|
- What will remain with us is the sight on our TV screens of the burning pyres.
- Bize kalacak olan, televizyon ekranlarımızda yanan ateşlerin görüntüsü olacaktır.
- There is a proliferation of private radio and TV channels.
- Özel radyo ve televizyon kanalları çoğalmaktadır.
- In Sweden, TV advertising aimed at children under 12 is totally forbidden under the Swedish Radio and Television Act.
- İsveç'te 12 yaşından küçük çocuklara yönelik TV reklamları İsveç Radyo ve Televizyon Yasası kapsamında tamamen yasaktır.
- Several Spanish tourists said on TV that they had been looked after very well during this situation of emergency.
- Bazı İspanyol turistler televizyonda bu acil durum sırasında kendilerine çok iyi bakıldığını söylediler.
- Similarly, it is vital that regional TV should be involved.
- Benzer şekilde, bölgesel televizyonların da sürece dahil edilmesi hayati önem taşımaktadır.
- Kurt, this TV show is a huge opportunity.
- Kurt, bu televizyon programı çok büyük bir olanak.
- I know some women who use TV as a teaching device.
- Tanıdığım bazı hanımlar televizyonu eğitici bir araç olarak kullanıyor.
- I know some women who use TV as a teaching device.
- Televizyonu bir eğitim aracı olarak kullanan bazı kadınlar tanıyorum.
- Dib, check out how huge your head looks on TV.
- Dib, baksana kafan televizyonda ne büyük görünüyor.
- I know some women who use TV as a teaching device.
- Televizyonu bir öğretim aracı olarak kullanan bazı kadınları tanıyorum.
- Dib, check out how huge your head looks on TV.
- Dib, kafanın televizyonda ne kadar büyük göründüğüne bak.
- Kurt, this TV show is a huge opportunity.
- Kurt, bu televizyon şovu çok büyük bir imkan.
- May I turn down the TV?
- Televizyonu kapatabilir miyim?
- Are you watching TV today?
- Bugün televizyon mu izliyorsun?
- The company is promoting a new car on TV.
- Şirket, televizyonda yeni bir arabanın tanıtımını yapıyor.
- They're watching TV.
- Onlar televizyon seyrediyorlar.
- Tom said there's problem with the TV.
- Tom televizyonda sorun olduğunu söyledi.
- Can I turn off the TV?
- Televizyonu kapatabilirmiyim?
- This TV show is catching on now.
- Bu televizyon şovu şimdi tutuluyor.
- My TV has quit working.
- Televizyonum bozuldu.
- Tom is appearing on TV tonight.
- Tom bu gece televizyona çıkıyor.
- Can you pause the TV for a second?
- Televizyonu bir saniye için durdurabilir misin?
- Tom turned the TV on.
- Tom televizyonu açtı.
- Tom leaves his TV on all day.
- Tom bütün gün televizyonu açık bırakıyor.
- I've seen her on TV many times.
- Onu televizyonda defalarca gördüm.
- They advertised a new car on TV.
- Onlar televizyonda yeni bir arabanın reklamını yaptılar.
- I'm watching the game on TV.
- Maçı televizyondan izliyorum.
- Turn off the TV and go to sleep.
- Televizyonu kapat ve yatmaya git.
- Tom watches a lot of TV.
- Tom çok televizyon seyrediyor.
- I saw them on TV.
- Onları televizyonda gördüm.
- I don't watch as much TV as I used to.
- Eskisi kadar televizyon izlemiyorum.
- Tom turned the TV sound down.
- Tom televizyonun sesini kıstı.
- Will you turn on the TV?
- Televizyonu açacak mısın?
- The TV stopped working.
- Televizyon çalışmayı bıraktı.
- Do you mind if I turn down the TV?
- Televizyonun sesini kısmamın bir sakıncası var mı?
- He is fond of watching baseball games on TV.
- Televizyonda beyzbol maçlarını izlemeyi seviyor.
- Are you watching TV now?
- Şimdi televizyon mu izliyorsun?
- Tom enjoys watching baseball on TV.
- Tom televizyonda beyzbol izlemeyi seviyor.
- Young Cubans watch a lot of American TV.
- Genç Kübalılar çok fazla Amerikan televizyonu izliyor.
- Tom watches a lot of TV.
- Tom çok televizyon izler.
- Tom fell asleep watching the Olympics on TV.
- Tom televizyonda Olimpiyatları izlerken uyuyakaldı.
- Practically every family has a TV.
- Neredeyse her ailenin bir televizyonu var.
- Tom is appearing on TV tonight.
- Tom bu gece televizyonda görünecek.
- I don't have much time for TV.
- Televizyon için fazla zamanım yok.
- Tom is particular about what he watches on TV.
- Tom televizyonda ne izlediği konusunda titizdir.
- Turn off the TV before going to bed OK?
- Yatmadan önce televizyonu kapat, tamam mı?
- He often appears on TV.
- O, sık sık televizyonda görünür.
- Do you think there's too much violence on TV?
- Televizyonda çok fazla şiddet olduğunu düşünüyor musun?
- After I finished my homework, I watched baseball on TV.
- Ev ödevimi bitirdikten sonra televizyonda beyzbol izledim.
- Could you turn down the TV?
- Televizyonun sesini kısabilir misin?
- Turn off the TV and go to sleep.
- Televizyonu kapat ve uyu.
- I watch a lot of TV.
- Çok fazla televizyon izlerim.
- I watched an old movie on TV.
- Televizyonda eski bir film izledim.
- The warranty for my TV is expired.
- Televizyonumun garanti süresi bitti.
- Tom watches too much TV.
- Tom çok fazla televizyon izliyor.
- Tom doesn't watch TV with you, does he?
- Tom seninle televizyon seyretmez, değil mi?
- Turn off the TV, will you?
- Televizyonu kapat, olur mu?
- We enjoyed watching the TV.
- Televizyon izlemekten keyif alıyorduk.
- Tom is on TV.
- Tom televizyonda.
- Is it true that you were on TV yesterday?
- Senin dün televizyonda olduğun doğru mu?
- I'll now watch the news on TV.
- Ben şimdi televizyondaki haberleri izleyeceğim.
- According to TV news, there was a plane crash in India.
- Televizyon haberine göre, Hindistan'da bir uçak kazası olmuş.
- Why did you turn off the TV?
- Televizyonu neden kapattınız?
- Tom was glued to his TV during the World Cup final.
- Tom, Dünya Kupası finali sırasında televizyona yapışmıştı.
- I can't live without a TV.
- Televizyonsuz yaşayamam.
- I saw you on TV.
- Seni televizyonda gördüm.
- Do you watch the news on TV every day?
- Her gün televizyonda haberleri izliyor musun?
- Tom was interviewed on TV last night.
- Tom dün gece televizyona röportaj verdi.
- I can usually hear my neighbor's TV.
- Ben genellikle komşumun televizyonunu duyabiliyorum.
- I often fall asleep while watching TV.
- Televizyon seyrederken sık sık uyuyakalırım.
- I want to watch what's on TV right now.
