1 |
typically |
genellikle |
adv. |
|
- Groups are typically created around an industry, conference or company.
- Gruplar genellikle bir endüstri, konferans veya şirket etrafında oluşturulur.
- The apps typically provide a specific function that's not as easily accomplished on a web browser.
- Uygulamalar genellikle bir web tarayıcısında kolayca gerçekleştirilemeyen belirli bir işlev sağlar.
- Sunset is typically a sign that another working day is over.
- Gün batımı genellikle bir iş gününün daha bittiğinin işaretidir.
- Stuxnet is typically introduced to the target environment via an infected USB flash drive.
- Stuxnet genellikle virüs bulaşmış bir USB flash sürücü aracılığıyla hedef ortama bulaştırılır.
- Groups are typically created around an industry, conference or company.
- Gruplar genel olarak bir sektör, konferans veya şirket temelinde kurulur.
- Sunset is typically a sign that another working day is over.
- Gün batımı genellikle başka bir iş gününün bittiğinin işaretidir.
- Groups are typically created around an industry, conference or company.
- Gruplar genellikle bir endüstri, konferans veya şirket etrafında oluşturuluyor.
- Commencement is typically the first or second Saturday in April.
- Mezuniyet töreni genellikle Nisan ayının ilk ya da ikinci cumartesi günü yapılır.
- How long do your migraines typically last?
- Migreniniz genellikle ne kadar sürer?
- Peach trees typically bloom in spring.
- Şeftali ağaçları genellikle ilkbaharda çiçek açar.
- An SUV typically uses more gas than a car.
- Bir SUV genellikle bir arabadan daha fazla benzin kullanır.
- How long do your migraines typically last?
- Migren ataklarınız genelde ne kadar sürüyor?
- A truck typically uses more gas than a car.
- Bir kamyon genellikle bir arabadan daha fazla benzin kullanır.
- A truck typically uses more gas than a car.
- Bir kamyon, genellikle bir arabadan daha fazla benzin kullanır.
- Active Tatoeba users are typically highly opinionated.
- Aktif Tatoeba kullanıcıları genelde dediğim dediktir.
- Active Tatoeba users are typically highly opinionated.
- Aktif Tatoeba kullanıcıları genellikle oldukça fikir sahibidir.
Show More (13)
|
2 |
typically |
tipik olarak |
adv. |
|
- I wish to thank my fellow MEP, Mrs Kauppi, for the typically assiduous and ambitious work she has done.
- AP üyesi arkadaşım Bayan Kauppi'ye, tipik olarak gayretli ve azimli çalışmaları için teşekkür etmek istiyorum.
- Typically, bullion is used for trade on a market.
- Tipik olarak külçe, bir pazarda ticaret amacıyla kullanılır.
- Stuxnet is typically introduced to the target environment via an infected USB flash drive.
- Stuxnet tipik olarak virüslü bir USB flash sürücü aracılığıyla hedef ortama sokulur.
- Typically, bullion is used for trade on a market.
- Tipik olarak külçe, piyasada ticaret yapmak için kullanılır.
- Typically, human pregnancy is divided into three trimesters of approximately three months each.
- Tipik olarak, insan gebeliği her biri yaklaşık üç aylık üç trimestere ayrılır.
- Typically, human pregnancy is divided into three trimesters of approximately three months each.
- Tipik olarak, insan hamileliği her biri yaklaşık üç aylık üç trimestere ayrılır.
Show More (3)
|
3 |
typically |
tipik |
adv. |
|
- I want to thank the rapporteur for a typically sound report.
- Raportöre tipik bir rapor hazırladığı için teşekkür etmek istiyorum.
- The name on one was foreign-sounding and the other was typically French.
- Birindeki isim kulağa yabancı geliyordu, diğeri ise tipik Fransız ismiydi.
- Sunset is typically a sign that another working day is over.
- Gün batımı bir iş gününün daha sona erdiğinin tipik bir işaretidir.
- His humor is very witty, typically French.
- Mizahı çok esprili, tipik bir Fransız.
- His humor is very witty, typically French.
- Esprileri çok zekiceydi, tipik Fransız esprileri.
Show More (2)
|