burada

Sens de "burada" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 12 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	burada	at this place adv.
I think the Thai food at this place is seasoned so Japanese will like it. Sanırım buradaki Tayland yemekleri Japonların hoşuna gidecek şekilde baharatlandırılmış. More Sentences
2	General	burada	hereby adv.
You are hereby required to surrender your firearms. Burada silahlarınızı teslim etmeniz gerekiyor. More Sentences
3	General	burada	herein adv.
Herein lies a potential danger to democracy. Burada demokrasi için potansiyel bir tehlike yatmaktadır. More Sentences
4	General	burada	in this place adv.
The best thing that's happened in this place is our meeting one another. Burada gerçekleşen en iyi şey birbirimizle karşılaşmamızdır. More Sentences
5	General	burada	over here adv.
But there is one thing that is rather skimmed over here. Ancak burada gözden kaçırılan bir husus var. More Sentences
6	General	burada	along adv.
She will be along soon. Yakında burada olacak. More Sentences
Speaking
7	Speaking	burada	at this place adv.
I think the Thai food at this place is seasoned so Japanese will like it. Sanırım buradaki Tayland yemekleri Japonların hoşuna gidecek şekilde baharatlandırılmış. More Sentences
Common Usage
8	Common Usage	burada	here adv.
General
9	General	burada	along with adv.
10	General	burada	here adv.
11	General	burada	hr. (here) abrev.
Colloquial
12	Colloquial	burada	this side of the black stump adv.

Sens de "burada" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	burada olmayan	away adj.
Tom will be away until Monday. Tom pazartesiye kadar burada olmayacak. More Sentences
2	General	tam burada	right here adv.
I'm standing right here. Tam burada duruyorum. More Sentences
3	General	burada bir yerde	here somewhere adv.
Tom is here somewhere. Tom burada bir yerde. More Sentences
4	General	burada bir yer	here somewhere adv.
I know my keys are here somewhere. Anahtarlarımın buralarda bir yerlerde olduğunu biliyorum. More Sentences
Phrases
5	Phrases	burada satılmaz	not sold here expr.
This book is not sold here. Bu kitap burada satılmıyor. More Sentences
Colloquial
6	Colloquial	burada bekle	wait here interj.
Wait here till I return. Ben dönene kadar burada bekle. More Sentences
7	Colloquial	burada kal	stay here interj.
President Lee went to Seoul today, so I'll be staying here tonight. Başkan Lee bugün Seul'e gitti, o yüzden bu gece burada kalacağım. More Sentences
8	Colloquial	burada dur	stop here interj.
Tom isn't going to stop here. Tom burada durmayacak. More Sentences
9	Colloquial	burada olmaz	not here expr.
Not here! Burada olmaz! More Sentences
10	Colloquial	burada (biri) yatıyor	here lies (someone) expr.
Here lies the crux of the situation we are in today. Bugün içinde bulunduğumuz durumun özü burada yatmaktadır. More Sentences
Speaking
11	Speaking	burada işimiz bitti	we're done here expr.
We're done here. Burada işimiz bitti. More Sentences
12	Speaking	o burada değil	he's not here expr.
If you're looking for Tom, he's not here. Tom'u arıyorsanız, o burada değil. More Sentences
13	Speaking	o burada değil	she's not here expr.
She's not here. O, burada değildir. More Sentences
14	Speaking	sen burada kal	you stay here expr.
You stay here. Sen burada kal. More Sentences
General
15	General	kitap burada başlıyor	incipit n.
16	General	durup dinlenmeden orada burada gezinen kimse	rolling stone n.
17	General	şimdi ve burada olma hali	thisness n.
18	General	burada olma	hereness n.
19	General	şimdi ve burada olma	presence n.
20	General	çat orada çat burada olmak	be a gadabout v.
21	General	orada burada takılmak	consort v.
22	General	orada burada sürtmek	forwander [dialect] [uk] v.
23	General	orada burada koşuşturmak	startle v.
24	General	manitoba'ya veya burada yaşayanlara ait	manitoban adj.
25	General	manitoba veya burada yaşayanlar ile ilişkili	manitoban adj.
26	General	manitoba'ya veya burada yaşayanlara özgü	manitoban adj.
27	General	abd ile güney amerika arasında yer alan topraklara ve burada yaşayan insanlara ait veya ilişkin	middle american adj.
