate.
- İş birliği yapmanızı öneririm.
- I suggest you begin at once.
- Hemen başlamanı öneririm.
- You aren't suggesting we give all the money to Tom, are you?
- Tüm parayı Tom'a vermemizi önermiyorsun, değil mi?
- Tom suggested that we go for a swim.
- Tom yüzmeye gitmemizi önerdi.
- Tom suggested that we sing together.
- Tom birlikte şarkı söylememizi önerdi.
- I suggest you get back to work.
- İşinize dönmenizi öneririm.
- What you're suggesting won't work.
- Önerdiğin şey işe yaramayacak.
- Tom has suggested another way to do this.
- Tom bunu yapmak için başka bir yol önerdi.
- I suggest you ask Tom that question.
- O soruyu Tom'a sormanı öneriyorum.
- I suggest you don't tell Tom what you do for a living.
- Tom'a geçinmek için ne yaptığını söylememenizi öneririm.
- I suggest that you read this document first.
- İlk önce bu belgeyi okumanı öneririm.
- I'm not suggesting you do that.
- Bunu yapmanı önermiyorum.
- I suggest we change clothes first.
- Önce kıyafetlerimizi değiştirmemizi öneririm.
- I suggest you leave.
- Gitmeni öneririm.
- Tom should've done it the way you suggested.
- Tom bunu senin önerdiğin şekilde yapmalıydı.
- What are you suggesting then?
- Öyleyse ne öneriyorsun?
- I suggest you ask them.
- Onlara sormanızı öneririm.
- I suggest you get some rest.
- Biraz dinlenmeni öneririm.
- We should do as Tom suggests.
- Tom'un önerdiği gibi yapmalıyız.
- All I'm suggesting is that we try to help Tom as much as we can.
- Tek önerdiğim şey, Tom'a elimizden geldiğince yardım etmeye çalışmak.
- I suggest you not talk so loud.
- Bu kadar yüksek sesle konuşmamanı öneririm.
- I suggest that you study harder.
- Daha çok çalışmanı öneriyorum.
- I suggest we swim across the river.
- Nehri yüzerek geçmeyi öneriyorum.
- I suggest we stay home and watch television.
- Evde kalıp televizyon izlemeyi öneriyorum.
- Let's try to do that the way Tom suggested.
- Bunu Tom'un önerdiği şekilde yapmaya çalışalım.
- How do you suggest we settle this problem?
- Bu sorunu nasıl çözmemizi öneriyorsunuz?
- I suggest you apply for that job.
- O işe başvurmanı öneririm.
- I suggested one.
- Birini önerdim.
- I suggest you do as I say.
- Dediği gibi yapmanı öneririm.
- Who was the one who suggested we sing these songs?
- Bu şarkıları söylememizi öneren kimdi?
- May I suggest another possibility?
- Başka bir olasılık önerebilir miyim?
- Tom suggested a solution.
- Tom bir çözüm önerdi.
- I suggest you do it quickly.
- Çabuk olmanızı öneririm.
- The doctor suggested that he should give up smoking.
- Doktor, sigarayı bırakmasını önerdi.
- May I suggest another solution?
- Başka bir çözüm önerebilir miyim?
- I think I'll do what you suggested.
- Sanırım önerdiğin şeyi yapacağım.
- It is clear that no one has anything new to suggest.
- Belli ki kimsenin önerecek yeni bir şeyi yok.
- Could you suggest a good beauty parlor near here?
- Buraya yakın iyi bir güzellik salonu önerebilir misiniz?
- He suggested that we take a short rest.
- Kısa bir süre dinlenmemizi önerdi.
- Tom suggested that I go to the store with Mary.
- Tom, Mary ile dükkana gitmemi önerdi.
- Tom suggested that we go out to eat.
- Tom dışarıda yemek yemeyi önerdi.
- Tom suggested that we eat together.
- Tom birlikte yemek yememizi önerdi.
- I think we should do as Tom suggests, unless someone has a better suggestion.
- Bence Tom'un önerdiği gibi yapmalıyız, tabii daha iyi bir önerisi olan yoksa.
- Tom is the one who suggested that.
- Tom bunu öneren kişi.
- I'd suggest that you give that to me.
- Onu bana vermenizi öneririm.
- I suggest you put that in your report.
- Bunu raporunuza eklemenizi öneririm.
- Tom suggested that I change the lock on my door.
- Tom kapımdaki kilidi değiştirmemi önerdi.
- I suggest you take this a little more seriously.
- Bunu biraz daha ciddiye almanı öneririm.
- Could you suggest an alternative date?
- Alternatif bir tarih önerir misiniz?
- I suggest that you write him a thank-you letter.
- Ona bir teşekkür mektubu yazmanı öneriyorum.
- Tom suggested that we go to that new Chinese restaurant on Park Street.
- Tom Park Caddesindeki yeni bir Çin restorana gitmemizi önerdi.
- I've written to Tom suggesting that he come stay with us this summer.
- Tom'a bu yaz bizimle kalmasını öneren bir mektup yazdım.
- I suggest that you do that today.
- Onu bugün yapmanı öneririm.
- Is Tom suggesting that?
- Tom bunu mu öneriyor?
- Tom suggested that Mary sing the new song she'd been practicing.
- Tom, Mary'ye alıştırma yaptığı yeni şarkıyı söylemesini önerdi.
- I suggest replacing the full stop with an exclamation mark.
- Noktayı bir ünlem işaretiyle değiştirmenizi öneririm.
- I suggest that you study harder.
- Sana daha çok çalışmanı öneririm.
- I suggest we get moving.
- Hareket etmemizi öneririm.
- I suggest that you do that now.
- Bunu şimdi yapmanı öneririm.
- I suggest you start studying for the test right away.
- Sınav için hemen çalışmaya başlamanı öneririm.
- What you're suggesting doesn't sound like it'll work.
- Önerdiğin şey işe yarayacak gibi görünmüyor.
- I'm the one who suggested this.
- Bunu öneren bendim.
- May I suggest something?
- Bir şey önerebilir miyim?
- I'd suggest you don't tell Tom about that.
- Tom'a bundan bahsetmemeni öneririm.
- If you don't like Tom Jackson, I can suggest another lawyer.
- Tom Jackson'ı beğenmediyseniz, başka bir avukat önerebilirim.
- Tom suggested we visit Boston.
- Tom, Boston'u ziyaret etmemizi önerdi.
- I suggest we invite Tom to the party.
- Tom'u partiye davet etmemizi öneriyorum.
- I suggest you return to your room.
- Ben odana geri dönmeni öneririm.
- I suggest we forget our differences and try to cooperate.
- Farklılıklarımızı unutup işbirliği yapmamızı öneriyorum.
- Can you suggest something that may be more useful?
- Daha faydalı olabilecek bir şey önerebilir misiniz?
- I suggest that we stay home and watch TV.
- Evde kalmamızı ve TV izlememizi öneriyorum.
- I'd suggest you don't stay longer than absolutely necessary.
- Kesinlikle gerekenden daha fazla kalmamanızı öneririm.
- He suggested that we should put off our departure.
- O, gidişimizi ertelememiz gerektiğini önerdi.
- Can you suggest anyone for the job?
- İş için birini önerebilir misin?
- I'm not suggesting you go alone.
- Yalnız gitmeni önermiyorum.
- What do you suggest I do then?
- Öyleyse ne yapmamı önerirsin?
- I suggest you do what Tom suggested.
- Tom'un önerdiği şeyi yapmanı öneririm.
- Tom suggested that I not do that.
- Tom bunu yapmamamı önerdi.
- I suggest you all get out of this room as soon as possible.
- Hepinizin bir an önce bu odadan çıkmasını öneriyorum.
- So, what do you suggest?
- Peki, sen ne öneriyorsun?
- How do you suggest we proceed?
- Nasıl devam etmemizi önerirsiniz?
- I suggested that we should start at once.
- Bir an önce başlamamızı önerdim.
- I don't think you realize what you're suggesting.
- Ne önerdiğinin farkında olduğunu sanmıyorum.
- Tom suggested that I not do that anymore.
- Tom, artık bunu yapmamamı önerdi.
- He was the one who suggested it.
- O bunu öneren kişiydi.
