|
- We appreciate the rapporteur's negotiating talent and her personal commitment.
- Raportörün müzakere yeteneğini ve kişisel bağlılığını takdir ediyoruz.
- What talent, knowledge and experience is lost because of this!
- Bu yüzden ne kadar yetenek, bilgi ve deneyim kaybedildi!
- Angola has enormous resources, huge talents and huge hopes.
- Angola'nın muazzam kaynakları, büyük yetenekleri ve büyük umutları var.
- Can we really achieve that full employment without unleashing that entrepreneurial talent?
- Girişimcilik yeteneğini serbest bırakmadan gerçekten tam istihdamı sağlayabilir miyiz?
- In this case you have done justice to your talent and reputation.
- Bu durumda yeteneğinizin ve itibarınızın hakkını vermiş oluyorsunuz.
- And since I make a living out of other people's talent.
- Ve başkalarının yeteneklerinden geçimimi sağladığım için.
- And since I make a living out of other people's talent.
- Hayatımı başkalarının yeteneklerinden kazanmaya başladığımdan beri.
- And remember, tonight is the talent show.
- Ve unutmayın, bu gece yetenek gösterisi var.
- Musical talent can be developed if it's properly trained.
- Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.
- This is a waste of your time and your talents.
- Bu zamanınızı ve yeteneklerinizi boşa harcamak demek.
- He had seldom seen a child with so much talent.
- Bu kadar yetenekli bir çocuğu nadiren görmüştü.
- What time does the talent show start?
- Yetenek gösterisi ne zaman başlar?
- With your talent, you should be able to make a lot of money.
- Yeteneğinizle çok para kazanabilmelisiniz.
- He has an inexplicable talent for mathematics.
- Matematik konusunda açıklanamaz bir yeteneği var.
- The character depends on personality, not on talent.
- Karakter kişiliğe bağlıdır, yeteneğe değil.
- He is jealous of her talent.
- Onun yeteneğini kıskandı.
- Tom is a man of many talents.
- Tom çok yetenekli bir insan.
- Being cut from the team doesn't mean that you have no talent.
- Takımdan çıkarılmak yeteneksiz olduğun anlamına gelmez.
- Tom has a talent for writing.
- Tom'da yazma yeteneği var.
- Stupidity is also a natural talent.
- Aptallık aynı zamanda doğal bir yetenektir.
- The clumsy man envied her extraordinary talent.
- Beceriksiz adam, onun olağanüstü yeteneğini kıskandı.
- I can't help admiring his talent.
- Onun yeteneğine hayran olmamak elimde değil.
- She has a talent for dance.
- Dans konusunda yetenekli.
- She uses her talent as an artist to describe places.
- Bir sanatçı olarak yeteneğini mekanları tanımlamak için kullanıyor.
- Tom is wasting his talents.
- Tom yeteneklerini boşa harcıyor.
- A talent agency represents actors.
- Bir yetenek ajansı aktörleri temsil ediyor.
- Your only talent is getting sick at the wrong time.
- Senin tek yeteneğin yanlış zamanda hastalanman.
- She has talent.
- O yetenekli biri.
- No one was aware of her literary talent.
- Hiç kimse onun edebi yeteneğinin farkında değil.
- He had a talent for painting.
- Resim yapma yeteneği vardı.
- She has some literary talent.
- Biraz edebi yeteneği var.
- Tom is a man of many talents.
- Tom birçok yeteneği olan bir adamdır.
- The pianist is endowed with extraordinary talent.
- Piyanist, olağanüstü bir yeteneğe sahip.
- You shouldn't give up just because you have no talent.
- Yeteneğin olmadığı için vazgeçmemelisin.
- My liege is a man of many talents.
- Lordum çok yetenekli bir adamdır.
- She has a talent for dance.
- Onun dans için yeteneği var.
- Tom has a talent for modern painting.
- Tom'un, modern resim konusunda yeteneği var.
- Tom has a lot of talent.
- Tom'un bir sürü yeteneği var.
- I have no talent for politics.
