akın etmek

Sens de "akın etmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 23 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	akın etmek	surge into v.
The crowd surged into the auditorium. Kalabalık oditoryuma akın etti. More Sentences
2	General	akın etmek	flow v.
The police tried to stop the protestors from flowing into the busy street. Polis protestocuların işlek caddeye akın etmelerini engellemeye çalıştı. More Sentences
3	General	akın etmek	pour v.
Passengers came pouring out of the train. Yolcular trenden dışarı akın etti. More Sentences
4	General	akın etmek	rush v.
Thousands of people rushed to Nome. Binlerce insan Nome'a akın etti. More Sentences
5	General	akın etmek	sweep v.
6	General	akın etmek	swarm v.
7	General	akın etmek	rush into v.
8	General	akın etmek	invade v.
9	General	akın etmek	influx v.
10	General	akın etmek	flock v.
11	General	akın etmek	raid v.
12	General	akın etmek	foray v.
13	General	akın etmek	flood v.
14	General	akın etmek	throng v.
15	General	akın etmek	have poured v.
16	General	akın etmek	rain down v.
17	General	akın etmek	reive [scottish] v.
18	General	akın etmek	inbreak v.
19	General	akın etmek	inroad v.
20	General	akın etmek	crush v.
Phrasals
21	Phrasals	akın etmek	roll in v.
22	Phrasals	akın etmek	surge in v.
Idioms
23	Idioms	akın etmek	come flocking to v.

Sens de "akın etmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 62 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Phrasals
1	Phrasals	akın etmek (bir yere,mekana)	pour in v.
Refugees poured in from all over the country. Ülkenin dört bir yanından mülteciler akın etti. More Sentences
2	Phrasals	(birine/bir şeye) akın etmek	flock to (someone or something) v.
Young people flocked to southern California. Genç insanlar güney Kaliforniya'ya akın etti. More Sentences
3	Phrasals	(bir şeye) akın etmek	flood into (something) v.
All the people who feature in today's headlines are flooding into Sangatte. Bugün manşetlerde yer alan tüm insanlar Sangatte'ye akın ediyor. More Sentences
4	Phrasals	(bir şeye/bir yere) akın etmek	pour into (something or some place) v.
Tourists poured into Karuizawa during the summer vacation. Yaz tatili boyunca turistler Karuizawa'ya akın etti. More Sentences
General
5	General	çapulculuk amacıyla akın etmek	maraud v.
6	General	akın etmek (balık)	run v.
7	General	akın etmek/basmak	swamp v.
8	General	aşırı derecede akın etmek	overflood v.
9	General	şiddetle akın etmek	concur [obsolete] v.
10	General	kalabalıklar halinde akın etmek	flush [obsolete] v.
Phrasals
11	Phrasals	bir şeye akın etmek	stream in(to something) v.
12	Phrasals	çevresine doluşmak/uçuşmak/akın etmek	throng around someone v.
13	Phrasals	dışarıya kaçmak/akın etmek	rush outside v.
14	Phrasals	çevresine doluşmak/uçuşmak/akın etmek	crowd around someone v.
15	Phrasals	içeri dalmak/akın etmek	sweep in v.
16	Phrasals	içeri dalmak/akın etmek	sweep into v.
17	Phrasals	(bir yere) akın akın hücum etmek/doluşmak	pour along something v.
18	Phrasals	(bir şeye/yere) akın etmek	swarm in (something or some place) v.
19	Phrasals	(bir şeye/yere) akın etmek	swarm into (something or some place) v.
20	Phrasals	(bir şeye) akın etmek	swarm in (something) v.
21	Phrasals	(bir şeye) akın etmek	swarm into (something) v.
22	Phrasals	(bir yere) akın etmek	stampede into (some place) v.
23	Phrasals	(bir şeye/yere) akın etmek	stream into (something or some place) v.
24	Phrasals	(bir şeye/yere) akın etmek	pour out on (somewhere or something) v.
25	Phrasals	dışarı akın etmek	pour out on (somewhere or something) v.
26	Phrasals	(bir şeye/yere) akın etmek	pour out onto (somewhere or something) v.
27	Phrasals	dışarı akın etmek	pour out onto (somewhere or something) v.
28	Phrasals	boyunca akın etmek	pour through v.
29	Phrasals	(bir şeye/yere) akın etmek	swarm through (something or some place) v.
30	Phrasals	bir şeye akın etmek	swarm through something v.
31	Phrasals	içeri dalmak/akın etmek	breeze in v.
32	Phrasals	çevresine doluşmak/üşüşmek/akın etmek	crowd around v.
33	Phrasals	(birinin/bir şeyin) çevresine doluşmak/üşüşmek/akın etmek	crowd around (someone or something) v.
34	Phrasals	-e akın etmek	flock in v.
35	Phrasals	(bir yere/şeye) akın etmek	flock in (some place or thing) v.
36	Phrasals	(bir yere/şeye) akın etmek	flock into (some place or thing) v.
37	Phrasals	-e akın etmek	flock to v.
38	Phrasals	(bir şeyin içine) akın etmek/doluşmak	flood into (something) v.
39	Phrasals	(bir şeye) akın etmek	flood in (something) v.
40	Phrasals	(bir şeyin içine) akın etmek/doluşmak	flood in (something) v.
41	Phrasals	dışarı akın etmek	flood out v.
42	Phrasals	'-den dışarı akın etmek	flood out of v.
43	Phrasals	(bir şeyden) dışarı akın etmek	flood out of (something) v.
44	Phrasals	dışarı akın etmek	flow out v.
45	Phrasals	(bir şeyden/yerden) dışarı akın etmek	flow out of (something) v.
46	Phrasals	dışarı akın etmek	pour out on v.
47	Phrasals	-e akın etmek	pour out on v.
48	Phrasals	(bir şeye) akın etmek	stampede in (something) v.
49	Phrasals	aşağı doğru/boyunca akın etmek	stream down v.
50	Phrasals	içine/içeri akın etmek	stream in v.
51	Phrasals	(bir şeyin) içine akın etmek	surge into (something) v.
52	Phrasals	'-e akın etmek	throng in v.
53	Phrasals	(bir yere) akın etmek	throng into (some place) v.
54	Phrasals	dışarı akın etmek	throng out v.
55	Phrasals	(bir yerden) dışarı akın etmek	throng out of (some place) v.
Idioms
56	Idioms	(kalabalık halinde) bir yere akın etmek	flock to something v.
57	Idioms	(kalabalık halinde) bir yere akın etmek	flock in some place v.
58	Idioms	(kalabalık halinde) bir yere akın etmek	flock into some place v.
59	Idioms	'-e doğru akın etmek	make a break for v.
60	Idioms	'-e doğru akın etmek	make a run for v.
Trade/Economic
61	Trade/Economic	bankaya akın etmek	run on a bank v.
Politics
62	Politics	tekrar akın etmek	reinvade v.