| 1 |
upstairs |
üst kat |
n. |
|
- Yvette's at the show, and the kid's asleep upstairs.
- Yvette gösteride ve çocuk da üst katta uyuyor.
- The bedrooms are upstairs.
- Yatak odaları üst kattadır.
- What is she still doing upstairs?
- O üst katta hala ne yapıyor?
- John spoke in such a loud voice that I could hear him upstairs.
- John o kadar yüksek sesle konuştu ki onu üst kattan duyabildim.
- Tom is upstairs doing his homework.
- Tom üst katta ödevini yapıyor.
- It wasn't upstairs.
- Üst katta değildi.
- I carried Tom upstairs to his bedroom.
- Tom'u üst kattaki yatak odasına taşıdım.
- Sami was in the upstairs bedroom.
- Sami üst kattaki yatak odasındaydı.
- You should stay upstairs.
- Üst katta kalmalısın.
- Tom wasn't upstairs in bed.
- Tom üst katta yatakta değildi.
- Tom and Mary are upstairs.
- Tom ve Mary üst katta.
- Tom went upstairs to his bedroom.
- Tom üst kattaki yatak odasına çıktı.
- Tom is asleep upstairs.
- Tom üst katta uyuyor.
- Tom probably left his guitar upstairs.
- Tom gitarını muhtemelen üst katta bıraktı.
- Tom isn't upstairs.
- Tom üst katta değil.
- Tom is asleep upstairs, isn't he?
- Tom üst katta uyuyor, değil mi?
- Tom isn't upstairs in bed.
- Tom üst katta yatmıyor.
- John spoke in such a loud voice that I could hear him upstairs.
- John o kadar yüksek bir sesle konuştu ki onu üst kattan duyabildim.
- I was upstairs.
- Üst kattaydım.
- They're having a party in the apartment upstairs.
- Üst kattaki dairede bir parti veriyorlar.
- My study is upstairs.
- Çalışma odam üst katta.
- We'll talk upstairs.
- Üst katta konuşacağız.
- I need you upstairs.
- Üst katta sana ihtiyacım var.
- I heard a noise upstairs.
- Ben üst katta bir gürültü duydum.
- Tom is upstairs packing.
- Tom üst katta toplanıyor.
- Tom was upstairs.
- Tom üst kattaydı.
- I want to see you upstairs.
- Seni üst katta görmek istiyorum.
- I'll check upstairs.
- Üst katı kontrol edeceğim.
- There are still some lights on upstairs.
- Üst katta hâlâ bazı ışıklar var.
- Tom is upstairs talking to Mary now.
- Tom üst katta Mary'yle konuşuyor.
- My upstairs neighbors are very noisy.
- Benim üst kattaki komşularım çok gürültücüdür.
- Who's upstairs now?
- Şimdi kim üst katta?
- They're all upstairs.
- Onların hepsi üst katta.
- Tom said that he wanted to be alone and then he went upstairs to his bedroom.
- Tom yalnız kalmak istediğini söyledi ve sonra üst kattaki yatak odasına çıktı.
- Tom is upstairs with the children.
- Tom çocuklarla üst katta.
- She called down from upstairs to ask what the noise was about.
- Üst kattan aşağıya seslenerek gürültünün ne olduğunu sordu.
- Tom is upstairs practicing his saxophone now.
- Tom şimdi üst katta saksafonunu pratik yapıyor.
- Tom wasn't upstairs.
- Tom üst katta değildi.
- The bedroom is upstairs.
- Yatak odası üst katta.
- My upstairs neighbors are very noisy.
- Üst kattaki komşularım çok gürültücü.
- There's a fire upstairs.
- Üst katta bir yangın var.
- Tom is upstairs in his bedroom.
- Tom üst katta, yatak odasında.
- Tom and Mary are upstairs.
- Tom ve Mary üst kattalar.
- Tom is upstairs resting.
- Tom üst katta dinleniyor.
- They're having a party in the apartment upstairs.
- Onlar üst kattaki dairede bir parti veriyorlar.
- I'm upstairs.
- Ben üst kattayım.
- The bedrooms are upstairs.
- Yatak odaları üst katta.
- Some kind of party upstairs kept me up until one last night.
- Üst kattaki bir tür parti beni dün gece bire kadar uyanık tuttu.