- Siyasete yeteneğim yok.
- We know what our talent is.
- Yeteneğimizin ne olduğunu biliyoruz.
- I've got a lot of talent.
- Birçok yeteneğim var.
- He has talent.
- O yetenekli biri.
- He has a great talent as a painter.
- Ressam olarak büyük bir yeteneği var.
- Tom's creative thinking nicely complemented Mary's organizational talents.
- Tom'un yaratıcı düşüncesi Mary'nin organizasyon yeteneklerini güzel bir şekilde tamamlıyordu.
- He has many talents.
- Onun birçok yeteneği var.
- The author shows a great talent in the creation of his characters.
- Yazar karakterlerini yaratırken büyük bir yetenek sergiliyor.
- He makes good use of his talents.
- Yeteneklerini iyi kullanıyor.
- Work is for people without talent.
- İş, yeteneği olmayan insanlar içindir.
- She has some literary talent.
- Onun biraz edebi yeteneği vardır.
- Talent for music runs in their blood.
- Müzik yeteneği kanlarında var.
- She has a talent for music.
- Onun müziğe yeteneği var.
- I respect your talent.
- Yeteneğine saygı duyuyorum.
- We've got plenty of talent here.
- Burada bol yeteneğimiz var.
- Your only talent is getting sick at the wrong time.
- Tek yeteneğin yanlış zamanda hasta olmak.
- I admire his talent.
- Yeteneğine hayranım.
- Tom is a man with many talents.
- Tom birçok yeteneği olan bir adam.
- They have a lot of talent.
- Onların çok yeteneği var.
- I have many talents.
- Birçok yeteneğim var.
- Tom has real talent.
- Tom gerçekten yetenekli.
- The author doesn't display much talent in his book.
- Yazar, kitabında pek yetenek ibaresi göstermiyor.
- I have no particular talent.
- Özel bir yeteneğim yok.
- Tom certainly has talent.
- Tom'un kesinlikle yeteneği var.
- My special talent is that I become friends with anybody, anywhere, anytime.
- Benim özel yeteneğim herkesle, her yerde, her zaman arkadaş olabilmemdir.
- That's a waste of my talents.
- Bu benim yeteneklerimi boşa harcamak olur.
- In Kabuki not only talent but also heredity counts.
- Kabuki'de sadece yetenek değil, kalıtım da önemlidir.
- I don't have any special talents.
- Özel yeteneklerim yok.
- We appreciate his talent.
- Yeteneğini takdir ediyoruz.
- A talent agency represents actors.
- Bir yetenek ajansı aktörleri temsil eder.
- Work is for people without talent.
- Çalışmak, yeteneksiz insanlar içindir.
- Tom, Mary and John spent Saturday practicing for the talent show.
- Tom, Mary ve John Cumartesi gününü yetenek gösterisi için çalışarak geçirdiler.
- Tom has a talent for acting.
- Tom'un oyunculuk yeteneği var.
- Talent is useless without hard work.
- Yetenek, sıkı çalışma olmadan faydasızdır.
- Don't you think this is a good opportunity to show off your talents?
- Bunun yeteneklerini göstermek için iyi bir fırsat olduğunu düşünmüyor musun?
- Tom lacks the talent to be an actor.
- Tom aktör olacak yetenekten yoksun.
- Margaret has a talent for music.
- Margaret'in müzik yeteneği var.
- They have talent.
- Yetenekleri var.
- Tom has a great talent for the assignment of tasks.
- Tom'un görev dağılımı için büyük bir yeteneği var.
- The author shows a great talent in the creation of his characters.
- Yazar, karakterlerinin yaratılmasında büyük bir yetenek gösteriyor.
- In Kabuki, not only talent, but also heredity counts.
- Kabuki'de sadece yetenek değil, kalıtım da önemlidir.
- He has a talent for acting.
- Oyunculuk yeteneği var.
- Tom practiced all week for the talent show.
- Tom bütün hafta yetenek gösterisi için çalıştı.
- He has some literary talent.