- The architect suggested that the building be restored.
- Mimar, binanın restore edilmesini önerdi.
- I suggest trying to get some sleep.
- Biraz uyumaya çalışmayı öneriyorum.
- Tom is the one who suggested that I go out with Mary.
- Mary ile çıkmamı öneren Tom'dur.
- I suggest you take a closer look at the contract.
- Sözleşmeye daha yakından bakmanızı öneririm.
- Tom can't believe Mary just suggested that.
- Tom, Mary'nin bunu önerdiğine inanamıyor.
- Where would you suggest we go?
- Nereye gitmemizi önerirsiniz?
- You were the one who suggested it.
- Bunu öneren sendin.
- I'd suggest you be more careful.
- Sana daha dikkatli olmanı öneririm.
- I suggest that you don't tell Tom what you do for a living.
- Tom'a ne iş yaptığını söylememeni öneririm.
- I suggest you tell us everything you know about Tom.
- Tom hakkında bildiğin her şeyi bize anlatmanı öneririm.
- Tom suggested that we give it a try.
- Tom denemeyi önerdi.
- What would you suggest?
- Sen ne önerirdin?
- Right now, I suggest you concentrate on getting this report finished.
- Şu anda, bu raporu bitirmeye odaklanmanızı öneririm.
- I suggested that we end the meeting.
- Toplantıyı bitirmeyi önerdim.
- Let's try to do that the way Tom suggested.
- Tom'un önerdiği şekilde yapmaya çalışalım.
- You're the one who suggested coming to this club.
- Bu kulübe gelmeyi öneren sensin.
- Tom suggested that.
- Bunu Tom önerdi.
- I suggest you keep that to yourself.
- Bunu kendinize saklamanızı öneririm.
- Tom suggested we walk home.
- Tom eve yürümemizi önerdi.
- You're the one who suggested we eat Chinese food, so don't complain.
- Çin yemeği yememizi öneren sensin, bu yüzden şikâyet etme.
- Sami suggested that.
- Sami onu önermişti.
- Can you suggest any other possible solutions?
- Başka muhtemel çözümler önerebilir misiniz?
- Can you suggest anyone for the job?
- İş için birini önerebilir misiniz?
- I was the one who suggested it.
- Bunu öneren bendim.
- Tom was the one who suggested that we leave early.
- Erken ayrılmamızı öneren Tom'du.
- I suggested that the meeting be put off.
- Toplantının ertelenmesini önerdim.
- Tom suggested that we change the schedule.
- Tom programı değiştirmemizi önerdi.
- Can you suggest a better idea?
- Daha iyi bir fikir önerebilir misin?
- The method Tom suggested might work.
- Tom'un önerdiği yöntem işe yarayabilir.
- It would be easier to do that the way Tom suggested.
- Bunu Tom'un önerdiği şekilde yapmak daha kolay olurdu.
- What exactly are you suggesting?
- Tam olarak ne öneriyorsun?
- I suggest you send someone outside to see what's going on.
- Neler olduğunu görmek için dışarıya birini göndermeni öneriyorum.
- I suggested that to him.
- Ona bunu önerdim.
- I was going to suggest the following possibility.
- Ben de şu ihtimali önerecektim.
- I suggest we get a move on.
- Harekete geçmemizi öneriyorum.
- Where would you suggest we start?
- Nereden başlamamızı önerirsin.
- She suggested that I take him to the zoo.
- Onu hayvanat bahçesine götürmemi önerdi.
- The method Tom suggested might've been better.
- Tom'un önerdiği yöntem daha iyi olabilirdi.
- I suggest you not say anything else.
- Ben sana başka bir şey söylememeni öneririm.
- Tom was the person who suggested we try it this way.
- Tom onu bu şekilde denememizi öneren kişiydi.
- I'd suggest that you tell Tom you're not ready.
- Hazır olmadığını Tom'a söylemeni öneriyorum.
- He suggested we should stop smoking at the meeting.
- Buluşmamızda sigarayı bırakmamızı önerdi.
- I suggest that you begin doing that right now.
- Onu hemen şimdi yapmaya başlamanızı öneririm.
- I suggest replacing the full stop with an exclamation mark.
- Noktayı ünlem işaretiyle değiştirmeyi öneriyorum.
- If I were you, I'd do what Tom suggested.
- Yerinde olsam, Tom'un önerdiği şeyi yapardım.
- I suggest you stop doing that.
- Bunu yapmayı bırakmanı öneririm.
- Are you seriously suggesting that we don't invite Tom to our party?
- Cidden Tom'u partimize davet etmememizi mi öneriyorsun?
- He suggested a plan similar to mine.
- O benimkine benzer bir plan önerdi.
- I suggested that to them.
- Bunu onlara ben önerdim.
- What did you think I was going to suggest?
- Ne önereceğimi düşündün?
- Tom suggested that we take a short rest.
- Tom kısa bir süre dinlenmemizi önerdi.
- I suggest that you see Tom.
- Tom'u görmenizi öneririm.
- I suggest you ask Tom.
- Tom'a sormanı öneririm.
- I'm the one who suggested that.
- Ben onu öneren kişiyim.
- The manager suggested that I go with him to the airport.
- Müdür onunla havaalanına gitmemi önerdi.
- What do you suggest I do?
- Ne yapmamı öneriyorsun?
- Everyone suggest me to stay in bed, but I want to go out and enjoy.
- Herkes yatakta kalmamı öneriyor ama ben dışarı çıkıp eğlenmek istiyorum.
- She suggested that I give it to him right away.
- Parayı hemen ona vermemi önerdi.
- I suggest you let him go.
- Onu bırakmanızı öneririm.
- I suggest that we speed things up a little.
- İşleri biraz hızlandırmayı öneriyorum.
- I suggest we go outside and see what's happening.
- Dışarı çıkıp neler olduğuna bakmamızı öneriyorum.
- What Tom has suggested probably won't work.
- Tom'un önerdiği şey muhtemelen işe yaramayacak.
- Tom suggested that I not send the letter I'd written.
- Tom yazdığım mektubu göndermememi önerdi.
- I suggest that you do that right now.
- Bunu hemen şimdi yapmanı öneririm.
- Tom is the one who suggested that I go out with Mary.
- Mary ile çıkmamı öneren kişi Tom'du.
- I'd suggest removing the comma.
- Virgülü kaldırmanızı öneririm.
- Can any of you suggest another solution?
- Sizden biri başka bir çözüm önerebilir mi?
- Tom was the one who suggested that we do this.
- Bunu yapmamızı öneren Tom'du.
- How do you suggest that we settle this?
- Bunu nasıl çözmemizi önerirsiniz?
- I suggest that we go out on Friday.
- Cuma günü dışarı çıkmayı öneriyorum.
- Tom suggested that we have a farewell party for Mary.
- Tom, Mary için bir veda partisi düzenlememizi önerdi.
- She suggested that the customer buy a blue tie.
- Müşteriye mavi bir kravat almasını önerdi.
- What Tom suggested should save us all a little time.
- Tom'un önerdiği şey hepimize biraz zaman kazandırmalı.
- I suggest you do that tomorrow instead of today.
- Onu bugün değil yarın yapmanızı öneririm.
- I'd suggest you order beef instead of chicken.
- Tavuk eti yerine sığır eti sipariş etmeni öneririm.
- I don't know what Tom advised you to do, but I'd suggest that you don't tell Mary about it.
- Tom sana ne tavsiye etti bilmiyorum ama Mary'ye bundan bahsetmemeni öneririm.
- How would you suggest we do this?
- Bunu nasıl yapmamızı önerirsiniz?
- I'd suggest you be more careful.
- Daha dikkatli olmanı önerirdim.
- Tom suggested that we eat together.
- Tom birlikte yememizi önerdi.
- I'd never do that the way you suggested.
- Bunu asla senin önerdiğin şekilde yapmazdım.
- What you're suggesting won't work.
- Önerdiğin şey işe yaramaz.
- I'd suggest you buy it.
- Onu almanı önerirdim.
- I'll do as you suggested.
- Önerdiğin gibi yapacağım.
- Tom suggested going to Boston for the summer.
- Tom yaz için Boston'a gitmeyi önerdi.