- There are still some lights on upstairs.
- Üst katta hâlâ ışıklar yanıyor.
- We have four bedrooms upstairs.
- Üst katta dört yatak odamız var.
- Tom could hear people upstairs.
- Tom üst kattaki insanları duyabiliyordu.
- Tom is sleeping upstairs.
- Tom üst katta uyuyor.
- Everybody's upstairs.
- Herkes üst katta.
- My room is upstairs on the left.
- Odam üst katta soldadır.
- The people upstairs come home late at night.
- Üst kattaki insanlar gece geç saatlerde eve gelirler.
- It's upstairs.
- Üst katta.
- Fadil stayed upstairs.
- Fadıl üst katta kaldı.
- It seems that the burglar broke in through an upstairs window.
- Hırsız bir üst kat penceresinden zorla girmiş gibi görünüyor.
- Sami checked upstairs.
- Sami üst katı kontrol etti.
- The people upstairs come home late at night.
- Üst kattaki insanlar gece eve geç gelir.
- The children are asleep upstairs.
- Çocuklar üst katta uyuyorlar.
- The children were asleep upstairs.
- Çocuklar üst katta uyuyordu.
- Tom is upstairs in his room.
- Tom üst katta odasında.
- You should stay upstairs.
- Sen üst katta kalmalısın.
- Tom and Mary are working upstairs.
- Tom ve Mary üst katta çalışıyorlar.
- They're working upstairs.
- Üst katta çalışıyorlar.
- There's a fire upstairs.
- Üst katta yangın var.
- Tom is still upstairs.
- Tom hâlâ üst katta.
- The children are asleep upstairs.
- Çocuklar üst katta uyuyor.
- They rented the upstairs room to a student.
- Üst kattaki odayı bir öğrenciye kiraladılar.
- There were people talking upstairs.
- Üst katta konuşan insanlar vardı.
- I'll wait upstairs.
- Üst katta bekleyeceğim.
- Tom is upstairs getting dressed.
- Tom üst katta giyiniyor.
- What have you been doing upstairs all this time?
- Bu kadar zamandır üst katta ne yapıyorsun?
- Tom lived upstairs.
- Tom üst katta yaşıyordu.
- Tom spent a lot of time upstairs.
- Tom üst katta çok zaman geçirdi.
- Tom wants to see you upstairs.
- Tom seni üst katta görmek istiyor.
- It's upstairs.
- O üst katta.
- We have two spare rooms upstairs, neither of which has been used for years.
- Üst katta iki boş odamız var, ikisi de yıllardır kullanılmıyor.
- I'm upstairs.
- Üst kattayım.
- Mr Hopkins spoke in such a loud voice that I could hear him upstairs.
- Bay Hopkins öyle bir yüksek sesle konuştu ki onu üst kattan duyabilidim.
- My room is upstairs.
- Odam üst katta.
- They're partying upstairs.
- Onlar üst katta partiye katılıyorlar.
- The toilet is upstairs.
- Tuvalet üst katta.
- She's upstairs, crying in her room.
- O, üst katta odasında ağlıyor.
- They're upstairs.
- Üst kattalar.
- The library is upstairs.
- Kütüphane üst katta.
- The children are upstairs asleep.
- Çocuklar üst katta uyuyor.
- I'm going to check upstairs.
- Üst katı kontrol edeceğim.
- The bathroom is upstairs.
- Banyo üst katta.
- Someone is waiting for you upstairs.
- Birisi sizi üst katta bekliyor.
- Who's dancing upstairs?
- Üst katta kim dans ediyor?
- Tom is still upstairs.
- Tom hala üst katta.
- She went upstairs to her room.
- Üst kattaki odasına çıktı.
- Grace goes upstairs to the extension telephone.
- Grace üst kattaki dahili telefona gidiyor.
- Dan's children were asleep upstairs.
- Dan'in çocukları üst katta uyuyorlardı.
- Tom is upstairs right now with Mary.
- Tom şu anda Mary ile üst katta.
- We have two spare rooms upstairs, neither of which has been used for years.
- Üst katta iki yedek odamız var, bunlardan hiçbiri yıllardır kullanılmıyor.
- Tom lived upstairs.
- Tom üst katta yaşadı.
- Tom is upstairs.
- Tom üst katta.
- It seems that the burglar broke in through an upstairs window.
