ayrıcalıklı

Sens de "ayrıcalıklı" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 26 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	ayrıcalıklı	privileged adj.
The information is not to be given to all Members but to a select and privileged cartel within this Parliament. Bilgi tüm Üyelere değil, bu Parlamento içindeki seçkin ve ayrıcalıklı bir kartele verilmelidir. More Sentences
General
2	General	ayrıcalıklı	concessionary adj.
The theatre offered concessionary tickets for senior citizens and children. Tiyatro, yaşlılar ve çocuklar için ayrıcalıklı bileti imkanı sundu. More Sentences
3	General	ayrıcalıklı	preferential adj.
In other words, we are potentially giving preferential access to flags of convenience. Başka bir deyişle elverişli bayraklara potansiyel olarak ayrıcalıklı erişim sağlıyoruz. More Sentences
Trade/Economic
4	Trade/Economic	ayrıcalıklı	preferential adj.
In other words, we are potentially giving preferential access to flags of convenience. Başka bir deyişle, elverişli bayraklara potansiyel olarak ayrıcalıklı erişim sağlıyoruz. More Sentences
Law
5	Law	ayrıcalıklı	privileged adj.
The Moroccan Government is requesting privileged relations with the European Union. Fas Hükümeti Avrupa Birliği ile ayrıcalıklı ilişkiler talep etmektedir. More Sentences
Politics
6	Politics	ayrıcalıklı	preferential adj.
There is a preferential price for unemployed people and the elderly. İşsizler ve yaşlılar için ayrıcalıklı bir fiyat var. More Sentences
General
7	General	ayrıcalıklı	immune adj.
8	General	ayrıcalıklı	special adj.
9	General	ayrıcalıklı	favoured adj.
10	General	ayrıcalıklı	prerogative adj.
11	General	ayrıcalıklı	exclusive adj.
12	General	ayrıcalıklı	inner adj.
13	General	ayrıcalıklı	favored adj.
14	General	ayrıcalıklı	at liberty adj.
15	General	ayrıcalıklı	premium adj.
16	General	ayrıcalıklı	hot adj.
17	General	ayrıcalıklı	royal adj.
18	General	ayrıcalıklı	distinguée adj.
19	General	ayrıcalıklı	faurd [scotland] adj.
20	General	ayrıcalıklı	preferable [obsolete] adj.
21	General	ayrıcalıklı	preferent adj.
22	General	ayrıcalıklı	prerogatived adj.
23	General	ayrıcalıklı	silk-stocking adj.
Trade/Economic
24	Trade/Economic	ayrıcalıklı	preferred adj.
25	Trade/Economic	ayrıcalıklı	preference adj.
26	Trade/Economic	ayrıcalıklı	concessional adj.

Sens de "ayrıcalıklı" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 95 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Politics
1	Politics	ayrıcalıklı muamele	preferential treatment n.
In response to the criticism of preferential treatment, a statute for MEPs was discussed in 1998 and in 2002. Ayrıcalıklı muamele eleştirilerine cevaben, 1998 ve 2002'de AP üyeleri için bir tüzük tartışılmıştır. More Sentences
2	Politics	ayrıcalıklı davranış	preferential treatment n.
He asked her to give him preferential treatment. Ondan kendisine ayrıcalıklı davranmasını istedi. More Sentences