- I asked Tom what he'd suggest.
- Tom'a ne önereceğini sordum.
- I suggest we take Tom's advice and go home.
- Tom'un tavsiyesini dinlemeyi ve eve gitmeyi öneriyorum.
- I suggest you go to Boston with Tom.
- Tom'la Boston'a gitmeni öneririm.
- I suggest you not say anything else.
- Başka bir şey söylememeni öneririm.
- I think it's a good idea and we should do as Tom suggests.
- Bence bu iyi bir fikir ve Tom'un önerdiği gibi yapmalıyız.
- I strongly suggest that you get yourself another lawyer.
- Kendinize başka bir avukat bulmanızı kuvvetle öneriyorum.
- You should do what I suggest.
- Önerdiğimi yapmalısın.
- Tom didn't want to do what Mary suggested.
- Tom Mary'nin önerdiğini yapmak istemiyordu.
- Tom suggested we do that by ourselves.
- Tom bunu kendimiz yapmamızı önerdi.
- Who do you think Tom will suggest?
- Tom'un kimi önereceğini düşünüyorsun?
- I suggest that we go to that new Chinese restaurant on Park Street.
- Park Caddesi'ndeki yeni Çin restoranına gitmeyi öneriyorum.
- Where would you suggest we start?
- Nereden başlamamızı önerirsiniz?
- What would you suggest I order?
- Ne sipariş etmemi önerirsin?
- I suggest that you stay away from Tom.
- Tom'dan uzak durmanı öneririm.
- Tom doesn't think there is any advantage of doing it the way you suggest we do it.
- Tom, sizin önerdiğiniz şekilde yapmanın herhangi bir avantajı olduğunu düşünmüyor.
- He suggested that we should put off our departure.
- Yola çıkışımızı ertelememizi önerdi.
- It's probably not a good idea to do what Tom suggests.
- Tom'un önerdiği şeyi yapmak muhtemelen iyi bir fikir değil.
- What do you suggest then?
- Öyleyse ne öneriyorsun?
- I suggest you do it right away.
- Hemen yapmanı öneririm.
- Tom suggested we do that by ourselves.
- Tom bunu kendi başımıza yapmamızı önerdi.
- The chairman suggested that we should discuss the problem.
- Başkan sorunu görüşmemiz gerektiğini önerdi.
- I'm going up to the bar for a drink, and I suggest you do the same.
- Bir içki için restorana gidiyorum ve sana da aynısını yapmanı öneriyorum.
- He will suggest new approaches.
- Yeni yaklaşımlar önerecek.
- Tom suggested that we leave right away before it started to rain.
- Tom yağmur başlamadan hemen gitmemizi önerdi.
- I suggest you to go absolutely on a trip to Ferrara and Ravenna.
- Size kesinlikle Ferrara ve Ravenna'ya bir gezi yapmanızı öneririm.
- I suggest you stop asking irrelevant questions.
- Alakasız sorular sormayı bırakmanızı öneririm.
- He suggested another plan to the committee.
- Komiteye başka bir plan önerdi.
- I strongly suggest that you study harder.
- Daha sıkı çalışmanı kuvvetle öneririm.
- Tom suggested that I do that.
- Tom onu yapmamı önerdi.
- So, what do you suggest?
- Peki, ne öneriyorsun?
- What did Tom suggest we buy?
- Tom ne almamızı önerdi?
- Sami suggested it.
- Sami bunu önerdi.
- I suggest you let me go.
- Benim gitmeme izin vermeni öneriyorum.
- I suggest you come with me.
- Benimle gelmeni öneririm.
- I should never even have suggested such a thing.
- Böyle bir şeyi asla önermemeliydim.
- I'll do as you suggested.
- Senin önerdiğin gibi yapacağım.
- I've already suggested that to Tom.
- Bunu Tom'a zaten önerdim.
- Tom suggested that I go to Boston with him.
- Tom onunla Boston'a gitmemi önerdi.
- I suggest you read what's written on that piece of paper I gave you.
- Sana verdiğim kağıtta ne yazdığını okumanı öneririm.
- I suggest we swim across the river.
- Ben yüzerek nehrin öbür yakasına geçmeyi öneriyorum.
- I suggest that we take a new approach.
- Yeni bir yaklaşım benimsemeyi öneriyorum.
- I suggest you ask him.
- Ona sormanızı öneririm.
- I'm the one who suggested this.
- Ben bunu öneren kişiyim.
- Sami suggested that.
- Sami bunu önerdi.
- Sami suggested it.
- Sami onu önerdi.
- I suggest we go without them.
- Onlarsız gitmeyi öneriyorum.
- I suggest you shut up.
- Çeneni kapamanı öneririm.
- I suggested that to Tom.
- Onu Tom'a önerdim.
- I suggest you do as they say.
- Onların dediğini yapmanızı öneririm.
- May I suggest another possibility?
- Başka bir ihtimal önerebilir miyim?
- Did you suggest that to him?
- Ona bunu mu önerdim?
- I suggest you let Tom go.
- Tom'un gitmesine izin vermeni öneririm.
- I suggest you let him go.
- Onun gitmesine izin vermeni öneriyorum.
- I suggest you and Tom don't talk about Mary.
- Tom'la Mary hakkında konuşmamanızı öneririm.
- You'll probably get injured if you do that the way Tom suggested.
- Tom'un önerdiği şekilde yaparsan muhtemelen yaralanırsın.
- I suggest you don't do what Tom tells you not to do.
- Tom'un sana yapmamanı söylediği şeyi yapmamanı öneririm.
- I'd suggest you look for another place.
- Başka bir yer aramanı öneriririm.
- Tom suggested another plan to the committee.
- Tom, komiteye bir plan daha önerdi.
- What would you suggest that I do?
- Ne yapmamı önerirsin?
- He suggested that a meeting be held as soon as possible.
- Mümkün olan en kısa sürede bir toplantı yapılmasını önerdi.
- It was Tom who first suggested that we hire Mary.
- Mary'yi işe almamızı ilk öneren Tom'du.
- Perhaps Tom can suggest a solution.
- Belki Tom bir çözüm önerebilir.
- If you don't like Tom Jackson, I can suggest another lawyer.
- Tom Jackson'ı beğenmiyorsan, ben başka bir avukat önerebilirim.
- I suggest you turn around and go back home.
- Geri dönmeni ve eve geri gitmeni öneriyorum.
- He suggested that we leave right away before it started to rain.
- Yağmur yağmaya başlamadan hemen gitmemizi önerdi.
- I suggest you go back the same way you came.
- Geldiğin şekilde dönmeni öneriyorum.
- I thought I'd try what Tom suggested.
- Tom'un önerdiği şeyi denemeyi düşündüm.
- Did you suggest that to him?
- Bunu ona önerdin mi?
- That's what I'm suggesting.
- Önerdiğim şey bu.
- I've written to Tom suggesting that he come stay with us this summer.
- Tom'a bu yaz bizimle kalmak için gelmesini öneren yazı yazdım.
- I suggest that we hold off on making a decision until all bids are in.
- Tüm teklifler gelene kadar bir karar vermemeyi öneriyorum.
- We should try what Tom suggested.
- Tom'un önerdiğini denemeliyiz.
- I suggested it.
- Ben onu önerdim.
- Our therapist suggested we go camping together and leave the kids at home.
- Terapistimiz kampa birlikte gitmemizi ve çocukları evde bırakmamızı önerdi.
- Are you suggesting we go home now?
- Şimdi eve gitmemizi mi öneriyorsun?
- Tom suggested that we not watch that movie.
- Tom o filmi izlemememizi önerdi.
- I'd suggest not doing that again.
- Bunu bir daha yapmamanızı öneririm.
- I never wanted to do anything Tom suggested we do.
- Tom'un yapmamızı önerdiği hiçbir şeyi asla yapmak istemedim.
- I suggest that you dress warmly.
- Sıkı giyinmeni öneririm.
- I suggest you begin at once.
- Hemen başlamanızı öneririm.
- He suggested that we go for a swim.
- O yüzmeye gitmemizi önerdi.
- He suggested that the meeting be put off till Monday.
- Toplantının Pazartesi gününe ertelenmesini önerdi.
- How do you suggest we do that?
