-plant - Turc Anglais Dictionnaire

-plant

Sens de "-plant" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
plant n. tesis
Existing energy efficiency measures include energy audits in industrial plants.
Mevcut enerji verimliliği tedbirleri, sanayi tesislerinde enerji denetimlerini içermektedir.

More Sentences
power plant n. elektrik santrali
There are plans to build a power plant right here.
Buraya bir elektrik santrali kurma planları var.

More Sentences
plant n. bitki
I got various plants for my vertical garden.
Dikey bahçeme uygun çeşitli bitkiler aldım.

More Sentences
plant v. dikmek
Tom told Mary where to plant the roses.
Tom Mary'ye gülleri nereye dikeceğini söyledi.

More Sentences
plant v. ekmek
I planted parsley and other greens in the garden.
Bahçeye maydanoz ve benzer yeşilliklerden ektim.

More Sentences
General
power plant n. enerji santrali
The acceding Member States boast a large number of nuclear power plants which do not meet our safety standards.
Birliğe katılan Üye Devletler, güvenlik standartlarımızı karşılamayan çok sayıda nükleer enerji santraline sahiptir.

More Sentences
nuclear power plant n. nükleer santral
I must mention the Kozlodvy nuclear power plant and in particular the closure dates for units 3 and 4.
Kozlodvy nükleer santralinden ve özellikle de 3. ve 4. ünitelerin kapatılma tarihlerinden bahsetmeliyim.

More Sentences
plant health n. bitki sağlığı
We shall continue to work on this question, taking as our basis the WTO Agreement on Health and Plant Health.
DTÖ Sağlık ve Bitki Sağlığı Anlaşmasını temel alarak bu konu üzerinde çalışmaya devam edeceğiz.

More Sentences
plant life n. bitki yaşamı
In addition to water, sunshine is absolutely necessary for plant life.
Suyun yanı sıra güneş ışığı da bitki yaşamı için kesinlikle gereklidir.

More Sentences
power plant n. santral
There are plans to build a power plant right here.
Burada bir elektik santralı inşa etmek için planlar var.

More Sentences
plant n. bitki
The use of additives which boost the effect of plant protection products springs to mind.
Bitki koruma ürünlerinin etkisini arttıran katkı maddelerinin kullanımı akla geliyor.

More Sentences
plant n. fabrika
When it was privatised, it experienced a traumatic time with the loss of plants and jobs, and morale was at rock bottom.
Özelleştirildiğinde, fabrikaların ve işlerin kaybedilmesiyle travmatik bir dönem yaşandı ve moraller dibe vurdu.

More Sentences
chemical plant n. kimya tesisi
The accident also affected two other chemical plants in the vicinity.
Kaza civardaki diğer iki kimya tesisini de etkilemiştir.

More Sentences
plant n. santral
Italy has permanently closed all its functioning nuclear plants.
İtalya, çalışmakta olan tüm nükleer santrallerini kalıcı olarak kapattı.

More Sentences
atomic power plant n. atom enerji santrali
Here is an atomic power plant.
İşte bir atom enerji santrali.

More Sentences
textile plant n. tekstil fabrikası
Her father was a tractor driver and her mother worked in a textile plant.
Babası bir traktör sürücüsüydü ve annesi bir tekstil fabrikasında çalışıyordu.

More Sentences
plant n. tesis (makineleri)
You can find used plant machinery at an affordable price here. Just look at this second-hand forklift!
Burada elden düşme tesis makinelerini uygun fiyata bulabilirsiniz. Şu ikinci el forklifte bir baksanıza!

More Sentences
plant v. yerleştirmek (bomba vb)
You get out, plant the bomb, and come back fast.
Dışarı çık, bombayı yerleştir ve hızla geri dön.

More Sentences
plant trees v. ağaçlar dikmek
For a fee, the organisation Trees for Travel plants trees after each plane trip you make.
Trees for Travel adlı kuruluş, belli bir ücret karşılığında yaptığınız her uçak yolculuğundan sonra ağaç dikiyor.

More Sentences
plant v. kurmak
I want to plant a vegetable garden.
Bir sebze bahçesi kurmak istiyorum.