General
3	General	ayrıcalıklı olma	exclusiveness n.
4	General	ayrıcalıklı çocuk	exceptional child n.
5	General	ayrıcalıklı kimse	concessionaire n.
6	General	ayrıcalıklı olma	exclusivity n.
7	General	ayrıcalıklı çocuklar	exceptional children n.
8	General	ayrıcalıklı konum	privileged position n.
9	General	ayrıcalıklı kullanıcı	privileged user n.
10	General	ayrıcalıklı mülkiyet	severalty n.
11	General	ayrıcalıklı profesör	distinguished professor n.
12	General	özel/ayrıcalıklı grup	charmed circle n.
13	General	ayrıcalıklı çocukluk	privileged childhood n.
14	General	ayrıcalıklı çocuk	privileged child n.
15	General	romanya'da eski ayrıcalıklı sınıfa mensup kimse	boiar n.
16	General	romanya'da eski ayrıcalıklı sınıfa mensup kimse	boyar n.
17	General	romanya'da eski ayrıcalıklı sınıfa mensup kimse	boyard n.
18	General	ayrıcalıklı kimse	honorable n.
19	General	ayrıcalıklı kimse	honourable n.
20	General	yönetici veya ayrıcalıklı sınıfa mensup kimse	overdog n.
21	General	ayrıcalıklı sivil	privileged civilian n.
22	General	ayrıcalıklı bir azınlığın kontrol ettiği grup	oligarchy n.
23	General	ayrıcalıklı azınlığın kontrol ettiği kuruluş	oligarchy n.
24	General	ayrıcalıklı olma	favoredness n.
25	General	ayrıcalıklı olma	favouredness n.
26	General	(özellikle komünist ülkelerde) ayrıcalıklı sınıf dışında kalan sıradan halk	people n.
27	General	ayrıcalıklı olma	preference n.
28	General	ayrıcalıklı olma	preferment n.
29	General	ayrıcalıklı olma	prenomination n.
30	General	hanedan mensuplarına ayrıcalıklı erzak tedariki	pourveyance n.
31	General	ayrıcalıklı kılmak	grant privilege v.
32	General	ayrıcalıklı kılmak	privilege v.
33	General	ayrıcalıklı kılmak	grant special rights v.
34	General	ayrıcalıklı olmak	have a precedence v.
35	General	ayrıcalıklı olmak	have the precedence v.
36	General	diploma ile ayrıcalıklı kılmak	diplomate [obsolete] v.
37	General	ayrıcalıklı davranmak	preference [us] v.
38	General	ayrıcalıklı bilgi ile ilgili	eyes-only adj.
39	General	ayrıcalıklı bilgiye ait	eyes-only adj.
40	General	fazla ayrıcalıklı	overprivileged adj.
41	General	uygunsuz şekilde ayrıcalıklı	incestuous adj.
42	General	ayrıcalıklı sosyal sınıfa mensup	good adj.
Phrasals
43	Phrasals	(birine) ayrıcalıklı davranmak	cotton up to (one) v.
Proverb
44	Proverb	eşit gibi görünseler de bazı insanlara daha ayrıcalıklı davranılır	some are more equal than others
Colloquial
45	Colloquial	(spekülatif yatırımda) ayrıcalıklı durum	ground floor n.
Idioms
46	Idioms	ayrıcalıklı kimse	a tall poppy n.
47	Idioms	ayrıcalıklı hizmet almak	get the royal treatment v.
48	Idioms	ayrıcalıklı muamele görmek	get the royal treatment v.
49	Idioms	ayrıcalıklı hizmet vermek	give (someone) the royal treatment v.
50	Idioms	ayrıcalıklı muamele göstermek	give (someone) the royal treatment v.
51	Idioms	varlıklı ve ayrıcalıklı koşullarda doğmuş	to the manor born adj.
52	Idioms	ayrıcalıklı gibi	as if the sun shines out (one's) backside expr.
Trade/Economic
53	Trade/Economic	ayrıcalıklı tarife işlemleri	favourable tariff treatment n.
54	Trade/Economic	ayrıcalıklı hisse senedi	prior stock n.
55	Trade/Economic	ayrıcalıklı pay senedi sahiplerine kar payı açısından öncelik tanınması	cumulative prefered stock n.