- Bunu nasıl yapmamızı önerirsiniz?
- To do as you suggest is out of the question.
- Önerdiğiniz gibi yapmak söz konusu bile olamaz.
- I suggest you shut up.
- Çeneni kapatmanı öneririm.
- Tom suggested we help you pull weeds.
- Tom yabani ot çekmenize yardım etmemizi önerdi.
- Tom suggested that I write Mary a letter.
- Tom, Mary'ye bir mektup yazmamı önerdi.
- That's exactly what I'm suggesting.
- Ben de tam olarak bunu öneriyorum.
- What you're suggesting is stupid.
- Önerdiğin şey aptalca.
- She was the one who suggested it.
- Bunu öneren oydu.
- I suggest you put it out of your mind.
- Bunu aklından çıkarmanı öneririm.
- Tom has agreed to do as you suggested.
- Tom önerdiğin gibi yapmayı kabul etti.
- Tom suggested another plan to the committee.
- Tom komiteye başka bir plan önerdi.
- You're the one who suggested that I do this, aren't you?
- Bunu yapmamı öneren kişi sensin, değil mi?
- I'm very much against what you're suggesting.
- Önerdiğin şeye çok karşıyım.
- I suggest you do that today.
- Bunu bugün yapmanızı öneririm.
- I doubt that Tom would behave in the way you suggested he did.
- Tom'un yapmasını önerdiğin şekilde davranacağından şüpheliyim.
- You're the one who suggested stealing Tom's car.
- Tom'un arabasını çalmayı öneren sendin.
- Tom suggested that we should all go to the beach tomorrow.
- Tom yarın hepimizin sahile gitmesini önerdi.
- I suggest you keep out of this.
- Bundan uzak durmanı öneririm.
- Is that what you're suggesting?
- Önerdiğin bu mu?
- She was the one who suggested it.
- O bunu öneren kişiydi.
- I suggest we leave immediately.
- Hemen gitmemizi öneririm.
- I suggest you keep a low profile.
- Dikkat çekmemeni öneriyorum.
- I suggest we all calm down.
- Hepimizin sakinleşmesini öneriyorum.
- I'm the one who suggested that.
- Bunu öneren bendim.
- Are you staying at the hotel I suggested?
- Önerdiğim otelde mi kalıyorsun?
- Might I suggest that we start the meeting an hour earlier?
- Toplantıyı bir saat daha evvel başlatmamızı önerebilir miyim?
- You're the one who suggested that we do that together, aren't you?
- Bunu birlikte yapmamızı öneren kişi sensin, değil mi?
- You're the one who suggested stealing Tom's car.
- Tom'un arabasını çalmayı öneren sensin.
- I suggest you get going.
- Gitmenizi öneririm.
- Tom suggested that I write Mary a letter.
- Tom Mary'ye bir mektup yazmamı önerdi.
- I suggest doing that.
- Bunu yapmanızı öneririm.
- Tom is going to do things the way we suggested.
- Tom işleri bizim önerdiğimiz şekilde yapacak.
- Tom suggested that we try doing this a different way.
- Tom bunu farklı bir şekilde yapmayı denememizi önerdi.
- Tom is the one who suggested this.
- Bunu öneren Tom'du.
- I suggest you let her go.
- Onu bırakmanızı öneririm.
- Where do you suggest we start looking?
- Aramaya nereden başlamamızı önerirsin?
- I think that Tom is suggesting that we should leave.
- Sanırım Tom gitmemiz gerektiğini öneriyor.
- Can you suggest me a good tavern?
- Bana iyi bir taverna önerebilir misiniz?
- I suggest we first find out if Tom is interested in the job.
- Önce Tom'un işle ilgilenip ilgilenmediğini öğrenmemizi öneririm.
- It would be more fun to do that the way Tom suggested.
- Bunu Tom'un önerdiği şekilde yapmak daha eğlenceli olurdu.
- I suggest you keep that to yourself.
- Onu kendin için saklamanı öneriyorum.
- I suggest that you begin doing that right now.
- Bunu hemen şimdi yapmanızı öneririm.
- What do you suggest instead?
- Bunun yerine ne öneriyorsun?
- Nobody's suggesting you do that.
- Kimse bunu yapmanı önermiyor.
- I suggest you do it very carefully.
- Bunu çok dikkatli yapmanızı öneririm.
- Tom suggested that I write a message to Mary.
- Tom, Mary'ye bir mesaj yazmamı önerdi.
- You're not the first to suggest that.
- Bunu öneren ilk kişi sen değilsin.
- I know it's not what you suggested, but it was all I could do.
- Önerdiğinin bu olmadığını biliyorum ama bütün yapabileceğim buydu.
- Tom suggested that I go to Boston with Mary.
- Tom Mary ile Boston'a gitmemi önerdi.
- Doctors suggest drugs to fight diseases.
- Doktorlar hastalıklarla savaşmak için ilaç öneriyor.
- I suggest you send someone outside to see what's going on.
- Neler olduğunu görmesi için dışarıya birini göndermenizi öneririm.
- I was just going to suggest that you do that.
- Ben de tam sana bunu yapmanı önerecektim.
- Whom do yo suggest I should ask?
- Kime sormamı önerirsin?
- It's probably not a good idea to do what Tom suggests.
- Tom'un önerdiklerini yapmak muhtemelen iyi bir fikir değildir.
- I suggest you don't do what Tom asked you to do.
- Tom'un yapmanı istediği şeyi yapmamanı öneririm.
- Tom suggested that we go to the zoo.
- Tom hayvanat bahçesine gitmemizi önerdi.
- There's no evidence to suggest that Tom was the killer.
- Tom'un katil olduğunu önermek için hiçbir kanıt yok.
- I suggested that we bring the meeting to an end.
- Toplantıyı bitirmemizi önerdim.
- I suggest you discuss that with Tom.
- Onu Tom'la görüşmeni öneririm.
- I suggest you do as I say.
- Benim dediğimi yapmanızı öneririm.
- I was going to suggest the following possibility.
- Aşağıdaki olasılığı önerecektim.
- I suggest we go out for a drink.
- Bir içki için dışarı çıkmayı öneriyorum.
- Tom suggested that we go to that new Chinese restaurant on Park Street.
- Tom, Park Caddesi'ndeki yeni Çin lokantasına gitmemizi önerdi.
- I suggest you do that.
- Bunu yapmanı öneririm.
- I suggest that you don't tell Tom about what happened.
- Tom'a olanlardan bahsetmemeni öneririm.
- I suggest you do as we say.
- Bizim dediğimizi yapmanızı öneririm.
- What did you think I was going to suggest?
- Ne önereceğimi sanıyordun?
- Tom should've done it the way you suggested.
- Tom'un onu önerdiğin şekilde yapması gerekirdi.
- He suggested that I read his book.
- Kitabını okumamı önerdi.
- If you're bored, I suggest you to go to the cinema.
- Sıkıldıysan, sinemaya gitmeni öneriyorum.
- I suggest we discuss politics.
- Siyaset tartışmamızı öneriyorum.
- Did Tom try to do what you suggested?
- Tom önerdiğin şeyi yapmaya mı çalıştı?
- What do you suggest we change?
- Neyi değiştirmemizi öneriyorsun?
- If I were you, I'd do what Tom suggested.
- Senin yerinde olsaydım, Tom'un önerdiği şeyi yapardım.
- I suggest that we go to that new Chinese restaurant on Park Street.
- Park Caddesi'ndeki yeni Çin restoranına gitmemizi öneriyorum.
- Tom should've done that the way Mary suggested.
- Tom bunu Mary'nin önerdiği şekilde yapmalıymış.
- I suggest you start studying for the test right away.
- Hemen test için çalışmaya başlamanı öneriyorum.
- I suggest that you don't trust Tom too much.
- Tom'a çok fazla güvenmemenizi öneririm.
- Tom's doctor suggested that he cut down on sugar.
- Tom'un doktoru ona şekeri azaltmasını önerdi.
- Tom has suggested a solution.
- Tom bir çözüm önerdi.
- I suggest you go to the hospital with Tom.
- Tom'la birlikte hastaneye gitmeni öneririm.
- What you're suggesting is simply ridiculous.
