| 1 |
porch |
veranda |
n. |
|
- Tom was sitting on the porch, reading a book.
- Tom verandada oturmuş kitap okuyordu.
- Tom is on the porch.
- Tom verandada.
- Tom is still waiting on the porch.
- Tom hâlâ verandada bekliyor.
- Tom is on the porch reading the evening paper.
- Tom verandada akşam gazetesini okuyor.
- They waited on the porch until it stopped raining.
- Yağmur durana kadar verandada beklediler.
- Layla was having breakfast on her porch.
- Leyla verandasında kahvaltı yapıyordu.
- Leave the box on the porch.
- Kutuyu verandaya bırak.
- When Tom got home, he found his parents sitting on the porch waiting for him.
- Tom eve döndüğünde ailesini verandada oturmuş onu beklerken buldu.
- This was left on the porch.
- Bu verandaya bırakılmış.
- Tom is having lunch with Mary on the porch.
- Tom, Mary ile verandada öğle yemeği yiyor.
- She swept the dirt from the porch.
- Verandadan dökülen kirleri süpürdü.
- Tom walked in from the porch.
- Tom verandadan içeri girdi.
- Tom is waiting for Mary on her porch.
- Tom, Mary'yi verandasında bekliyor.
- Tom and a few others are waiting for you on the porch.
- Tom ve diğer birkaç kişi verandada sizi bekliyor.
- Tom and Mary are waiting for you on the porch.
- Tom ve Mary seni verandada bekliyorlar.
- Tom slept on the porch last night because he'd locked himself out of his house.
- Tom dün gece verandada uyudu çünkü kendini evin dışında kilitlemişti.
- The flower planted in our porch is very fragrant.
- Verandamıza dikilen çiçek çok güzel kokuyor.
- Tom is out on the porch, talking to Mary.
- Tom verandada Mary ile konuşuyor.
- They waited on the porch until it stopped raining.
- Onlar yağmur duruncaya kadar veranda da bekledi.
- Tom is standing on the porch.
- Tom verandada duruyor.
- Tom was sitting by himself on the porch and reading a book.
- Tom verandada tek başına oturmuş kitap okuyordu.
- I left everything on the porch.
- Her şeyi verandada bıraktım.
- Let's wait on the porch.
- Verandada bekleyelim.
- Tom is waiting on the porch for you.
- Tom senin için verandada bekliyor.
- Tom spent the morning on the porch, reading the newspaper.
- Tom sabahı verandada gazeteyi okuyarak geçirdi.
- Tom sat on the porch and read the paper.
- Tom verandada oturdu ve gazeteyi okudu.
- Tom and I are on the porch.
- Tom ve ben verandadayız.
- Tom sat alone on the porch smoking a cigar.
- Tom bir puro içerken verandada tek başına oturdu.
- Tom is eating lunch with Mary on the porch.
- Tom veranda üzerine Mary ile öğle yemeği yiyor.
- I often sit on the porch and read in the afternoon.
- Öğleden sonraları sık sık verandada oturup kitap okurum.
- Tom spent the morning on the porch, reading the newspaper.
- Tom sabahı verandada gazete okuyarak geçirdi.
- Tom and Mary were alone together on the porch.
- Tom ve Mary verandada yalnızdılar.
- Tom is sweeping the porch.
- Tom verandayı süpürüyor.
- Please get off my porch.
- Lütfen verandamdan çıkın.
- Tom is talking with Mary on the porch.
- Tom verandada Mary ile konuşuyor.
- Tom was waiting for Mary on her porch.
- Tom verandasında Mary'yi bekliyordu.
- I'm waiting on the porch.
- Verandada bekliyorum.
- Tom sat on the porch swing and smoked his pipe.
- Tom verandadaki salıncağa oturdu ve piposunu tüttürdü.
- Tom is out on the porch.
- Tom verandada.
- Tom was waiting for Mary on her porch.
- Tom, Mary'yi verandasında bekliyordu.
- Tom was sitting on the porch, reading a book.
- Tom verandaya oturmuş bir kitap okuyordu.
- Tom waited on the porch while Mary got ready.
- Mary hazırlanırken Tom verandada bekledi.
- Tom sat on the porch, reading the evening paper.
- Tom verandada oturmuş akşam gazetesini okuyordu.
- Tom sat down beside Mary on the porch.
- Tom verandada Mary'nin yanına oturdu.
- I heard a noise from the porch.
- Verandadan bir ses duydum.
- Layla was having breakfast on her porch.
- Layla verandasında kahvaltı ediyordu.
- Tom sat on the porch and drank tea.
- Tom verandada oturdu ve çay içti.
- Tom was sitting on the porch, reading a magazine.
- Tom verandada oturmuş dergi okuyordu.
- Tom sat alone on the porch smoking a cigar.
- Tom verandada tek başına oturmuş puro içiyordu.
- Tom is waiting on the porch.
- Tom verandada bekliyor.
- Tom sat down beside Mary on the porch.
- Tom verandada Mary'nin yanında oturdu.
- When Tom got home, he found his parents sitting on the porch waiting for him.
- Tom eve geldiğinde, ailesini onu bekleyerek verandada otururken buldu.
- Tom is waiting on the porch for you.
- Tom verandada seni bekliyor.
- Tom is eating lunch with Mary on the porch.
- Tom, Mary ile verandada öğle yemeği yiyor.
- Get off my porch.
- Verandamdan in.
- Tom and Mary were alone together on the porch.
- Tom ve Mary verandada birlikte yalnızdılar.