- Şu anda televizyonda ne olduğunu izlemek istiyorum.
- Don't let him damage the TV.
- Televizyona zarar vermesine izin verme.
- The TV was so loud that I couldn't concentrate on my reading.
- Televizyonun sesi o kadar yüksekti ki okumaya konsantre olamadım.
- Dan mailed Linda's scandalous pictures to a local TV station.
- Dan, Linda'nın skandal fotoğraflarını yerel bir televizyon kanalına postaladı.
- Tom is turning up the sound of the TV.
- Tom televizyonun sesini açıyor.
- Tom likes to eat pickles while he watches sports on TV.
- Tom televizyonda spor izlerken turşu yemekten hoşlanıyor.
- I bought this TV from Tom.
- Bu televizyonu Tom'dan aldım.
- I follow all the political debates on TV.
- Televizyondaki tüm politik tartışmaları takip ediyorum.
- Tom is watching figure skating on TV.
- Tom televizyonda artistik patinaj izliyor.
- I let Tom watch a little TV after he finished his homework.
- Tom'un ödevini bitirdikten sonra biraz televizyon izlemesine izin verdim.
- You should have seen the program on TV.
- Televizyondaki programı izlemeliydin.
- That movie was shown on TV.
- Bu film televizyonda gösterildi.
- That TV is huge.
- Bu televizyon çok büyük.
- I'd like to be on TV someday.
- Bir gün televizyonda olmak istiyorum.
- My father is to appear on TV tonight.
- Babam bu akşam televizyona çıkacak.
- The influence of TV on society is great.
- Televizyonun toplum üzerindeki etkisi büyük.
- I'm not a big TV watcher.
- Hevesli bir televizyon izleyicisi değilim.
- Can you turn off the TV for a second?
- Televizyonu bir saniye için kapatabilir misin?
- My TV has quit working.
- Televizyonum çalışmayı bıraktı.
- Do you like to watch TV with your friends?
- Arkadaşlarınla televizyon seyretmeyi seviyor musun?
- Turn up the TV.
- Televizyonun sesini açın.
- Tom will be appearing on TV tonight.
- Tom bu gece televizyona çıkacak.
- Tom sat cross-legged on the floor in front of the TV.
- Tom televizyonun önünde yere bağdaş kurup oturdu.
- She does nothing but watch TV all day long.
- Tüm gün boyunca televizyon seyretmekten başka hiç bir şey yapmaz.
- Buying a new TV won't make you happy.
- Yeni bir televizyon almak seni mutlu etmez.
- The TV remote control is under the couch.
- Televizyonun uzaktan kumandası kanepenin altında.
- The TV was turned on.
- Televizyon açıktı.
- I don't think Tom likes watching baseball on TV.
- Tom'un televizyonda beyzbol izlemeyi sevdiğini sanmıyorum.
- I don't think TV will ever take the place of books.
- Televizyonun hiçbir zaman kitapların yerini alacağını sanmıyorum.
- I watched baseball on TV after I finished my homework.
- Ödevimi bitirdikten sonra televizyonda beyzbol izledim.
- I don't have a TV at home.
- Evde televizyonum yok.
- I turned on the TV and the Grand Prix was being broadcasted.
- Televizyonu açtım ve Grand Prix yayınlanıyordu.
- Kerry's on TV!
- Kerry televizyona çıktı!
- I really like TV.
- Gerçekten televizyonu seviyorum.
- Our TV is broken.
- Televizyonumuz bozuk.
- He's spending too much time watching TV.
- Televizyon seyrederek çok vakit harcıyor.
- I think you've been watching too much TV.
- Bence çok fazla televizyon izliyorsun.
- Tom flicked off the TV.
- Tom televizyonu kapattı.
- I don't think preschoolers should be watching that much TV.
- Bence okul öncesi çocuklar o kadar çok televizyon izlememeli.
- They advertised a new car on TV.
- Televizyonda yeni bir arabanın reklamını yaptılar.
- Would you please turn on the TV?
- Lütfen televizyonu açar mısın?
- I will be watching TV at nine o'clock tonight in spite of much homework.
- Çok ödevim olmasına rağmen bu akşam saat dokuzda televizyon seyrediyor olacağım.
- I have a TV in my bedroom.
- Yatak odamda bir televizyonum var.
- Tom told Mary what he'd seen on TV.
- Tom Mary'ye televizyonda gördüğünü anlattı.
- Where do you watch TV?
- Televizyonu nerede izliyorsunuz?
- I'm pretty sure Tom doesn't enjoy watching baseball on TV.
- Tom'un televizyonda beyzbol izlemekten hoşlanmadığına eminim.
- Turn down the TV.
- Televizyonun senini kıs.
- On TV we saw Mummy's office in flames.
- Televizyonda annemizin bürosunu alevler içinde gördük.
- Do you prefer it when TV shows are subtitled or dubbed?
- Televizyon programlarının altyazılı mı yoksa dublajlı mı olmasını tercih edersiniz?
- What's your favorite program on TV?
- Televizyonda en sevdiğiniz program hangisi?
- This article reminds me of something I saw on TV.
- Bu makale bana televizyonda gördüğüm bir şeyi hatırlattı.
- This TV show is about penguins.
- Bu televizyon programı penguenler hakkında.
- I wonder if there is anything good on TV.
- Televizyonda iyi bir şey olup olmadığını merak ediyorum.
- My TV is on the fritz again.
- Televizyonum yine bozuldu.
- Because of TV, boys and girls don't want to read books.
- Televizyondan dolayı erkekler ve kızlar kitap okumak istemiyor.
- I turned on the TV.
- Televizyonu açtım.
- The children watched TV as Tom was cooking dinner.
- Tom akşam yemeği pişirirken çocuklar televizyon seyretti.
- My kids watch too much TV.
- Çocuklarım çok fazla televizyon izliyor.
- I don't watch much TV.
- Ben fazla televizyon izlemem.
- Tom enjoys watching basketball games on TV.
- Tom televizyonda basketbol maçı izlemekten hoşlanıyor.
- We saw you on TV.
- Biz seni televizyonda gördük.
- Even a small sound from the TV interferes with my concentration.
- Televizyondan gelen küçük bir ses bile konsantrasyonumu bozuyor.
- There are too many commercials on TV.
- Televizyonda çok fazla reklam var.
- Tom spent the evening watching a basketball game on TV with his children.
- Tom akşamı çocuklarıyla birlikte televizyonda basketbol maçı izleyerek geçirdi.
- I'm tired of TV.
- Televizyondan bıktım.
- No, usually I watch them at home on TV.
- Hayır, genelde evde televizyonda izliyorum.
- Dan was on TV.
- Dan televizyondaydı.
- He took a hot bath and turned on the TV.
- Sıcak bir banyo yaptı ve televizyonu açtı.
- Tom is always watching TV.
- Tom her zaman televizyon seyrediyor.
- This is the TV station where my uncle works as an announcer.
- Burası amcamın spiker olarak çalıştığı televizyon kanalı.
- I saw the debate on TV.
- Tartışmayı televizyondan izledim.
- Tom and Mary sat in front of the TV, eating popcorn.