- Önerdiğin şey çok saçma.
- She suggested that we should start earlier.
- Daha erken başlamamızı önerdi.
- We should've done what Tom suggested.
- Tom'un önerdiği şeyi yapmalıydık.
- I suggested that we should start early.
- Erken başlamayı ben önerdim.
- That's what I'm suggesting.
- Ben de bunu öneriyorum.
- She suggested that I should clean the bathroom.
- Banyoyu temizlememi önerdi.
- I may suggest an alternate plan?
- Alternatif bir plan önerebilir miyim?
- I suggest you empty the garbage.
- Sana çöpü boşaltmanı öneriyorum.
- How do you suggest we help?
- Nasıl yardım etmemizi öneriyorsun?
- We can save a little time if we do what Tom suggests.
- Tom'un önerdiğini yaparsak biraz zaman kazanabiliriz.
- Tom suggested we leave.
- Tom ayrılmamızı önerdi.
- I suggest that you do that now.
- Onu şimdi yapmanı öneririm.
- I suggest that you ignore Tom.
- Tom'u görmezden gelmeni öneririm.
- I suggest you study French.
- Fransızca öğrenmeni öneririm.
- He suggested we should start at once.
- Derhal başlamamız gerektiğini önerdi.
- Are you seriously suggesting we fire Tom?
- Cidden Tom'u kovmamızı mı öneriyorsun?
- I suggest keeping your opinions to yourself from now on.
- Şu andan itibaren fikirlerinizi kendinize saklamanızı öneririm.
- I suggest we both fall back.
- İkimizin de geri çekilmesini öneriyorum.
- Nobody was able to suggest a solution.
- Kimse bir çözüm öneremedi.
- You should suggest something like these to Tom.
- Tom'a böyle bir şey önermelisin.
- I may suggest an alternate plan?
- Ben alternatif bir plan önerebilir miyim?
- What do you suggest then?
- O zaman ne öneriyorsun?
- Tom was the one who suggested that I do that.
- Bunu yapmamı öneren Tom'du.
- I suggest you go to Boston.
- Boston'a gitmeni öneririm.
- I suggest you come back home immediately.
- Ben hemen eve gelmeni öneririm.
- I suggest that you begin doing that right away.
- Onu derhal yapmaya başlamanı öneririm.
- Tom was the person who suggested we try it this way.
- Bu şekilde denememizi öneren kişi Tom'du.
- I suggest you to go absolutely on a trip to Ferrara and Ravenna.
- Mutlaka Ferrara ve Ravenna'ya bir gezi yapmanı öneririm.
- Did you suggest that to them?
- Bunu onlara önerdin mi?
- He suggested going out to watch a movie.
- Bir film seyretmek için dışarı çıkmayı önerdi.
- Tom suggested that we go downtown.
- Tom şehir merkezine gitmemizi önerdi.
- Tom suggested that I paint my room a light blue.
- Tom odamı açık maviye boyamamı önerdi.
- I suggest you pretend you're asleep.
- Uyuyor gibi davranmanı öneriyorum.
- The way Tom suggested we do that is dangerous.
- Tom'un bunu yapmamızı önerdiği yol tehlikeli.
- I suggest you get started.
- Sana başlamanı öneriyorum.
- I suggest you buy it.
- Onu almanı öneririm.
- I suggest you keep a low profile.
- Dikkat çekmemenizi öneririm.
- I'd never do that the way you suggested.
- Bunu asla önerdiğiniz şekilde yapmam.
- I'm going up to the bar for a drink, and I suggest you do the same.
- Bir şeyler içmek için bara gidiyorum, sana da aynısını öneririm.
- I suggest you do what Tom asks you to do.
- Tom'un senden istediğini yapmanı öneririm.
- Tom is the one who suggested this.
- Bunu öneren kişi Tom'dur.
- We suggest raising the fees.
- Ücretleri yükseltmeyi öneriyoruz.
- Of course, that was what Tom was suggesting.
- Elbette, Tom'un önerdiği şey buydu.
- We may have to do as Tom suggests.
- Tom'un önerdiği gibi yapmak zorunda kalabiliriz.
- My father suggested that we go camping.
- Babam kampa gitmemizi önerdi.
- I wonder why Tom suggested we do that together.
- Tom neden bunu birlikte yapmamızı önerdi merak ediyorum.
- I suggest we put on some clean clothes.
- Temiz kıyafetler giymemizi öneriyorum.
- I did that the way Tom suggested.
- Bunu Tom'un önerdiği şekilde yaptım.
- I'd suggest you don't stay longer than absolutely necessary.
- Kesinlikle gerektiğinden daha uzun süre kalmamanı öneririm.
- Who do you think Tom will suggest?
- Sence Tom kimi önerecek?
- I suggest you read my post again.
- Yazımı tekrar okumanızı öneririm.
- My father suggested that we should go camping.
- Babam kampa gitmemizi önerdi.
- I suggest we go outside and see what's happening.
- Dışarı çıkmamızı ve ne olduğunu görmemizi öneriyorum.
- Can you suggest another solution?
- Başka bir çözüm önerebilir misiniz?
- Could you suggest a good beauty parlor near here?
- Buraya yakın iyi bir güzellik salonu önerebilir misin?
- I suggest you call an attorney.
- Bir avukat çağırmanı öneriyorum.
- The teacher suggested that we go to the library to study.
- Öğretmen ders çalışmak için kütüphaneye gitmemizi önerdi.
- I suggest you do that.
- Onu yapmanı öneririm.
- I suggest you get started.
- Başlamanızı öneririm.
- Tom was the one who suggested that we take a break.
- Ara vermemizi öneren Tom'du.
- I suggest you do what Tom says.
- Tom'un söylediğini yapmanızı öneririm.
- I suggest that you visit some villages in the mountains.
- Ben dağlarda bazı köyleri ziyaret etmenizi öneriyorum.
- You're the one who suggested buying this computer.
- Bu bilgisayarı almayı öneren sendin.
- She suggested that the customer buy a blue tie.
- Müşterinin mavi bir kravat almasını önerdi.
- Perhaps you could suggest something we can do tomorrow.
- Belki yarın yapabileceğimiz bir şey önerebilirsin.
- How would you suggest I handle the situation?
- Bu durumu nasıl ele almamı önerirsiniz?
- Tom thought that the best solution was the one Mary suggested.
- Tom en iyi çözümün Mary'nin önerdiği çözüm olduğunu düşünüyordu.
- Tom suggested ways we could save money.
- Tom para tasarrufu yapabileceğimiz yollar önerdi.
- I'm not suggesting that.
- Onu önermiyorum.
- I suggest we forget our differences and try to cooperate.
- Farklılıklarımızı unutmayı ve iş birliği yapmayı denemeyi öneriyorum.
- I suggest that you don't talk about yourself all the time.
- Her zaman kendin hakkında konuşmamanı öneriyorum.
- Did you suggest that to her?
- Bunu ona önerdin mi?
- I suggested that to him.
- Bunu ona ben önerdim.
- What do you suggest I do then?
- Öyleyse ne yapmamı önerirsiniz?
- I suggest you stay out of my way.
- Sana yolumdan çekilmeni öneririm.
- I suggest we eat just a little now, and then go out later.
- Şimdi biraz yemek yemeyi ve daha sonra dışarı çıkmayı öneriyorum.
- She suggested that we go to the theater.
- Tiyatroya gitmemizi önerdi.
- I suggest you do what they say.
- Onların söylediklerini yapmanı öneririm.
- May I suggest another approach?
- Başka bir yaklaşım önerebilir miyim?
- We suggested that she should make up for the loss.
- Biz onun kaybı telafi etmesi gerektiğini önerdik.
- On their way back home, Tom suggested that they stop and get something to eat.
- Onlar eve geri giderken Tom durmalarını ve yiyecek bir şey almalarını önerdi.
- Are you suggesting we go home now?
- Şimdi eve gitmemizi mi önerirsin?
- Tom suggested that I not do that anymore.
- Tom artık bunu yapmamamı önerdi.
- Can you suggest a better idea?
- Daha iyi bir fikir önerebilir misiniz?
- I suggest that you apologize to Tom.
- Tom'dan özür dilemeni öneririm.
