|
- Who could stop the music coming from that discotheque on the other side of the block from reaching my windows!
- Bloğun diğer tarafındaki diskotekten gelen müziğin pencerelerime ulaşmasına kim engel olabilir ki!
- Around 20% of production could be saved simply by using energy-saving windows.
- Sadece enerji tasarruflu pencereler kullanılarak üretimin yaklaşık %20'sinden tasarruf edilebilir.
- Someplace you would never think of, like the windows.
- Asla aklınıza gelmeyecek bir yer, mesela pencere.
- Don't waste time opening windows when a tornado is approaching.
- Bir kasırga yaklaşırken pencereleri açarak zaman kaybetmeyin.
- I've shut all six windows.
- Altı pencerenin hepsini kapattım.
- Shut all the doors and windows.
- Bütün kapıları ve pencereleri kapatın.
- Don't open those windows.
- Bu pencereleri açmayın.
- I'd like to leave the windows open.
- Pencereleri açık bırakmak istiyorum.
- Open the windows to let in some air.
- Biraz hava girmesi için pencereleri açın.
- Are there two windows in your room?
- Odanda iki pencere mi var?
- Tom closed all the windows.
- Tom bütün pencereleri kapattı.
- Are there any windows in the wall?
- Duvarda hiç pencere var mı?
- Tom is boarding up the windows.
- Tom pencereleri tahta çakarak kapatıyor.
- The windows were too steamed up to be able to recognize something.
- Pencereler bir şeyi fark edemeyecek kadar buğulanmıştı.
- Tom scraped the ice off his car windows.
- Tom araba pencerelerinden buzu kazıyarak temizledi.
- He kept all the windows open.
- Bütün pencereleri açık tuttu.
- Tom told me to close all the windows.
- Tom bana bütün pencereleri kapatmamı söyledi.
- All the windows were open.
- Bütün pencereler açıktı.
- Does Tom help you wash windows?
- Tom pencereleri yıkamana yardım ediyor mu?
- This room has three windows.
- Bu odanın üç penceresi vardır.
- My living room has wide windows.
- Oturma odamda geniş pencereler var.
- Tom stood looking out one of the windows.
- Tom pencerelerden birinden dışarı bakıyordu.
- The house has two doors and a lot of windows.
- Evin iki kapısı ve bir sürü penceresi var.
- I leave my windows and doors unlocked most of the time.
- Pencerelerimi ve kapılarımı çoğu zaman açık bırakırım.
- Mary shut herself up in the room, with all the windows closed.
- Mary kendini odaya kapadı, tüm pencereler kapalıydı.
- I remembered to lock the door, but I forgot to lock the windows.
- Kapıyı kilitlemeyi hatırladım, ama pencereleri kilitlemeyi unuttum.
- My living room has wide windows.
- Oturma odamın geniş pencereleri var.
- Possibly he knows who broke the windows.
- Muhtemelen o, pencereleri kimin kırdığını biliyor.
- Some doors and windows were left open.
- Bazı kapılar ve pencereler açık bırakılmış.
- These windows are bulletproof.
- Bu pencereler kurşun geçirmez.
- Do not open those windows.
- O pencereleri açmayın.
- The sun doesn't only shine on your father's windows.
- Güneş sadece senin babanın pencerelerinde parlamaz.
- My room has two windows.
- Odamda iki pencere var.
- Very large windows assure abundant natural daylight.
- Çok büyük pencereler bol miktarda doğal gün ışığı sağlar.
- The asteroid injured over a thousand people and broke many windows.
- Asteroid binden fazla insanı yaraladı ve birçok pencereyi kırdı.
- Tom asked me to close all the windows.
- Tom tüm pencereleri kapatmamı istedi.
- All the windows are open.
- Tüm pencereler açık.
- A house without books is like a room without windows.
- Kitapsız bir ev, penceresiz bir oda gibidir.
- The windows of my bedroom face the courtyard.
- Yatak odamın pencereleri avluya bakar.
