ayrıntılar - Turc Anglais Dictionnaire

ayrıntılar

Sens de "ayrıntılar" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 11 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
ayrıntılar details n.
The most important details of the outcome of conciliation are those that relate to exceptional circumstances.
Uzlaşma sonucunun en önemli ayrıntıları istisnai durumlarla ilgili olanlardır.

More Sentences
General
ayrıntılar ins and outs n.
Tom had to learn the ins and outs of the new computer program.
Tom yeni bilgisayar programının tüm ayrıntılarını öğrenmek zorunda kaldı.

More Sentences
ayrıntılar particulars n.
The instruction manual describes all the particulars of the camera.
Kılavuz kameranın tüm ayrıntılarını anlatmaktadır.

More Sentences
ayrıntılar specifics n.
Tom wouldn't go into specifics.
Tom ayrıntılara girmezdi.

More Sentences
ayrıntılar minutiae n.
More attention has been focused on the minutiae of the scheme than actually reducing emissions.
Emisyonları gerçekten azaltmaktan ziyade planın küçük ayrıntılarına daha fazla odaklanılmıştır.

More Sentences
ayrıntılar detail n.
Idioms
ayrıntılar turns and twists n.
Trade/Economic
ayrıntılar particulars n.
Law
ayrıntılar particulars n.
Politics
ayrıntılar specification n.
Computer
ayrıntılar more n.

Sens de "ayrıntılar" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 73 résultat(s)

Turc Anglais
General
ek ayrıntılar additional details n.
I would, however, like to provide some additional details on three issues.
Bununla birlikte, üç konuda bazı ek ayrıntılar vermek istiyorum.

More Sentences
ince ayrıntılar fine details n.
Current microscopes allow us to observe with fine detail the molecular structure of materials.
Günümüz mikroskopları malzemelerin moleküler yapısını en ince ayrıntısına kadar gözlemlememizi sağlıyor.

More Sentences
Trade/Economic
teknik ayrıntılar technical details n.
It has to be said that rules concerning technical details are very often not without some political angle.
Teknik ayrıntılara ilişkin kuralların çoğu zaman siyasi bir bakış açısı içermediği söylenmelidir.

More Sentences
Computer
tüm ayrıntılar full details n.
A communication later this year will give full details.
Bu yılın ilerleyen dönemlerinde yapılacak bir bildirimde ise tüm ayrıntılar yer alacaktır.

More Sentences
General
tamamlayıcı ayrıntılar subsidiary details n.
ufak ayrıntılar minutiaes n.
gereksiz ayrıntılar üzerinde ısrarla duran bilim adamı pedant n.
(çoğul kullanılır) ufak ayrıntılar minutiae n.
destekleyici ayrıntılar supporting details n.
konuyla ilgili beliren çetrefilli ayrıntılar ramifications n.
ince ayrıntılar niceties n.
(hikayeyi daha ilginç kılmak için) hayali ayrıntılar ekleme embroidery n.
teknik ayrıntılar mechanics n.
gereksiz ayrıntılar üzerinde ısrarla duran bilim adamı dryasdust n.
bir duruma ilişkin gerçek olgular veya ayrıntılar practicalities n.
gereksiz ayrıntılar üzerinde ısrarla duran bilim insanı pedant n.
ayrıntılar eklemek embellish v.
ayrıntılar vermek give particulars v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak pettifog v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak squabble v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak quibble v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak bicker v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak brabble v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak niggle v.
ayrıntılar eklemek aggrandise v.
ayrıntılar eklemek aggrandize v.
ayrıntılar üzerinde fazlaca durmak labor v.
ayrıntılar üzerinde fazlaca durmak labour v.
(hikayeyi daha ilginç kılmak için) hayali ayrıntılar eklemek embroider v.
ayrıntılar ve resmiyette fazla titiz punctilious adj.
ayrıntılar eklenebilir aggrandizable adj.
özel bir alanda gizli ayrıntılar veya prosedürlerle meşgul olan wonky adj.
Phrasals
ayrıntılar az sonra film at 11 expr.
Colloquial
basit ayrıntılar nuts and bolts n.
para ile ilgili ayrıntılar dollars-and-cents details n.
özel ayrıntılar rope n.
ayrıntılar üzerinde çalışmaya başlamak start working out the details v.
Idioms
bir konuya ait tüm ayrıntılar/gerçekler/noktalar chapter and verse n.
ilginç ayrıntılar the gory details n.
karışık ayrıntılar the ins and outs n.
tüm ayrıntılar (bir konunun/işin) all the ins and outs of n.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durma splitting hairs n.
halledilmemiş küçük ayrıntılar the loose ends/threads n.
çözülmemiş/ele alınmamış küçük ayrıntılar the loose ends/threads n.
yarım kalan ayrıntılar the loose ends/threads n.
bilgi gerektiren ufak ayrıntılar içeren bir yaklaşım/muhabbet inside baseball n.
herkesin/konunun dışındaki kişilerin anlayamayacağı ince/küçük ayrıntılar içeren bir tutum inside baseball n.
en küçük/ufak ayrıntılar jot or tittle n.
hakkındaki kapsamlı ayrıntılar the lowdown on n.
ayrıntılar içinde boğulmak cannot see the forest for the trees v.
ayrıntılar içinde boğulmak can't see the wood for the trees v.
ayrıntılar içinde boğulmak not able to see the forest for the trees v.
ayrıntılar içinde boğulmak can't see the forest for the trees v.
ayrıntılar içinde boğulmak cannot see the wood for the trees v.
kapsamlı ayrıntılar almak veya bulmak get the lowdown v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak split hairs v.
ayrıntılar içinde boğulmak can't see the forest for the trees v.
ayrıntılar içinde boğulmak can't see the woods for the trees v.
ayrıntılar içinde boğulmak can't see the wood for the trees v.
(biri/bir şey hakkında) kapsamlı ayrıntılar almak veya bulmak get the lowdown (on someone or something) v.
herkesin/konunun dışındaki kişilerin anlayamayacağı ince/küçük ayrıntılar içeren inside-baseball adj.
ıvır zıvır ayrıntılar the ins and outs expr.
son ayrıntılar hakkında bilgi sahibi up to speed expr.
(bir şeyle ilgili) son ayrıntılar hakkında bilgi sahibi up to speed (on something) expr.
Trade/Economic
teknik ayrıntılar technicalities n.
Law
davanın yürütülmesine ilişkin olarak müvekkil-avukat arasında paylaşılan bilgi ve ayrıntılar instructions n.
Computer
ayrıntılar kısmı detail section n.
iç ayrıntılar internal details n.
genel ve ayrıntılar sayfalarını gizle hide general and details pages expr.
History
tarihe veya birinin biyografisine ait şimdiye dek anlatılmamış ayrıntılar anecdote n.
tarihe veya birinin biyografisine ait şimdiye dek anlatılmamış ayrıntılar anecdota n.
Slang
nitelikler ve ayrıntılar bells and whistles n.
önemsiz ayrıntılar için endişelenen kimse old lady n.