bölüm bölüm - Turc Anglais Dictionnaire

bölüm bölüm

Sens de "bölüm bölüm" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 4 résultat(s)

Turc Anglais
General
bölüm bölüm bitty adj.
bölüm bölüm a little at a time adv.
bölüm bölüm section by section adv.
bölüm bölüm piecemeal adv.

Sens de "bölüm bölüm" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
bölüm section n.
Let’s skip to Article 4, Section 2 of the agreement.
Anlaşmanın 4. maddesinin 2. bölümüne geçelim.

More Sentences
bölüm chapter n.
There is going to be a Chapter 4 with a reduction of 10 decibels.
Bölüm 4'te 10 desibellik bir azalma olacaktır.

More Sentences
bölüm department n.
They have a whole department of pirates.
Korsanlarla dolu kocaman bir bölümleri var.

More Sentences
General
bölüm fragment n.
It's hard to splice the two fragments together.
İki bölümü birlikte eklemek zordur.

More Sentences
bölüm passage n.
When a vote was taken, the majority in committee cut out this passage.
Oylama yapıldığında, komitedeki çoğunluk bu bölümü çıkarmıştır.

More Sentences
bölüm side n.
The main side here is as criminal as the production side.
Buradaki ana bölüm de üretim bölümü kadar suçludur.

More Sentences
bölüm division n.
Businesses that do not fall within the scheme will need to switch off installations or even shut down divisions.
Programa dahil olmayan işletmelerin tesisatlarını kapatmaları ve hatta bölümlerini kapatmaları gerekecektir.

More Sentences
bölüm portion n.
You would assist us greatly if you were to support this portion of our amendments.
Değişiklik teklifimizin bu bölümünü desteklerseniz bize çok yardımcı olursunuz.

More Sentences
bölüm chapter n.
They contain an entire chapter devoted to the participation of women.
Kadınların katılımına ayrılmış koca bir bölüm içeriyorlar.

More Sentences
bölüm part n.
We must have independence within this part of the world in this very important sector.
Bu çok önemli sektörde dünyanın bu bölümünde bağımsızlığa sahip olmalıyız.

More Sentences
ek (bölüm) appendix n.
That is perfectly clear from this report, in whose appendix I have taken the opportunity to discuss specific examples.
Bu durum, ekinde belirli örnekleri tartışma fırsatı bulduğum bu raporda gayet açık bir şekilde görülmektedir.

More Sentences
(roman/oyun) bölüm episode n.
But the writers have this entire series planned out through the second season, so each episode is a surprise.
Ancak yazarlar bu diziyi ikinci sezona kadar planlamışlar, dolayısıyla her bölüm bir sürpriz.

More Sentences
bölüm proportion n.
The greatest proportion of the world’s poor live in Asia.
Dünyadaki yoksulların en büyük bölümü Asya'da yaşamaktadır.

More Sentences
bölüm segment n.
Wide segments slightly overlapping each other create a sophisticated decorative effect.
Birbiriyle hafifçe örtüşen geniş bölümler, sofistike bir dekoratif etki yaratır.

More Sentences
ikinci bölüm second part n.
I did not want to speak until the vote on the second part had been taken.
İkinci bölümün oylaması yapılana kadar konuşmak istemedim.

More Sentences
ana bölüm main section n.
Standards in public life is the next main section of the report before the House.
Kamu yaşamında standartlar, raporun Meclis'in önündeki bir sonraki ana bölümüdür.

More Sentences
üçüncü bölüm third part n.
I would insist that the third part is not scheduled to be replied to orally.
Üçüncü bölümün sözlü olarak cevaplandırılmaması konusunda ısrar ediyorum.

More Sentences
bölüm strand n.
Does the Commission propose to devote a specific strand of the MEDA programme to immigration?
Komisyon MEDA programının özel bir bölümünü göç konusuna ayırmayı öneriyor mu?

More Sentences
aydınlık bölüm highlight n.
That technique helped me improve the highlights in my painting.
Bu teknik resmimdeki aydınlık bölümleri geliştirmeme yardımcı oldu.

More Sentences
Trade/Economic
bölüm department n.
Tom and I work in the same department.
Tom ve ben aynı bölümde çalışıyoruz.

