at about - Turc Anglais Dictionnaire

at about

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "at about" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 11 résultat(s)

Anglais Turc
Phrases
at about adv. civarı
I got up at about six.
Altı civarı kalktım.

More Sentences
at about adv. gibi
In England, in the summer, the sun rises at about 4 a.m.
İngiltere'de yazın güneş saat 4 gibi doğar.

More Sentences
Colloquial
at about expr. civarında
The vote will take place immediately after the debates, at about 5.30 p.m.
Oylama, tartışmalardan hemen sonra, saat 17:30 civarında yapılacaktır.

More Sentences
at about expr. yaklaşık
I understand that the EU average is currently at about 1% over.
Anladığım kadarıyla AB ortalaması şu anda yaklaşık %1'in üzerinde.

More Sentences
Phrases
at about adv. tahmini
at about adv. sularında
Colloquial
at about expr. '-e yakın
at about expr. takribi
at about expr. raddelerinde
at about expr. neredeyse
at about expr. hemen hemen

Sens de "at about" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 32 résultat(s)

Anglais Turc
General
at about the same time adv. hemen hemen aynı zamanlarda
the tour starts at about ... expr. tur yaklaşık saat ...'da başlıyor
Phrasals
keep at someone (about something) v. birine sürekli bir şeyi yapmasını hatırlatmak
keep at someone (about something) v. başının etini yemek
keep at someone (about something) v. birine sürekli bir şeyi yapması için dırdır etmek
keep at someone about something v. birine sürekli olarak birşeyi yapmasını hatırlatmak
rant at someone about something v. bir şey hakkında birisine içini dökmek/dert yanmak/sızlanmak
keep at someone about something v. başının etini yemek
carp at someone (about someone or something) v. birisine bir şey hakkında şikayette bulunmak
Phrases
she laughs at my dreams, but I dream about her laughter expr. o benim hayallerime güler fakat ben onun gülüşünü hayal ederim
Idioms
laugh at just about anything v. ota boka gülmek
be at odds (with somebody/something) (about/over something) v. (biriyle/bir şeyle bir şey hakkında) anlaşamamak
be at odds (with somebody/something) (about/over something) v. (biriyle/bir şeyle bir şey hakkında) anlaşmazlığa düzmek
be at odds (with somebody/something) (about/over something) v. (biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası bozuk olmak
be at odds (with somebody/something) (about/over something) v. (biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası açık olmak
be at odds (with somebody/something) (about/over something) v. (biriyle/bir şeyle bir şey hakkında) ihtilafa düşmek
be at odds (with somebody/something) (about/over something) v. (biriyle/bir şeyle) uyuşmamak
be at odds (with somebody/something) (about/over something) v. (birbirine/bir şeye) aykırı olmak
be at odds (with somebody/something) (about/over something) v. (birbirine/bir şeye) uymamak
be at odds (with somebody/something) (about/over something) v. (birbiriyle/bir şeyle) eşleşmemek
keep at (one) about (something) v. (birinin bir şeyi) yapmasını sürekli hatırlatmak
keep at (one) about (something) v. (birinin bir konuda) başının etini yemek
keep at (one) about (something) v. (bir şeyi) yapması için (birine) dırdır etmek
keep at (one) about (something) v. (bir konuda birini) sürekli sıkıştırmak/dürtmek
keep at (one) about (something) v. (birini bir konuda) sürekli teşvik etmek
keep at (one) about (something) v. (bir konuda birinin) peşini bırakmamak
keep at (one) about (something) v. (bir konuda birini) sürekli motive etmek
all at sea about something expr. muallakta olmak
at sea about (something) expr. (bir şeyle) ilgili kafası karışmış
at sea about (something) expr. (bir şeyle) ilgili kafası bulanık
at sea about (something) expr. (bir şeyle) ilgili muallakta
Slang
(all) at sea (about something) expr. kafası karışmış