|
- This victory was to be crowned with the annexation of the East.
- Bu zafer Doğu'nun ilhakıyla taçlandırılacaktı.
- I congratulate his party on securing a victory in this by-election.
- Partisini bu ara seçimde elde ettiği zaferden dolayı kutluyorum.
- I am delighted at the victory of Parliament at the Court of First Instance.
- Parlamentonun İlk Derece Mahkemesi'nde kazandığı zaferden büyük mutluluk duyuyorum.
- A further important victory for MEPs involved the protection of groundwater.
- MEP'ler için bir diğer önemli zafer de yeraltı sularının korunmasıyla ilgiliydi.
- If the Commission is to be believed, that is a huge victory from the EU's point of view.
- Eğer Komisyon'a inanılacak olursa bu AB açısından büyük bir zaferdir.
- And this is a major victory for the European Union to have achieved.
- Bu Avrupa Birliği'nin elde ettiği büyük bir zaferdir.
- We are fed up with the illusion of victory.
- Zafer yanılsamasından bıktık usandık.
- I would like, on behalf of all of us, to congratulate him on his victory and the victory of his party.
- Hepimiz adına kendisini ve partisinin zaferini kutlamak istiyorum.
- This would represent an enduring victory for terrorism.
- Bu, terörizm için kalıcı bir zafer anlamına gelecektir.
- Will this be intergovernmentalism's final victory?
- Bu hükümetlerarasıcılığın son zaferi mi olacak?
- For Parliament, this represents a limited victory but a significant one nonetheless.
- Parlamento için bu sınırlı ama yine de önemli bir zafer anlamına gelmektedir.
- This would be a victory for ordinary citizens against big business.
- Bu, sıradan vatandaşlar için büyük şirketlere karşı bir zafer olacaktır.
- The outcome of Bonn represents a victory for multilateral international relations.
- Bonn'dan çıkan sonuç çok taraflı uluslararası ilişkiler için bir zaferdir.
- The outcome of Bonn represents a victory for multilateral international relations.
- Bonn'da elde edilen sonuç, çok taraflı uluslararası ilişkiler açısından bir zaferi temsil etmektedir.
- This would be a victory for ordinary citizens against big business.
- Bu, sıradan vatandaşların büyük şirketlere karşı kazandığı bir zafer olacaktır.
- I think that the greatest victories are those that are achieved gradually.
- Bence en büyük zaferler kademeli olarak elde edilenlerdir.
- Sharon's victory is like none other of his previous victories.
- Sharon'un zaferi daha önceki zaferlerine hiç benzemiyor.
- Your victory, given the pace at which it was achieved, is certainly a great one.
- Sizin zaferiniz, elde edilme hızı göz önüne alındığında, kesinlikle büyük bir zaferdir.
- That would be a great victory of wisdom over irresponsibility, but there is still a long way to go.
- Bu, bilgeliğin sorumsuzluğa karşı kazandığı büyük bir zafer olurdu, ancak daha gidilecek çok yol var.
- The second point to stress is the enormous, and very significant, victory of Prime Minister Sharon.
- Vurgulanması gereken ikinci nokta ise Başbakan Şaron'un muazzam ve çok önemli zaferidir.
- It is no great victory for Irish fishermen, because there will be no fish to catch!
- Bu İrlandalı balıkçılar için büyük bir zafer değil, çünkü yakalayacak balık olmayacak!
- Political victories can only be enjoyed for short periods, however.
- Ancak siyasi zaferler sadece kısa süreliğine kazanılabilir.
- It was successful and a victory for justice and human rights.
- Başarılıydı ve adalet ve insan hakları için bir zaferdi.
- Such a defeat would be a victory for the eurosceptics.
- Böyle bir yenilgi Avrupa şüphecileri için bir zafer olacaktır.
- In particular, this report is a victory for disabled transport users.
- Bu rapor özellikle engelli ulaşım kullanıcıları için bir zafer niteliğindedir.
- If this were possible, it would be a huge, historic victory.
