| 1 |
tiptoe |
parmak uçlarına basarak |
adv. |
|
- Tom tiptoed out of the room.
- Tom parmak uçlarına basarak odadan çıktı.
- Tom closed the door quietly and tiptoed into the room.
- Tom sessizce kapıyı kapattı ve parmak uçlarına basarak odaya girdi.
- He slipped quietly into his clothes and tiptoed out of the room.
- Sessizce üstünü giyip parmak uçlarına basarak odadan çıktı.
- Tom softly closed the door and tiptoed over to Mary.
- Tom kapıyı hafifçe kapadı ve parmak uçlarına basarak Mary'ye doğru yürüdü.
- Fadil quietly opened the backdoor and tiptoed into the house.
- Fadıl sessizce arka kapıyı açtı ve parmak uçlarına basarak eve girdi.
- Tom quietly turned the doorknob and tiptoed into the room.
- Tom sessizce kapı kolunu çevirdi ve parmak uçlarına basarak odaya gitti.
- Tom quietly opened the door and tiptoed into the room.
- Tom sessizce kapıyı açtı ve parmak uçlarına basarak odaya gitti.
- Tom tiptoed into the room.
- Tom parmak uçlarına basarak odaya girdi.
Show More (5)
|
| 2 |
tiptoe |
parmak uçlarında yürümek |
v. |
|
- He tiptoed so no one heard him.
- Kimse onu duymasın diye parmak uçlarında yürüdü.
- We walked on tiptoes.
- Parmak uçlarında yürüdük.
- He tiptoed so no one heard him.
- Kimse duymasın diye parmak ucunda yürüdü.
- I tiptoed to avoid waking the baby.
- Bebeği uyandırmamak için parmak ucunda yürüdüm.
- He walked on tiptoe so that nobody would hear him.
- Kimse duymasın diye parmak uçlarında yürüdü.
- Kate tries to walk on tiptoe.
- Kate, parmak uçlarında yürümeye çalışıyor.
Show More (3)
|
| 3 |
tiptoe |
sessizce |
adv. |
|
- Tom tiptoed into the room.
- Tom sessizce odaya girdi.
- I thought Tom was asleep, so I tiptoed out of the room.
- Tom'un uyuduğunu sandım, o yüzden sessizce odadan çıktım.
- Tom tiptoed quietly across the hall.
- Tom sessizce koridoru geçti.
- I thought Tom was asleep, so I tiptoed out of the room.
- Tom'un uyuduğunu sandım ve sessizce odadan çıktım.
- You don't have to tiptoe around me.
- Etrafımda sessizce dolaşmana gerek yok.
Show More (2)
|
| 4 |
tiptoe |
parmak ucu |
n. |
|
- Tom tiptoed into the room.
- Tom parmak ucunda odaya girdi.
- Tom tiptoed into the room.
- Tom odaya parmak ucunda girdi.
- He tiptoed into the room.
- Parmak ucunda odaya girdi.
Show More (0)
|
