| 1 |
time period |
zaman dilimi |
n. |
|
- During the time period known as Paleolithic, man had to struggle for his survival.
- Paleolitik olarak bilinen zaman diliminde insanoğlu hayatta kalmak için mücadele etmek zorundaydı.
- The sunlight is painful in this time period.
- Güneş ışığı bu zaman diliminde acı veriyor.
Show More (-1)
|
| 2 |
time period |
süre |
n. |
|
- It is only fair that this privilege should last for a limited time period.
- Bu ayrıcalığın sınırlı bir süre için geçerli olması adil olacaktır.
Show More (-2)
|
| 3 |
time period |
zaman aralığı |
n. |
|
- The sunlight is painful in this time period.
- Güneş ışığı bu zaman aralığında acı vericidir.
Show More (-2)
|