28	General	burada olan	here adj.
29	General	orada burada	about adv.
30	General	şurada burada	here and there adv.
31	General	orada burada	around adv.
32	General	şurada burada	about adv.
33	General	burada şurada	here and there adv.
34	General	orada burada	here and there adv.
35	General	orada burada şurada	here there and anywhere adv.
36	General	burada bir yere	here somewhere adv.
37	General	tam burada	here adv.
38	General	orada burada	occasionally adv.
39	General	şurada burada	occasionally adv.
40	General	burada bahsedilen konuda	in respect thereof prep.
41	General	orada burada	round about prep.
42	General	bütün mesele burada	there it is interj.
43	General	burada!	here interj.
44	General	(burada) garip bir koku var	there's a funny smell expr.
45	General	burada gömülü	hse (here is buried) abrev.
46	General	burada yatıyor	hse (here is buried) abrev.
47	General	burada gömülü	hjs (hic jacet sepultus) abrev.
Phrasals
48	Phrasals	eşyaların etrafta/orada burada dağınık biçimde olması	lie around/about n.
49	Phrasals	dikkatsizce orada burada bırakılmak	lay about v.
50	Phrasals	(biriyle) orada burada/sağda solda takılmak	bum around (with someone) v.
Phrases
51	Phrases	(burada) başlar	incipit n.
52	Phrases	bizim burada vazifemiz gerçeği bulmak	we who labor here seek only the truth v.
53	Phrases	burada kararları kim veriyor?	who calls the shots here? expr.
54	Phrases	burada olan burada kalır	what happens here stays here expr.
55	Phrases	burada (işbu belgede) belirtilen kalemlere ilişkin ne sarahaten (açıkça) ne de ima yoluyla hiçbir garanti veya teminatı kabul etmez	hereby expressly disclaims any warranty or guarantee whether express or implied with regard to items described herein expr.
56	Phrases	burada sigara içmek yasaktır	no smoking here expr.
57	Phrases	burada verilen tüm bilgiler kisiye özel ve gizlidir	all information provided herein is private and confidential expr.
58	Phrases	burada bir noktaya değinmek gerekir ki	here is a point that expr.
59	Phrases	burada ödeyin	pay here expr.
60	Phrases	burada değiştirilmedikçe	except as herein modified expr.
61	Phrases	burada yatar	hic jacet expr.
62	Phrases	burada sigara içmek yasak	smoking is forbidden here expr.
63	Phrases	burada .... olarak anılacaktır	referred to herein as expr.
64	Phrases	burada diyor ki	it says here that expr.
65	Phrases	işte burada yanılıyorsun	there you are out expr.
66	Phrases	yeterliliği ve de alınmış olduğu burada ikrar edilen diğer uygun ve geçerli bedeller karşılığında	other good and valuable consideration the receipt and sufficiency of which is hereby acknowledged expr.
