Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | against time adv. | zamana karşı | ||
In this strong-arm contest, this race against time, it is the credibility of the UN and Europe that is at stake. Bu güç yarışında zamana karşı bu yarışta tehlikede olan BM ve Avrupa'nın güvenilirliğidir. More Sentences |
||||
General | against time v. | zamanla yarışmak | ||
Idioms | ||||
Idioms | against time adv. | olabildiğince hızlı olarak |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
General | ||
General | race against time v. | zamanla yarışmak |
General | race against time v. | zamana karşı yarışmak |
General | move against time v. | zamana karşı yarışmak |
Phrasals | ||
Phrasals | guarantee (something) against (something) for (some length of time) v. | (bir şeye) bozulmaya, kırılmaya, eskimeye karşı (bir süreliğine) garanti vermek |
Idioms | ||
Idioms | a race against time n. | zamana karşı yarış |
Idioms | race against time n. | zamana karşı yarışma |
Idioms | a race against time n. | zamana karşı yarış |
Idioms | a race against time n. | zamanla yarış |
Idioms | race against time v. | zamana karşı yarışmak |
Idioms | fight against time v. | zamana karşı yarışmak |
Speaking | ||
Speaking | it's a race against time expr. | vakit çok dar |