Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Colloquial | büyük eğlence | great fun expr. | ||
Tom was great fun to be with. Tom'la birlikte olmak büyük eğlenceydi. More Sentences |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | (hindistan) büyük gösteri/eğlence | tamasha n. |
Architecture | ||
Architecture | kaliforniya'nın anaheim kentinde yer alan büyük bir eğlence parkı | disneyland n. |
Geography | ||
Geography | tokyo'da büyük bir alışveriş ve eğlence bölgesi | ginza n. |
Sport | ||
Sport | içine insan girebilen büyük, hava yastıklı şeffaf eğlence topu | zorb n. |