- Are the windows all locked?
- Pencerelerin hepsi kilitli mi?
- How many windows are in your bedroom?
- Yatak odanda kaç tane pencere var?
- Lock the windows before going to bed.
- Yatmadan önce pencereleri kilitle.
- The room that the kidnappers locked me in had no windows.
- Kaçıranların beni kilitledikleri odanın penceresi yoktu.
- Close all of the doors and windows!
- Bütün kapıları ve pencereleri kapat!
- Tom's car has electric windows.
- Tom'un arabasının elektrikli pencereleri vardır.
- Are there two windows in your room?
- Odanda iki pencere var mı?
- He broke six windows one after another.
- Altı pencereyi birbiri ardına kırdı.
- Tom should've closed all his windows.
- Tom tüm pencerelerini kapatmalıydı.
- Some doors and windows were left open.
- Bazı kapı ve pencereler açık bırakıldı.
- The windows were already open when I got here.
- Buraya geldiğimde pencereler zaten açıktı.
- Keep the windows open.
- Pencereleri açık tut.
- The rain was beating against the windows.
- Yağmur pencerelere vuruyordu.
- Keep the windows open.
- Pencereleri açık tutun.
- Lock windows and close blinds.
- Pencereleri kilitle ve panjurları kapat.
- Are all the windows closed?
- Tüm pencereler kapalı mı?
- That boy often breaks our windows with a ball.
- Şu çocuk sık sık bir top ile pencerelerimizi kırıyor.
- The windows of my bedroom face the courtyard.
- Yatak odamın pencereleri iç bahçeye bakar.
- Tom's car has crank windows.
- Tom'un arabasının pencere açma kolu vardır.
- The police detective said that all of the doors and windows were locked from the inside.
- Polis dedektifi tüm kapı ve pencerelerin içeriden kilitli olduğunu söyledi.
- How many windows are there?
- Kaç tane pencere var?
- The room that the kidnappers locked me in had no windows.
- Kaçıranların beni kilitledikleri oda penceresizdi.
- It's forbidden to lean out of windows.
- Pencerelerden dışarı eğilmek yasaktır.
- Do the windows open?
- Pencereler açılır mı?
- Close all of the doors and windows!
- Bütün kapıları ve pencereleri kapatın!
- Leave the windows open.
- Pencereleri açık bırak.
- The windows must be secured.
- Pencereler emniyete alınmalı.
- You should open all the windows.
- Bütün pencereleri açmalısın.
- The windows are wide open.
- Pencereler ardına kadar açık.
- Please nail the windows shut.
- Lütfen pencereleri kapatın.
- Tom told Mary to keep the windows opened.
- Tom Mary'ye pencereleri açık tutmasını söyledi.
- Billy often hits his face against windows.
- Billy sık sık yüzünü pencerelere vurur.
- If your windows are not airtight, moisture will seep in.
- Pencereleriniz hava geçirmez değilse nem içeri sızar.
- I forgot to shutter the windows before the storm hit.
- Fırtına vurmadan önce pencereleri kapatmayı unuttum.
- Some doors and windows were left open.
- Bazı kapılar ve pencereler açık bırakıldı.
- I'll definitely keep my windows and doors locked.
- Ben kesinlikle pencerelerimi ve kapılarımı kilitli tutacağım.
- Tom closed all the windows.
- Tom tüm pencereleri kapattı.
- Tom left his windows unlocked.
- Tom pencerelerini açık bıraktı.
- The wind was so strong that the windows rattled.
- Rüzgâr o kadar kuvvetliydi ki, pencereler zangırdadı.
- Let's open all the windows.
- Bütün pencereleri açalım.
- During the storm, the power went out and the rain battered the windows of the farmhouse.
- Fırtına sırasında elektrikler kesildi ve yağmur çiftlik evinin pencerelerini dövdü.
- You shouldn't leave your windows open.
- Pencerelerinizi açık bırakmamalısınız.
- Tom has closed all the windows.