- He suggested that we go for a swim.
- Yüzmeye gitmemizi önerdi.
- I suggest you don't do that anymore.
- Artık yapmamanızı öneririm.
- I suggested that we should start at once.
- Hemen başlamayı önerdim.
- I suggest we continue.
- Devam etmemizi öneririm.
- How would you suggest doing that?
- Bunu nasıl yapmamı önerirsin?
- Tom didn't have to do what Mary suggested.
- Tom, Mary'nin önerdiği şeyi yapmak zorunda değildi.
- I suggest you turn around and go back home.
- Geri dönüp eve gitmenizi öneririm.
- The chairman suggested that we should discuss the problem.
- Başkan sorunu tartışmamızı önerdi.
- What do you suggest we do?
- Ne yapmamızı önerirsin?
- Tom suggested that we surprise you.
- Tom sana sürpriz yapmamızı önerdi.
- Tom suggested that we postpone the meeting.
- Tom toplantıyı ertelememizi önerdi.
- I suggest you do what he says.
- Onun söylediklerini yapmanı öneririm.
- Did you suggest that to Tom?
- Onu Tom'a önerdin mi?
- Tom suggested I go with him to Boston.
- Tom onunla Boston'a gitmemi önerdi.
- We were going to suggest a compromise.
- Biz bir uzlaşma önerecektik.
- Tom suggested that we cancel the meeting.
- Tom toplantıyı iptal etmeyi önerdi.
- I suggest you do that before Monday.
- Bunu pazartesi gününden önce yapmanı öneririm.
- What's Tom suggesting?
- Tom ne öneriyor?
- I suggest you go to Boston with Tom.
- Boston'a Tom'la birlikte gitmeni öneririm.
- Could you suggest an alternative date?
- Alternatif bir tarih önerebilir misiniz?
- I suggest you let Tom handle this.
- Bunu Tom'un halletmesine izin vermeni öneririm.
- I suggest that you not wait any longer.
- Daha fazla beklememeni öneririm.
- You're the one who suggested we eat Chinese food, so don't complain.
- Çin yemeği yememizi öneren sensin, o yüzden şikayet etme.
- I suggest you do that tomorrow instead of today.
- Bunu bugün yerine yarın yapmanı öneririm.
- She suggested that he try it.
- Ona denemesini önerdi.
- Tom suggested that I wait until the new model came out before I bought an iPhone.
- İPhone almadan önce yeni modeli çıkana kadar beklememi önerdi.
- I was the one who suggested Tom keep a journal.
- Tom'a günlük tutmasını öneren bendim.
- I suggest we hurry.
- Acele etmemizi öneririm.
- We suggest raising the fees.
- Ücretlerin yükseltilmesini öneriyoruz.
- I suggest we skip this part.
- Bu kısmı atlamamızı öneriyorum.
- I suggest you take a closer look at the contract.
- Sözleşmeye daha yakından bakmanı öneriyorum.
- Nobody's suggesting you do that.
- Sana kimse bunu yapmanı önermiyor.
- I suggest that you don't tell Tom what you do for a living.
- Tom'a geçinmek için ne yaptığını söylememenizi öneriyorum.
- If you're bored, I suggest you to go to the cinema.
- Eğer sıkıldıysanız, sinemaya gitmenizi öneririm.
- I strongly suggest you stay out of Tom's way.
- Kesinlikle Tom'un yolundan uzak durmanızı öneririm.
- I suggest that you go and see a doctor about this as soon as you can.
- Elinden geldiğince kısa sürede bunun hakkında gidip bir doktorla görüşmeni öneririm.
- I suggest you study.
- Çalışmanı öneriyorum.
- I suggest we discuss politics.
- Politikayı tartışmamızı öneririm.
- I suggest you do that tomorrow.
- Bunu yarın yapmanı öneririm.
- I suggest we try a little harder next time.
- Bir dahaki sefere biraz daha sıkı çalışmamızı öneririm.
- He got tired of being the devil's advocate and now agrees with every idea they suggest, no matter how dumb.
- O, şeytanın avukatı olmaktan usandı ve ne kadar aptalca olursa olsun, şimdi onların önerdiği her fikri kabul ediyor.
- Our only alternative is to do what Tom suggested.
- Tek alternatifimiz Tom'un önerdiği şeyi yapmak.
- I suggest we go home by cab.
- Eve taksiyle gitmemizi öneriyorum.
- I suggest you don't let Tom see you.
- Tom'un seni görmesine izin vermemeni öneririm.
- I suggest that you take a nap.
- Senin şekerleme yapmanı öneriyorum.
- Tom suggested that we leave right away before it started to rain.
- Tom yağmur başlamadan önce hemen terk etmemizi önerdi.
- What do you suggest?
- Ne öneriyorsun?
- What exactly are you suggesting?
- Sen tam olarak ne öneriyorsun?
- I suggest you don't let Tom see you.
- Tom'un sizi görmesine izin vermemenizi öneririm.
- I suggest you wait until Tom gets here.
- Tom buraya gelinceye kadar beklemenizi öneririm.
- What Tom has suggested is perhaps the easiest solution.
- Tom'un önerdiği şey belki de en kolay çözüm.
- I suggest you ask Tom that question.
- Bu soruyu Tom'a sormanı öneririm.
- Tom should've done that the way Mary suggested.
- Tom, Mary'nin önerdiği şekilde yapmalıydı.
- I suggested that we should start early.
- Erken başlamamız gerektiğini önerdim.
- I suggest you don't do that anymore.
- Artık onu yapmamanı öneririm.
- I suggest we skip this part.
- Bu bölümü atlamamızı öneriyorum.
- Tom is the one who suggested that we not do this.
- Tom bunu yapmamamızı öneren kişidir.
- I suggest we stay home and watch television.
- Evde kalıp TV izlememizi öneriyorum.
- I suggest that we leave now, Tom.
- Şimdi gitmemizi öneriyorum, Tom.
- Did Tom try to do what you suggested?
- Tom önerdiğin şeyi yapmaya çalıştı mı?
- I suggest you keep your opinions to yourself from now on.
- Şu andan itibaren fikirlerini kendine saklamanı öneriyorum.
- How do you suggest that we settle this?
- Bunu nasıl çözmemizi öneriyorsun?
- What did Tom suggest you buy?
- Tom ne satın almanı önerdi?
- I'd suggest you look for another place.
- Başka bir yer aramanızı öneririm.
- I suggest you do what he says.
- Onun dediğini yapmanı öneririm.
- You're the one who suggested that Tom do it that way, aren't you?
- Tom'un bunu bu şekilde yapmasını öneren kişi sensin, değil mi?
- She suggested that I go to the store with him.
- Onunla markete gitmemi önerdi.
- Tom suggested wearing warm clothes.
- Tom kalın giysiler giymemizi önerdi.
- I'd like to suggest you start going to bed one hour earlier.
- Yatağa bir saat erken gitmeni önermek istiyorum.
- The data suggest that the optimum length of a lecture may be 30 instead of 60 minutes.
- Veri bir dersin ideal uzunluğunun 60 dakika yerine 30 olabileceğini öneriyor.
- Tom suggested wearing warm clothes.
- Tom sıcak tutan giysiler giymeyi önerdi.
- Tom will do as you suggested.
- Tom senin önerdiğin gibi yapacak.
- I suggest you don't say a thing.
- Bir şey söylememeni öneririm.
- I suggest you don't ask Tom those questions.
- Tom'a o soruları sormamanızı öneririm.
- Tom suggested that we wait here.
- Tom burada beklememizi önerdi.
- Tom suggested I ask you for advice.
- Tom senden tavsiye istememi önerdi.
- I suggest you hurry.
- Acele etmenizi öneririm.
- I strongly suggest you visit Kyoto.
- Kyoto'yu ziyaret etmeni şiddetle öneriyorum.
- Tom did it as you suggested.
- Tom onu önerdiğin gibi yaptı.
- I suggest you ask her.
- Ona sormanı öneririm.
- What do you suggest we do?
- Ne yapmamızı öneriyorsun?
- I suggest you go back home and discuss this with your wife.
- Eve dönüp bunu eşinizle konuşmanızı öneririm.
- I suggest we agree to Tom's demands.