- Tom ve Mary televizyonun önünde oturup patlamış mısır yediler.
- Tom leaves his TV on all day long.
- Tom televizyonu bütün gün açık tutar.
- I slept in front of the TV.
- Televizyonun karşısında uyudum.
- Tom's not paying attention to the TV.
- Tom televizyona dikkat etmiyor.
- And then I turned the TV off and went to sleep.
- Ve sonra televizyonu kapattım ve uyumaya gittim.
- Nothing's on TV.
- Televizyonda hiçbir şey yok.
- Tom was watching a basketball game on TV.
- Tom, televizyonda basketbol maçı seyrediyordu.
- He took the video to a local TV station.
- Videoyu yerel bir televizyon kanalına götürdü.
- He's watching TV.
- O, televizyon seyrediyor.
- I saw her on TV.
- Onu televizyonda görmüştüm.
- I sometimes see him on TV.
- Bazen onu televizyonda görürüm.
- Did you guys hear what Tom said on TV?
- Tom'un televizyonda ne dediğini duydunuz mu?
- According to TV news, there was a plane crash in India.
- Televizyon haberlerine göre, Hindistan'da bir uçak kazası olmuş.
- We watched the baseball game on TV last night.
- Dün gece televizyonda beyzbol maçı izledik.
- What was your favorite TV show when you were a kid?
- Çocukken en sevdiğin televizyon programı hangisiydi?
- There's a movie I want to watch on TV tomorrow night.
- Yarın gece televizyonda izlemek istediğim bir film var.
- How much TV do you watch?
- Ne kadar televizyon izliyorsun?
- I don't have a TV.
- Televizyonum yok.
- There is a TV remote control under the couch.
- Kanepenin altında bir televizyon kumandası var.
- Turn off the TV before you go to bed, OK?
- Yatmadan önce televizyonu kapat, tamam mı?
- Tom said he doesn't want to be on TV.
- Tom televizyonda olmak istemediğini söyledi.
- He turned off the TV and began to study.
- Televizyonu kapattı ve ders çalışmaya başladı.
- You watch too much TV.
- Çok fazla televizyon izliyorsun.
- She is appearing on TV tonight.
- O, bu gece televizyonda çıkıyor.
- Has Tony been watching TV?
- Tony televizyon mu izliyordu?
- No sooner had he turned on the TV than the fuse blew.
- Televizyonu açmasıyla sigortanın atması bir oldu.
- I was watching TV then.
- O zamanda televizyon seyrediyordum.
- The TV is off but it is still warm.
- Televizyon kapalı ama hala sıcak.
- Tom sometimes appears on TV.
- Tom bazen televizyona çıkar.
- Do you mind if I turn on the TV?
- Televizyonu açmamın sakıncası var mı?
- I turned the TV on.
- Televizyonu açtım.
- Plasma TVs used to be very expensive, but now they're much cheaper.
- Plazma televizyonlar çok pahalıydılar ama şimdi çok daha ucuzlar.
- Even a small sound from the TV interferes with my concentration.
- Televizyondan gelen en küçük bir ses bile konsantrasyonumu bozuyor.
- I don't watch much TV.
- Pek televizyon izlemiyorum.
- I switched on the TV.
- Televizyonu açtım.
- My grandmother loves watching TV.
- Büyükannem televizyon seyretmeyi çok sever.
- He appeared on TV last night.
- Dün gece televizyona çıktı.
- I plugged in the TV.
- Televizyonun fişini taktım.
- I've seen them on TV many times.
- Onları televizyonda defalarca gördüm.
- Turn down the TV, please.
- Televizyonu kapat lütfen.
- Tom saw Mary on TV.
- Tom televizyonda Mary'yi gördü.
- Because of TV, boys and girls don't want to read books.
- Televizyon yüzünden, erkekler ve kızlar kitap okumak istemiyor.
- This city has a big TV station.
- Bu şehirde büyük bir televizyon kanalı var.
- Do you mind if I turn on the TV?
- Televizyonu açmamın bir sakıncası var mı?
- I can't live without a TV.
- Televizyon olmadan yaşayamam.
- Don't you want to watch TV?
- Televizyon seyretmek istemiyor musun?
- Tom's favorite TV show was canceled.
- Tom'un favori televizyon programı iptal edildi.
- She turned on the TV.
- Televizyonu açtı.
- As soon as he gets home he collapses on the settee and watches football on TV.
- Eve varır varmaz kanepeye yayılıp televizyonda futbol seyreder.
- Do you usually turn on the TV as soon as you get home?
- Genellikle eve varır varmaz televizyonu açar mısın?
- Tom and Mary relaxed in front of the TV for a couple of hours watching an old movie.
- Tom ve Mary birkaç saat boyunca televizyonun karşısında eski bir film izlediler.
- My neighbors usually have their TV on all night long.
- Komşularım genellikle tüm gece boyunca televizyonlarını açık tutuyorlar.
- Tom turned the TV off.
- Tom televizyonu kapattı.
- Sooner or later, we'll have to buy a new TV since the TV we have now is a very old model.
- Er ya da geç, şu an sahip olduğumuz TV çok eski bir model olduğu için yeni bir televizyon almak zorunda kalacağız.
- Tom's not paying attention to the TV.
- Tom televizyona aldırış etmiyor.
- I've seen you on TV.
- Seni televizyonda görmüştüm.
- He has acted on TV many times.
- O birçok kez televizyonda oynadı.
- Sami was watching a TV show.
- Sami bir televizyon programı izliyordu.
- Can you turn off the TV for a second?
- Televizyonu bir saniyeliğine kapatabilir misin?
- How old is this TV?
- Bu televizyon kaç yıllık?
- The TV doesn't seem to be working.
- Televizyon çalışmıyor gibi görünüyor.
- Tom pointed the remote at the TV.
- Tom kumandayı televizyona doğrulttu.
- I switched off the TV.
- Televizyonu kapattım.
- Would you mind if I turned the TV on?
- Televizyonu açmamın bir sakıncası var mı?
- I've seen him on TV many times.
- Onu televizyonda defalarca gördüm.
- Are you watching TV?
- Televizyon mu izliyorsun?
- If the snow doesn't let up, we will never make it home in time to see the game on TV.
- Eğer kar durmazsa, maçı televizyondan izleyebilmek için eve zamanında varamayız.
- Tom told Mary what he'd seen on TV.
- Tom, Mary'e televizyonda gördüklerini anlattı.
- I don't watch as much TV as you do.
- Ben senin kadar televizyon izlemiyorum.
- I bought the TV from her.
- Televizyonu ondan aldım.
- There was nothing interesting on TV, so I turned it off.
- Televizyonda ilginç bir şey yoktu, ben de kapattım.
- He likes to watch baseball games on TV.
- Televizyonda beyzbol maçı izlemeyi seviyor.
- According to the TV, it will be fine today.
- Televizyona göre bugün hava güzel olacak.
- As soon as he gets home he collapses on the settee and watches football on TV.
- Eve gelir gelmez kanepeye yığılır ve televizyonda futbol izler.