- Tom bütün pencereleri kapattı.
- Tom locked the windows.
- Tom pencereleri kilitledi.
- The windows should've already been washed.
- Pencereler çoktan yıkanmış olmalıydı.
- Close all the windows.
- Bütün pencereleri kapa.
- Mary shut herself up in the room, with all the windows closed.
- Mary kendini, tüm pencereler kapalı şekilde odaya kapattı.
- Tom asked me to close all the windows.
- Tom bütün pencereleri kapatmamı istedi.
- The sun doesn't only shine on your father's windows.
- Güneş sadece babanın pencerelerinde parlamıyor.
- How many windows are in your bedroom?
- Yatak odanızda kaç pencere var?
- These windows look to the south.
- Bu pencereler güneye bakıyor.
- The violets adorn my kitchen windows.
- Menekşeler mutfak pencerelerimi süslüyor.
- The windows are decorated with lanterns.
- Pencereler fenerlerle süslenmiş.
- The windows of my bedroom face the courtyard.
- Yatak odamın pencereleri avluya bakıyor.
- I advised Tom not to leave his windows open at night.
- Tom'a geceleri pencerelerini açık bırakmamasını tavsiye ettim.
- All the other windows are open.
- Diğer tüm pencereler açık.
- Don't throw the ball near the windows.
- Topu pencerelerin yakınına atma.
- Both of the windows were broken.
- Her iki pencere de kırıldı.
- Does the wall have any windows?
- Duvarın hiç penceresi var mı?
- The windows were replaced in our house.
- Bizim evimizin pencereleri yenisiyle değiştirildi.
- Words are windows, or they are walls.
- Kelimeler penceredir ya da duvardır.
- I wish I hadn't left the windows open.
- Keşke pencereleri açık bırakmasaydım.
- Our meeting room has no windows.
- Bizim toplantı odamızın penceresi yok.
- All of the windows are closed.
- Bütün pencereler kapalı.
- Every room in my house has two or more windows.
- Evimde her odanın iki veya daha fazla penceresi var.
- I went to bed after locking all the doors and windows.
- Tüm kapı ve pencereleri kilitledikten sonra yattım.
- I usually sleep with my windows open in the summer.
- Yazları genelde pencerelerim açık yatarım.
- How many windows are there in this class?
- Bu sınıfta kaç tane pencere var?
- Don't sleep with the windows open.
- Pencereler açık uyuma.
- The eyes are windows to the soul.
- Gözler ruha açılan pencerelerdir.
- None of the windows were open.
- Hiçbir pencere açık değildi.
- Tom opened the bedroom windows.
- Tom yatak odası pencerelerini açtı.
- It was very stuffy in that room with all the windows closed.
- Bütün pencerelerin kapalı olması nedeniyle o oda çok havasızdı.
- Please nail the windows shut.
- Lütfen pencereleri çivileyin.
- The windows were replaced in our house.
- Evimizin pencereleri değiştirildi.
- Open all the windows.
- Bütün pencereleri aç.
- If your windows are not airtight, moisture will seep in.
- Eğer pencereleriniz hava geçirmez değilse, nem içeri sızacaktır.
- Sami was peeping in the windows.
- Sami pencereleri gözetliyordu.
- He kept all the windows open.
- O, bütün pencereleri açık tuttu.
- Tom left his windows unlocked.
- Tom pencerelerini kilitlemeden bıraktı.
- I caught Tom looking into the neighbors' windows.
- Tom'u komşuların pencerelerine bakarken yakaladım.
- It was very stuffy in that room with all the windows closed.
- Tüm pencereler kapalıyken o oda çok havasızdı.
- Stay away from the windows.
- Pencerelerden uzak dur.
- Why are the windows open?
- Pencereler neden açık?
- One of my neighbors called and said I left one of my windows open.
- Komşularımdan biri aradı ve pencerelerimden birini açık bıraktığımı söyledi.
- Both of the windows were broken.
