|
- Tom looked very surprised.
- Tom çok şaşırmış görünüyordu.
- They look surprised.
- Onlar şaşırmış görünüyorlar.
- Tom said Mary didn't sound surprised.
- Tom Mary'nin şaşırmış görünmediğini söyledi.
- He seemed very surprised when I told him about it.
- Ona anlattığımda çok şaşırmış görünüyordu.
- Tom seemed surprised at the news.
- Tom habere şaşırmış görünüyordu.
- Tom was too surprised to react.
- Tom tepki veremeyecek kadar şaşırmıştı.
- You look surprised to see me.
- Beni gördüğüne şaşırmış görünüyorsun.
- Tom and Mary both looked surprised.
- Tom ve Mary şaşırmış görünüyordu.
- Tom didn't sound very surprised.
- Tom'un sesi pek şaşırmış gibi gelmedi.
- They were completely surprised.
- Tamamen şaşırmışlardı.
- We were very surprised.
- Biz çok şaşırmıştık.
- You don't seem surprised to see me.
- Beni gördüğüne şaşırmış gibi görünmüyorsun.
- Tom seemed to be surprised Mary didn't know what to do.
- Tom, Mary'nin ne yapacağını bilmediğine şaşırmış görünüyordu.
- Tom seemed quite surprised when he heard that Mary and John had gotten married.
- Tom, Mary ve John'un evlendiğini duyduğunda oldukça şaşırmış görünüyordu.
- Nobody seemed surprised.
- Kimse şaşırmış görünmüyordu.
- You didn't look surprised.
- Şaşırmış görünmüyordun.
- Why do you sound so surprised?
- Neden bu kadar şaşırmış görünüyorsun?
- You seem surprised.
- Şaşırmış görünüyorsunuz.
- You still look surprised.
- Hâlâ şaşırmış görünüyorsun.
- My wife looked surprised.
- Karım şaşırmış görünüyordu.
- Tom looked surprised.
- Tom şaşırmış görünüyordu.
- Mr Jordan was a little surprised.
- Bay Jordan biraz şaşırmıştı.
- I was slightly surprised.
- Ben biraz şaşırmıştım.
- Tom didn't seem very surprised.
- Tom çok şaşırmış görünmüyordu.
- Tom seemed a little surprised.
- Tom biraz şaşırmış görünüyordu.
- Tom seemed surprised when I told him Mary wasn't here.
- Tom'a Mary'nin burada olmadığını söyleyince, şaşırmış görünüyordu.
- Everybody looks surprised and a little confused.
- Herkes şaşırmış ve biraz da kafası karışmış görünüyor.
- Aren't you surprised?
- Şaşırmış değil misin?
- Tom and Mary look surprised.
- Tom ve Mary şaşırmış görünüyorlar.
- Tom didn't seem surprised to see Mary here.
- Tom, Mary'yi burada gördüğüne şaşırmış görünmüyordu.
- Tom didn't seem surprised when I told him where the party was going to be.
- Partinin nerede olacağını söylediğimde Tom şaşırmış gibi görünmedi.
- Tom was more surprised than anybody.
- Tom herkesten daha çok şaşırmıştı.
- Tom seemed surprised at the news.
- Tom haberlere şaşırmış görünüyordu.
- Tom doesn't seem too surprised.
- Tom çok şaşırmış görünmüyor.
- Betty seemed surprised at the news.
- Betty, habere şaşırmış görünüyordu.
- Tom seemed surprised when he saw Mary kissing John.
- Tom Mary'nin John'u öptüğünü gördüğünde şaşırmış görünüyordu.
- Tom looked surprised at how well Mary was doing.
- Tom, Mary'nin ne kadar iyi olduğuna şaşırmış görünüyordu.
- Tom seemed more surprised than angry.
- Tom kızgından daha çok şaşırmış görünüyordu.
- You seemed surprised when Tom told you he wanted to do that.
- Tom sana bunu yapmak istediğini söylediğinde şaşırmış görünüyordun.
- She seemed very surprised when I told her about it.
- Ona anlattığımda çok şaşırmış görünüyordu.
- Aren't you surprised to see me here?
- Beni burada gördüğüne şaşırmış değil misin?
- Tom seemed very surprised when I told him about it.
- Ona anlattığımda Tom çok şaşırmış göründü.
- Don't act surprised.
- Şaşırmış gibi davranma.
- Don't look surprised.
- Şaşırmış gibi bakma.