67	Phrases	herkes tam kadro burada	all present and correct expr.
68	Phrases	burada son sözü (biri) söyler	whatever (one) says goes expr.
69	Phrases	burada (birinin) dediği olur	whatever (one) says goes expr.
70	Phrases	burada son sözü biri söyler	what/whatever somebody says, goes expr.
71	Phrases	burada birinin dediği olur	what/whatever somebody says, goes expr.
72	Phrases	herkes burada	all present and correct [uk] expr.
73	Phrases	herkes tam takım burada/mevcut	all present and correct [uk] expr.
Proverb
74	Proverb	kendi burada ama aklı başka yerde	the lights are on but nobody's/no-one's home
75	Proverb	bugün burada yarın bütün dünyaca (tanınacak/bilinecek)	today here tomorrow the world
Colloquial
76	Colloquial	burada üretilmedi sendromu/takıntısı	not-invented-here syndrome n.
77	Colloquial	ile (orada burada) aylaklık etmek	dilly-dally with v.
78	Colloquial	ile (orada burada) takılmak	dilly-dally with v.
79	Colloquial	bak burada ne varmış	there we are expr.
80	Colloquial	burada ben de varım/yaşıyorum herhalde	excuse me for breathing! expr.
81	Colloquial	burada kal uzun sürmez	stay here it won't take long expr.
82	Colloquial	burada benimle kal	stay here with me expr.
83	Colloquial	burada kalsak olmaz mı?	can't we just stay here? expr.
84	Colloquial	burada doğru olmayan bir şey var	something's not right here expr.
85	Colloquial	hemen şimdi burada	right now right here expr.
86	Colloquial	nasıl olduysa kendimi burada buldum	somehow I ended up here expr.
87	Colloquial	orada burada	on every hand expr.
88	Colloquial	orada burada	here and there expr.
89	Colloquial	şurada burada	here and there expr.
90	Colloquial	tam burada ve şu anda	right here and now expr.
91	Colloquial	tam şimdi ve burada	right here and now expr.
92	Colloquial	yolcular burada duramaz	passengers aren't allowed here expr.
93	Colloquial	yolcular burada giremez	passengers aren't allowed here expr.
94	Colloquial	yarın akşam 6'da burada ol	be here tomorrow at six p.m expr.
95	Colloquial	uşağın mı var burada?	what did your last slave die of? expr.
96	Colloquial	hizmetçin mi var burada?	what did your last slave die of? expr.
97	Colloquial	uşağın mı var burada?	what did your last servant die of? expr.
98	Colloquial	hizmetçin mi var burada?	what did your last servant die of? expr.
99	Colloquial	işte burada	there we go expr.
100	Colloquial	tam burada ve şu anda	in the here and now expr.
101	Colloquial	tam şimdi ve burada	in the here and now expr.
102	Colloquial	anda ve burada	in the here and now expr.
103	Colloquial	burada olmaktan mutluyum	(it's) good to be here expr.
104	Colloquial	burada olmaktan mutluluk duyuyorum	(it's) good to be here expr.
105	Colloquial	burada olmaktan mutluyum	(it's) nice to be here expr.
106	Colloquial	burada olmaktan mutluluk duyuyorum	(it's) nice to be here expr.
107	Colloquial	(birinin birini) burada göreceği aklının ucundan geçmezdi	(one) never thought (one) would see (someone) here expr.
108	Colloquial	(biri birini) burada göreceğini hiç düşünmezdi	(one) never thought (one) would see (someone) here expr.
109	Colloquial	(biri birini) burada göreceğini hiç tahmin etmezdi	(one) never thought (one) would see (someone) here expr.
110	Colloquial	(biri birini) burada gördüğüne çok şaşırdı	(one) never thought (one) would see (someone) here expr.
111	Colloquial	seni burada/aramızda görmek çok güzel	delighted to have you expr.
112	Colloquial	seni burada/aramızda görmek çok güzel	delighted to have you here expr.
113	Colloquial	burada işin yok!	don't let the door hit you where the good lord split you! expr.
114	Colloquial	burada işin yok!	don't let the doorknob hit you where the good lord split you! expr.
115	Colloquial	burada olmaktan mutluyum	good to be here expr.
116	Colloquial	burada olmaktan mutluluk duyuyorum	good to be here expr.
117	Colloquial	burada olmak güzel	good to be here expr.
118	Colloquial	burada olman güzel	good to have you here expr.
119	Colloquial	seni burada görmek güzel	good to have you here expr.
120	Colloquial	harika zaman geçiriyorum, keşke burada olsan	having a wonderful time, wish you were here expr.
121	Colloquial	(vücudumun başka bir noktasına, göğüslerime bakakaldın ama) gözlerim burada	my eyes are up here [cliché] expr.