- İki pencere de kırılmıştı.
- There are windows on the floor, and doors on the ceiling.
- Zeminde pencereler; tavanda kapılar var.
- None of the windows were open.
- Pencerelerin hiçbiri açık değildi.
- None of the windows are open.
- Hiçbir pencere açık değil.
- The windows were open.
- Pencereler açıktı.
- Are all the windows shut?
- Bütün pencereler kapalı mı?
- Are all the windows closed?
- Bütün pencereler kapalı mı?
- My room has three windows.
- Odamda üç pencere vardır.
- Please don't leave the windows open.
- Lütfen pencereleri açık bırakmayın.
- Were the windows closed?
- Pencereler kapalı mıydı?
- I'll definitely keep my windows and doors locked.
- Pencerelerimi ve kapılarımı kesinlikle kilitli tutacağım.
- The room has two windows.
- Odada 2 tane pencere var.
- Tom is helping his mother wash the windows.
- Tom annesinin pencereleri yıkamasına yardım ediyor.
- Which windows are broken?
- Hangi pencereler kırık?
- All the windows were closed.
- Bütün pencereler kapalıydı.
- Tom usually sleeps with his windows open.
- Tom genelde pencereleri açık uyur.
- The eyes are the windows of the heart.
- Gözler kalbin pencereleridir.
- Our meeting room has no windows.
- Bizim toplantı odamızın hiç penceresi yok.
- My room has three windows.
- Odamda üç pencere var.
- When the weather was nice, Tom always left his windows open.
- Hava güzel olduğunda, Tom pencerelerini hep açık bırakırdı.
- Do the windows open?
- Pencereler açılıyor mu?
- Does the wall have any windows?
- Duvarda hiç pencere var mı?
- Tom asked Mary to leave the windows open.
- Tom, Mary'den pencereleri açık bırakmasını istedi.
- The textile factory's windows are fitted with iron bars so when a fire broke out inside the factory, most of the workers died.
- Tekstil fabrikasının pencereleri demir parmaklıklarla donatılmıştı, bu nedenle fabrikanın içinde yangın çıktığında işçilerin çoğu öldü.
- Shopkeepers boarded up their windows.
- Dükkan sahipleri pencerelerini tahta çakarak kapattılar.
- There are windows on the floor, and doors on the ceiling.
- Yerde pencereler, tavanda kapılar var.
- Sami was peeping in the windows.
- Sami pencereleri dikizliyordu.
- Lock windows and close blinds.
- Pencereleri kilitleyin ve panjurları kapatın.
- One of our windows is broken.
- Pencerelerimizden biri kırıldı.
- The police detective said that all of the doors and windows were locked from the inside.
- Polis dedektifi tüm kapıların ve pencerelerin içeriden kilitli olduğunu söyledi.
- I washed the windows.
- Pencereleri yıkadım.
- Close all the windows.
- Bütün pencereleri kapat.
- Moonlight came through the windows.
- Pencerelerden ay ışığı geliyordu.
- Mary shut herself up in the room and closed all the windows.
- Mary odasına kapandı ve tüm pencereleri kapattı.
- It's forbidden to lean out of windows.
- Pencereden dışarı sarkmak yasak.
- Tom didn't open any windows.
- Tom hiç pencere açmadı.
- Tom usually sleeps with his windows open.
- Tom genellikle pencereleri açıkken uyur.
- Please keep the windows open.
- Lütfen pencereleri açık bırak.
- I usually sleep with my windows open in the summer.
- Yazın genelde pencerelerim açık uyurum.
- These windows are dirty.
- Bu pencereler kirli.
- Tom left his windows unlocked.
- Tom pencerelerini açık bırakmış.
- The rain is beating against the windows.
- Yağmur pencerelere vuruyor.
- Tom wants you to help him wash windows.
- Tom pencereleri yıkamasına yardım etmeni istiyor.
- This room has three windows.
- Bu odanın üç penceresi var.
- Every room in my house has two or more windows.
