örgütlü - Turc Anglais Dictionnaire

örgütlü

Sens de "örgütlü" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 5 résultat(s)

Turc Anglais
General
örgütlü organized adj.
Were you organized?
Örgütlü müydünüz?

More Sentences
örgütlü organised adj.
Those myths are nourished on a daily basis by organised opponents, some of whom we have, of course, in Parliament.
Bu efsaneler, bazıları Parlamento'da da bulunan örgütlü muhalifler tarafından her gün beslenmektedir.

More Sentences
Trade/Economic
örgütlü organised adj.
Since then, meetings with organised civil society have also been taking place.
O zamandan beri, örgütlü sivil toplumla da toplantılar yapılıyor.

More Sentences
General
örgütlü institute [obsolete] adj.
Trade/Economic
örgütlü organized adj.

Sens de "örgütlü" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 34 résultat(s)

Turc Anglais
General
örgütlü olma organisation n.
It is not the EU's ambition to be a collective defence organisation.
AB'nin amacı kolektif bir savunma örgütü olmak değildir.

More Sentences
Politics
örgütlü suç organised crime n.
The new law gives a detailed definition of organised crime.
Yeni yasa, örgütlü suçun ayrıntılı bir tarifini vermektedir.

More Sentences
General
federal bir cumhuriyetin bir parçasını oluşturan örgütlü siyasal toplum state n.
tek yönetim altında bulunan örgütlü siyasal toplum state n.
örgütlü suç organized crime n.
insanların kendi sıralarını sakince ve örgütlü (toplu) bir biçimde bekledikleri kuyruklar orderly queues n.
örgütlü grupta meydana gelen bölünme rent n.
örgütlü olma organization n.
(örgütlü yapı vb.) çatırdamak unravel v.
örgütlü bir şekilde in an organised manner adv.
örgütlü bir şekilde in an organized manner adv.
Trade/Economic
örgütlü işgücü organized labour n.
örgütlü piyasa organized market n.
örgütlü para piyasası organized money market n.
sanayi alanında örgütlü sendika vertical labor union n.
market örgütlü piyasa organised adj.
market örgütlü piyasa organized adj.
Law
örgütlü suçla mücadele fight against organised crime n.
örgütlü ağır suçlar dairesi serious organised crime agency (soca) n.
örgütlü suçlarla mücadele fight against organized crimes n.
Politics
örgütlü suç organized crime n.
(siyasi veya sosyal olarak) örgütlü olmayan unpolicied [obsolete] adj.
Industry
örgütlü çalışanlarla işveren arasında imzalanan sözleşmede, belirtilen sorunun sözleşmenin süresinin dolmasından önceki bir tarihte yeniden ele alınacağını ifade eden madde reopener n.
Technical
öz-örgütlü program self-organizing program n.
Computer
sayamak örgütlü bellek digit organized memory n.
Psychology
örgütlü oyun organized play n.
Social Sciences
örgütlü toplum organized society n.
örgütlü toplum organised society n.
History
(güney afrika'da) örgütlü boer birliği commando n.
(güney afrika'da) örgütlü bir boer birliğinin yaptığı baskın commando n.
Environment
çevre sorunları, emisyonu azaltma vs. gibi konularla ilgilenen örgütlü hareket ecomovement n.
Military
örgütlü savaşçıların yöntem ve geleneklerine göre olan military adj.
Sport
(atletizm müsabakası) hızı giderek artan örgütlü bir grup tezahüratı locomotive n.
örgütlü bir spora resmen katılma competition n.