- Edebiyata biraz yeteneği var.
- Her talent is amazing.
- Yeteneği inanılmaz.
- He makes good use of his talents.
- Yeteneklerini iyi kullanır.
- Tom has many talents.
- Tom'un bir sürü yeteneği var.
- Tom has many talents.
- Tom'un birçok yeteneği var.
- He has talent.
- Onun yeteneği var.
- My special talent is that I can form a friendship at any time, anywhere, and with anyone.
- Benim özel yeteneğim, herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde ve herhangi biriyle arkadaşlık kurabilmemdir.
- Tom lacks the talent to be an actor.
- Tom bir aktör olma yeteneğinden yoksundur.
- Tom is a man with many talents.
- Tom çok yetenekli bir adam.
- Her talent is amazing.
- Onun yeteneği şaşırtıcıdır.
- I admire your talent.
- Ben senin yeteneğine hayranım.
- The clumsy man envied her unusual talent.
- Sakar adam onun sıradışı yeteneğini kıskanıyordu.
- Tom certainly has talent.
- Tom kesinlikle yetenekli.
- If you became a designer, you could make better use of your talents.
- Eğer bir tasarımcı olsaydın, yeteneklerini daha iyi kullanabilirdin.
- Talent without hard work is useless.
- Sıkı çalışma olmadan yetenek yararsızdır.
- The clumsy man envied her extraordinary talent.
- Sakar adam, kadının olağanüstü yeteneğini kıskanıyordu.
- She displayed her talents.
- O, yeteneklerini gösterdi.
- That would be a waste of his talent.
- Bu onun yeteneğini boşa harcamak olurdu.
- She's a woman of many talents.
- O çok yetenekli bir kadın.
- He has a talent for modern painting.
- Modern resim konusunda yetenekli.
- Tom has a talent for painting.
- Tom'un resim yapma yeteneği var.
- Tom has multiple talents.
- Tom'un birden fazla yeteneği var.
- You should make the most of this rare opportunity to demonstrate your talent.
- Yeteneğini göstermek için bu az bulunur fırsatı en iyi şekilde kullanmalısın.
- He has a great talent as a painter.
- Bir ressam olarak büyük bir yeteneği var.
- Tom has real talent.
- Tom'un gerçek bir yeteneği var.
- Tom has a lot of talent.
- Tom'un çok yeteneği var.
- Tom has multiple talents.
- Tom'un birden çok yeteneği vardır.
- Don't you think this is a good opportunity to show off your talents?
- Bunun yeteneklerinizi göstermek için iyi bir fırsat olduğunu düşünmüyor musunuz?
- Mary is young, but full of talent.
- Mary genç ama çok yetenekli.
- Tom is a man of many talents.
- Tom çok yetenekli bir adam.
- I can't help admiring his talent.
- Yeteneğine hayran olmamak elde değil.
- She displayed her talents.
- Yeteneklerini sergiledi.
- I feel admiration for his talent.
- Yeteneğine hayranlık duyuyorum.
- If you became a designer, you could make better use of your talents.
- Bir tasarımcı olduysanız, yeteneklerinizi daha iyi kullanabilirsiniz.
- I feel admiration for his talent.
- Ben onun yeteneği için hayranlık hissediyorum.
- I've got a lot of talent.
- Çok yetenek sahibiyim.
- She is very proud of her talent.
- O yeteneği ile çok gurur duymaktadır.
- He has a talent for modern painting.
- Modern resme yeteneği var.
- The clumsy man envied her unusual talent.
- Sakar adam onun sıra dışı yeteneğini kıskandı.
- The pianist is endowed with extraordinary talent.
- Piyanistin sıradışı bir yeteneği var.
- I admire your talent.
- Yeteneğinize hayranım.
- I don't have any special talents.
- Benim özel bir yeteneğim yok.
- With your talent, you should be able to make a lot of money.
- Yeteneğin sayesinde çok para kazanabilmelisin.
- You shouldn't give up just because you have no talent.
- Yeteneğin yok diye pes etmemelisin.