More Sentences
plant v. koymak
It was her coworker that planted the stolen necklace in her purse.
Çalınan kolyeyi kadının çantasına koyan kişi iş arkadaşıymış.

More Sentences
plant a tree v. ağaç dikmek
The farmer dug a hole so he could plant a tree.
Çiftçi ağaç dikebilmek için bir çukur kazdı.

More Sentences
plant a bomb v. bomba koymak
Someone planted a bomb under your car.
Biri senin arabanın altına bir bomba koydu.

More Sentences
plant a bomb v. bomba yerleştirmek
Someone planted a bomb under your car.
Birisi arabanın altına bomba yerleştirmiş.

More Sentences
plant flower v. çiçek dikmek
Tom planted flowers.
Tom çiçek dikti.

More Sentences
plant a tree v. ağaç dikmek
I'm planting a tree.
Ağaç dikiyorum.

More Sentences
plant v. konuşlandırmak
The CIA had planted agents around the building.
CIA, binanın etrafına bazı ajanları konuşlandırdı.

More Sentences
plant v. (bayrak vb.) dikmek
The astronauts planted a flag on the surface of Mars.
Astronotlar Mars'ın yüzeyine bir bayrak dikmişlerdir.

More Sentences
Trade/Economic
plant n. fabrika
The closure of the Renault Vilvorde plant is still a vivid memory.
Renault Vilvorde fabrikasının kapatılması hala canlı bir hatıra.

More Sentences
plant n. tesis
Plants supervised by the public authorities are surely the best safeguard.
Kamu otoriteleri tarafından denetlenen tesisler kesinlikle en iyi güvencedir.

More Sentences
manufacturing plant n. üretim tesisi
We have no indigenous car manufacturing plants, not even assembly plants.
Yerli otomobil üretim tesisimiz yok, montaj tesisimiz bile yok.

More Sentences
plant v. ekmek
You could survive on planting coffee.
Kahve ekerek hayatta kalabilirsiniz.