- Please turn off the radio and turn on the TV.
- Lütfen radyoyu kapatıp televizyonu açın.
- Are there any TV or radio programs in your language?
- Dilinizde televizyon ya da radyo programları var mı?
- I don't watch TV at all.
- Ben hiç televizyon seyretmiyorum.
- Tom always turns the TV on at a volume that can be heard throughout the entire house.
- Tom televizyonu her zaman tüm evde duyabilecek bir ses seviyesinde açar.
- What did you watch on TV last night?
- Dün gece televizyonda ne izledin?
- I turned the TV off.
- Televizyonu kapattım.
- Tom doesn't have a TV at home.
- Tom evde bir televizyona sahip değil.
- We saw a funny program on TV.
- Biz televizyonda eğlenceli bir program izledik.
- Make sure to turn off the TV.
- Televizyonu kapattığınızdan emin olun.
- Do you watch a lot of TV?
- Çok televizyon izler misin?
- I like to watch soccer on TV.
- Televizyonda futbol izlemeyi severim.
- Tom wants us to hang the TV on the wall.
- Tom televizyonu duvara asmamızı istiyor.
- President Bush gave an important address on TV and the radio yesterday.
- Başkan Bush, dün, televizyon ve radyoda önemli bir konuşma yaptı.
- Nobody is in the living room, but the TV is on.
- Oturma odasında kimse yok ama televizyon açık.
- Are there any good programs on TV today?
- Bugün televizyonda iyi programlar var mı?
- You think that TV is bad for kids?
- Televizyonun çocuklar için kötü olduğunu mu düşünüyorsun?
- Tom saw Mary on TV.
- Tom Mary'i televizyonda gördü.
- It's a TV.
- Bu bir televizyon.
- Tom enjoys watching sports on TV.
- Tom televizyonda spor izlemekten hoşlanıyor.
- Tom has been in movies and on TV.
- Tom filmlerde ve televizyonda oynadı.
- May I turn on the TV?
- Televizyonu açabilir miyim?
- No sooner had he turned on the TV than the fuse blew.
- Televizyonu açar açmaz sigorta attı.
- Tom switched off the TV.
- Tom televizyonu kapattı.
- I bought this TV from Tom.
- Bu televizyonu Tom'dan satın aldım.
- I don't have a TV at my place.
- Benim evimde televizyonum yok.
- Tom is being interviewed on TV.
- Tom televizyonda röportaj yapıyor.
- Tom found that he couldn't study with the TV on.
- Tom televizyon açıkken çalışamayacağını anladı.
- Please turn on the TV.
- Lütfen televizyonu açın.
- Can you pause the TV for a second?
- Televizyonu bir saniyeliğine durdurabilir misin?
- We don't have a TV in our house.
- Evimizde televizyon yok.
- It's late, so turn off the TV.
- Geç oldu, televizyonu kapat.
- Tom plugged in the TV.
- Tom televizyonun fişini taktı.
- That TV station is on the air 24 hours a day.
- O televizyon kanalı 24 saat yayın yapıyor.
- Tom was interviewed on TV last night.
- Dün gece televizyonda Tom'la röportaj yapıldı.
- Tom likes to eat pickles while he watches sports on TV.
- Tom televizyonda spor seyrederken turşu yemeyi severdi.
- I love watching sports on TV.
- Televizyonda spor izlemeyi seviyorum.
- If you're not watching the TV, I'll turn it off.
- Eğer televizyonu seyretmiyorsa kapatayım.
- Tom shut the TV off.
- Tom televizyonu kapattı.
- When he opened the door he had nothing on but the TV.
- Kapıyı açtığında televizyondan başka bir şey yoktu.
- I've seen you on TV many times.
- Seni birçok kez televizyonda gördüm.
- Tom and Mary watched a basketball game on TV.
- Tom ve Mary televizyonda bir basketbol maçı izledi.
- My TV is broken.
- Televizyonum bozuldu.
- Do you think there's too much violence on TV?
- Sence televizyonda çok fazla şiddet var mı?
- What's your favorite TV show?
- En sevdiğin televizyon gösterisi nedir?
- This TV was made in China.
- Bu televizyon Çin malı.
- I can usually hear my neighbor's TV.
- Genellikle komşumun televizyonunu duyabiliyorum.
- Do not watch TV.
- Televizyon seyretmeyin.
- I follow all the political debates on TV.
- Televizyondaki tüm siyasi tartışmaları takip ederim.
- I wonder if there is anything good on TV.
- Televizyonda iyi bir şey var mı merak ediyorum.
- Get out of the way of the TV!
- Televizyonun önünden çekil!
- I don't have a TV at home.
- Evde bir televizyonum yok.
- Is there a TV in your bedroom?
- Yatak odanızda televizyon var mı?
- Tom and Mary watched a basketball game on TV.
- Tom ve Mary televizyonda bir basketbol maçı izlediler.
- Could you turn off the TV?
- Televizyonu kapatabilir misin?
- Tom doesn't have cable TV.
- Tom'un kablolu televizyonu yok.
- Tom is watching TV now, isn't he?
- Tom şu an televizyon seyrediyor, değil mi?
- Why did you turn the TV off?
- Televizyonu neden kapattınız?
- When can I see a movie about Jules Verne on TV?
- Televizyonda ne zaman Jules Verne hakkında bir film izleyebilirim?
- As it is late, turn off the TV.
- Geç oldu, televizyonu kapat.
- Tom asked Mary to turn on the TV.
- Tom Mary'den televizyonu açmasını istedi.
- I turned up the TV.
- Televizyonun sesini açtım.
- No sooner had he turned on the TV than the fuse blew.
- Televizyonu açar açmaz sigorta atmış.
- I was watching TV when the phone rang.
- Telefon çaldığında televizyon seyrediyordum.
- Tom says he doesn't enjoy watching sports on TV.
- Tom televizyonda spor izlemekten hoşlanmadığını söylüyor.
- Tom doesn't watch TV anymore.
- Tom artık televizyon seyretmiyor.
- I don't trust local TV.
- Yerel televizyona güvenmiyorum.
- The invention of TV caused a drastic change in our daily life.
- Televizyonun icadı, günlük hayatımızda köklü bir değişikliğe neden oldu.
- Tom can't live without a TV.
- Tom televizyonsuz yaşayamaz.
- TV is not watched here.
- Burada televizyon izlenmiyor.
- Can I turn off the TV?
- Televizyonu kapatabilir miyim?
- This TV is very heavy.
- Bu televizyon çok ağır.
- Tom plugged in the TV.
- Tom televizyonu prize taktı.
- Tom was on TV.
- Tom televizyondaydı.
- Tom sometimes appears on TV.
- Tom bazen televizyonda görünür.
- I don't know what Tom did to the TV, but it's working now.
- Tom televizyona ne yaptı bilmiyorum ama şimdi çalışıyor.
- He's watching TV.
- Televizyon seyrediyor.
- Tom switched on the TV.
- Tom televizyonu açtı.
- This TV is made in Korea.
- Bu televizyon Kore'de üretildi.
- It's an old TV.
