bulunmak (bir yerde)

Sens de "bulunmak (bir yerde)" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	bulunmak (bir yerde)	reside in v.
2	General	bulunmak (bir yerde)	range v.

Sens de "bulunmak (bir yerde)" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 14 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	bulunmak (belirli bir yerde)	occupy v.
The president occupied his position for ten consecutive years. Başkan, on yıl üst üste mevkiinde bulunmuştur. More Sentences
2	General	(bir yerde) bulunmak	be there v.
She introduced herself to the people who were there. Orada bulunan insanlara kendini tanıttı. More Sentences
3	General	bir yerde bulunmak	be situated v.
4	General	bildiği bir yerde bulunmak	be on familiar ground v.
5	General	(bir yerde) bulunmak	present oneself v.
6	General	bir yerde bulunmak	walk [obsolete] v.
7	General	(bir yerde) bulunmak	cover v.
8	General	yüksek bir yerde bulunmak	perch v.
Phrasals
9	Phrasals	sonuna kadar bir yerde bulunmak	see (anything) out v.
10	Phrasals	(bir şeyde/bir yerde) kalmak/bulunmak	remain at (something or some place) v.
11	Phrasals	(bir yerde) kalmak/bulunmak	remain at some place v.
12	Phrasals	(bir şeyde/bir yerde) kalmak/bulunmak	remain in (something or some place) v.
Colloquial
13	Colloquial	(birinde/bir şeyde/bir yerde) bulunmak	be at (someone, something or somewhere) v.
Archaic
14	Archaic	bir yerde bulunmak	assist (at) v.