More Sentences
General
indigo plant n. indigo
ice plant n. buzhane
oyster plant n. iskorçina
construction plant and equipment n. inşaatlarda kullanılan iş makinaları ve ekipmanları
plant propagation n. bitki yayılımı
alpine plant n. alp bitkisi
lime plant n. kireç fabrikası
purification plant n. arıtma tesisi
plant department n. atölye kısmı
hydrophytic plant n. su bitkisi
plant anatomy n. bitki anatomisi
aquatic plant product n. bitkisel su ürünü
leguminous plant n. baklagiller
snake plant n. kaynanadili
snake plant n. sansevieria
rice plant n. çeltik
foliage plant n. yapraklarının güzelliği için yetiştirilen süs bitkisi
plant n. nebat
grinding plant n. öğütme fabrikası
rubber plant n. lastikağacı
plant n. işletme
ice plant n. buz fabrikası
sensitive plant n. küstümotu
castor oil plant n. keneotu
plant n. malzemeler
plant product n. fabrika üretimi
refining plant n. arıtma tesisi
medicinal plant n. baharat bitkisi
plant n. seyircilerin arasında oturup rol yapan oyuncu
production plant n. fabrika
peanut plant n. araşit
fossil fuel plant n. termik santral
plant species n. bitki türleri
caper plant n. kapari
manufacturing plant n. fabrika
herbaceous plant n. ot
plant premises n. fabrika binası
thorny plant n. dikenli çalı
snake plant n. tavşankulağı
gas plant n. geyikotu
energy power plant n. elektrik santrali
liquorice plant n. meyan
dyeing plant n. boyahane
screening plant n. eleme tesisi
plant n. araç gereç
tea plant n. çay
car assembly plant n. otomobil montaj firması
plant eating n. ot yiyen
hydrophytic plant n. suda veya çok nemli toprakta yetişen bitki
money plant n. ayotu
breaking plant n. kırma tesisi
rice plant n. pirinç
plant n. teçhizat
flowery plant n. çiçekli bitki
plant maintenance n. tesis bakımı
plant cover n. bitki örtüsü
gum tragacanth plant n. geven
plant n. yapımevi
aquatic plant n. su bitkisi
indigo plant n. çivitotu
annual plant n. bir yıllık bitki
woody plant n. ağaçsı bitki
horseradish plant n. yaban turbu
plant n. dolandırıcılık
plant communities n. bitki toplulukları
processing plant n. işleme fabrikası
plant family n. bitki familyası
plant n. şakşakçı
plant management n. tesis müdürlüğü
plant n. ot
plant layout n. tesisat şeması
thorny plant n. diken
papyrus plant n. papirüs
forest plant n. orman bitkisi
plant scientist n. bitki bilimci
seed plant n. tohum dikme
musk plant n. miskotu
plant n. ihbarcı
plant n. oyun
plant hormone n. bitki hormonu
pitcher plant n. suibriği
indigo plant n. nil
decoration plant n. süs bitkisi
flour plant n. un fabrikası
plant n. demirbaş
plant geography n. bitki coğrafyası
alliaceous plant n. (soğanlı) kokulu bitki
plant bug n. bitki biti
wax plant n. mumçiçeği
plant breeding n. bitki ıslahı
plant association n. bitki topluluğu
plant n. dikme
vascular plant n. damarlı bitki
electric plant n. elektrik santralı
medicinal plant n. ilaç bitkisi
pilot plant n. deneme kuruluşu
milky plant juice n. bitki sütü
tea plant n. çay bitkisi
wax plant n. hoya
plant n. tuzak
laundry plant n. çamaşırhane
power plant n. elektrik santralı
power plant n. güç kaynağı
power plant n. jeneratör
power plant n. dinamo
plant fiber industry n. bitkisel lif endüstrisi
ornamental plant industry n. süs bitkisi endüstrisi
plant engineering n. tesisat mühendisliği
plant sterol n. bitki sterol
production plant n. üretim merkezi
plant tissue n. bitki dokusu
bottling plant n. şişeleme fabrikası
meat plant n. et fabrikası
pharmaceutical plant n. ilaç fabrikası
plant characteristic n. bitki karakteristiği
plant diversity n. bitki zenginliği
plant diversity n. bitki çeşitliliği
plant richness n. bitki zenginliği
nuclear power plant n. nükleer güç santrali
hydroelectric plant n. hidroelektrik santrali
garden plant n. bahçe bitkisi
plant root n. bitki kökü
brewery refrigerating plant n. bira fabrikası soğutma tesisi
coal plant n. kömür santrali