- Evimin her odasında iki ya da daha fazla pencere var.
- Sami finished washing the windows.
- Sami pencereleri yıkamayı bitirdi.
- Tom's room doesn't have any windows.
- Tom'un odasında hiç pencere yok.
- I usually sleep with my windows open in the summer.
- Yazın genellikle pencerelerim açık uyurum.
- Those are windows.
- Onlar pencere.
- She closed all the windows in the room.
- Odadaki bütün pencereleri kapattı.
- I've shut all six windows.
- Altı pencereyi de kapattım.
- Tom put plywood over the windows.
- Tom pencerelerin üzerine kontrplak koydu.
- Tom advised Mary not to leave her windows open at night.
- Tom Mary'ye pencereleri gece açık bırakmamasını tavsiye etti.
- I never closed the windows.
- Pencereleri hiç kapatmadım.
- You shouldn't leave your windows open.
- Pencerelerini açık bırakmamalısın.
- The windows are open.
- Pencereler açıktır.
- The windows in my room are cracked.
- Odamın pencereleri çatlak.
- Tom has closed all the windows.
- Tom tüm pencereleri kapattı.
- The windows are open.
- Pencereler açık.
- One of the windows was broken.
- Pencerelerden biri kırıldı.
- Don't open those windows.
- O pencereleri açmayın.
- My room has two windows.
- Odamın iki penceresi vardır.
- Let's open all the windows.
- Tüm pencereleri açalım.
- This house has triple-pane windows.
- Bu ev üçlü camlı pencerelere sahiptir.
- Tom usually sleeps with his windows open, even in the winter.
- Tom genellikle pencereleri açık uyur, kışın bile.
- Don't leave the windows open.
- Pencereleri açık bırakmayın.
- There are three windows in my room.
- Odamda üç pencere var.
- Tom should've closed all his windows.
- Tom bütün pencerelerini kapatmalıydı.
- The windows are decorated with lanterns.
- Pencereler fenerlerle dekore edilmiştir.
- Sami locked the windows.
- Sami pencereleri kilitledi.
- The room has two windows.
- Odanın iki penceresi var.
- I caught Tom looking into the neighbors' windows.
- Tom'u komşularının pencerelerine bakarken yakaladım.
- The singer broke the windows.
- Şarkıcı pencereleri kırdı.
- All the other windows are open.
- Diğer bütün pencereler açık.
- Tom opened the bedroom windows.
- Tom yatak odasının pencerelerini açtı.
- I should've locked all my windows.
- Bütün pencerelerimi kilitlemeliydim.
- These windows aren't clean.
- Bu pencereler temiz değil.
- A house without books is like a room without windows.
- Kitapsız bir ev penceresiz bir oda gibidir.
- One of the windows was broken.
- Pencerelerden biri kırılmış.
- Leave the windows open.
- Pencereler açık kalsın.
- The flood water reached the level of the windows.
- Sel suyu pencerelerin seviyesine ulaştı.
- Please keep the windows open.
- Lütfen pencereleri açık tutun.
- Tom advised Mary not to leave her windows open at night.
- Tom, Mary'ye geceleri pencerelerini açık bırakmamasını tavsiye etti.
- The interns work in the basement and there are no windows.
- Stajyerler bodrumda çalışırlar ve hiç pencere yoktur.
- This house has triple-pane windows.
- Bu evin üç camlı pencereleri var.
- Are the windows all locked?
- Bütün pencereler kilitli mi?
- The storm damaged many windows.
- Fırtına birçok pencereye zarar verdi.
- Tom locked the doors and the windows.
- Tom kapıları ve pencereleri kilitledi.
- Tom measured the windows for new drapes.
- Tom yeni perdeler için pencereleri ölçtü.
- Don't open those windows.
- O pencereleri açma.
- Don't sleep with the windows open.
- Pencereler açıkken uyumayın.
- I remembered to lock the door, but I forgot to lock the windows.
