Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | be allowed v. | izin verilmek | ||
I was allowed to go there on condition that I came back by five o'clock. Saat beşe kadar dönmem şartıyla oraya gitmeme izin verildi. More Sentences |
||||
General | be allowed v. | olur almak |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | be allowed to do something v. | (bir şeyleri yapmak için) izin verilmek/izni olmak |