- Bu eski bir televizyon.
- Tom isn't watching TV.
- Tom televizyon seyretmiyor.
- We saw a funny program on TV.
- Televizyonda komik bir program izledik.
- Tom enjoys watching basketball games on TV.
- Tom televizyonda basketbol maçlarını izlemekten zevk alıyor.
- He is fond of watching baseball games on TV.
- O, televizyonda beyzbol maçları izlemeye düşkündür.
- Nixon made the speech on national TV.
- Nixon konuşmasını ulusal televizyonda yaptı.
- Can we turn the TV off?
- Televizyonu kapatabilir miyiz?
- On TV we saw Mummy's office in flames.
- Televizyonda annemin ofisinin alevler içinde olduğunu gördük.
- This TV supports 1080p.
- Bu televizyon 1080p destekliyor.
- Tom claims he doesn't watch much TV, but he watches more than three hours every day.
- Tom fazla televizyon izlemediğini iddia ediyor ama her gün üç saatten fazla televizyon izliyor.
- Our TV is broken.
- Televizyonumuz bozuldu.
- I didn't have the TV on at that time.
- O sırada televizyon açık değildi.
- Why don't you watch TV?
- Sen neden televizyon seyretmiyorsun?
- They do have a TV.
- Televizyonları var.
- He likes watching baseball games on TV.
- Televizyonda beyzbol maçlarını izlemeyi seviyor.
- Turn off the TV.
- Televizyonu kapatın.
- I don't watch as much TV as Tom does.
- Tom kadar televizyon izlemiyorum.
- Where's the remote control for the TV?
- Televizyonun uzaktan kumandası nerede?
- Do not watch TV.
- Televizyon seyretme.
- Last night I began to nod off in front of the TV.
- Dün gece televizyonun karşısında uyuklamaya başladım.
- I used to watch a lot more TV than I do now.
- Eskiden şimdikinden çok daha fazla televizyon izlerdim.
- He appeared on TV last night.
- O, dün gece televizyonda çıktı.
- Tom wants Mary to quit watching so much TV.
- Tom, Mary'nin çok fazla televizyon izlemeyi bırakmasını istiyor.
- The TV doesn't work.
- Televizyon çalışmıyor.
- I have my own TV show.
- Kendi televizyon programım var.
- The hour-long concert at the Kennedy Center was broadcast live on TV last night.
- Kennedy Center'daki bir saatlik konser dün gece televizyonda canlı yayınlandı.
- I enjoy watching football on TV.
- Televizyonda futbol izlemekten hoşlanıyorum.
- Look, Tom is on TV.
- Bak, televizyonda Tom var.
- How many hours of TV do you watch every week?
- Her hafta kaç saat televizyon izliyorsun?
- Do you watch the TV in the morning?
- Sabahları televizyon izliyor musun?
- Don't leave the TV on.
- Televizyonu açık bırakma.
- May I turn off the TV?
- Televizyonu kapatabilir miyim?
- Tom thinks that his TV is watching him.
- Tom televizyonun onu izlediğini sanıyor.
- If it rains tomorrow, I'll watch TV.
- Yarın yağmur yağarsa televizyon seyredeceğim.
- I don't have a TV at my place.
- Evimde televizyon yok.
- Tom's mother said he'd ruin his eyes if he sat too close to the TV.
- Tom'un annesi televizyona çok yakın oturursa gözlerini bozacağını söyledi.
- Tom and Mary relaxed in front of the TV for a couple of hours watching an old movie.
- Tom ve Mary televizyonun karşısında birkaç saat eski bir film izlediler.
- The communication of news by TV and radio is very common now.
- Haberlerin televizyon ve radyo aracılığıyla iletilmesi artık çok yaygın.
- I really like TV.
- Televizyonu gerçekten seviyorum.
- I'll now watch the news on TV.
- Şimdi televizyonda haberleri izleyeceğim.
- Do you usually turn on the TV as soon as you get home?
- Genelde eve gelir gelmez televizyonu açar mısınız?
- Tom is sitting in front of the TV.
- Tom televizyonun önünde oturuyor.
- How old is this TV?
- Bu televizyon kaç senelik?
- She spaced out in front of the TV.
- Televizyonun karşısında kendinden geçti.
- There's a movie I want to watch on TV tomorrow night.
- Yarın akşam televizyonda izlemek istediğim bir film var.
- I am watching TV.
- Televizyon seyrediyorum.
- Who unplugged the TV?
- Televizyonun fişini kim çekti?
- Is there a TV in the room?
- Odada televizyon var mı?
- The TV is really heavy.
- Televizyon gerçekten çok ağır.
- Tom leaves his TV on all day long.
- Tom bütün gün televizyonu açık bıraktı.
- Tom slept through a show on TV that he'd been looking forward to watching all day.
- Tom bütün gün izlemek için can attığı televizyon programında uyuyakaldı.
- Tom turned up the TV.
- Tom televizyonu açtı.
- Tom's not paying attention to the TV.
- Tom televizyona kulak vermiyor.
- After I finished my homework, I watched baseball on TV.
- Ödevimi bitirdikten sonra televizyonda beyzbol izledim.
- Did you watch TV yesterday evening?
- Dün akşam televizyon seyrettin mi?
- The TV won't turn on.
- Televizyon açılmıyor.
- I don't need a new TV.
- Yeni bir televizyona ihtiyacım yok.
- I don't watch TV very often.
- Ben çok sık televizyon seyretmiyorum.
- Tom is going to be appearing on TV tonight.
- Tom bu akşam televizyonda görünecek.
- You learn more from trying to repair a TV than from watching one.
- Bir televizyonu tamir etmeye çalışırken, televizyon izlemekten daha çok şey öğrenirsiniz.
- What's on TV?
- Televizyonda ne mi var?
- Everybody is in the basement watching the game on TV.
- Herkes bodrumda televizyonda maç izliyor.
- The President spoke to the nation on TV.
- Başkan televizyonda ulusa seslendi.
- The TV is really heavy.
- Televizyon çok ağır.
- I like to watch sports on TV, especially baseball.
- Televizyonda spor izlemeyi severim, özellikle de beyzbol.
- Tom and I watched TV together.
- Tom ve ben beraber televizyon seyrettik.
- Tom turned off the TV.
- Tom televizyonu kapattı.
- I don't watch as much TV as I used to.
- Eskiden olduğu kadar televizyon izlemiyorum.
- This product was advertised on TV.
- Bu ürünün televizyonda reklamı yapıldı.
- Granted, watching TV can be relaxing.
- Diyelim ki, televizyon seyretmek dinlendirici olabilir.
- Do you know how to fix this TV?
- Bu televizyonu nasıl tamir edeceğini biliyor musun?
- The TV is broken.
- Televizyon bozuldu.
- He often appears on TV.
- Sık sık televizyona çıkar.
- We saw them on TV.
- Onları televizyonda gördük.
- I didn't like what I saw on TV.
- Televizyonda gördüklerim hoşuma gitmedi.
- Tom is appearing on TV tonight.
- Tom bu gece televizyona çıkacak.