- Görünüşe göre hırsız üst kattaki bir pencereden içeri girmiş.
- Tom's house has three bedrooms upstairs.
- Tom'un evinin üst katında üç yatak odası var.
- Tom is upstairs in his bedroom.
- Tom üst katta yatak odasında.
- My room is upstairs.
- Benim odam üst katta.
- The upstairs window opened.
- Üst kattaki pencere açıldı.
- My room is upstairs on the left.
- Benim odam üst katta solda.
- They're working upstairs.
- Onlar üst katta çalışıyor.
- Tom stayed upstairs.
- Tom üst katta kaldı.
- Tom and Mary are upstairs sleeping.
- Tom ve Mary üst katta uyuyorlar.
- Fadil stayed upstairs.
- Fadıl üst katta kalıyordu.
- Mr Hopkins spoke in such a loud voice that I could hear him upstairs.
- Bay Hopkins o kadar yüksek bir sesle konuştu ki onu üst kattan duyabildim.
- Tom heard a noise from upstairs.
- Tom üst kattan bir ses duydu.
- Tom was upstairs.
- Tom üst katta idi.
- Mary is upstairs with the baby.
- Mary üst katta bebekle birlikte.
- Tom's house has three bedrooms upstairs.
- Tom'un üst katta üç yatak odası var.
- Some kind of party upstairs kept me up till one last night.
- Dün gece üst kattaki bir tür parti saat bire kadar beni uyutmadı.
- They're all upstairs.
- Hepsi üst katta.
Show More (114)
|
| 2 |
upstairs |
yukarı |
adv. |
|
- Tom has gone upstairs.
- Tom yukarı çıktı.
- I have to go upstairs.
- Yukarı çıkmam lazım.
- Tom went upstairs very quietly.
- Tom çok sessizce yukarı çıktı.
- Can we go upstairs?
- Yukarı gidebilir miyiz?
- She went upstairs.
- O, yukarı gitti.
- Tom has gone upstairs to wake Mary up.
- Tom, Mary'yi uyandırmak için yukarı çıktı.
- I should get back upstairs.
- Yukarı çıkmalıyım.
- We're going upstairs.
- Yukarı çıkıyoruz.
- Make sure he doesn't go upstairs.
- Yukarı çıkmadığından emin ol.
- If you go upstairs and turn right you will find your room.
- Yukarı çıkıp sağa dönersen odanı bulacaksın.
- Tom rushed upstairs.
- Tom yukarı koştu.
- I went back upstairs.
- Tekrar yukarı çıktım.
- Tom went upstairs.
- Tom yukarı çıktı.
- I'm taking my stuff upstairs.
- Eşyalarımı yukarı çıkarıyorum.
- I want you to go upstairs.
- Yukarı çıkmanı istiyorum.
- Tom went upstairs very quietly.
- Tom sessizce yukarı çıktı.
- Tom walked upstairs.
- Tom yukarı çıktı.
- Go upstairs right now and clean your room.
- Hemen yukarı çık ve odanı temizle.
- I had to carry Tom upstairs.
- Tom'u yukarı taşımak zorunda kaldım.
- Tom heard Mary go upstairs.
- Tom, Mary'nin yukarı çıktığını duydu.
- Take Tom upstairs.
- Tom'u yukarı götür.
- Fadil went upstairs and took a shower.
- Fadıl yukarı çıktı ve duş aldı.
- Can we go upstairs?
- Yukarı çıkabilir miyiz?
- I helped him carry his luggage upstairs.
- Bavullarını yukarı taşımasına yardım ettim.
- Tom is coming upstairs.
- Tom yukarı geliyor.
- Take Tom upstairs.
- Tom'u yukarı çıkar.
- Get upstairs.
- Yukarı çık.
- Go upstairs and bring down my trunk.
- Yukarı çık ve bavulumu indir.
- Tom went back upstairs.
- Tom yukarı çıktı.
- Tom ran upstairs.
- Tom yukarı koştu.
- Fadil went upstairs and took a shower.
- Fadıl yukarı çıkıp duş aldı.
- Did you go upstairs?
- Yukarı çıktınız mı?
- Take him upstairs.
- Onu yukarı götürün.
- Would you carry my luggage upstairs?
- Bavullarımı yukarı taşır mısınız?