- We usually eat outside on the porch in the summer.
- Yazın genellikle dışarıda verandada yemek yeriz.
- Tom knew that the dog on the porch belonged to Mary.
- Tom verandadaki köpeğin Mary'ye ait olduğunu biliyordu.
- Tom would often sit alone on the porch, reading a book.
- Tom sık sık verandada tek başına oturup kitap okurdu.
- Tom and Mary are on the porch.
- Tom ve Mary verandadalar.
- Tom remained outside on the porch.
- Tom dışarıda verandada kaldı.
- Mary would often sit alone on the porch.
- Mary, sık sık verandada tek başına otururdu.
- She swept the dirt from the porch.
- Verandadaki pislikleri süpürdü.
- Tom and Mary are sitting on the porch talking to each other.
- Tom ve Mary verandada oturmuş birbirleriyle konuşuyorlar.
- You shouldn't sleep out here on the porch.
- Burada verandada uyumamalısın.
- I'm on the porch.
- Verandadayım.
- I fell off the porch.
- Verandadan düştüm.
- Tom's porch light is on.
- Tom'un veranda ışığı yanıyor.
- Tom watched from his porch.
- Tom verandasından izledi.
- Tom is still waiting on the porch.
- Tom hala verandada bekliyor.
- Let's go out on the porch.
- Hadi verandaya çıkalım.
- The police found Tom dead on the porch.
- Polis Tom'u verandada ölü buldu.
Show More (69)
|
| 2 |
patio |
veranda |
n. |
|
- There's supposed to be a big storm tomorrow, so we should bring in the patio furniture.
- Yarın büyük bir fırtına olması bekleniyor, bu yüzden veranda mobilyalarını içeri getirmeliyiz.
- Something fell on the patio, but I could not see what it was.
- Verandaya bir şey düştü ama ne olduğunu göremedim.
- Patio dining for breakfast is widely practiced in urban areas of France.
- Kahvaltıda verandada yemek Fransa'nın kentsel bölgelerinde yaygın olarak uygulanmaktadır.
- Let's have lunch on the patio.
- Öğle yemeğini verandada yiyelim.
- I have a small vegetable garden on my patio.
- Verandamda küçük bir sebze bahçem var.
- The children are having a snack on the patio.
- Çocuklar verandada bir şeyler atıştırıyor.
- Let's have lunch on the patio.
- Verandada öğle yemeği yiyelim.
- Do you have a table on the patio?
- Verandada bir masan var mı?
- I thought we could eat out on the patio.
- Verandada yiyebileceğimizi düşünmüştüm.
- Tom bought some patio furniture.
- Tom veranda mobilyası aldı.
- Something fell on the patio, but I could not see what it was.
- Verandanın üzerine bir şey düştü ama onun ne olduğunu göremedim.
- Go to the patio.
- Verandaya gidin.
- Do you have a table on the patio?
- Verandada masanız var mı?
- You can only smoke on the patio.
- Sadece verandada sigara içebilirsin.
- Go to the patio.
- Verandaya git.
- The patio is very small.
- Bu veranda çok küçük.
Show More (13)
|
| 3 |
front porch |
veranda |
n. |
|
- I shot a deer right off your front porch on a butte just like that.
- Tam da senin verandanın önünde, böyle bir tanıktepede bir geyik vurmuştum.
- Tom is sitting on the front porch, reading a book.
- Tom ön verandada oturmuş kitap okuyor.
- Tom waited on the front porch for Mary.
- Tom ön verandada Mary'yi bekledi.
- Who left these muddy footprints on the front porch?
- Bu çamurlu ayak izlerini ön verandaya kim bıraktı?
- Who left these muddy footprints on the front porch?
- Ön verandada kim bu çamurlu ayak izlerini bıraktı?
- When Tom was a teenager, he would often sit on the front porch and write songs in the evening after dinner.
- Tom gençken, akşamları yemekten sonra sık sık verandada oturur ve şarkılar yazardı.
- I often play my guitar on the front porch.
- Sık sık ön verandada gitar çalarım.
- Tom and Mary often had their morning coffee on the front porch.
- Tom ve Mary sabah kahvelerini genellikle ön verandada içiyorlardı.
- Tom kissed Mary on the front porch.
- Tom, Mary'yi ön verandada öptü.
Show More (6)
|
| 4 |
veranda |
veranda |
n. |
|
- Tom is out on the veranda.
- Tom dışarıda verandada.
- Tom was having lunch with Mary on the veranda.
- Tom, verandada Mary ile öğle yemeği yiyordu.
- Tom and Mary were sitting across from each other at a table on the veranda.
- Tom ve Mary verandadaki bir masada karşılıklı oturuyorlardı.
- They have a very nice veranda.
- Çok güzel bir verandaları var.
- Let's go out on the veranda.
- Hadi verandaya çıkalım.
- Tom and Mary are outside on the veranda.
- Tom ve Mary dışarıda verandadalar.
- Let's go out on the veranda.
- Dışarıya verandaya çıkalım.
- Tom and Mary are eating on the veranda.
- Tom ve Mary verandada yemek yiyorlar.
- Tom was having lunch with Mary on the veranda.
- Tom, Mary ile verandada öğle yemeği yiyordu.
Show More (6)
|
| 5 |
stoop |
veranda |
n. |
|
- Tom was sitting on the stoop.
- Tom verandada oturuyordu.
Show More (-2)
|
| 6 |
verandah |
veranda |
n. |
|
- I usually read on the verandah.
- Genelde verandada okurum.
Show More (-2)
|