- Eğer bu mümkün olsaydı, bu büyük ve tarihi bir zafer olurdu.
- Consequently if this motion is passed, we will have notched up a victory.
- Sonuç olarak bu önerge kabul edilirse bir zafer kazanmış olacağız.
- This victory was to be crowned with the annexation of the East.
- Bu zafer Doğu'nun ilhakı ile taçlandırılacaktı.
- This would represent a victory for the terrorists.
- Bu, teröristler için bir zafer anlamına gelecektir.
- I would like, on behalf of all of us, to congratulate him on his victory and the victory of his party.
- Hepimiz adına kendisini ve partisinin zaferini kutlamak isterim.
- As for setting the official development aid target of 0.39% of GDP, this is no victory.
- Resmi kalkınma yardımı hedefinin GSYH'nin %0.39'u olarak belirlenmesine gelince, bu bir zafer değildir.
- This victory was more important to Austria than the French Revolution that took place at the same time.
- Bu zafer Avusturya için aynı dönemde gerçekleşen Fransız Devrimi'nden daha önemliydi.
- But God gave a great victory to Israel.
- Ama Tanrı İsrail'e büyük bir zafer verdi.
- Hence, the victory of socialism is possible first in several or even in one capitalist country alone.
- Dolayısıyla, sosyalizmin zaferi önce birkaç kapitalist ülkede, hatta sadece bir kapitalist ülkede mümkündür.
- Hence, the victory of socialism is possible first in several or even in one capitalist country alone.
- Bu nedenle sosyalizmin zaferi, ilkin az sayıda hatta bir tek kapitalist ülkede mümkündür.
- But God gave a great victory to Israel.
- Ancak Tanrı İsrail'e büyük bir zafer bahşetti.
- But God gave a great victory to Israel.
- Ancak Tanrı bütün İsrail'i büyük bir zafere ulaştırdı.
- Victory is bitter.
- Zafer acıdır.
- That victory became a source of national pride.
- O zafer, ulusal bir gurur kaynağı oldu.
- Everyone believes in victory, even when this is unlikely.
- Herkes zafere inanır, bu olası olmasa bile.
- The victory made him a hero.
- Zafer onu bir kahraman yaptı.
- This is an important victory.
- Bu önemli bir zaferdir.
- Tom congratulated Mary for her victory in the election.
- Tom, Mary'yi seçimdeki zaferinden dolayı kutladı.
- That victory became a source of national pride.
- Bu zafer ulusal bir gurur kaynağı oldu.
- Tom did a victory dance.
- Tom zafer dansı yaptı.
- This is everyone's victory.
- Bu herkesin zaferidir.
- His victory at this age in an international competition is a good indication of a bright future.
- Bu yaşta uluslararası bir yarışmada kazandığı zafer, parlak bir geleceği olduğunun iyi bir göstergesidir.
- Today's game was a decisive victory.
- Bugünkü maç kesin bir zaferdi.
- Winning the election was a great victory for the candidate's political party.
- Seçimi kazanmak adayın siyasi partisi için büyük bir zaferdi.
- Our team returned home after a huge victory.
- Ekibimiz büyük bir zaferin ardından eve döndü.
- Victory may seem impossible, but actually it is not.
- Zafer imkansız gibi görülebilir ama aslında öyle değil.
- I congratulated Tom on his victory.
- Tom'u zaferinden dolayı tebrik ettim.
- Congratulations on your victory!
- Zaferinden dolayı tebrik ederim.
- That is your victory.
- Bu sizin zaferiniz.
- It was not a complete victory.
- O, tam bir zafer değildi.
- Victory won't be achieved easily.
- Zafer kolay kazanılmayacak.
- Congratulations on your big victory.
- Büyük zaferiniz için tebrikler.
- It was a moral victory.
- Ahlaki bir zaferdi.
- The victory was won at the cost of many lives.
- Zafer, çok canlar pahasına kazanıldı.
- It's your victory.
- Bu senin zaferin.
- Let me congratulate you on your victory in the tournament.
- Turnuvadaki zaferiniz için sizi tebrik etmeme izin verin.