- He has some literary talent.
- Onun biraz edebi yeteneği var.
- You should make the most of this rare opportunity to demonstrate your talent.
- Yeteneğinizi göstermek için bu nadir fırsatı en iyi şekilde değerlendirmelisiniz.
- Tom has a talent for modern painting.
- Tom'un, modern resme yeteneği var.
- That boy has a great talent.
- O çocuğun büyük bir yeteneği var.
- Her talent blossomed early.
- Yeteneği erken filizlendi.
- She has some literary talent.
- Bazı edebi yetenekleri var.
- My special talent is that I become friends with anybody, anywhere, anytime.
- Benim özel yeteneğim, herkesle, her yerde, her zaman arkadaş olmaktır.
- He has many talents.
- Birçok yeteneği var.
- She is very proud of her talent.
- Yeteneğiyle çok gurur duyuyor.
- The character depends on personality, not on talent.
- Karakter yeteneğe değil kişiliğe bağlıdır.
- Tom has a talent for music.
- Tom'un müzik yeteneği var.
- This is a waste of your time and your talents.
- Bu, senin zaman ve yeteneğinin israfıdır.
- No one was aware of her literary talent.
- Kimse onun edebi yeteneğinin farkında değildi.
- I have no talent for politics.
- Politikaya yeteneğim yok.
- He developed his talent for painting after fifty.
- O ellisinden sonra resim yapma yeteneğini geliştirdi.
- The heavens have granted him many special talents.
- Kendisine birçok özel yetenek bahşedilmiş.
- We've got plenty of talent here.
- Burada bir sürü yeteneğimiz var.
- Tom has talent.
- Tom'un yeteneği var.
- They have talent.
- Onların yeteneği var.
- What time does the talent show start?
- Yetenek gösterisi ne zaman başlıyor?
- Talent is useless without hard work.
- Sıkı çalışma olmayınca yetenek işe yaramaz.
- Tom is a man of many talents.
- Tom çok yetenekli bir adamdır.
- She was over thirty when her artistic talent emerged.
- Sanatsal yeteneği ortaya çıktığında otuzunu geçmişti.
- He has an outstanding talent for music.
- Müzik konusunda olağanüstü bir yeteneği var.
- He lacks the talent to be an actor.
- Aktör olmak için yeteneği yok.
- The heavens have granted him many special talents.
- Tanrı ona birçok özel yetenek bahşetmiş.
- She has a talent for writing.
- Yazma konusunda yetenekli.
- All men have some natural talent, but the question is whether they can use it or not.
- Herkesin doğal bir yeteneği vardır, ama asıl mesele bunu kullanıp kullanamayacağıdır.
- We have a lot of talent here.
- Burada çok yeteneğimiz var.
- We knew Tom had talent.
- Tom'un yetenekli olduğunu biliyorduk.
- I admire his talent.
- Ben onun yeteneğine hayranım.
- He developed his talent for painting after fifty.
- Elliden sonra resim yapma yeteneğini geliştirdi.
- We cannot help admiring his talent.
- Yeteneğine hayran olmadan edemiyoruz.
- He has a talent for modern painting.
- Çağdaş resme yeteneği var.
- He lacks the talent to be an actor.
- O, bir aktör olma yeteneğinden yoksundur.
- We cannot help admiring his talent.
- Onun yeteneğine hayran olmamak elimizde değil.
- She has a talent for music.
- Müzik için bir yeteneği var.
- Tom has a great talent for the assignment of tasks.
- Tom'un görev atama konusunda büyük bir yeteneği var.
- Mary is young, but full of talent.
- Mary genç ama yetenek dolu.
- Tom has a natural talent.
- Tom'un doğal bir yeteneği var.
- Talent without hard work is useless.
- Sıkı çalışma olmadan yetenek işe yaramaz.
- He is endowed with many talents.
- Birçok yeteneğe sahip.
- He has an outstanding talent for music.
- Onun müzik için olağanüstü bir yeteneği var.
Show More (165)
|