122	Colloquial	orada burada	thither and yon expr.
123	Colloquial	burada dalga geçmeyin	no leg-pulling here expr.
124	Colloquial	sıvışalım, polisler burada	cheese it, the cops exclam.
125	Colloquial	sıvışalım, polisler burada	cheese it (the cops)! exclam.
126	Colloquial	sen ha, burada ha!	(well,) dog my cats exclam.
Idioms
127	Idioms	orada burada dedikodu yapmak	spin street yarn v.
128	Idioms	kafası yerinde/burada olmamak	not with it v.
129	Idioms	orada burada takılmak	bum around with (one) v.
130	Idioms	orada burada sürtmek	gad about v.
131	Idioms	orada burada dolaşmak	gad about v.
132	Idioms	biriyle/bir şeyle (orada burada) aylaklık etmek	dilly-dally (around) with someone or something v.
133	Idioms	biriyle/bir şeyle (orada burada) takılmak	dilly-dally (around) with someone or something v.
134	Idioms	(sır) burada kalmak	go no further v.
135	Idioms	halep oradaysa arşın burada	put money where mouth is v.
136	Idioms	ortak noktaları burada bitiyor	there the similarity ends expr.
137	Idioms	burada haber çabuk yayılıyor	word gets around expr.
138	Idioms	burada rüzgar esse orada fırtına çıkar	if (something) sneezes, (something else) catches a cold expr.
139	Idioms	burada rüzgar esse orada fırtına çıkar	if (something) catches a cold, (something else) gets pneumonia expr.
140	Idioms	burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar	when (something) catches a cold, (something else) gets pneumonia expr.
141	Idioms	burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar	when (something) sneezes, (something else) catches a cold expr.
142	Idioms	burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar	when the US/UK/China, etc. sneezes, Japan/Germany, etc. catches cold expr.
