1 |
wildlife |
vahşi yaşam |
n. |
|
- Tom is a wildlife photographer.
- Tom bir vahşi yaşam fotoğrafçısıdır.
- This place is full of wildlife.
- Burası vahşi yaşamla dolu.
- The area is notable for its scenery and wildlife.
- Bölge, manzarası ve vahşi yaşamıyla dikkat çekiyor.
- Feral cats pose a major threat to wildlife.
- Yabani kediler vahşi yaşam için büyük bir tehdit oluşturuyor.
- Tom is a wildlife photographer.
- Tom vahşi yaşam fotoğrafçısıdır.
- Tom vowed to do everything within his power to protect the local wildlife.
- Tom yerel vahşi yaşamı korumak için elinden gelen her şeyi yapmaya yemin etti.
- Tom is a wildlife photographer.
- Tom bir vahşi yaşam fotoğrafçısı.
Show More (4)
|
2 |
wildlife |
yaban hayatı |
n. |
|
- There is a continuing threat to other wildlife from eating toxic fish.
- Zehirli balıkların yenmesi nedeniyle diğer yaban hayatı için devam eden bir tehdit vardır.
- It is a pity that more of you were not at the presentation by the Minister of Wildlife and Tourism of Botswana.
- Botsvana Yaban Hayatı ve Turizm Bakanı tarafından yapılan sunumda daha fazla kişinin bulunmaması üzücü.
- Mountains are areas that contain some of the few remaining wildlife sanctuaries left in Europe.
- Dağlar, Avrupa'da kalan az sayıdaki yaban hayatı koruma alanlarından bazılarını içeren bölgelerdir.
- The area is notable for its scenery and wildlife.
- Bölge, manzarası ve yaban hayatı ile ünlüdür.
- Tom donated his estate to create a wildlife sanctuary.
- Tom mal varlığını bir yaban hayatı barınağı oluşturmak için bağışladı.
Show More (2)
|
3 |
wildlife |
doğal hayat |
n. |
|
- Not least, the World Wildlife Fund has been very vocal in its condemnation of these deals.
- En önemlisi de Doğal Hayatı Koruma Vakfı'nın bu anlaşmaları kınaması.
- Not least, the World Wildlife Fund has been very vocal in its condemnation of these deals.
- Özellikle de Doğal Hayatı Koruma Vakfı bu anlaşmaları şiddetle kınamaktadır.
Show More (-1)
|