twilight - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
twilight alacakaranlık n.
  • The soft glow of twilight painted the sky.
  • Alacakaranlığın tatlı kızıllığı gökyüzünü boyamıştı.
  • We shall have to gradually get accustomed to twilight conditions, for example.
  • Örneğin alacakaranlık koşullarına yavaş yavaş alışmamız gerekecek.
  • I love twilight.
  • Alacakaranlığı severim.
Show More (1)
twilight gün batımı n.
  • They took a romantic stroll during the enchanting twilight hours.
  • Büyüleyici gün batımında romantik bir gezintiye çıktılar.
Show More (-2)
twilight (ömürde vb.) sonbahar n.
  • As retirement approached, he entered the twilight of his career.
  • Emekliliği yaklaşırken kariyerinin sonbaharını yaşıyordu.
Show More (-2)