- The TV was on all the time.
- Televizyon her zaman açıktı.
- The TV isn't plugged in.
- Televizyonun fişi takılı değil.
- Tom was watching TV.
- Tom televizyon seyrediyordu.
- You're always in front of the TV.
- Her zaman televizyonun önündesin.
- Was that you on TV last night?
- Dün gece televizyondaki sen miydin?
- Tom is watching the Olympics on TV.
- Tom televizyonda olimpiyatları izliyor.
- Tom likes to watch baseball games on TV.
- Tom televizyonda beyzbol maçlarını izlemeyi sever.
- Tom is watching the news on TV.
- Tom, televizyonda haberleri seyrediyor.
- Many companies advertise their products on TV.
- Birçok şirket, ürünlerinin reklamını televizyonda yapıyor.
- I saw it on TV.
- Televizyonda gördüm.
- Tom is going to be appearing on TV tonight.
- Tom bu gece televizyona çıkacak.
- Tom was asleep in front of the TV.
- Tom televizyonun önünde uyuyordu.
- Tom told Mary how much he enjoyed watching baseball on TV.
- Tom Mary'ye televizyonda beyzbol izlemeyi ne kadar çok sevdiğini söyledi.
- Let's turn off the TV.
- Televizyonu kapatalım.
- I'm pretty sure Tom doesn't enjoy watching baseball on TV.
- Tom'un televizyonda beyzbol izlemekten zevk almadığından oldukça eminim.
- Tom didn't watch TV.
- Tom televizyon seyretmedi.
- What programs do you watch on TV?
- Televizyonda hangi programları izliyorsunuz?
- I watch TV every night.
- Her gece televizyon seyrederim.
- It looks like the TV isn't working.
- Görünüşe göre televizyon çalışmıyor.
- I saw Tom being interviewed on TV.
- Tom'u televizyonda röportaj yaparken gördüm.
- I'm going to watch the baseball game on TV.
- Televizyonda beyzbol maçını izleyeceğim.
- We watch a lot of TV.
- Çok televizyon izliyoruz.
- Tom doesn't watch TV.
- Tom televizyon seyretmez.
- They advertised a new product on TV.
- Onlar televizyonda yeni bir ürünün reklamını yaptı.
- Is it OK if I turn the TV down?
- Televizyonun sesini kıssam olur mu?
- I turned off the TV.
- Televizyonu kapattım.
- I was on TV recently.
- Geçenlerde televizyondaydım.
- Look, Tom is on TV.
- Bak, Tom televizyonda.
- Do you watch a lot of TV?
- Çok televizyon izliyor musun?
- Tom pointed the remote at the TV.
- Tom uzaktan kumandayı televizyona yöneltti.
- As soon as he gets home he collapses on the settee and watches football on TV.
- Eve gelir gelmez kanepeye çöküp televizyonda futbol izliyor.
- He watched a basketball game on TV last night.
- Dün gece televizyonda bir basketbol maçı izledi.
- Would you like me to turn the TV off?
- Televizyonu kapatmamı ister misin?
- Tom connected the TV to the antenna that the previous owner of his house had mounted on the roof.
- Tom televizyonu, evinin önceki sahibinin çatıya monte ettiği antene bağladı.
- The TV is on the blink.
- Televizyon arızalı.
- Tom was on TV last night.
- Tom dün gece televizyondaydı.
- Sooner or later, we'll have to buy a new TV since the TV we have now is a very old model.
- Er ya da geç yeni bir televizyon almamız gerekecek çünkü şu anda sahip olduğumuz televizyon çok eski bir model.
- What's your favorite quiz show on TV?
- Televizyonda favori bilgi yarışmanız nedir?
- I sat up last night until two o'clock watching the Olympic Games on TV.
- Dün gece saat ikiye kadar oturup televizyonda Olimpiyat Oyunlarını izledim.
- He enjoys watching baseball games on TV.
- Televizyonda beyzbol maçı izlemekten hoşlanıyor.
- The institution advertised on TV for volunteers.
- Kurum, gönüllü çekmek için televizyona reklam verdi.
- The children watched TV while Tom cooked dinner.
- Tom yemek yaparken çocuklar televizyon seyrediyordu.
- Tom and I watched TV together.
- Tom ve ben birlikte televizyon seyrettik.
- Tom often appears on TV.
- Tom sık sık televizyona çıkar.
- Don't sit too close to the TV.
- Televizyona çok yakın oturma.
- He isn't watching TV now.
- Şu anda televizyon seyretmiyor.
- I watched TV only to waste an hour.
- Televizyon seyrettim ama bir saatimi boşa harcadığımla kaldım.
- Can I turn on the TV?
- Televizyonu açabilir miyim?
- There is no TV in my room.
- Odamda televizyon yok.
- How much is that TV over there, please?
- Şuradaki televizyon ne kadar, lütfen?
- TV is harmful in that it keeps your mind in a passive state.
- Televizyon, zihninizi pasif bir durumda tuttuğu için zararlıdır.
- Tom turned on the TV, stretched out on the bed, and fell asleep.
- Tom televizyonu açtı, yatağa uzandı ve uykuya daldı.
- Tom never watches TV.
- Tom asla televizyon seyretmez.
- Please turn off the TV.
- Lütfen televizyonu kapatın.
- Tom doesn't watch a lot of TV.
- Tom çok fazla televizyon seyretmiyor.
- Tom is lying on the couch, watching a TV show.
- Tom kanepede uzanmış, bir televizyon programı izliyordu.
- On TV someone with a serious look on his face is talking about the problems of our country's future.
- Televizyonda, yüzünde ciddi bir görünümü olan birisi ülkemizin geleceği ile ilgili sorunlar hakkında konuşuyor.
- There are too many commercials on TV.
- Televizyonda çok fazla sayıda reklam var.
- Students don't read many books because of TV and comics.
- Öğrenciler televizyon ve çizgi romanlar yüzünden pek kitap okumuyor.
- Have you ever repaired a TV?
- Hiç televizyon tamir ettin mi?
- Tom's not paying attention to the TV.
- Tom televizyona ilgi göstermiyor.
- Tom was watching a basketball game on TV.
- Tom televizyonda bir basketbol maçı izliyordu.
- Sami doesn't want to be on TV.
- Sami televizyonda olmak istemiyor.
- Tom's favorite TV show was canceled.
- Tom'un en beğendiği televizyon programı yayından kaldırılmış.
- Tom doesn't have a TV at home.
- Tom'un evinde televizyon yok.
- I want to buy a 32-inch TV screen.
- 32 inç bir televizyon almak istiyorum.
- I've seen Tom on TV many times.
- Tom'u birçok kez televizyonda gördüm.
- That TV station broadcasts only movies.
- O televizyon kanalı sadece film yayınlıyor.
- Tom enjoys watching baseball on TV.
- Tom televizyonda beyzbol izlemekten hoşlanıyor.
- I'd buy a larger TV if I had room for it.
- Yerim olsa daha büyük bir televizyon alırdım.
- Would you please turn down the TV?
- Lütfen televizyonu kısar mısın?