More Sentences
bölüm portion n.
Moreover, it is regional and local authorities that implement a large portion of EU decisions.
Ayrıca AB kararlarının büyük bir bölümünü uygulayanlar bölgesel ve yerel yönetimlerdir.

More Sentences
bölüm division n.
It may well be necessary to consider more relevant divisions; why not?
Daha ilgili bölümleri dikkate almak gerekebilir; neden olmasın?

More Sentences
bölüm segment n.
Tom often rings the radio station to give his opinion on the talk-back segment.
Tom sık sık radyo istasyonunu arayarak tartışma bölümünde görüşlerini bildirir.

More Sentences
Law
bölüm portion n.
You would assist us greatly if you were to support this portion of our amendments.
Değişikliklerimizin bu bölümünü desteklerseniz bize çok yardımcı olursunuz.

More Sentences
Media
yeni bölüm new episode n.
Stay tuned for a new episode.
Yeni bölüm için bizi izlemeye devam edin.

More Sentences
Technical
alt bölüm subsection n.
I agree with this in principle, but as far as I know, this does not apply to any of the other subsections of the budget.
Buna prensipte katılıyorum, ancak bildiğim kadarıyla bu durum bütçenin diğer alt bölümleri için geçerli değil.

More Sentences
bölüm section n.
A few sections of the forest were destroyed by the fire.
Ormanın bazı bölümleri yangında yok olmuştur.