- I think we have to go upstairs.
- Sanırım yukarı çıkmalıyız.
- Tom came upstairs.
- Tom yukarı çıktı.
- She went upstairs to her bedroom.
- Yukarı yatak odasına çıktı.
- She went upstairs.
- Yukarı çıktı.
- Tom walked back upstairs.
- Tom yukarı çıktı.
- Take them upstairs.
- Onları yukarı götürün.
- I ran upstairs.
- Yukarı koştum.
- Tom never even came upstairs.
- Tom yukarı çıkmadı bile.
- I want you to go upstairs immediately.
- Derhal yukarı çıkmanı istiyorum.
- Tom didn't even go upstairs.
- Tom yukarı bile çıkmadı.
- Take her upstairs.
- Onu yukarı çıkar.
- Make sure Tom doesn't go upstairs.
- Tom'un yukarı çıkmadığından emin olun.
- I don't want to go upstairs alone in the dark.
- Karanlıkta yalnız başına yukarı çıkmak istemiyorum.
- I want you to go upstairs immediately.
- Hemen yukarı çıkmanı istiyorum.
- Would you carry my luggage upstairs?
- Bagajımı yukarı taşır mısın?
- Go upstairs and go to bed.
- Yukarı çık ve git yat.
- Tom went upstairs again.
- Tom yine yukarı çıktı.
- Could you take the luggage upstairs?
- Bavulları yukarı çıkarabilir misin?
- She shut the door and went upstairs.
- Kapıyı kapattı ve yukarı çıktı.
- I'm going upstairs.
- Yukarı gidiyorum.
- Let's go upstairs and talk.
- Yukarı çıkıp konuşalım.
- Go upstairs and bring down my trunk.
- Yukarı çık ve bavulumu getir.
- I went upstairs.
- Yukarı çıktım.
- Carry the bags upstairs.
- Çantaları yukarı taşıyın.
- I'll get him to carry this box upstairs.
- Bu kutuyu yukarı taşımasını söyleyeceğim.
- Make sure Tom doesn't go upstairs.
- Tom'un yukarı çıkmadığından emin ol.
- I rushed upstairs.
- Aceleyle yukarı çıktım.
- I'll get him to carry this case upstairs.
- Bu çantayı yukarı taşımasını sağlayacağım.
- They went upstairs.
- Onlar yukarı gitti.
- I'm going upstairs to change.
- Üstümü değiştirmek için yukarı çıkıyorum.
- Take her upstairs.
- Onu yukarı çıkarın.
- He slammed the door and went upstairs.
- Kapıyı çarptı ve yukarı çıktı.
- He shut the door and went upstairs.
- Kapıyı kapattı ve yukarı çıktı.
- We're going upstairs.
- Yukarı gidiyoruz.
- Make sure he doesn't go upstairs.
- Onun yukarı çıkmadığından emin olun.
- If you go upstairs and turn right you will find your room.
- Yukarı çıkıp sağa dönün, odanızı bulacaksınız.
- He was seen to go upstairs.
- Yukarı çıkarken görüldü.
- Tom shut the door and went upstairs.
- Tom kapıyı kapattı ve yukarı çıktı.
- I think we have to go upstairs.
- Sanırım yukarı çıkmak zorundayız.
- Let's go upstairs.
- Yukarı çıkalım.
- I don't want to go upstairs alone in the dark.
- Karanlıkta tek başıma yukarı çıkmak istemiyorum.
- He went upstairs to her room.
- O yukarı odasına çıktı.
- I'll go upstairs.
- Yukarı çıkacağım.
- Let's go upstairs and talk.
- Yukarı çıkalım ve konuşalım.
- They ran back upstairs.
- Yukarı koştular.
- Would you carry this upstairs for me?
- Bunu benim için yukarı taşır mısın?
- Tom is going upstairs.
- Tom yukarı çıkıyor.
- I didn't go upstairs.
- Ben yukarı çıkmadım.
- Why did you go back upstairs?
- Neden yukarı çıktın?
- Tom went upstairs to take a bath.
- Tom banyo yapmak için yukarı çıktı.
- How are we going to get the piano upstairs?
- Piyanoyu nasıl yukarı çıkaracağız?
- The children went upstairs in single file.
- Çocuklar tek sıra halinde yukarı çıktılar.