- The warranty for my TV is expired.
- Televizyonumun garanti süresi doldu.
- There's nothing on TV.
- Televizyonda hiçbir şey yok.
- That TV is huge.
- Şu televizyon çok büyük.
- Please turn off the radio and turn on the TV.
- Lütfen radyoyu kapatın ve televizyonu açın.
- Leave the TV on.
- Televizyonu açık bırak.
- Why did you turn off the TV?
- Neden televizyonu kapattın?
- I enjoy watching soccer on TV.
- Televizyonda futbol izlemekten hoşlanıyorum.
- Tom ate a TV dinner.
- Tom televizyonda yemek yedi.
- Tom is in the living room, watching sports on TV.
- Tom oturma odasında, televizyonda spor izliyor.
- I saw Tom on TV.
- Tom'u televizyonda gördüm.
- Turn off the TV.
- Televizyonu kapat.
- Can you fix my TV?
- Televizyonumu tamir edebilir misin?
- He has acted on TV many times.
- Birçok kez televizyonda oyunculuk yaptı.
- The TV is on the blink.
- Televizyon doğru düzgün çalışmıyor.
- Tom wants us to mount the TV on the wall.
- Tom televizyonu duvara monte etmemizi istiyor.
- I finally found out what was wrong with my TV.
- Sonunda televizyonumdaki sorunun ne olduğunu buldum.
- This TV wasn't cheap.
- Bu televizyon ucuz değildi.
- We advertise our products on TV.
- Televizyonda ürünlerimizin reklamını yapıyoruz.
- What programs do you usually watch on TV?
- Televizyonda genellikle hangi programları izliyorsunuz?
- I hate TV.
- Televizyondan nefret ederim.
- I don't think Tom likes watching baseball on TV.
- Tom'un televizyonda beyzbol izlemekten hoşlandığını sanmıyorum.
- I don't have a TV.
- Benim bir televizyonum yok.
- It was careless of him to go to bed with the TV on.
- Televizyon açıkken yatması, dikkatsizlikti.
- After the goal was scored, the crowd turned to the giant TV to watch the action replay.
- Gol atıldıktan sonra kalabalık dev televizyona dönerek pozisyonun tekrarını izledi.
- Tom said he didn't enjoy watching sports on TV.
- Tom televizyonda spor izlemekten hoşlanmadığını söyledi.
- Would you please turn off the TV?
- Lütfen televizyonu kapatır mısın?
- You can turn off the TV.
- Televizyonu kapatabilirsin.
- Could you turn down the TV?
- Televizyonu kısar mısın?
- I watched TV after supper.
- Akşam yemeğinden sonra televizyon seyrettim.
- Did you see the cowboy movie on TV last night?
- Dün gece televizyondaki kovboy filmini izledin mi?
- There was no TV or radio in those days.
- O günlerde televizyon ya da radyo yoktu.
- If you're not watching the TV, turn it off.
- Televizyonu seyretmiyorsan, kapat.
- The only thing Tom ever did was watch TV.
- Tom'un yaptığı tek şey televizyon seyretmekti.
- Do you mind turning on the TV?
- Televizyonu açmanın sakıncası var mı?
- TV plays an important part in everyday life.
- Televizyon, günlük yaşamda önemli bir rol oynuyor.
- Tom is watching TV.
- Tom televizyon seyrediyor.
- This TV was made in China.
- Bu televizyon Çin'de imal edilmiştir.
- My TV is broken.
- Televizyonum bozuk.
- Sami has seen every medical show on TV.
- Sami televizyondaki bütün tıp programlarını izledi.
- They replaced the defective TV with a new one.
- Arızalı televizyonu yenisiyle değiştirdiler.
- I saw it on TV.
- Onu televizyonda gördüm.
- She loves watching tennis matches on TV.
- Televizyonda tenis maçlarını izlemeyi seviyor.
- Turn down the TV.
- Televizyonun sesini kısın.
- Would you please turn down the TV?
- Lütfen televizyonun sesini kısar mısınız?
- The TV was so loud that I couldn't concentrate on my reading.
- Televizyonun sesi çok yüksek olduğu için okuduğum şeye konsantre olamadım.
- Tom found that he couldn't study with the TV on.
- Tom televizyon açıkken ders çalışamayacağını fark etti.
- According to the TV, it will rain tomorrow.
- Televizyona göre, yarın yağmur yağacak.
- Turn on the TV.
- Televizyonu aç.
- The first thing Tom does every day when he gets home is turn on the TV.
- Tom'un her gün eve geldiğinde yaptığı ilk şey televizyonu açmaktır.
- Tom's not paying attention to the TV.
- Tom televizyona dikkatini vermiyor.
- We watched the soccer game on TV.
- Televizyonda futbol maçı izledik.
- Tom snoozed quietly in front of the TV.
- Tom televizyonun önünde sessizce uyukladı.
- Tom has a 4k TV.
- Tom'un 4K televizyonu var.
- The news on TV never tells the whole story.
- Televizyondaki haberler asla tüm hikayeyi anlatmaz.
- Many parents believe that there is too much violence on TV.
- Birçok ebeveyn televizyonda çok fazla şiddet olduğuna inanıyor.
- Tom has a big TV.
- Tom'un büyük bir televizyonu var.
- What's your favorite quiz show on TV?
- Televizyonda en sevdiğin bilgi yarışması programı hangisi?
- Tom doesn't watch a lot of TV.
- Tom çok fazla televizyon izlemez.
- Kate is crazy about a new singer who often appears on TV.
- Kate sık sık televizyona çıkan yeni bir şarkıcıya deli oluyor.
- Tom turned on the TV.
- Tom televizyonu açtı.
- Tom has been on TV every night for thirty years.
- Tom otuz yıl boyunca her gece televizyonda olmuştur.
- Our local TV station does a pretty good job of covering local news.
- Yerel televizyon kanalımız yerel haberleri oldukça iyi veriyor.
- Tom turned up the TV.
- Tom televizyonun sesini açtı.
- Tom asked Mary to turn on the TV.
- Tom, Mary'den televizyonu açmasını istedi.
- My TV has broken down.
- Televizyonum bozuldu.
- The TV was on all the time.
- Televizyon hep açıktı.
- Turn down the TV, please.
- Lütfen televizyonun sesini kıs.
- Tom is watching the news on TV.
- Tom televizyonda haberleri izliyor.
- Are there any good programs on TV today?
- Bugün televizyonda iyi bir program var mı?
- Some stupid series was on TV.
- Televizyonda aptal bir dizi vardı.
- Tom told Mary how much he enjoyed watching baseball on TV.
- Tom Mary'ye televizyonda beyzbol izlemekten ne kadar hoşlandığını söyledi.
- Would you please turn down the TV a little?
- Lütfen televizyonun sesini biraz kısar mısın?
- And then I turned the TV off and went to sleep.
- Sonra televizyonu kapattım ve uyumaya gittim.
- I watched baseball on TV after I finished my homework.
- Ben ödevimi bitirdikten sonra televizyonda beyzbol izledim.
- That TV is too loud.
- O televizyonun sesi çok yüksek.