- Don't sound so surprised.
- Çok şaşırmış görünme.
- Tom seemed to be very surprised.
- Tom çok şaşırmış görünüyordu.
- Tom was almost as surprised as Mary.
- Tom neredeyse Mary kadar şaşırmıştı.
- Tom didn't seem too surprised, either.
- Tom da pek şaşırmış görünmüyordu.
- Tom seemed surprised to see Mary.
- Tom, Mary'yi gördüğüne şaşırmış gibiydi.
- Tom seemed surprised when he saw Mary kissing John.
- Tom, Mary'nin John'u öptüğünü gördüğünde şaşırmış görünüyordu.
- Tom didn't look surprised.
- Tom şaşırmış görünmüyordu.
- Tom didn't look too surprised.
- Tom çok şaşırmış görünmüyordu.
- Aren't you surprised to see me?
- Beni gördüğüne şaşırmış değil misin?
- Tom didn't seem surprised that Mary had a motorcycle.
- Tom, Mary'nin motosikleti olmasına şaşırmış görünmüyordu.
- Tom looked a bit surprised.
- Tom biraz şaşırmış görünüyordu.
- Tom was really surprised.
- Tom gerçekten şaşırmıştı.
- Tom seemed to be surprised.
- Tom şaşırmış görünüyordu.
- Tom sounded surprised.
- Tom şaşırmış gibiydi.
- He looked surprised.
- Şaşırmış görünüyordu.
- Tom didn't seem surprised when Mary did that.
- Mary bunu yaptığında Tom şaşırmış görünmüyordu.
- They seem surprised.
- Şaşırmış görünüyorlar.
- Tom seemed surprised when I did that.
- Tom bunu yaptığımda şaşırmış görünüyordu.
- Tom said Mary didn't sound surprised.
- Tom, Mary'nin sesinin şaşırmış gibi gelmediğini söyledi.
- We shouldn't act surprised, though.
- Yine de şaşırmış davranmamamız gerekir.
- I was pretty surprised.
- Çok şaşırmıştım.
- They look surprised.
- Şaşırmış görünüyorlar.
- Tom didn't sound surprised.
- Tom şaşırmış görünmüyordu.
- None of them look surprised.
- Hiçbiri şaşırmış görünmüyor.
- They're surprised.
- Onlar şaşırmış.
- Tom seems surprised.
- Tom şaşırmış görünüyor.
- You sound surprised.
- Şaşırmış gibi görünüyorsun.
- We were very surprised by that.
- Biz onun tarafından çok şaşırmıştık.
- I must say that they didn't really seem surprised.
- Şaşırmış görünmediklerini söylemeliyim.
- You don't look too surprised.
- Çok şaşırmış görünmüyorsun.
- Tom seemed surprised when I told him Mary had to do that.
- Mary'nin bunu yapmak zorunda olduğunu söylediğimde Tom şaşırmış görünüyordu.
- Tom seemed surprised, but Mary didn't.
- Tom şaşırmış görünüyordu ama Mary şaşırmadı.
- For a moment, Tom was too surprised to speak.
- Bir an için, Tom konuşamayacak kadar şaşırmıştı.
- Tom seemed surprised by the question.
- Tom soru karşısında şaşırmış görünüyordu.
- I was kind of surprised that Tom did that.
- Ben Tom'un onu yapmasına biraz şaşırmıştım.
- Was Tom really surprised or was he just pretending to be?
- Tom gerçekten şaşırmış mıydı yoksa öyle gibi mi yapıyordu?
- You seemed surprised when Tom told you he wanted to do that.
- Tom sana bunu yapmak istediğini söylediğinde şaşırmış gibi görünüyordun.
- You don't seem surprised.
- Sen şaşırmış görünmüyorsun.
- You don't sound very surprised.
- Pek şaşırmışa benzemiyorsun.
- Tom seemed surprised to see Mary.
- Tom Mary'yi gördüğüne şaşırmış görünüyordu.
- You looked surprised.
- Şaşırmış görünüyordun.
- Tom seemed surprised when I told him.
- Ona söylediğimde Tom şaşırmış görünüyordu.
- Tom didn't seem to be surprised when Mary did that.
- Mary bunu yaptığında Tom şaşırmış gibi görünmüyordu.
- I was definitely surprised.
- Ben kesinlikle şaşırmıştım.
- Nobody seemed surprised.
- Kimse şaşırmış gibi görünmüyordu.
Show More (86)
|