foliage plant n. yaprakları için yetiştirilen bitki
garbage disposal plant n. çöp yok etme tesisi
food plant n. yiyecek olarak kullanılan bitki
generating plant n. elektrik santralı
foliage plant n. süs bitkisi
gum-plant n. sütleğen
coal-fired power plant n. kömür santrali
sewage-treatment plant n. tasfiye tesisi
power-plant n. dinamo
open-air plant n. açıkhava tesisi
plant-food n. gübre
power-plant n. elektrik santralı
plant-house n. sera
water-treatment plant n. tasfiye tesisi
native plant n. bir ülkede yetişen bitki
native plant n. yerli bitki
paper plant n. papirüs
plant n. imalathane
plant n. donatım
plant n. atölye
plant room n. makine dairesi
plant n. kuruluş
plant n. bina
plant layout n. fabrika planı
plant layout n. fabrika düzeni
plant n. tesisat
bottling plant n. şişeleme tesisi
plant kingdom n. bitkiler alemi
large plant n. büyük fabrika
iron and steel plant n. demir çelik fabrikası
iron and steel plant n. demir ve çelik fabrikası
wind plant n. rüzgar santrali
garbage treatment plant n. çöp arıtma tesisi
dairy plant n. süt işletmesi
dairy plant n. süt fabrikası
milk plant n. süt fabrikası
power plant n. elektrik tesisi
ornamental plant n. süs bitkisi
processing and storage plant n. işleme ve depolama tesisi
young plant n. fidan
plant tissues n. bitki dokuları
plant production rules n. bitki yetiştiriciliği kuralları
non-plant sources n. bitkisel olmayan kaynaklar
seed plant n. tohumluk tesisi
plant growing rules n. bitki yetiştiriciliği kuralları
plant growing n. bitki yetiştiriciliği
power plant chief engineer n. santral başmühendisi
rendering plant n. yağhane
rendering plant n. yağ fabrikası
plant nursery n. bitki üretim çiftliği
hydroelectric power plant (hpp) n. hidroelektrik santral
plant paper n. firma dergisi
plant paper n. bir şirketin özellikle çalışanları için yayınladığı dergi
soil water plant nutrient management n. toprak su bitki besin yönetimi
plant water intake n. bitki su alımı
potted plant n. saksı bitkisi
plant stem n. bitki gövdesi
plant breeder n. bitki ıslahçısı
sewage plant n. arıtma tesisi
aloe plant n. aloe bitkisi
plant-based fuel n. bitki kökenli yakıt
solar power plant n. güneş enerjisi santrali
sea plant n. deniz bitkisi
solar energy power plant n. güneş enerjisi santrali (ges)
air plant n. asalak olmayan konuk bitki
plant pot n. bitki saksısı
plant pot n. saksı
face-plant n. yüzüstü yere düşme
face-plant n. yüzüstü düşme
artificial plant n. yapay bitki
virtual power plant n. sanal enerji santrali
glue plant n. japonya ve çin'de tutkal yapımında kullanılan gloiopeltis cinsi bir alg
plant [obsolete] n. kesme
plant [obsolete] n. kayma
plant [obsolete] n. yerleşme
plant n. büyüyen bitkiye benzetilen şey
plant n. (genellikle avustralya'da) işletmenin çalışması için gereken ekipman ve personel
plant n. kurumun sahip olduğu fiziksel ekipman
plant n. çalıntı mal
plant n. çalıntı mal deposu
plant n. kasıtlı yayılan haber
plant n. izleyiciyi daha sonraki bir olaya hazırlamak için oyuna kasıtlı eklenen sahne
plant n. sahte seyirci
plant n. duruş
plant n. poz
plant n. mahsul
plant n. (hayvan, bitki) koruma veya spor amaçlı bir yere doldurmak
plant n. büyümesi için yataklanan istiridye
plant n. keşfedilmesi için yerleştirilen yanıltıcı kanıt
plant closing n. fabrika kapatma
plant fiber [us] n. bitki lifi
plant fibre [uk] n. bitki lifi
plant life n. bitki örtüsü
plant product n. bitkisel ürün
plant substance n. bitkisel malzeme
plant v. yapıştırmak (tokat)
plant v. vurmak
plant v. saklamak
plant v. sokmak (kafasına bir fikir)
plant v. ekmek (ağaç vb)
plant v. aşılamak (fikir)
plant v. yeşillendirmek
plant v. indirmek
plant a flag v. bayrak dikmek
plant v. gizlemek
plant v. yüklemek
plant in v. gizlice yerleştirmek (polisi/bombayı)
plant v. ağaçlandırmak
plant v. dikmek (bitki)
plant v. çarpmak
plant seeds of hate v. nefret tohumları ekmek
plant v. bitkilendirmek