- My father does nothing but watch TV on Sundays.
- Babam pazar günleri, televizyon seyretmekten başka hiçbir şey yapmaz.
- Do you want to watch the baseball game on TV?
- Beyzbol maçını televizyonda izlemek ister misin?
- Do you have a TV?
- Televizyonun var mı?
- You left the TV on when you left this morning.
- Bu sabah çıkarken televizyonu açık bırakmışsın.
- I enjoy watching football on TV.
- Televizyonda futbol izlemekten zevk alıyorum.
- I like to watch football on TV.
- Televizyonda futbol izlemeyi severim.
- From now on, no more TV before you have done your homework.
- Şu andan itibaren ödevini yapmadan televizyon izlemek yok.
- I don't trust local TV.
- Yerel televizyonlara güvenmiyorum.
- Do you do your homework while watching TV?
- Televizyon seyrederken ödev yapar mısın?
- Is there a TV in the room?
- Odada bir televizyon var mı?
- I watch a lot of sports on TV.
- Televizyonda çok spor seyrederim.
- The TV was on all night.
- Televizyon bütün gece açıktı.
- The TV is off but it is still warm.
- Televizyon kapalı, ama hala sıcak.
- We watch TV every day.
- Her gün televizyon seyrederiz.
- I enjoy watching soccer on TV.
- Ben televizyonda futbol izlemekten hoşlanırım.
- I saw him on TV.
- Onu televizyonda gördüm.
- She is appearing on TV tonight.
- Bu akşam televizyona çıkacak.
- Maybe you should turn off the TV.
- Belki de sen televizyonu kapatmalısın.
- Tom turned down the TV.
- Tom televizyonun sesini kıstı.
- Radio's been replaced by the TV.
- Radyonun yerini televizyon aldı.
- Tom hasn't watched TV yet.
- Tom henüz televizyon seyretmedi.
- Anything can happen on TV.
- Televizyonda her şey olabilir.
- Tom spent the evening watching a basketball game on TV with his children.
- Tom akşamı çocuklarıyla televizyonda basketbol maçı izleyerek geçirdi.
- Watching TV often makes me sleepy.
- Televizyon seyretmek sık sık uykumu getiriyor.
- Don't you watch TV at all?
- Hiç televizyon seyretmiyor musun?
- The company is promoting a new car on TV.
- Şirket, televizyonda yeni bir araba tanıtımı yapıyor.
- Kelly will appear on TV.
- Kelly televizyona çıkacak.
- They advertised a new product on TV.
- Televizyonda yeni bir ürünün reklamını yaptılar.
- Are you watching TV now?
- Şu anda televizyon mu izliyorsun?
- He watched a basketball game on TV last night.
- Dün gece televizyonda bir basketbol oyunu izledi.
- You should have seen the program on TV.
- Programı televizyonda görmeliydiniz.
- I spent Saturday afternoon watching entirely too much TV.
- Cumartesi öğleden sonramı çok fazla televizyon izleyerek geçirdim.
- Students don't read many books because of TV and comics.
- Öğrenciler televizyon ve çizgi roman yüzünden, çok kitap okumazlar.
- As it is late, turn off the TV.
- Geç olduğu için televizyonu kapat.
- Tom and Mary sat in front of the TV, eating popcorn.
- Tom ve Mary patlamış mısır yerken televizyonun önünde oturdu.
- Tom doesn't enjoy watching sports on TV.
- Tom televizyonda spor izlemekten hoşlanmıyor.
- Why don't you watch TV?
- Neden televizyon seyretmiyorsun?
- Tom will appear on TV.
- Tom televizyona çıkacak.
- Tom is watching something on TV.
- Tom televizyonda bir şey izliyor.
- We all watch way too much TV.
- Hepimiz çok fazla televizyon izliyoruz.
- I think it's time for me to turn off the TV.
- Sanırım televizyonu kapatma zamanım geldi.
- Tom enjoys watching baseball games on TV with his grandfather.
- Tom büyükbabasıyla televizyonda beyzbol maçı izlemekten keyif alıyor.
- I sometimes see him on TV.
- Bazen onu televizyonda görüyorum.
- Who are you, and what have you done with my TV?
- Sen kimsin ve televizyonuma ne yaptın?
- No sooner had Tom turned on the TV than the fuse blew.
- Tom televizyonu açar açmaz sigorta attı.
- When can I see a movie about Jules Verne on TV?
- Jules Verne hakkında bir filmi ne zaman televizyonda izleyebilirim?
- Tom said he wanted to watch a little TV.
- Tom biraz televizyon izlemek istediğini söyledi.
- Our TV is out of order.
- Televizyonumuz bozuk.
- Everybody is in the basement watching the game on TV.
- Herkes bodrumda televizyondaki maçı izliyor.
- I came into the room to find him watching TV.
- Odaya girdiğimde onu televizyon seyrederken buldum.
- Tom left the TV on all night.
- Tom bütün gece televizyonu açık bıraktı.
- I like to watch sports on TV, especially baseball.
- Televizyonda spor, özellikle beyzbol izlemeyi severim.
- Don't watch too much TV.
- Çok fazla televizyon izleme.
- Why don't you turn on the TV?
- Neden televizyonu açmıyorsun?
- Tom hates TV.
- Tom televizyondan nefret eder.
- Could you please turn off the TV?
- Lütfen televizyonu kapatır mısın?
- My mother doesn't like to watch TV.
- Annem televizyon seyretmeyi sevmez.
- I turned off my TV.
- Televizyonumu kapattım.
- On TV someone with a serious look on his face is talking about the problems of our country's future.
- Televizyonda yüzünde ciddi bir ifade olan biri ülkemizin geleceğiyle ilgili sorunlardan bahsediyor.
- Do you prefer to watch subbed or dubbed TV?
- Televizyonu altyazılı mı yoksa dublajlı mı izlemeyi tercih edersiniz?
- Tom leaves his TV on all day.
- Tom televizyonunu bütün gün açık bırakır.
- There's nothing worth watching on TV today.
- Bugün televizyonda izlemeye değer bir şey yok.
- Didn't you know Tom doesn't like watching sports on TV?
- Tom'un televizyonda spor izlemeyi sevmediğini bilmiyor muydun?
- Has Tom been watching TV?
- Tom televizyon mu izliyordu?
- I can't get this old TV to work.
- Bu eski televizyonu çalıştıramıyorum.
- Every recycled aluminium can saves enough energy to power a TV for three hours.
- Geri dönüştürülen her alüminyum kutu, bir televizyonu üç saat çalıştıracak kadar enerji tasarrufu sağlıyor.
- I heard it on TV.
- Televizyonda duydum.
- We saw you on TV.
- Seni televizyonda gördük.
- TV may be seen on six channels in that city.
- O şehirde televizyon altı kanaldan izlenebiliyor.
- I plan to stay at home by myself and watch some TV.
- Evde tek başıma kalıp biraz televizyon izlemeyi planlıyorum.
- He took the video to a local TV station.
- Bir yerel televizyon kanalı için video çekti.
Show More (583)
|