More Sentences
General
bölüm arm n.
federal bölüm federal department n.
bölüm desk n.
bölüm başlığı rubric n.
bölüm class n.
yatılı okulda bölüm yönetmeni housemaster n.
bölüm bay n.
tanıtıcı bölüm prequel n.
bölüm instalment n.
kadınlara ayrılan bölüm gynaeceum n.
ışıklı bölüm (resimde) highlight n.
ilk bölüm the first part n.
canlı çalınan bölüm scherzo n.
bölüm rubric n.
bir canlı türünde aynı karakteri taşıyan canlıların oluşturduğu alt bölüm race n.
bölüm müdürü line manager n.
en üst bölüm top n.
kadınlara ayrılan bölüm gynaecea n.
bölüm başlığı subhead n.
bölüm catch n.
alt bölüm subpart n.
bölüm başlığı subheading n.
uzun ve sıkıcı bölüm longueur n.
bölüm (kitapta) chapter n.
alt bölüm subchapter n.
bölüm cantle n.
bölüm septum n.
bölüm episode n.
kabuklu meyvelerde kabuğun sardığı bölüm domestic n.
ek bölüm appendix n.
altın bölüm golden section n.
iç bölüm department of interior n.
iç bölüm innerside n.
idari bölüm administrative district n.
bölüm rubic n.
en önemli bölüm highlight n.
yangın geçirmez bölüm fire proof district n.
beşinci bölüm fifth part n.
özel bölüm private parts n.
dörtte birlik bölüm quarter n.
bina duvarının beşikçatı ile birleştiği yerdeki üçgen bölüm gable n.
idari bölüm administrative division n.
kilisede ibadet sırasında kutsal kitaptan okunan bölüm lection n.
bölüm category n.
erkek pantolonunun önündeki fermuar veya düğmelerle açılıp kapanan bölüm fly n.
bölüm sector n.
bölüm stretch n.
bölüm subdivision n.
böceklerin baş kısmında bulunan zırhlı bölüm clypeus n.
doğudaki bölüm east n.
bölüm başı department head n.
şişede ağza yakın dar bölüm strait n.
kitapta bölüm sonlarına koyulan süslü işaret tailpiece n.
ek bölüm excursus n.
bölüm sequence n.
son bölüm tail n.
bölüm batch n.
kitaplarda kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm dam n.
lokomotif veya kamyon sürücüsünün oturduğu kapalı bölüm cab n.
bölüm water body n.
son bölüm final section n.
bölüm repartition n.
bölüm quotient n.
alt bölüm subsegment n.
bağımsız bölüm independent section n.
bölüm başlangıcı section start n.
bölüm adı section name n.
son bölüm final chapter n.
üçüncü bölüm third section n.
nitel bölüm category n.
bölüm portio n.
adli bölüm justice department n.
bölüm fraction n.
bölüm başlığı chapter heading n.
bölüm branch n.
son bölüm epilogue n.
bölüm başkan yardımcısı co-head of department n.
ışıklı bölüm highlight n.
bölüm installment n.
bölüm bit n.
bölüm pass n.
gösteri salonlarında orkestraya bitişik bölüm parquet n.
bağımsız bölüm detached section n.
alt bölüm underside n.
ilgili bölüm relevant department n.
ilgili bölüm respective department n.
kitaba sonradan yazılan ek bölüm postface n.
kitaba sonradan yazılan ek bölüm postscript n.
okunamayacak kadar küçük basılmış bölüm the small print n.
ön kısmında şeffaf bölüm bulunan zarf window envelope n.
stadyumda sahaya en uzak bölüm nosebleed section n.
stadyumda sahaya en uzak bölüm nosebleed seats n.
hayati önem taşıyan bölüm vital part n.
bölüm facet n.
hayati önemde kısım/bölüm vital part n.
mutfak bölüm şefi chef de partie n.
düğüm noktası ile çözüm arasındaki bölüm falling action (in a work of literature) n.
bölüm/kısım passus n.
ikinci bölüm second section n.
son bölüm epilog n.
birinci bölüm section one n.
aşan bölüm exceeding part n.
antik tiyatrolarda izleyicilerin oturduğu bölüm cavea n.
okul/bölüm ikinciliği second place n.
okul/bölüm birinciliği first place n.
üst bölüm upper part n.
alt bölüm lower part n.
antik roma hamamında sıcak bölüm cella caldaria n.
antik roma hamamında sıcak bölüm caldarium n.
antik roma hamamında sıcak bölüm cella coctilium n.
otelde çıkış işlemlerinin yapıldığı bölüm checkout desk n.
bölüm başkanı department chair n.
en alt bölüm lowest part n.
altı çizili bölüm underlined part n.
duvara özel olarak işlenmiş bölüm table n.