- Kapıyı kilitlemeyi hatırladım ama pencereleri kilitlemeyi unuttum.
- The violets adorn my kitchen windows.
- Menekşeler benim mutfak pencerelerini süslüyor.
- Reading opens up windows.
- Okumak pencereleri açar.
- Leave the windows open.
- Pencereleri açık bırakın.
- Open all the windows.
- Bütün pencereleri açın.
- Black smoke was pouring out the windows.
- Pencerelerden siyah duman geliyordu.
- Tom's windows were open.
- Tom'un pencereleri açıktı.
- All the windows are open.
- Bütün pencereler açık.
- Stay away from the windows.
- Pencerelerden uzak durun.
- Billy often hits his face against windows.
- Billy sık sık kafasını pencereye çarpar.
- Tom boarded up his windows.
- Tom pencerelerini kapattı.
- The windows are wide open.
- Pencereler sonuna kadar açık.
- Those are windows.
- Bunlar pencereler.
- Shopkeepers boarded up their windows.
- Dükkan sahipleri pencerelerini kapattı.
- I am washing the windows.
- Pencereleri yıkıyorum.
- Before winter I'll have the windows painted, as the paint on them is slowly peeling off, especially outside.
- Kış gelmeden pencereleri boyatacağım, çünkü boyaları yavaş yavaş dökülüyor, özellikle de dış taraftakiler.
- Tom is boarding up the windows.
- Tom pencereleri kaplıyor.
- Black smoke was pouring out the windows.
- Pencerelerden siyah dumanlar çıkıyordu.
- Mary shut herself up in the room and closed all the windows.
- Mary kendini odaya kapattı ve tüm pencereleri kapattı.
- The interns work in the basement and there are no windows.
- Stajyerler bodrumda çalışıyor ve pencere yok.
- None of the windows are open.
- Pencerelerin hiçbiri açık değil.
- Open the windows.
- Pencereleri açın.
Show More (234)
|
|
- The USB Device should be less than 32GB and NOT a Windows 8 compatible USB flash drive.
- USB Aygıtı 32 GB'den küçük olmalı ve Windows 8 uyumlu bir USB flash sürücü olmamalıdır.
- Windows' hardware requirements have been largely unchanged since version 7.0.
- Windows'un donanım gereksinimleri, sürüm 7.0'dan bu yana büyük ölçüde değişmedi.
- Restart your PC using the Windows Defender Offline media.
- Windows Defender Çevrimdışı ortamını kullanarak bilgisayarınızı yeniden başlatın.
- Starting with Windows Vista, the incidence of Blue Screens or Stop Errors has decreased drastically.
- Windows Vista ile birlikte Mavi Ekran ya da Durdurma Hatalarının görülme sıklığı büyük ölçüde azaldı.
- Windows' hardware requirements have been largely unchanged since version 7.0.
- Windows'un donanım gereksinimleri 7.0 sürümünden beri büyük ölçüde aynı kaldı.
- Use a blank, high-quality USB flash drive no greater than 32GB and one not branded as Windows 8 compatible.
- 32GB'tan büyük olmayan ve Windows 8 uyumlu olarak markalanmamış boş, yüksek kaliteli bir USB flash sürücü kullanın.
- When you boot up Windows 10 off the USB flash drive for the first time, you have to do a bit of setting up.
- Windows 10'u ilk kez USB flash sürücüden başlattığınızda, biraz kurulum yapmanız gerekir.
- If you use an earlier version of Windows, you can enjoy it from a web browser.
- Windows'un önceki bir sürümünü kullanıyorsanız, bir web tarayıcısından yararlanabilirsiniz.
- Windows' hardware requirements have been largely unchanged since version 7.0.
- Windows'un donanım gereksinimleri sürüm 7.0'dan bu yana büyük ölçüde değişmeden kaldı.
- Windows is updating.
- Windows güncelleniyor.
- Tom now uses Windows 8.1.
- Tom artık Windows 8.1 kullanıyor.
- I want to run a Windows 95 game.
