öncül

Sens de "öncül" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 27 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	öncül	premise n.
They did not take recognition of the other as a basic premise. Ötekinin tanınmasını temel bir öncül olarak kabul etmediler. More Sentences
General
2	General	öncül	predecessor n.
Its predecessor, PACT, was very popular in the United Kingdom with both the public and the private sectors. Öncülü olan PACT, Birleşik Krallık'ta hem kamu hem de özel sektörde çok popülerdi. More Sentences
Medical
3	Medical	öncül	precursor n.
Knowledge of foreign languages is accepted as a necessary precursor to mobility. Yabancı dil bilgisi, hareketlilik için gerekli bir öncül olarak kabul edilmektedir. More Sentences
Math
4	Math	öncül	premise n.
The Northern Dimension is a major premise in the political field. Kuzey Boyutu siyasi alanda önemli bir öncüldür. More Sentences
General
5	General	öncül	antecedent n.
6	General	öncül	premiss n.
7	General	öncül	progenitor n.
8	General	öncül	praxis n.
9	General	öncül	precedence [obsolete] n.
10	General	öncül	anticipant adj.
11	General	öncül	precedaneous [obsolete] adj.
12	General	öncül	precedential adj.
13	General	öncül	predisponent adj.
14	General	öncül	prefatory adj.
15	General	öncül	prelim (preliminary) adj.
16	General	öncül	prelim. (preliminary) adj.
17	General	öncül	preliminarily adj.
18	General	öncül	preparatory adj.
19	General	öncül	preterient adj.
Technical
20	Technical	öncül	antecursor n.
Medical
21	Medical	öncül	precursory n.
Biochemistry
22	Biochemistry	öncül	primer adj.
Linguistics
23	Linguistics	öncül	anaphora n.
24	Linguistics	öncül	antecedent adj.
25	Linguistics	öncül	a priori adj.
Archaic
26	Archaic	öncül	precessor n.
Slang
27	Slang	öncül	prelim (preliminary) adj.

Sens de "öncül" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 49 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	öncül norm	initial form n.
2	General	öncül norm	initial norm n.
3	General	yanlış öncül	false premise n.
4	General	öncül olasılık	priori probability n.
5	General	öncül olasılık	antecedent probability n.
6	General	hatalı öncül	false premise n.
7	General	öncül tarif	predelineation n.
8	General	temel öncül	basic premise n.
9	General	öncül olma	prevenience n.
10	General	ikincil öncül	sumption n.
11	General	ana öncül	sumption n.
12	General	öncül olmasına yol açmak	precede v.
13	General	öncül ve sonucun döngüsel olarak birbirini kanıtladığı	circular adj.
14	General	öncül olarak	preliminary adv.
Law
15	Law	öncül suç	predicate offence [uk] n.
16	Law	öncül suç	predicate crime n.
17	Law	öncül suç	predicate offense [us] n.
18	Law	öncül suç	predicate offence n.
Technical
19	Technical	öncül damga	leader character n.
20	Technical	öncül diyagram metodu	precedence diagramming method n.
21	Technical	öncül aktivite	predecessor activity n.
22	Technical	öncül sıfır	leading zero n.
23	Technical	öncül karakter	leader character n.
Informatics
24	Informatics	bitişik öncül	immediate predecessor n.
25	Informatics	öncül program yükleme	initial program load n.
Telecom
26	Telecom	öncül düzenleme	ex-ante regulation n.
27	Telecom	öncül değişim taşıyıcı ücretlendirmesi	pic charges n.
28	Telecom	öncül değişim taşıyıcı cevabı	pic response n.
29	Telecom	öncül değişim taşıyıcısı	primary interexchange carrier n.
30	Telecom	öncül değişim taşıyıcı isteği	pic request n.
31	Telecom	öncül değişim taşıyıcının bekletilmesi	pic freeze n.
Medical
32	Medical	öncül lenf düğümü biyopsisi	sentinel lymph node n.
33	Medical	öncül lenf düğümü biyopsisi	sentinel node biopsy n.
Math
34	Math	küçük öncül	minor premiss n.
Logic
35	Logic	iki öncül ve bir sonuçtan oluşan tümdengelimliliği anımsatıcı kelime	camestres n.
36	Logic	mantıkta minör terimi içeren öncül	minor n.
Biology
37	Biology	pirozom gibi bazı bileşik tulumluların öncül zooiti	cyathozooid n.
38	Biology	eukaryotik öncül kopyalar	polyadenylation n.
39	Biology	plazma hücresi öncül oluşumu	plasmablast n.
40	Biology	öncül hücre	precursor n.
Astronomy
41	Astronomy	(gök cismi) öncül	preceding adj.
Philosophy
42	Philosophy	(kant felsefesinde) sezgilerin zihinden bağımsız olmayan öncül formu	time n.
43	Philosophy	öncül ve sonucun aynı genellikte olduğu mantıksal çıkarım	traduction n.
Environment
44	Environment	öncül cephe	precursor front n.
45	Environment	öncül heyalan	primary landslide n.
46	Environment	volkan püskürmesi öncül fenomeni	forerunning phenomena of a volcanic eruption n.
Meteorology
47	Meteorology	öncül darbe	leader stroke n.
48	Meteorology	öncül boşalım	leader stroke n.
Military
49	Military	öncül kanama	sentinel bleed n.