plant v. yerleştirmek
plant v. yapıştırmak
plant v. adam koymak
plant v. bırakmak
plant v. ağaç olmak
plant v. ekmek (tohum)
plant v. kök salmak
plant flowers v. çiçeklemek
plant v. yutturmak
plant v. dikmek (direk)
build a plant v. tesis kurmak
plant mine v. mayın döşemek
plant out v. fide dikmek
plant seedling v. fide dikmek
plant a kiss v. öpücük kondurmak
plant vegetable v. sebze ekmek
grow plant v. bitki yetiştirmek
plant in v. aşılamak (fikir vb)
plant v. sıkıca yerleştirmek
cut a plant v. bitki kesmek
buy a factory/plant v. fabrika almak
buy a factory/plant v. üretim tesisi satın almak
plant oneself in front of someone v. birinin önünde dikilmek
plant oneself in front of someone v. birinin karşısına dikilmek
plant a story v. bir hikaye uydurmak
plant an evidence on v. delil yerleştirmek
plant a mine v. mayın döşemek
plant mines v. mayın döşemek
face-plant v. Motosiklet, bisiklet, kayak gibi faaliyetler esnasında şiddetle düşerek kafayı yere çarpmak
plant a flower v. çiçek ekmek
plant trees everywhere v. heryere ağaç dikmek
plant new trees v. yeni ağaçlar dikmek
plant a lot of trees v. birçok ağaç dikmek
face-plant v. yüzüstü yere kapaklanmak
plant v. belirli bir yerde veya bölgede kurmak
plant v. kolonici olarak yerleşmek
plant v. kolonileştirmek
plant v. insan yerleştirmek
plant v. iskan etmek
plant v. (hayvanları) bir yere yerleştirip orada büyütmek
plant v. hayvanlarla doldurmak
plant v. (bir şeyi) geçici olarak gizlemek
plant v. bir şeyi gizlice yayımlamak veya yaymak
plant v. sahte renklerle gizlemek
plant v. önceden hazırlamak
plant v. geride bırakmak
plant v. terk etmek
plant v. gömmek
plant v. bitki olmak
plant v. yetişmek
plant v. büyümek
plant v. istiridye yatağı yapmak
plant v. istenen sonuca ulaşmak için söylemek
plant v. amaç için (bir şeyi) yerleştirmek
plant v. (birini) ajan olarak yerleştirmek
plant v. yumruk atmak
plant-like adj. bitki benzeri
plant-based adj. bitki kökenli
Phrasals
plant something on someone v. (birini suçlamak amacıyla) evine/odasına/valizine vb. (uyuşturucu/yasa dışı materyal) yerleştirmek
plant (something) in (something else) v. (bir şeyin) içine (bir şey) dikmek
plant (something) in (something else) v. (bir şeyin) içine (bir şey) ekmek
plant (something) in (something else) v. (bir şeyi bir şeyin) içine sabitlemek
plant (something) in (something else) v. (bir şeyin içine bir şeyi) sıkıca saplamak
plant (something) in (something else) v. birinin kafasına (bir şey) sokmak
plant (something) in (something else) v. birinin aklına (bir şey) düşürmek
plant (something) in (something else) v. (bir şeyi bir şeyin) içinde gizlemek
plant (something) in (something else) v. (bir şeyi bir şeyin) içinde saklamak
plant (something) in (something else) v. (bir şeyi bir şeyin) içine gizlice koymak
plant (something) in (something else) v. (bir şeyi bir şeyin) içine gizlice yerleştirmek
plant something in something v. bir şeyin içine bir şey dikmek
plant something in something v. bir şeyin içine bir şey ekmek
plant something in something v. birinin kafasına bir şey sokmak
plant something in something v. birinin aklına bir şey düşürmek
plant something in something v. bir şeyi bir şeyin içinde saklamak
plant something in something v. bir şeyi bir şeyin içinde gizlemek
plant (something) on v. üstünde (bir şey) yetiştirmek
plant (something) on v. '-de (bir şey) yetiştirmek
plant (something) on v. birinin eşyalarının arasına, cebine haberi olmadan/gizlice (bir şey) yerleştirmek
plant (something) on v. birinin eşyalarının arasına, cebine haberi olmadan/gizlice (bir şey) koymak
Phrases
what you plant now you will harvest later expr. ne ekersen onu biçersin
Proverb
plant pears for your heirs senden sonrakilere kalacak bir şeyler yap
plant pears for your heirs çoluğuna çocuğuna bırakacak/kalacak bir şeyler yap
plant pears for your heirs sonraki neslin yararına bir şeyler yap/bırak