143	Idioms	burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar	when a sneezes, b catches a cold expr.
144	Idioms	burada olup biten burada kalsın	don't let it out of this room expr.
145	Idioms	burada olup biten burada kalsın	don't let it go any further expr.
146	Idioms	burada olup biten bu odadan dışarı çıkmasın	don't let it out of this room expr.
147	Idioms	burada olup biten bu odadan dışarı çıkmasın	don't let it go any further expr.
148	Idioms	halep oradaysa arşın burada	put your money where your mouth is expr.
149	Idioms	kendi burada ama aklı başka yerde	the lights are on but no-one's home expr.
150	Idioms	kendi burada ama aklı başka yerde	the lights are on but nobody's home expr.
151	Idioms	kendisi burada aklı başka yerde	the lights are on but no-one's home expr.
152	Idioms	kendisi burada aklı başka yerde	the lights are on but nobody's home expr.
153	Idioms	orada burada	left and right expr.
154	Idioms	kendi burada aklı başka yerde	the lights are on but nobody's home expr.
155	Idioms	kendi burada aklı başka yerde	the lights are on but no-one's home expr.
156	Idioms	burada biri ölmüş gibi kokuyor?	who died in here? expr.
157	Idioms	burada kim öldü?	who died in here? expr.
158	Idioms	orada burada sürten/gezen	on the gad [dated] expr.
159	Idioms	orada burada sürten/gezen	upon the gad [dated] expr.
160	Idioms	kendi burada aklı başka yerde	the lights are on but no one is at home expr.
161	Idioms	burada patron sen misin ki bana bunları yapmamı söylüyorsun	who died and left you in charge exclam.
Speaking
162	Speaking	burada olduğumuzu biliyorlar	they know we are here n.
163	Speaking	burada son sözü o söyler	what somebody says goes n.
164	Speaking	annen burada çalıştığını biliyor mu?	does your mom know that you work here? expr.
165	Speaking	artık burada çalışmıyor	he doesn't work here anymore expr.
166	Speaking	artık burada yapamayız	we can't make it here any more expr.
167	Speaking	artık burada yapamıyoruz	we can't make it here any more expr.
168	Speaking	beni burada bırakma	don't leave me here expr.
169	Speaking	bisikletini burada mı bırakıyorsun?	are you leaving your bike here? expr.
170	Speaking	burada sadece ikimiz varız	it's just us out here expr.
171	Speaking	burada kalamaz	she can't stay here expr.
172	Speaking	burada bir yerlerde	it's somewhere here expr.
173	Speaking	burada neler oluyor?	what's the drill? expr.
174	Speaking	burada kimseye bir yararım dokunmuyor	I'm not helping anybody here expr.
175	Speaking	burada olduğuna inanamıyorum	I can't believe you're here expr.
176	Speaking	beni burada bir başıma bırakma!	don't leave me here by myself! expr.
177	Speaking	burada olduğumuzu nereden bildiniz?	how did you know we were here? expr.
178	Speaking	beş dakikaya burada olacak	he'll be here in five minutes expr.
179	Speaking	burada bir yerde	somewhere around here expr.
180	Speaking	beni burada tutan bir şey yok artık	there's nothing holding me here anymore expr.
181	Speaking	burada neler döndüğünün farkında değilsin	you have no idea what's going on here expr.
182	Speaking	burada yanlış bir şeyler var	there's something wrong in here expr.
183	Speaking	burada kimseyi tanımıyorum	I don't know anybody here expr.
184	Speaking	burada gece oldu	it's night here expr.
185	Speaking	burada olmanın bir sebebi olduğu belli	you're obviously here for a reason expr.
186	Speaking	burada ne işimiz var?	what are we doing here? expr.
187	Speaking	burada garip/anlamadığım bir şeyler oluyor/dönüyor	something fishy is going on around here expr.
188	Speaking	burada sorumlu kim?	who's in charge here? expr.
189	Speaking	burada beklemeyin	don't wait here expr.
190	Speaking	ben burada yeniyim	I am new here expr.
191	Speaking	ben burada olacağım	I will be here expr.
192	Speaking	burada arkadaşlarım var	I have my friends here expr.
193	Speaking	burada kalabilir miyim?	may I stay here? expr.
194	Speaking	beni burada bırakın	drop me off here expr.
195	Speaking	burada yanlışın var	you are wrong here expr.
196	Speaking	burada olmamalıyım	I am not supposed to be here expr.
197	Speaking	burada olmaman gerekiyor	you are not supposed to be here expr.
198	Speaking	burada olmalısın	you should be here expr.
199	Speaking	burada değinmek istediğim bir nokta var	there is a point I'd like to raise here expr.
200	Speaking	burada soruları ben sorarım	I ask the questions around here expr.
201	Speaking	burada deli gibi kar yağıyor	It's been snowing like crazy up here expr.
202	Speaking	biz neciyiz/ne güne duruyoruz burada?	what am i, chopped liver? expr.
203	Speaking	burada olman güzel	it's good to have you here expr.
204	Speaking	burada mı çalışıyorsun?	do you work here? expr.
205	Speaking	burada hava çok sıcak	it's so hot here expr.
206	Speaking	burada hava çok sıcak	it's very hot here expr.
207	Speaking	burada ne işin var?	what are you in here for? expr.
208	Speaking	burada kendi başına biraz yalnızlık çekiyor	she's a little lonely out here by herself expr.
209	Speaking	burada olmak hoşuma gidiyor	I like being here expr.
210	Speaking	burada türkiye'den kaç insan var	how many people are here from turkey? expr.
211	Speaking	burada zor olan	the challenge here expr.
212	Speaking	burada iyiyim ben	I like it here expr.
213	Speaking	burada kaldığınız süre zarfında herhangi bir probleminiz ya da sorunuz olursa	if you have any problems or any questions during your stay here expr.
214	Speaking	burada sensizim	I'm here without you expr.
215	Speaking	burada yeni misin?	are you new here? expr.
216	Speaking	burada yeni bir şeyler yok	there's nothing new here expr.
217	Speaking	burada bir söz vardır	you know what we say around here? expr.
218	Speaking	burada mutlu musun?	are you happy here? expr.
219	Speaking	burada biri var	someone's here expr.
220	Speaking	burada sizi görmek isteyen birisi var	there's someone here to see you expr.
221	Speaking	burada öyle birisi yok	there's no one here by that name expr.
222	Speaking	burada iş bulmak zor	it is hard to find a job here expr.
223	Speaking	burada mutlu olacağına eminim	I'm sure you'll be happy here expr.
224	Speaking	burada yanılıyorsunuz	there you are mistaken expr.
225	Speaking	bütün akşam burada oturacağıma oraya gitmeyi tercih ederim	I'd rather go there than sit here all evening expr.