son bölüm tail n.
bi şeyin en arkasındaki bölüm tail-end n.
hindistan'ın bazı eyaletlerinde bulunan idari bölüm tahsil n.
en son bölüm tag end n.
güney asya'daki bazı ülkelerde idari bölüm taluk n.
güney asya'daki bazı ülkelerde idari bölüm talook n.
bir metin içerisinde dikkat çekmek için belirginleştirilmiş bölüm call-out n.
(tiyatro oyununda) bölüm act n.
arka bölüm back matter n.
arka bölüm end matter n.
orta veya son bölüm afternoon n.
son bölüm afterword n.
genellikle kalkanın sağ üst kenarında bulunan kare ya da dikdörtgen bölüm canton n.
bölüm canton [obsolete] n.
bölüm cantel n.
denetçi tarafından işaretlenerek sansürlenen bölüm caviar n.
bir dizi olayın oluşturduğu bölüm chapter n.
(incil'de) metinden alıntı yaparken kullanılan belirli bir bölüm ve ayet chapter and verse n.
bölüm başlığı chapter head n.
bölüm neck n.
birinci bölüm part one n.
bölüm bir part one n.
konser salonu veya stadyumda koltuk numarası olmayan (rezerve edilmemiş) bölüm general admission n.
belli bölüm veya dizelerin alfabede birbirini takip eden harflerle başladığı yazılar abecedarian psalms n.
vücuttan sarkan bölüm bag n.
bölüm end n.
alt bölüm undersurface n.
aşağı bölüm undersurface n.
son bölüm last n.
en üst bölüm upperpart n.
bölüm leg n.
en hayati bölüm jugular n.
oyuncunun ezberlemesi gereken bölüm line n.
oyuncunun ezberlemesi gereken bölüm line n.
bölüm simgesi § n.
hukuk metinlerinde bölüm/paragraf için kullanılan simge § n.
bölüm blaud [scotland] n.
bölüm blad [scotland] n.
gemde atın salyasının aktığı bölüm masticador n.
hukuk yardımı sağlayan kimse/bölüm legal n.
önemli bölüm half n.
ana bölüm mass n.
haritada çizgiler içinde yer alan bölüm body of a map n.
grafikte çizgiler içinde yer alan bölüm body of a chart n.
bölüm meal n.
ana bölüm heading n.
külotlu çorabın üstü ile ayağı arasındaki bölüm boot n.
(özellikle silindirik bir nesnenin ucundaki) yuvarlak ve genişlemiş bölüm bulb n.
emniyette cinayetleri soruşturmak üzere yetkili bölüm homicide n.
atın alt dudağında gemin etki ettiği bölüm mouth n.
kullanılmayan bölüm loose end n.
kesilen bölüm lop n.
(olayda) can sıkıcı bölüm lowlight n.
(olayda) baş ağrıtıcı bölüm lowlight n.
evde ıslak ve çamurlu kıyafetlerin veya ayakkabıların çıkarıldığı bir bölüm mud room n.
barda sergilenen içkilerin arkasındaki bölüm gantry n.
postanelerde gönderilen postaların alıcılarını beklediği bölüm general delivery n.
(kılıç veya bıçak) sapa yakın bilenmeyen bölüm ricasso n.
bölüm by-end n.
dar bölüm choke n.
yumuşak gel-git düzlüğünde midyelerin gizlendiği bölüm clam-flat [new england] n.
mücevherde taşı tutan narin bölüm claw n.
son bölüm decline n.
bölüm şefi department head n.
en derin bölüm depth n.
orta bölüm depth n.
en alttaki bölüm descent [obsolete] n.
merkezi bölüm omphalos n.
merkezi bölüm omphalus n.
üst bölüm overpart n.
yukarı bölüm overpart n.
kıvrımlı bölüm round n.
öküz boyunduruğunda öküzün boynuna yerleştirilen bölüm oxbow n.
bölüm diaeresis n.
(özellikle romanda, oyunda) küçük bölüm incident n.
(ses perdesi) orta bölüm midrange n.
kilise sunağı arkasında yükselen bölüm dorse [obsolete] n.
kilise sunağı arkasında yükselen bölüm dorsel n.
elin başparmak ekleminin altındaki bombeli bölüm cushion n.
bölüm dole n.
karıştırılan bölüm dollop n.
eklenen bölüm dollop n.
karıştırılan bölüm dallop n.
eklenen bölüm dallop n.
tek parça giysinin alt yarısındaki ayrıca açılıp indirilebilen arka bölüm drop seat n.
ağız arkası yükseltiye ait yaprak biçimli bölüm paragnath n.
bölüm parcel n.
en iyi bölüm pick n.
insan kafasında saçlı bölüm poll n.
şişmiş bölüm pooch n.
küçük bölüm pop n.
gazeteden alınan kısa bölüm clip n.
yuvarlak kesimli elmasta fasetli alt bölüm culasse n.
düz duvar cephesinde komşu iki duvarı birbirine bağlayan bölüm curtain n.
daha büyük bölüm feck [obsolete] n.
bölüm feck [obsolete] n.