plant pears for your heirs gelecek nesle bir dikili ağaç bırak
Colloquial
face plant n. yüzüstü yere yapışma
soap plant n. köpürebilen türde bitki
soap plant n. köpürdüğü için temizlikte kullanılan bitki
soap plant n. sabun otu, sabun ağacı meyvesi gibi köpüren ve temizlikte kullanılan bitki
soap plant n. sabun otu
soap plant n. sabun bitkisi
sensitive plant n. kolayca kırılan kimse
plant one on (one) v. (birini) öpmek
plant one on (one) v. (birine) öpücük kondurmak
Idioms
plant the seeds v. geleceğe yatırım yapmak
plant the seeds v. tohumu atmak
plant the seeds v. tohumlarını atmak
plant the seeds v. tohum ekmek
plant a seed v. tohum ekmek
plant a seed of doubt (in someone's mind) v. (birinin) aklında şüphe yaratmak
plant a seed of doubt (in someone's mind) v. (birinin) aklında şüphe uyandırmak
plant a seed of doubt (in someone's mind) v. (birini) işkillendirmek
plant the seed of doubt (in someone's mind) v. (birinin) aklında şüphe yaratmak
plant the seed of doubt (in someone's mind) v. (birinin) aklında şüphe uyandırmak
plant the seed of doubt (in someone's mind) v. (birini) işkillendirmek
plant dragon's teeth v. kaş yaparken göz çıkarmak
plant a seed v. ileride gelişebilecek bir şeyin temelini atmak
plant a seed v. ileride büyüyecek bir şeyin tohumlarını/tohumunu atmak
plant a seed v. aklında bir şey uyandırmak
plant a seed v. aklına bir şey sokmak/düşürmek
plant a seed v. aklında şüphe yaratmak
plant a seed v. aklına bir fikir/düşünce sokmak
plant a seed v. birine bir şeyi (önden) çıtlatmak
plant the seeds (of something) v. (bir şeyin) tohumlarını atmak
plant the seeds (of something) v. (bir şeye) zemin hazırlamak
plant the seeds (of something) v. aklına (bir şey) düşürmek
plant the seeds (of something) v. (aklına) bir şey sokmak
plant the seeds (of something) v. (bir şey) hissettirmek/düşündürmek
Speaking
how close is your home to the nuclear plant? expr. eviniz nükleer tesise ne kadar yakın?
Trade/Economic
aluminum plant n. alüminyum fabrikası
minimum plant rate n. asgari fabrika ücreti
property, plant and equipment (ppe) n. arazi, tesis ve ekipman
property, plant and equipment n. arsa, fabrika ve teçhizat
property, plant and equipment n. arsalar, fabrika ve teçhizat
plant n. atölye
entire plant n. bütün tesis/fabrika
plant capacity n. bir fabrikanın en yüksek üretim kapasitesi
whole plant n. bütün tesis/fabrika
foreign plant n. dış ülkedeki fabrika
plant ledger n. demirbaş defteri
plant n. donanım
integrated plant n. entegre tesis
most efficient size of plant n. en etkin üretim ölçeği
industrial plant n. endüstri tesisi
plant manager n. fabrika müdürü
minimum plant rate n. fabrikada ödenen asgari ücret
plant fund n. fabrika fonu
plant ledger n. fabrika defteri
plant equipment n. fabrika teçhizatı
plant inventory n. fabrika envanteri
plant capacity n. fabrika kapasitesi
plant facilities n. fabrika tesisleri
manufacturing plant n. fabrika
branch-plant n. fabrika şubesi
property, plant and equipment (ppe) n. gayrimenkul, tesis ve ekipman
general plant expenses n. genel fabrika giderleri
ready mixed concrete plant n. hazır beton fabrikası
ready mixed concrete plant n. hazır beton tesisi
manufacturing plant n. imal eden fabrika
manufacturing plant n. imalathane
plant closing laws n. işyeri kapama yasaları
manufacturing plant n. imalatçı fabrika
plant n. işletme
business plant and machinery n. iş tesisi ve makineleri
limestone plant n. kireçtaşı tesisi
limestone plant n. kireçtaşı fabrikası
chemical plant management n. kimyasal tesis yönetimi/idaresi
plant n. kuruluş
cosmetic plant n. kozmetik fabrikası
plant fund n. kuruluş fonu
plant and equipment n. kuruluş ve donanım
property plant and equipment n. maddi duran varlıklar
plant and equipment property n. maddi duran varlıklar
property plant and equipment n. maddi duran varlık
