Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | antrenman yapmak | practice v. | ||
In order to beat them, we practice very hard. Onları yenmek için çok sıkı antrenman yapıyoruz. More Sentences |
||||
General | antrenman yapmak | work out v. | ||
I'm looking for a place to work out. Antrenman yapmak için bir yer arıyorum. More Sentences |
||||
General | antrenman yapmak | train v. | ||
Professional athletes spend hours training. Profesyonel sporcular saatlerce antrenman yapar. More Sentences |
||||
Sport | ||||
Sport | antrenman yapmak | train v. | ||
Mary is training for a marathon. Mary bir maraton için antrenman yapıyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | antrenman yapmak | practise v. | ||
General | antrenman yapmak | exercise v. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | fazla antrenman yapmak | overexercise v. |
General | çapraz antrenman yapmak | cross-train v. |
General | farklı sporlarda antrenman yapmak | cross-train v. |
Phrasals | ||
Phrasals | (bir şeyle) antrenman yapmak | train on (something) v. |
Phrasals | spor salonunda başkasının çalıştığı aleti kullanarak o kişinin setleri arasında antrenman yapmak | work in v. |
Sport | ||
Sport | takım oyuncularının antrenman yapmak veya potansiyel yeni oyuncuları değerlendirmek için kısa süre bir araya geldikleri yer | minicamp n. |
Sport | aşırı antrenman yapmak | overtrain v. |