226	Speaking	burada sana yardım etmek için bulunuyorum	I'm here to help you expr.
227	Speaking	burada her şey yolunda mı?	is everything alright in here? expr.
228	Speaking	burada yaşadığın için mi üzgünsün?	are you sad because you're living here? expr.
229	Speaking	burada oturmamda bir sakınca var mı?	do you mind if I sit here? expr.
230	Speaking	beni burada kalmaya ikna etti	she convinced me to stay here expr.
231	Speaking	ben de burada senin yaptığın şeyi yapıyorum	I'm doing the same thing here as you are expr.
232	Speaking	burada olmana sevindim	I'm glad you're here expr.
233	Speaking	burada söyleyeceklerini	whatever you say here expr.
234	Speaking	burada kimin yaşadığını bilmiyoruz	we don't know who's living here expr.
235	Speaking	burada mı yiyeceksiniz, paket mi olsun?	for here or takeaway (ireland)? expr.
236	Speaking	burada rahatım ben	I like it here expr.
237	Speaking	burada yanılıyorsunuz	you are wrong here expr.
238	Speaking	burada kimseye bir faydam dokunmuyor	I'm not helping anybody here expr.
239	Speaking	bunca zamandır burada tek başına mıydın?	have you been here by yourself all this time? expr.
240	Speaking	bir saniyeliğine burada bekle	just wait here a second expr.
241	Speaking	burada bir dolaplar dönüyor	something fishy is going on around here expr.
242	Speaking	burada ne işin var?	what are you doing in here? expr.
243	Speaking	burada senin yanında olacağım	I'll be right here right beside you expr.
244	Speaking	burada olduğun için çok mutluyuz	we are so glad you're here expr.
245	Speaking	burada … yazıyor	it says here that expr.
246	Speaking	burada kalmam için bana bir sebep ver	give me a reason to stay here expr.
247	Speaking	burada kalmaları için onlara bir sebep ver	give them a reason to stay here expr.
248	Speaking	bu gece seni burada göreceğimi umuyordum	I was hoping i'd see you here tonight expr.
249	Speaking	beni burada ne kadar tutacaksınız?	how long you will be holding me here? expr.
250	Speaking	burada tıbbi tecrübesi olan var mı?	does anyone here have any medical experience? expr.
251	Speaking	burada tanıdığın birileri var mı?	do you know anybody here? expr.
252	Speaking	burada kararları ben veririm	I make the decisions around here expr.
253	Speaking	burada olmak güzel	it's good to be here expr.
254	Speaking	burada işlerin şakası yok	it's no joke out here expr.
255	Speaking	burada olduğumuz sürece	as long as we're here expr.
256	Speaking	burada birşeye dikkat çekebilir miyim?	could I make a point here? expr.
257	Speaking	burada kalamam	I can't stay here expr.
258	Speaking	burada mı yersiniz, paket mi olsun?	eat in or takeaway? expr.
259	Speaking	burada daha önce bulundunuz mu?	have you ever been here before? expr.
260	Speaking	burada işler böyle yürür	it is just the way it is (here) expr.
261	Speaking	burada terzi var mı?	is there a tailor here? expr.
262	Speaking	bütün gün burada olamayız	we can’t be here all day expr.
263	Speaking	burada düşündüğümden de fazla var	there's more here than I thought expr.
264	Speaking	burada olman güzel	it's nice to have you here expr.
265	Speaking	burada ne yapıyor?	what is he/she/doing here? expr.
266	Speaking	burada ne arıyorsun sen?	what are you doing here? expr.
267	Speaking	bu gece burada olduğunu nereden biliyorsun?	how do you know he's here tonight? expr.
268	Speaking	burada ne yapıyorsun?	what are you doing in here? expr.
269	Speaking	biraz burada kalmalıyım	I gotta stay here awhile expr.
270	Speaking	burada olmak güzel	it's nice to be here expr.
271	Speaking	burada ne yapıyoruz?	what are we doing here? expr.
272	Speaking	burada başka bir iz daha var	there's another trail here expr.
273	Speaking	burada şu anda gece	it's night here now expr.
274	Speaking	burada onun dediği olur	what somebody says goes expr.
275	Speaking	burada olduğunu baban biliyor mu?	does your father know you're here? expr.
276	Speaking	burada biri var	there's someone here expr.
277	Speaking	burada bir sistemimiz var	we have a system here expr.
278	Speaking	burada yüzemezsiniz	you mustn’t swim here expr.