- Bir Windows 95 oyunu çalıştırmak istiyorum.
- This copy of Windows is not genuine.
- Windows'un bu kopyası orijinal değil.
- Windows is the most used operating system in the world.
- Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
- The only missing feature of Windows for Workgroups 3.11 is Turkish keyboard layout.
- Windows for Workgroups 3.11'in tek eksik özelliği Türkçe klavye düzeni.
- Is this program compatible with Windows XP?
- Bu program Windows XP ile uyumlu mu?
- Tom uses Windows 7.
- Tom Windows 7 kullanır.
- My software isn't compatible with Windows.
- Yazılımım Windows ile uyumlu değil.
- I told Tom I'd help him reinstall Windows.
- Tom'a Windows proğramını yeniden yüklemesine yardım edeceğimi söyledim.
- This copy of Windows is not genuine.
- Windows'un bu kopyası gerçek değil.
- Tom's computer is so old that it still runs Windows 98.
- Tom'un bilgisayarı o kadar eski ki hala Windows 98 çalıştırıyor.
- Tom has Windows 7.
- Tom'da Windows 7 var.
- Tom still uses Windows XP.
- Tom hala Windows XP kullanıyor.
- I told Tom I'd help him reinstall Windows.
- Tom'a Windows'u yeniden yüklemesine yardım edeceğimi söyledim.
- It's a lot less likely for a Macintosh computer to have a virus than a computer running Windows.
- Bir Macintosh bilgisayarın virüs kapma olasılığı Windows çalıştıran bir bilgisayardan çok daha düşüktür.
- Windows is the most used operating system in the world.
- Windows dünyada en çok kullanılan işletim sistemidir.
- I use a Mac, I can't open Windows 95 files.
- Mac kullanıyorum, Windows 95 dosyalarını açamıyorum.
- Tom now uses Windows 8.1.
- Tom şimdi Windows 8.1 kullanıyor.
- I see that your Windows laptop was hit by the blue screen of death.
- Windows dizüstü bilgisayarınızın mavi ekran kurbanı olduğunu görüyorum.
- I think it's unlikely that the next version of Windows will come out before the end of this month.
- Bence Windows'un bir sonraki sürümünün bu ayın sonundan önce çıkması pek olası değil.
- We started to use Windows 3.1 in the beginning of 1994.
- Windows 3.1'i 1994'ün başında kullanmaya başladık.
- Is this program compatible with Windows XP?
- Bu program Windows XP ile uyumlu mudur?
- With Windows, you have to have extensions or it won't read your files.
- Windows'ta uzantılara sahip olmalısınız yoksa dosyalarınızı okumaz.
- Tom still uses Windows 95.
- Tom hala Windows 95 kullanıyor.
- We started to use Windows 3.1 in the beginning of 1994.
- Biz 1994 yılı başında, Windows 3.1 kullanmaya başladık.
- I think it's unlikely that the next version of Windows will come out before the end of this month.
- Windows'un bir sonraki sürümünün bu ayın sonundan önce çıkmasının olası olmadığını düşünüyorum.
- Tom's computer is so old that it still runs Windows 98.
- Tom'un bilgisayarı o kadar eski ki hala Windows 98 yüklü.
- Tom asked Mary to help him reinstall Windows.
- Tom, Mary'den Windows'u yeniden yüklemesine yardım etmesini istedi.
- Tom uses Windows 7.
- Tom Windows 7 kullanıyor.
- It only works on Windows.
- Sadece Windows'ta çalışıyor.
- Tom asked Mary to help him reinstall Windows.
- Tom Mary'den Windows'u yeniden yüklemesi için ona yardımcı olmasını rica etti.
- I use a Mac, I can't open a Windows 95 file.
- Mac kullanıyorum, Windows 95 dosyasını açamıyorum.
- I see that your Windows laptop was hit by the blue screen of death.
- Windows yüklü laptopun mavi ekran verdi sanırım.
Show More (40)
|