birlikte yaşanan aile evine ait bağımsız bölüm in-law apartment n.
reçetede ilacın adı ve dozunun yer aldığı bölüm inscription n.
en yakın bölüm inside n.
bölüm intermezzo n.
eski silahların kilidinde yer alan oyuk bölüm pan n.
balinanın alt çenesinde geniş arka bölüm pan n.
klozette su ve taharet musluğunun yer aldığı iç bölüm pan [uk] n.
bölüm pan n.
(kıyafette) pensli bölüm panel n.
(hava balonu veya hava gemisi) dış yüzeye ait kumaş bölüm panel n.
elektronik iletişim sinyaline ait en güçlü bölüm peak n.
(hecede) en dolgun sesletilen bölüm peak n.
pektoral bölüm pectoral n.
(yaylı çalgıda) tellerin üste eklendiği bölüm peg n.
gizli bölüm penetrail n.
iç bölüm penetrail n.
gizli bölüm penetralia n.
iç bölüm penetralia n.
öğrenme eğrisinde düşüşün veya yükselişin olmadığı yatay bölüm plateau n.
gözenekli bölüm porosity n.
hayati bölüm core n.
ana bölüm corpse [obsolete] n.
esas bölüm corpse [obsolete] n.
ana bölüm corpus n.
temel bölüm corpus n.
belgede küçük puntolarla yazılı bölüm fine print n.
şömineli bölüm firehouse [dialect] [uk] n.
bölüm flaw [obsolete] n.
kıvrık bölüm flexion n.
sayfa benzeri bir dizi bölüm halinde katlanmış olan basılı kağıt folder n.
(mobilyada) çekilerek açılabilen parça veya bölüm foldout n.
en önemli bölüm forehand [obsolete] n.
(kent, manastır) merkeze uzak bölüm foreign [obsolete] n.
ilk bölüm forepart n.
ön bölüm forepart n.
bütünü oluşturan eş bölüm part n.
bölüm partage n.
tiyatroda paradilerin altında yer alan bölüm parterre n.
(hedef tahtasında) beyaz halka dışında kalan bölüm petticoat n.
(kemik) faringeal bölüm pharyngeal n.
ele alınacak bölüm phase n.
mezarlıktaki birden fazla kabirden oluşan küçük bölüm plot n.
gazete haberi öncesinde gelen ilişkili bölüm precede n.
(olay hakkındaki son gelişmeleri sunmak için) gazete haberi öncesine eklenen bölüm precede n.
(anlatı, hikaye serisinde) ilk bölüm premiere n.
temlik senedine ait ilk bölüm premises n.
devir senedinde ilk bölüm premises n.
(dava açma dilekçesinde) şikayetin yazıldığı bölüm premises n.
temlik senedine ait ilk bölüm premisses n.
devir senedinde ilk bölüm premisses n.
(dava açma dilekçesinde) şikayetin yazıldığı bölüm premisses n.
efkaristiya ayinine ait ilk bölüm preparation n.
büyük bölüm preponderancy n.
pulpaya benzer bölüm pulp n.
kümeste tünek olarak kullanılan bölüm roost n.
bölüm screed [dialect] [uk] n.
bölüm scrid n.
maden ocağında yatay bölüm seat n.
bölüm sect (section) n.
bölüm sect. (section) n.
bölüm seg (segment) n.
anahtarın sapı ile ucu arasındaki bölüm shank n.
piponun sapı ile lülesi arasındaki bölüm shank n.
kesilip ayrılan bölüm share [obsolete] n.
bölüm shredding n.
gösterinin parçası olan küçük bölüm sideshow n.
on altı bölüm sixteenth n.
kırışan/buruşan bölüm crumple n.
bölüm cubbyhole n.
dördüncü bölüm fourth part n.
on altıncı bölüm sixteenth part n.
dar bölüm slip n.
temel bölüm snapshot n.
yumuşak bölüm soft n.
boğa güreşi arenasında güneş alan bölüm sol n.
yeni bölüm new installment n.
doldurma bölüm filler episode n.
(antik dramalarda) karakterlerin tanıtılarak tartışmanın açıklandığı ilk bölüm protasis n.
epitazdan önceki bölüm protasis n.
alt biyocoğrafi bölüm province n.
güneye bakan bölüm southward n.
spiccato tekniğiyle çalınan bölüm spiccato n.
tahkimata ait çıkıntılı bölüm spur [obsolete] n.
kitap kapağına ait çıkıntılı bölüm square n.
kitap kapağına ait dışarı uzanan bölüm square n.
çeyrek bölüm square [obsolete] n.
bölüm stick n.
üst bölüm stratosphere n.
yukarı bölüm stratosphere n.
çeşitli aletlerde ince dar bölüm strig n.
niş pazarlamada alt bölüm subniche n.
internet sayfasında alt bölüm subsite n.
büyük bölüm substance n.
(dergi ve kitaplarda) düzeltme ve ekstra içeriklerin yer aldığı ek bölüm supplement n.
yazılı belgede konu dışı bölüm surplusage n.
incil'den kısa bölüm text n.
(müzik eserinde) bölüm part n.