- Tom'un taleplerini kabul etmemizi öneririm.
- I suggest you tell me the truth.
- Bana gerçeği söylemenizi öneririm.
- What did Tom suggest we buy?
- Tom ne satın almamızı önerdi?
- I suggest you return to your room.
- Odanıza dönmenizi öneririm.
- Tom suggested that I go to Boston with Mary.
- Tom, Mary ile Boston'a gitmemi önerdi.
- I would suggest the following change.
- Şu değişikliği öneririm.
- I suggest you tell us everything you know about Tom.
- Tom hakkında bildiğin her şeyi bize söylemeni öneriyorum.
- I suggest you don't do what Tom asked you to do.
- Tom'un senden yapmanı istediği şeyi yapmamanı öneririm.
- I suggest you come with me.
- Benimle gelmeni öneriyorum.
- I wonder why Tom suggested I do that.
- Acaba Tom neden bunu yapmamı önerdi?
- I suggest you get ready for your guests.
- Misafirleriniz için hazırlanmanızı öneririm.
- I never suggested that.
- Ben asla onu önermedim.
- How would you suggest we do that?
- Bunu nasıl yapmamızı önerirsiniz?
- Can I suggest something?
- Bir şey önerebilir miyim?
- I'd suggest we don't go down that road.
- Bu yola girmememizi öneririm.
- I suggest that you take a break and cool off a little.
- Biraz ara verip sakinleşmeni öneririm.
- Where do you suggest we go?
- Nereye gitmemizi öneriyorsun?
- Tom suggested that we go to the movies.
- Tom sinemaya gitmeyi önerdi.
- I suggest you stop asking so many stupid questions.
- Bu kadar çok aptalca soru sormayı bırakmanızı öneririm.
- I suggest you get a lawyer.
- Bir avukat tutmanı öneriyorum.
- She suggested going to the cinema to us.
- O, sinemaya gitmemizi önerdi.
- I suggest you keep out of this.
- Bu işe karışmamanızı öneririm.
- I suggested going for a walk.
- Yürüyüşe gitmeyi önerdim.
- How would you suggest I handle the situation?
- Bu durumla nasıl başa çıkmamı önerirsin?
- I suggested that Tom get some sleep.
- Tom'a biraz uyumasını önerdim.
- What you're suggesting doesn't seem feasible.
- Önerdiğin şey mümkün görünmüyor.
- We were going to suggest a compromise.
- Bir uzlaşma önerecektik.
- I'd suggest we don't go down that road.
- O yoldan gitmemizi öneririm.
- I suggest you stay away from Tom.
- Tom'tan uzak durmanızı öneririm.
- Tom suggested we leave early.
- Tom erken gitmemizi önerdi.
- On their way back home, Tom suggested that they stop and get something to eat.
- Eve dönerken Tom durup bir şeyler yemelerini önerdi.
- Did you suggest that to them?
- Onlara bunu mu önerdim?
- I suggest a different approach.
- Farklı bir yaklaşım öneriyorum.
- Who do you suggest we talk to?
- Kimle konuşmamızı öneriyorsun?
- Tom suggested that we do that.
- Tom bunu yapmamızı önerdi.
- I suggest that you don't tell Tom about what happened.
- Olanları Tom'a anlatmamanı öneririm.
- Tom suggested we leave.
- Tom gitmemizi önerdi.
- I suggest we finish this tomorrow.
- Bunu yarın bitirmemizi öneririm.
- Tom suggested that Mary see a doctor.
- Tom, Mary'ye bir doktora görünmesini önerdi.
- I suggest that you should write him a thank-you letter.
- Ona bir teşekkür mektubu yazmanı öneririm.
- Can you suggest another solution?
- Başka bir çözüm önerebilir misin?
- I'm so glad you suggested this.
- Bunu önerdiğine çok memnun oldum.
- I suggest you do what Tom asks you to do.
- Tom'un yapmanı istediği şeyi yapmanı öneririm.
- Tom suggested the idea to Mary.
- Tom bu fikri Mary'ye önerdi.
- I suggest that you begin doing that right now.
- Onu hemen yapmaya başlamanı öneririm.
- I suggest you pay attention.
- Dikkatini vermeni öneririm.
- Tom was the one who suggested that we visit the castle.
- Kaleyi ziyaret etmemizi öneren Tom'du.
- What Tom has suggested is perhaps the easiest solution.
- Tom'un önerdiği belki de en kolay çözümdür.
- I suggest that you call Tom.
- Tom'u aramanı öneririm.
- I suggest doing that right away.
- Bunu hemen yapmanı öneririm.
- How would you suggest we do that?
- Bunu nasıl yapmamızı önerirsin?
- You were the one who suggested I visit Tom.
- Tom'u ziyaret etmemi öneren kişi sendin.
- Tom suggested that I steam vegetables rather than boil them.
- Tom, sebzeleri kaynatmak yerine onları buharda pişirmemi önerdi.
- What you're suggesting we do won't work.
- Yapmamızı önerdiğin şey işe yaramayacak.
- I'd never suggest that.
- Bunu asla önermem.
- What would you suggest?
- Ne önerirdiniz?
- Tom was the one who suggested this.
- Tom bunu öneren kişiydi.
- Tom did it as you suggested.
- Tom senin önerdiğin gibi yaptı.
- I was about to suggest the same thing.
- Ben aynı şeyi önermek üzereydim.
- Tom suggested we study French.
- Tom, Fransızca okumamızıi önerdi.
- My mother suggested that I throw away some of the stuff in my closet.
- Annem dolabımdaki bazı eşyaları atmamı önerdi.
- Tom was the one who suggested we try it this way.
- Bu şekilde denememizi öneren kişi Tom'du.
- I suggest that you take a break and cool off a little.
- Bir mola vermeni ve biraz dinlenmeni öneriyorum.
- Tom suggested going to the movies.
- Tom sinemaya gitmeyi önerdi.
- What do you suggest doing?
- Ne yapmamızı önerirsiniz?
- I suggest you let me go.
- Beni bırakmanızı öneririm.
- You were the one who suggested I visit Tom.
- Tom'u ziyaret etmemi öneren sendin.
- He suggested that we leave right away before it started to rain.
- Yağmur bastırmadan çıkmamızı önerdi.
- I suggest that you stay away from Tom.
- Tom'tan uzak durmanızı öneriyorum.
- I suggest we get away from here as soon as possible.
- Mümkün olduğunca çabuk buradan uzaklaşmamızı öneriyorum.
- Tom suggested that we take a short rest.
- Tom kısa bir mola vermemizi önerdi.
- You suggested it yourself.
- Bunu kendin önerdin.
- You had better do as I suggest.
- Önerdiğim gibi yapsan iyi olur.
- You'll have more fun if you do what I suggested.
- Önerdiğim şeyi yaparsan daha çok eğleneceksin.
- Don't you think what Tom suggested is a good idea?
- Sence Tom'un önerdiği şey iyi bir fikir değil mi?
- What would you suggest we do?
- Ne yapmamızı önerirsiniz?
- What does Tom suggest?
- Tom ne öneriyor?
- Tom did that the way you suggested.
- Tom bunu senin önerdiğin şekilde yaptı.
- Tom should do as Mary suggests.
- Tom Mary'nin önerdiği gibi yapmalı.
- He got tired of being the devil's advocate and now agrees with every idea they suggest, no matter how dumb.
- Şeytanın avukatı olmaktan yoruldu ve şimdi ne kadar aptalca olursa olsun önerdikleri her fikre katılıyor.
- I suggest that you go and see a doctor about this as soon as you can.
- Bu konuda en kısa zamanda bir doktora görünmenizi öneririm.
- I suggest that we stay home and watch TV.
- Evde kalıp televizyon izlemeyi öneriyorum.
- I suggested it.
- Ben önerdim.
- I suggest you don't do what Tom is doing.
- Tom'un yaptığı şeyi yapmamanızı öneririm.
- Tom should do what Mary suggested.
- Tom Mary'nin önerdiğini yapmalı.
- I suggested that to her.
- Bunu ona ben önerdim.
- I suggest that you do that right now.
- Bunu şimdi yapmanı öneriyorum.
- I suggest you try harder.
- Daha çok çabalamanı öneririm.
