Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | beauties n. | güzellikler | ||
Both the green nature and the beauty of untouched bays can fascinate you. Hem yemyeşil doğası hem de el değmemiş koyların güzellikleri sizleri büyüleyebilir. More Sentences |
||||
General | beauties n. | güzel kızlar |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
General | ||
General | natural beauties n. | doğal güzellikler |
General | the town embraced by the natural beauties and the historical cities n. | doğal güzellikler ve tarihi kentlerin kucakladığı belde |
General | virtual beauties n. | sanal güzellikler |
Idioms | ||
Idioms | bevy of beauties n. | bir grup güzel kız (güzellik yarışması vb) |
Speaking | ||
Speaking | I would like you to come to turkey and see its beauties expr. | türkiye'ye gelmeni ve buradaki güzellikleri görmeni isterdim |