maximum plant capacity n. maksimum tesis kapasitesi
plant ledger n. maddi sabit varlıklar defteri
class of property plant and equipment n. maddi duran varlıklar grubu
movable plant n. menkul fabrika
optimum plant size n. optimum tesis büyüklüğü
packaging plant n. paketleme tesisi
soap plant n. sabun fabrikası
rival plant n. rakip tesis
ceramic plant n. seramik fabrikası
plant n. sınai tesis
branch-plant n. şube tesisleri
sugar plant n. şeker fabrikası
plant and machinery n. tesis ve makineler
plant and equipment n. tesis ve teçhizat
machinery, plant and equipment n. tesis, makine ve cihazlar
plant asset n. tesis varlığı
plant fund n. tesis fonu
whole plant n. tesinin/fabrikanın tamamı
plant, machinery and equipment n. tesis, makine ve teçhizat
plant ledger n. tesis defteri
entire plant n. tesinin/fabrikanın tamamı
delivering plant n. teslimat üretim yeri
thermal power plant n. termik santral
plant asset n. tesis mülkü
manufacturing plant manager n. üretim tesisi müdürü
delivering plant n. ürünü üretip teslim eden yer
production plant n. üretim tesisi
oil production plant n. yağ üretim yeri
oil production plant n. yağ terminali
feed plant n. yem fabrikası
oil production plant n. yağ üretme tesisi
potted plant n. (açık artırmada) sahte müşteri
plant v. ekim yapmak
on plant machinery and equipment expr. fabrika makine ve ekipmana ilişkin
Politics
european and mediterranean plant protection organization n. akdeniz ve avrupa bitki koruma örgütü
european and mediterranean plant protection organization n. avrupa ve akdeniz bitki sağlığını koruma örgütü
standing committee on plant health n. bitki sağlığı daimi komitesi
industrial plant n. endüstri tesisi
industrial plant n. sanayi tesisi
standing committee for community protection of plant variety rights n. topluluk bitki çeşidi haklarının korunması daimi komitesi
community plant variety office (cpvo) n. topluluk bitki çeşitleri ofisi
fuel recycling plant n. yakıt geri kazanım tesisi
Institutes
community plant variety office n. avrupa birliği bitki çeşit ofisi
the community plant variety office n. avrupa birliği bitki türleri ofisi
european association for research on plant breeding (eucarpia) n. avrupa bitki ıslahı araştırmaları birliği
the community plant variety office n. avrupa topluluğu bitki türleri ofisi
the community plant variety office n. avrupa topluluğu toprak mahsülleri ofisi
plant variety rights office n. bitki varyete hakları bürosu
directorate general of plant production n. bitkisel üretim genel müdürlüğü
department of plant nutrition and technology development n. bitki besleme ve teknoloji geliştirme daire başkanlığı
department of plant health research n. bitki sağlığı araştırmaları daire başkanlığı
department of border inspection for plant and plant products n. bitki ve bitkisel ürünler sınır kontrol daire başkanlığı
department of plant health and quarantine n. bitki sağlığı ve karantina daire başkanlığı
department of plant protection products n. bitki koruma ürünleri daire başkanlığı
department of plant and animal production n. bitkisel ve hayvansal üretim bölümü
department of plant health and quarantine n. gıda ve kontrol genel müdürlüğü
community plant variety office n. topluluk bitki çeşitleri ofisi
plant health central research institute n. zirai mücadele merkez araştırma enstitüsü müdürlüğü
plant health central research institute, ankara n. zirai mücadele merkez araştırma enstitüsü müdürlüğü
Industry
physical plant n. endüstriyel tesis
physical plant n. endüstri tesisi
mechanical plant n. endüstri tesisi
mechanical plant n. endüstriyel tesis
industrial plant n. endüstri tesisi
industrial plant n. endüstriyel tesis
glucose plant n. glikoz fabrikası
coking plant gas n. karışık gazojen gazı
branch plant [canada] n. merkezi farklı ülkede bulunan şirketin kanada'daki bir fabrikası
plant agreement n. fabrika düzeyindeki toplu antlaşma