- The people expected a victory speech.
- Halk bir zafer konuşması bekliyordu.
- That was a personal victory for Tom.
- O, Tom için kişisel bir zaferdi.
- The biggest victory is to win over yourself.
- En büyük zafer kendinizi yenmektir.
- We fought hard for victory.
- Zafer için çok mücadele verdik.
- We are confident of victory.
- Zaferden eminiz.
- It's a nice victory, but it's not over yet.
- Güzel bir zafer ama henüz bitmedi.
- They asked Lincoln to make a victory speech.
- Lincoln'den bir zafer konuşması yapmasını istediler.
- A great many brave men and women will accompany me on the road to victory.
- Zafere giden yolda pek çok cesur kadın ve erkek bana eşlik edecek.
- He was able to predict the victory of Wahhabism and the renaissance of the Arab world.
- Vehhabiliğin zaferini ve Arap dünyasının rönesansını tahmin edebildi.
- I'm confident of victory.
- Ben zaferden eminim.
- Tom's strategy was responsible for the victory.
- Tom'un stratejisi zaferden sorumluydu.
- We have no expectations of victory.
- Zafer beklentimiz yok.
- I am sure of his victory.
- Onun zaferinden eminim.
- This is everyone's victory.
- Bu herkesin zaferi.
- Tom was celebrating the victory with wine.
- Tom zaferi şarapla kutluyordu.
- It's a very small price for such an important victory.
- Bu kadar önemli bir zafer için çok küçük bir bedel.
- Congratulations on your big victory.
- Büyük zaferin için tebrikler.
- Because of the victory, he became a hero.
- Zafer sayesinde o bir kahraman oldu.
- The people hailed the victory.
- İnsanlar zaferi selamladılar.
- This is your victory.
- Bu senin zaferin.
- A soccer score of 3 to 0 is definitely a victory.
- 3-0'lık bir futbol skoru kesinlikle bir zaferdir.
- The victory excited us.
- Zafer bizi heyecanlandırdı.
- At last, the bells of victory rang out.
- Sonunda zafer çanları çaldı.
- The coach steered his team to victory.
- Koç takımını zafere taşıdı.
- That is your victory.
- Bu senin zaferin.
- Our prospects for victory are excellent at the moment.
- Şu anda zafer için beklentilerimiz mükemmel.
- I yearn for victory.
- Zaferi çok arzu ediyorum.
- I yearn for victory.
- Zaferi özlüyorum.
- I sense a victory.
- Ben bir zafer hissediyorum.
- From noon until sunset, victory was doubtful.
- Öğleden gün batımına kadar zafer şüpheli idi.
- The most beautiful victory is to defeat one's heart.
- En güzel zafer, insanın kalbini yenmesidir.
- Because of the victory, he became a hero.
- Zafer sayesinde kahraman oldu.
- It was a clear victory.
- Açık bir zaferdi.
- It was a victory for the whole country when he finished first in the race.
- Adayın yarışı birinci bitirmesi tüm ülke için bir zaferdi.
- If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory.
- Kaybeden gülümserse kazanan zaferin heyecanını kaybeder.
- If a soccer score of 3 to 0 isn't a victory, what else is it?
- Futbolda 3-0'lık skor zafer değilse, başka ne olabilir?
- A fierce battle led to an historical victory for Sweden.
- Şiddetli bir savaş İsveç için tarihi bir zafere yol açtı.
- The people expected a victory speech.
- İnsanlar bir zafer konuşması bekledi.
- The Norman victory over England had a big impact on the English language.
- Normanların İngiltere üzerindeki zaferinin İngiliz dili üzerinde büyük bir etkisi oldu.
- The war ended in victory for the Allied Powers.
- Savaş Müttefik Devletler için zaferle sona erdi.
- It's your victory.
- Bu sizin zaferiniz.
- Tom was celebrating the victory with wine.
- Tom zaferi şarapla kutluyor.
- Victory is ours.
- Zafer bizimdir.
- The player contributed to the victory.