56	Trade/Economic	ayrıcalıklı alacaklı	preferred creditor n.
57	Trade/Economic	ayrıcalıklı borç	privileged debt n.
58	Trade/Economic	ayrıcalıklı haberleşme	privileged communication n.
59	Trade/Economic	ayrıcalıklı sınıflar	privileged classes n.
60	Trade/Economic	ayrıcalıklı şirket	chartered company n.
61	Trade/Economic	ayrıcalıklı tahvil	preference bond n.
62	Trade/Economic	ayrıcalıklı üstünlük	distinctive competency n.
63	Trade/Economic	korunmuş ayrıcalıklı hisse senedi	protected preferred stock n.
64	Trade/Economic	ayrıcalıklı ve varlıklı üst sınıfa ait	white-shoe adj.
65	Trade/Economic	ayrıcalıklı ve varlıklı üst sınıfla ilgili	white-shoe adj.
66	Trade/Economic	ayrıcalıklı ve varlıklı üst sınıfın özelliği olan	white-shoe adj.
Politics
67	Politics	ayrıcalıklı durum	privileged status n.
68	Politics	ayrıcalıklı faiz oranları	concessional interest rate n.
69	Politics	ayrıcalıklı kredi programı	concessional loan program n.
70	Politics	ayrıcalıklı kredi verme kapasitesi	concessional lending capacity n.
71	Politics	ayrıcalıklı kredi	concessional loan n.
72	Politics	ayrıcalıklı durum	privileged position n.
73	Politics	ayrıcalıklı ekonomik bölge	exclusive economic zone n.
74	Politics	ayrıcalıklı erişim	privileged access n.
75	Politics	ayrıcalıklı finansman	concessional financing n.
76	Politics	özel ve ayrıcalıklı muamele	special and differential treatment n.
77	Politics	romanya'da eski bir ayrıcalıklı sınıf mensubu kimse	boyar n.
78	Politics	romanya'da eski bir ayrıcalıklı sınıf mensubu kimse	boyard n.
79	Politics	romanya'da eski bir ayrıcalıklı sınıf mensubu kimse	boiar n.
80	Politics	ayrıcalıklı sınıf	royalty n.
81	Politics	(eski ingiliz hükümetinde) ayrıcalıklı tedarik hakkı kapsamında erzak ve konaklama temin eden memur	purveyor n.
Tourism
82	Tourism	önemli bir ziyaretçi veya yolcuya gösterilen ayrıcalıklı muamele	red carpet n.
Technical
83	Technical	ayrıcalıklı komut	privileged instruction n.
Computer
84	Computer	ayrıcalıklı komut	privileged instruction n.
85	Computer	ayrıcalıklı/asil kullanıcı	premium user n.
Informatics
86	Informatics	ayrıcalıklı komut	privileged instruction n.
87	Informatics	ayrıcalıklı kullanıcı	privileged user n.
88	Informatics	ayrıcalıklı kullanıcı	superuser n.
Social Sciences
89	Social Sciences	belirli kişilere zeka, sosyal durum veya ekonomik statü nedeniyle ayrıcalıklı davranmayı savunan düşünce	elitism n.
History
90	History	sovyetler birliği bürokrasisinde kıdemli pozisyonlara atanan ayrıcalıklı insanlar sınıfı	nomenklatura n.
91	History	eskiden oxford ve cambridge üniversitelerine normal halktan daha fazla ücret ödemesi gereken ayrıcalıklı bir sınıf	gentleman commoner n.
92	History	(ortaçağ ingiltere'sinde) kraliyet emirlerinin ayrıcalıklı idarecilerce uygulanması ve tarafların görülmesine ayrılmış belirli günler	days in bank n.
93	History	hanedan mensuplarına ayrıcalıklı erzak tedariki	purveyance n.
Religious
94	Religious	(katolik kilisesi'nde) ayrıcalıklı sınıflara mensup kimseleri açıktan yapılan haksızlık veya zorbalığa karşı adli sürece başvurmadan savunması için papa tarafından atanan yargıç	conservator n.
95	Religious	harun'un soyundan gelen ayrıcalıklı aile veya klanın üyesi	cohen n.