- Could you take the luggage upstairs?
- Bagaj yukarı alabilir misiniz?
- Go upstairs right now and clean your room.
- Şimdi yukarı çık ve odanı temizle.
- I'll get Tom to carry your suitcases upstairs.
- Tom'a bavullarınızı yukarı taşımasını söyleyeceğim.
- Tom didn't go upstairs.
- Tom yukarı çıkmadı.
- I'm going upstairs.
- Ben yukarı çıkıyorum.
- He carried the box upstairs.
- Kutuyu yukarı taşıdı.
- We heard someone go upstairs.
- Birinin yukarı çıktığını duyduk.
- They walked upstairs.
- Onlar yukarı çıktılar.
Show More (92)
|
| 3 |
upstairs |
üst kata |
adv. |
|
- How are we going to get the piano upstairs?
- Piyanoyu üst kata nasıl çıkaracağız?
- Tom went upstairs again.
- Tom tekrar üst kata gitti.
- Tom came upstairs.
- Tom üst kata geldi.
- I had to carry Tom upstairs.
- Tom'u üst kata götürmek zorunda kaldım.
- Can I have this box carried upstairs?
- Bu kutuyu üst kata alabilir miyim?
- Dan didn't even go upstairs.
- Dan üst kata bile çıkmadı.
- I went back upstairs.
- Üst kata geri döndüm.
- I'll get him to carry this box upstairs.
- Bu kutuyu ona üst kata taşıtacağım.
- They ran back upstairs.
- Üst kata koştular.
- We heard someone go upstairs.
- Birinin üst kata gittiğini duyduk.
- Take them upstairs.
- Onları üst kata götür.
- Tom walked upstairs.
- Tom üst kata çıktı.
- I'm taking my stuff upstairs.
- Eşyamı üst kata götürüyorum.
- Tom headed upstairs.
- Tom üst kata çıktı.
- Tom followed Mary upstairs.
- Tom, Mary'yi üst kata kadar takip etti.
- Get upstairs.
- Üst kata çık.
- They ran upstairs.
- Üst kata koştular.
- I rushed upstairs.
- Ben üst kata koşturdum.
- Tom went upstairs to his bedroom.
- Tom üst kata yatak odasına gitti.
- They walked upstairs.
- Onlar üst kata çıktı.
- Take it upstairs.
- Üst kata çıkar.
- I'll get him to carry this case upstairs.
- Ona, bu valizi üst kata taşıtacağım.
- Tom said that he wanted to be alone and then he went upstairs to his bedroom.
- Tom yalnız olmak istediğini söyledi ve sonra üst kata odasına gitti.
- She went upstairs to her bedroom.
- O üst kata yatak odasına gitti.
- Tom followed Mary upstairs.
- Tom üst kata kadar Mary'yi izledi.
- I'll go upstairs.
- Üst kata gideceğim.
- Tom rushed upstairs.
- Tom üst kata koştu.
- Tom is coming upstairs.
- Tom üst kata geliyor.
- Carry the bags upstairs.
- Çantaları üst kata taşı.
- I went upstairs.
- Üst kata gittim.
- I think Tom went upstairs.
- Sanırım Tom üst kata gitti.
- Tom didn't go upstairs.
- Tom üst kata gitmedi.
- Would you carry this upstairs for me?
- Bunu benim için üst kata taşıyabilir misin?
- I walked upstairs.
- Üst kata çıktım.
- Take him upstairs.
- Onu üst kata götür.
- Did you go upstairs?
- Üst kata gittin mi?
- Tom headed upstairs.
- Tom üst kata gitti.
- Tom is going upstairs.
- Tom üst kata gidiyor.
- Tom went upstairs to take a bath.
- Tom banyo yapmak için üst kata gitti.
- Let's look upstairs.
- Üst kata bakalım.
- Tom has gone upstairs.
- Tom üst kata gitti.
- I ran upstairs.
- Ben üst kata koştum.
- Can I have this box carried upstairs?
- Bu kutuyu üst kata taşıtabilir miyim?
- I helped him carry his luggage upstairs.
- Bagajını üst kata taşımasına yardım ettim.
- He carried the box upstairs.
- O, kutuyu üst kata taşıdı.
- Tom went upstairs.
- Tom üst kata gitti.
- He was seen to go upstairs.