bir bölüm yönetmek run a department v.
(bölüm, grup, kurum) idare etmek officer v.
(bölüm, grup, kurum) komuta etmek officer v.
(bölüm, grup, kurum) yönetmek officer v.
küçük bir bölüm eklemek dollop [uk] v.
küçük bir bölüm eklemek dallop [uk] v.
bölüm ile ilgili segmentary adj.
birkaç bölüm ya da üyeden oluşan severalfold adj.
bölüm süresiyle sınırlı olan episodal adj.
bölüm ile ilgili episodic adj.
bölüm süresiyle sınırlı olan episodical adj.
(motor) ateşleyen bölüm ile ilgili ignition adj.
doğaçlama gelişen komik bölüm ile ilgili improv adj.
(üst gövdede bulunan bir bölüm) daha yukarıda bulunan superior adj.
alt bölüm anlamı veren ön ek basi- pref.
alt bölüm anlamı veren ön ek baso- pref.
arka bölüm anlamına gelen bir ön ek dors- pref.
arka bölüm anlamına gelen bir ön ek dorsi- pref.
arka bölüm anlamına gelen bir ön ek dorso- pref.
bölüm tome suf.
ayağa benzer bölüm anlamı veren son ek -podium suf.
Phrasals
(bir şeyi) bölüm bölüm yapmak hack away at (something) v.
ayrı bir bölüm yaratmak section off v.
(bir şeyi) bölüm bölüm yapmak chip (away) at (something) v.
bölüm bölüm yapmak chip at v.
bölüm bölüm yapmak chip away v.
(bir şeyden, yazıdan bir şey, bölüm) çıkarmak delete (something) from (something) v.
bölüm bölüm verilen doled out adj.
bölüm bölüm verilen dealt out adj.
bölüm bölüm verilen parceled out adj.
Phrases
bölüm 1'de gösterildiği gibi as pointed out in section 1 expr.
tek bir bölüm a single episode of expr.
Proverb
bilgeliğin kitabındaki ilk bölüm dürüstlüktür honesty is the first chapter in the book of wisdom
Colloquial
ana bölüm part and parcel n.
pilot bölüm a pilot n.
diğer kısımlardan bağımsız olarak tek bir sunum/bölüm bit n.
daha fazla bölüm çekmek make more shows v.
Idioms
bir kompozisyondaki abartılı/karmaşık bölüm purple patch n.
bir kompozisyondaki abartılı/karmaşık bölüm a purple patch n.
çiftliğin arka tarafındaki ekilmemiş bölüm back forty n.
(gazetede) karikatürlerin yer aldığı bölüm funnies n.
stadyumda, konser alanında yüksekte kalan ve sahaya/sahneye en uzak bölüm nosebleed seat n.
Formal
(çin'de) yerel idari alt bölüm hsien n.
Speaking
en beğendiğim bölüm my favorite part n.
en beğendiğim bölüm my favourite part n.
hangi bölüm? which part? expr.
hangi bölüm? which section? expr.
hangi bölüm? which department? expr.
Trade/Economic
alt bölüm subdivision n.
bölüm kordinatörü department coordinator n.
bölüm şefi department chief n.
bölüm sonucu segment result n.
bölüm gideri segment expense n.
bölüm rehberi segment directory n.
bölüm esasına dayalı örgütlenme divisional organization n.
bölüm kodu segment code n.
bölüm instalment n.
bölüm müdürü department manager n.
bölüm başkanı division president n.
bölüm varlıkları segment assets n.
bölüm başkanı chief of department n.
bölüm element n.
bir şirkette bir işten sorumlu bölüm department n.
bölüm paragraph n.
bölüm component n.
büyük bir mali kuruluşun geniş bir menkul kıymet portföyünü satın alması ve sonra bunu bölüm bölüm müşterilerine satması bought deal n.
bölüm geliri segment revenue n.
bölüm şefi section head n.
bölüm yöneticisi service manager n.
bölüm adı segment name n.
bölüm karı departmental profit n.
bölüm müdürü manager of department n.
bölüm katkı ücreti bench fee n.
bölüm installment n.
bölüm müdürü/yöneticisi functional manager n.
bölüm hasılatı segment revenue n.
bölüm başkanı department head n.
çekirdek bölüm core segment n.
çoklu bölüm stratejisi multiple-segment strategy n.
esas bölüm essential part n.
giyim eşyası satan bölüm outfitting department n.
iş bölüm çizelgesi manning table n.
işçilerin işyerine giriş ve çıkış saatlerini kaydeden bölüm time keeping department n.
işçilerin çalışma zamanını kaydeden bölüm time keeping department n.
ikincil bölüm bilgisi secondary segment information n.
idari bölüm administrative division n.