- Oyuncu zafere katkıda bulundu.
- Victory is on our side.
- Zafer bizim tarafımızda.
- President Tom Johnson made a victory speech.
- Başkan Tom Johnson bir zafer konuşması yaptı.
- We fought hard for victory.
- Biz zafer için çok savaştık.
- Congratulations on your victory.
- Zaferini kutlarım.
- It was a clear victory.
- Bu açık bir zaferdi.
- If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory.
- Mağlup gülümserse galip zafer heyecanını kaybeder.
- This is the taste of victory.
- Bu zaferin tadı.
- This is a great victory.
- Bu büyük bir zafer.
- They asked Lincoln to make a victory speech.
- Onlar Lincoln'un bir zafer konuşması yapmasını istedi.
- I congratulated Tom on his victory.
- Tom'un zaferini kutladı.
- They congratulated us on our victory.
- Zaferimiz için bizi kutladılar.
- Today's match was a total victory.
- Bugünkü maç tam bir zaferdi.
- Let me congratulate you on your victory in the tournament.
- Turnuvadaki zaferini kutlamama izin ver.
- Congratulations on your victory!
- Zaferiniz için tebrikler!
- A great many brave men and women will accompany me on the road to victory.
- Pek çok cesur kadın ve erkek, zafere giden yolda bana eşlik edecek.
- Our team returned home after a huge victory.
- Takımımız büyük bir zaferden sonra yuvaya döndü.
- The most beautiful victory is to defeat one's heart.
- En güzel zafer, birinin kalbini kazanmaktır.
- His victory made him a hero.
- Zaferi onu bir kahraman yaptı.
- It was a victory for the whole country when he finished first in the race.
- O, yarışı birinci bitirdiğinde, tüm ülke için bir zaferdi.
- We need a victory.
- Bir zafere ihtiyacımız var.
- That was a personal victory for Tom.
- Bu Tom için kişisel bir zaferdi.
- We are confident of victory.
- Biz zaferden eminiz.
- The victory was won at the cost of many lives.
- Zafer, birçok can pahasına kazanıldı.
- The victory made him a hero.
- Zafer onu kahraman yaptı.
- The biggest victory is to win over yourself.
- En büyük zafer kendini yenmektir.
- Our prospects for victory are excellent at the moment.
- Zafer umutlarımız şu anda mükemmel.
- It was a great victory for Jackson.
- Jackson için büyük bir zaferdi.
- This is the taste of victory.
- Bu, zaferin tadı.
- I'm confident of victory.
- Zaferden eminim.
- The victory is yours.
- Zafer senin.
- Graduating from university without studying is a victory, isn't it.
- Çalışmadan üniversiteden mezun olmak bir zaferdir, değil mi?
- This is your victory.
- Bu sizin zaferiniz.
- The people hailed the victory.
- İnsanlar zaferi selamladı.
- At last, they experienced the joy of victory.
- Sonunda zaferin sevincini yaşadılar.
- It's an easy victory.
- O kolay bir zafer.
- The victory is ours.
- Zafer bizimdir.
- This is an important victory.
- Bu önemli bir zafer.
- Victory may seem impossible, but actually it is not.
- Zafer imkansız görünebilir ama aslında değil.
- Today's game was a total victory.
- Bugünkü maç tam bir zaferdi.
- Congratulations on your victory.
- Zaferiniz için tebrikler.
- Today's match was a decisive victory.
- Bugünkü maç kesin bir zaferdi.
- Tom did a victory dance.
- Tom bir zafer dansı yaptı.
- The victory is yours.
- Zafer sizindir.
- The war ended in victory for the Allied Powers.
- Savaş Müttefik Güçlerin zaferiyle sonuçlandı.
- Victory won't be achieved easily.
- Zafer kolayca elde edilmez.
- It's an easy victory.
- Bu kolay bir zafer.
- Everyone believes in victory, even when this is unlikely.
- Herkes, bu olası olmasa bile zafere inanır.
- It was not a complete victory.
- Tam bir zafer değildi.
Show More (150)
|