- I suggest doing that right away.
- Bunu hemen yapmayı öneriyorum.
- Tom is the one who suggested that.
- Bunu öneren Tom'du.
- We suggest you come early tonight.
- Bu gece erken gelmenizi öneririz.
- The doctor suggested that he should give up smoking.
- Doktor, ona sigarayı bırakmasını önerdi.
- I suggest you do that with Tom.
- Bunu Tom'la yapmanı öneririm.
- I suggest you let us go.
- Bizi bırakmanızı öneririm.
- Tom suggested that we go fishing tomorrow.
- Tom yarın balığa gitmemizi önerdi.
- I suggest you find a job.
- Bir iş bulmanı öneririm.
- I suggest you talk to him.
- Onunla konuşmanı öneririm.
- I suggest you stay here until Tom gets here.
- Tom gelene kadar burada kalmanızı öneriyorum.
- What Tom suggested sounded ridiculous to me.
- Tom'un önerdiği şey bana çok saçma geldi.
- I'm glad you suggested this.
- Bunu önerdiğine sevindim.
- What you're suggesting is just not practical.
- Önerdiğiniz şey pratik değil.
- I think I was the one who suggested that.
- Sanırım onu öneren kişi bendim.
- How do you suggest we proceed?
- Nasıl devam etmemizi önerirsin?
- I strongly suggest you stay out of Tom's way.
- Tom'un yolundan uzak durmanı şiddetle öneririm.
- I suggest that we go out on Friday.
- Cuma günü dışarı çıkmamızı öneriyorum.
- Tom knew that Mary was likely to not do anything he suggested.
- Tom, Mary'nin muhtemeklen onun önerdiği hiçbir şeyi yapmayacağını biliyordu.
- I strongly suggest that you get yourself another lawyer.
- Kendinize başka bir avukat bulmanızı şiddetle öneririm.
- Tom suggested that I do whatever I wanted to do.
- Tom, yapmak istediğim her şeyi yapmamı önerdi.
- I suggest you study.
- Çalışmanı öneririm.
- I suggest you study French.
- Fransızca çalışmanı öneriyorum.
- I suggest you let Tom do what he wants to do.
- Tom'un ne yapmak istiyorsa yapmasına izin vermeni öneririm.
- I was about to suggest the same thing.
- Ben de aynı şeyi önermek üzereydim.
- If you've got a problem with that, I suggest you talk to Tom about it.
- Eğer bununla ilgili bir sorununuz varsa, Tom'la konuşmanızı öneririm.
- I suggest you give it back to Tom.
- Onu Tom'a geri vermeni öneriyorum.
- I suggest that you do that now.
- Onu şimdi yapmanı öneriyorum.
- Tom was the one who suggested that we visit the castle.
- Kaleyi ziyaret etmemizi öneren kişi Tom'du.
- I suggest you stop asking irrelevant questions.
- Ben alakasız sorular sormayı kesmeni öneririm.
- Where do you suggest we start looking?
- Aramaya nereden başlamamızı öneriyorsun?
- Tom did as you suggested.
- Tom önerdiğin gibi yaptı.
- Tom didn't want to do what Mary suggested.
- Tom, Mary'nin önerdiği şeyi yapmak istemedi.
- What do you suggest doing?
- Ne yapmayı öneriyorsun?
- Tom suggested we go fishing tomorrow.
- Tom yarın balığa çıkmamızı önerdi.
- I suggest that you try to get some sleep.
- Biraz uyumaya çalışmanı öneririm.
- You suggested that we do that tomorrow instead of today.
- Bunu bugün yerine yarın yapmamızı önerdin.
- I suggest we concentrate on getting this done.
- Bu işi halletmeye odaklanmamızı öneririm.
- Tom suggested that the meeting be postponed until next Monday.
- Tom toplantının gelecek pazartesiye kadar ertelenmesini önerdi.
- I suggest that you write her a thank-you letter.
- Ona bir teşekkür mektubu yazmanı öneriyorum.
- I suggested one.
- Ben bir tane önerdim.
- Tom has suggested another option.
- Tom başka bir seçenek önerdi.
- I suggest you talk to Tom.
- Tom'la konuşmanı öneririm.
- Was Tom the one who suggested this?
- Bunu öneren Tom muydu?
- I suggest that you talk to Tom.
- Tom'la konuşmanı öneririm.
- I suggest that we hold off on making a decision until all bids are in.
- Tüm teklifler gelene kadar kararı ertelemeyi öneriyorum.
- I'd suggest not doing that.
- Bunu yapmamanı öneririm.
- Do you know what Tom is suggesting?
- Tom'un ne önerdiğini biliyor musun?
- I suggest you find a job.
- Bir iş bulmanı öneriyorum.
- I suggest you leave immediately.
- Hemen gitmeni öneriyorum.
- I suggest you don't tell Tom what you do for a living.
- Tom'a ne iş yaptığını söylememeni öneririm.
- You're the one who suggested buying this computer.
- Bu bilgisayarı almayı öneren sensin.
- You're the one who suggested that we do that.
- Bunu yapmamızı öneren sendin.
- I suggest that you call Tom.
- Tom'u aramanı öneriyorum.
- Let's try to do it the way Tom suggested.
- Bunu Tom'un önerdiği şekilde yapmaya çalışalım.
- Tom did that the way I suggested.
- Tom bunu önerdiğim şekilde yaptı.
- Tom suggested that Mary should resign from her current job and find another one.
- Tom, Mary'nin şu anki işinden istifa etmesini ve başka bir iş bulmasını önerdi.
- Tom suggested that I steam vegetables rather than boil them.
- Tom sebzeleri haşlamak yerine buharda pişirmemi önerdi.
- I suggest you hurry.
- Sana acele etmeni öneriyorum.
- Tom did that the way you suggested.
- Tom bunu önerdiğin şekilde yaptı.
- What did Tom suggest?
- Tom ne önerdi?
- Who do you suggest we talk to?
- Kiminle konuşmamızı önerirsin?
- I suggest that you proceed very carefully.
- Çok dikkatli ilerlemeni öneririm.
- Tom suggested we visit Boston.
- Tom Boston'u ziyaret etmemizi önerdi.
- I suggest you return to your quarters.
- Odanıza dönmenizi öneririm.
- I suggest you let her go.
- Onun gitmesine izin vermeni öneriyorum.
- I suggest you should do away with this shop.
- Bu dükkânı kapatmanı öneriyorum.
- I suggest not doing that.
- Bunu yapmamanızı öneririm.
- May I suggest another hotel?
- Başka bir otel önerebilir miyim?
- Are you suggesting that we ignore Tom's request.
- Tom'un isteğini görmezden gelmemizi mi öneriyorsun?
- We suggest you adjust your records accordingly.
- Kayıtlarınızı buna göre ayarlamanızı öneririz.
- I suggest that you not wait any longer.
- Daha fazla beklememeni öneriyorum.
- I suggest you go to the hospital with Tom.
- Tom'la hastaneye gitmeni öneririm.
- Tom suggested that Mary sing the new song she'd been practicing.
- Tom Mary'nin pratik yaptığı yeni şarkıyı söylemesini önerdi.
- I suggested that we end the meeting.
- Ben toplantıyı bitirmemizi önerdim.
- I suggest you and Tom don't talk about Mary.
- Sana ve Tom'a Mary hakkında konuşmamanızı öneriyorum.
- Tom did that the way you suggested.
- Tom bunu önerdiğiniz şekilde yaptı.
- I suggest you do it quickly.
- Onu çabucak yapmanı öneriyorum.
- I suggest that you read this document first.
- Evvela bu belgeyi okumanızı öneririm.
- Tom was shocked by what Mary suggested.
- Tom Mary'nin önerdiği şeyden şok oldu.
- I suggest we take Tom's advice and go home.
- Tom'un tavsiyesine uyup eve gitmeyi öneriyorum.
- What are they suggesting?
- Ne öneriyorlar?
- I suggest you all get out of this room as soon as possible.
- En kısa sürede bu odadan çıkmanızı öneriyorum.
- He suggested that a meeting be held as soon as possible.
- En kısa sürede bir toplantı düzenlenmesini önerdi.
Show More (1222)
|