- O üst kata giderken görüldü.
- Tom ran upstairs.
- Tom üst kata koştu.
Show More (45)
|
| 4 |
upstairs |
yukarıda |
adv. |
|
- Yvette's at the show, and the kid's asleep upstairs.
- Yvette gösteride, çocuk da yukarıda uyuyor.
- Yvette's at the show, and the kid's asleep upstairs.
- Yvette gösteriye gitti, oğlan da yukarıda uyuyor.
- If you were upstairs, you would have come down, and you would have helped me.
- Yukarıda olsaydın, aşağı inip bana yardım ederdin.
- If you were upstairs, you would have come down, and you would have helped me.
- Yukarıda olsaydınız aşağı iner ve bana yardım ederdiniz.
- Someone is waiting for you upstairs.
- Yukarıda sizi bekleyen biri var.
- Tom spent a lot of time upstairs.
- Tom yukarıda çok zaman geçirdi.
- Tom is upstairs resting.
- Tom yukarıda dinleniyor.
- Tom is waiting upstairs.
- Tom yukarıda bekliyor.
- I want to see you upstairs.
- Seni yukarıda görmek istiyorum.
- The children were asleep upstairs.
- Çocuklar yukarıda uyuyorlardı.
- What have you been doing upstairs all this time?
- Bunca zamandır yukarıda ne yapıyordun?
- Mary is upstairs with the baby.
- Mary yukarıda bebekle birlikte.
- Tom is sleeping upstairs.
- Tom yukarıda uyuyor.
- I'll see you upstairs.
- Yukarıda görüşürüz.
- They're partying upstairs.
- Yukarıda parti yapıyorlar.
- We'll talk upstairs.
- Yukarıda konuşuruz.
- She's upstairs, crying in her room.
- Yukarıda, odasında ağlıyor.
- Who's dancing upstairs?
- Yukarıda kim dans ediyor?
- Tom is upstairs doing his homework.
- Tom yukarıda ödevini yapıyor.
- I'll be right upstairs.
- Hemen yukarıda olacağım.
- Can I talk to you upstairs?
- Seninle yukarıda konuşabilir miyim?
- Who's upstairs now?
- Şimdi yukarıda kim var?
- I'll wait upstairs.
- Yukarıda bekleyeceğim.
- Tom is upstairs in his room, crying.
- Tom yukarıda, odasında ağlıyor.
- I heard a noise upstairs.
- Yukarıda bir gürültü duydum.
- Tom is asleep upstairs, isn't he?
- Tom yukarıda uyuyor, değil mi?
- I need you upstairs.
- Sana yukarıda ihtiyacım var.
- Tom wants to see you upstairs.
- Tom seni yukarıda görmek istiyor.
- Tom probably left his guitar upstairs.
- Tom muhtemelen gitarını yukarıda bırakmıştır.
- What is she still doing upstairs?
- Hâlâ yukarıda ne yapıyor?
- There were people talking upstairs.
- Yukarıda konuşan insanlar vardı.
- Tom is upstairs practicing his saxophone now.
- Tom şu anda yukarıda saksafonunu çalışıyor.
- Tom is upstairs talking to Mary now.
- Tom şu anda yukarıda Mary ile konuşuyor.
- My study is upstairs.
- Benim çalışma odam yukarıda.
- I just heard something upstairs.
- Yukarıda bir şey duydum.
- The children are upstairs asleep.
- Çocuklar yukarıda uyuyor.
- Tom is upstairs, isn't he?
- Tom yukarıda, değil mi?
- I'll be right upstairs.
- Ben hemen yukarıda olacağım.
Show More (35)
|
| 5 |
upstairs |
yukarıya |
adv. |
|
- Tom heard Mary go upstairs.
- Tom Mary'nin yukarıya çıktığını duydu.
- Take it upstairs.
- Onu yukarıya götür.
- I went back upstairs.
- Yukarıya geri döndüm.
- They ran upstairs.
- Onlar yukarıya koştular.
Show More (1)
|
| 6 |
upstairs |
yukarıdaki |
adv. |
|
- Grace goes upstairs to the extension telephone.
- Grace yukarıdaki dahili telefona gider.
- I carried Tom upstairs to his bedroom.
- Tom'u yukarıdaki yatak odasına taşıdım.
Show More (-1)
|