inşaat bölüm şefi construction section head n.
koşulları içeren bölüm proviso clause n.
önemli bölüm essential part n.
basit bölüm simple segment n.
piyasa işlemlerinin yürütüldüğü bölüm trading room n.
piyasa işlemlerinin yürütüldüğü bölüm trading floor n.
raporlanabilir bölüm reportable segment n.
satın alan bölüm buying segment n.
tahvil borçlarının bölüm bölüm geri ödenmesi debt retirement n.
tali bölüm bütçesi auxiliary department budget n.
yardımcı bölüm auxiliary department n.
i̇nsan kaynakları bölüm başkanı chief human resources officer (chro) n.
i̇k bölüm başkanı chief human resources officer (chro) n.
devlete ödenen gider ve vergilerden geri kalan bölüm disposable income n.
iş yerinde tüm hükümet düzenlemelerine uyulmasını sağlayan bölüm compliance n.
(şehirde) finans merkezlerinin toplandığı bölüm financial center n.
ürün raflarının bulunduğu bölüm floor n.
Law
alt bölüm subdivision n.
iddianamedeki suç dolayısıyla sanığa verilmesi talep edilen cezanın bildirildiği bölüm accusatory part n.
mahkeme salonunda jürinin oturmasına ayrılmış bölüm (yer) jury box n.
temel ve işlevsel bölüm body of a law n.
kral mahkemesi makamında bir bölüm crown office n.
(yasal mevzuatta, belgede) ayrı bölüm ya da hüküm performance n.
temlik senedine ait ilk bölüm premises n.
devir senedinde ilk bölüm premises n.
(dava açma dilekçesinde) şikayetin yazıldığı bölüm premises n.
rusya federal meclisine bağlı bir bölüm supreme soviet n.
Politics
bölüm başkanları ve üst düzey yöneticiler heads and senior management n.
siyasal bölüm political division n.
siyasi bölüm political division n.
siyasal bölge/bölüm political division n.
siyasi bölge/bölüm political division n.
sosyal örgütte en etkili üyelerin bulunduğu bölüm bag n.
alaska'da abd'nin çoğu eyaletinde ilçeye eşdeğer olan bir idari bölüm borough n.
(alaska'da) abd'nin çoğu eyaletinde ilçeye eşdeğer olan bir idari bölüm borough n.
ingiltere ve abd'nin bazı bölgelerinde bulunan idari bölüm hundred n.
pennsylvania, delaware ve virginia eyaletlerinin koloni döneminde mevcut bir idari bölüm hundred n.
eski sovyetler birliği'nin bazı cumhuriyetlerinde idari ve bölgesel bölüm oblast n.
britanya kraliyet sarayında adaletten sorumlu bölüm green cloth n.
britanya kraliyet sarayında adaletten sorumlu bölüm greencloth n.
(parlamento, toplantı salonunda) üyelerin oturarak konuşma yaptıkları bölüm floor n.
parlamentoda oturumlara katılmak isteyenlere ayrılan bölüm public gallery n.
parlamentoda oturumlara katılmak isteyenlere ayrılan bölüm strangers' gallery n.
Insurance
şirketin riziko üzerinden kendi üzerinde tuttuğu bölüm self retention n.
teknik bölüm dengesi technical part balance (technical profit) n.
Tourism
motel veya başka bir tesiste tüm konukların kayıtlarının tutulduğu bölüm front-office n.
turizm sektöründe bölüm müdürü supervisor n.
Media
(dizide) çalkantılı bölüm dramatic event n.
(bir tv dizisinde) sondan bir önceki bölüm penultimate episode n.
bir dizinin haftada bir bölüm olarak yayınlaması episodic model n.
sıradaki bölüm next installment n.
geçenki bölüm last episode n.
geçen bölüm last episode n.
son bölüm last episode n.
Technical
radyal bölüm radial n.
alt bölüm lower section n.
alt bölüm bottom section n.
alüminyum bölüm aluminium section n.
ara bölüm intermediate section n.
arka bölüm rear section n.
bölüm fraction n.
bölüm başlığı section heading n.
bombeli bölüm principal curvature n.
bölüm branch n.
bölüm havalığı local vent n.
bölüm compartment n.
bölüm imi division mark n.
bölüm piece n.
bölüm çizgisi graduation n.
bölüm segment n.
bölüm çapı pitch diameter n.
bölüm tablosu partition table n.
bölüm başlangıcı section start n.
bölüm sonu section break n.
bölüm başlığı section title n.
bölüm imi section mark n.
bölüm dairesi çapı pitch diameter n.
bölüm çemberi pitch circle n.
bölüm sectional n.