279	Speaking	burada olması gerekiyordu	he was supposed to be here expr.
280	Speaking	ben seni burada bekliyor olacağım	I'll be waiting right here for you expr.
281	Speaking	burada işimiz bitti mi?	are we done here? expr.
282	Speaking	burada olmaktan mutluyum	I'm happy to be here expr.
283	Speaking	burada olmanı umuyordum	I was hoping you'd be here expr.
284	Speaking	bana burada olmanın nedenini söylemeye ne dersin?	why don't you tell me why you're here? expr.
285	Speaking	burada hiçbir şey yok	there's nothing here expr.
286	Speaking	burada annemle yaşıyorum	I live here with my mom expr.
287	Speaking	burada işler böyle yürümez	that is not the way it works here expr.
288	Speaking	burada bir laf vardır	you know what we say around here? expr.
289	Speaking	burada söyleyemem	I can't tell you in here expr.
290	Speaking	burada ne kadar çalıştın?	how long have you worked here? expr.
291	Speaking	ben dönene kadar burada kal	stay right here until i get back expr.
292	Speaking	burada neler oluyor?	what's going on around here? expr.
293	Speaking	burada kalamaz	he can't stay here expr.
294	Speaking	burada yapamıyorum	I can't make it here expr.
295	Speaking	burada kalmazsın	you can't stay here expr.
296	Speaking	burada ne yapıyorsun?	what are you doing here? expr.
297	Speaking	burada tıbbi deneyimi olan var mı?	does anyone here have any medical experience? expr.
298	Speaking	bu daha önce burada değildi	this wasn't here before expr.
299	Speaking	burada mı yiyeceksiniz paket mi olsun?	to eat here or to take away? [uk] expr.
300	Speaking	burada o isimde biri yok	there's no one here by that name expr.
301	Speaking	burada tıp tecrübesi olan var mı?	does anyone here have any medical experience? expr.
302	Speaking	burada şu anda gece	it's night here expr.
303	Speaking	burada olduğunu bilmiyordum	i didn't know you were here expr.
304	Speaking	burada tıp deneyimi olan var mı?	does anyone here have any medical experience? expr.
305	Speaking	burada yanılıyorsun	you are wrong here expr.
306	Speaking	bu meseleyi burada bırakamayız	we cannot allow the matter to rest here expr.
307	Speaking	burada sonsuza kadar kalmak isterdim	I wish I could stay here forever expr.
308	Speaking	benim burada olduğumu biliyor mu?	does he know that i'm here? expr.
309	Speaking	burada kalamazsın	you can't stay here expr.
310	Speaking	burada olduğumu nasıl bildin?	how did you know i was here? expr.
311	Speaking	burada ne yaptığını sanıyorsun?	what do you think you are doing here? expr.
312	Speaking	burada sana ihtiyacımız var	we need you here expr.
313	Speaking	burada mı yiyeceksiniz, paket mi olsun?	for here or to go? expr.
314	Speaking	burada kalmanı istiyorum	I want you to stay here expr.
315	Speaking	burada ne söylüyorduk/diyorduk?	what's the magic word? expr.
316	Speaking	burada hızlı sürmemelisin	you should not drive fast here expr.
317	Speaking	burada biri yaşıyor	someone's living here expr.
318	Speaking	burada öyle biri yok	there's no one here by that name expr.
319	Speaking	burada şarkı söylüyorum	I'm singing a song here expr.
320	Speaking	burada yeni sayılırım	I'm kinda new here expr.
321	Speaking	burada ineyim lütfen	may I get off here, please? expr.
322	Speaking	burada sana ihtiyaçları var	they need you here expr.
323	Speaking	burada kalmayı tercih ederim	I'd just as soon stay here expr.
324	Speaking	burada gece oldu	it's night here now expr.
325	Speaking	bu iş burada bitmedi	this isn't over expr.
326	Speaking	bu iş burada bitti	it's over expr.
327	Speaking	beni burada yalnız bırakma	don’t leave me alone here expr.
328	Speaking	burada kalamazsınız	you can't stay here expr.
329	Speaking	bizim burada yaptığımız şey çok daha önemli	what we're doing here is far more important expr.
330	Speaking	burada olmaya hakkım yok	I have no right to be here expr.
331	Speaking	burada kimse yok	there's no one here expr.
332	Speaking	burada mı yiyeceksiniz paket mi olsun?	dining in or to go? expr.
333	Speaking	burada mı yiyeceksiniz paket mi olsun?	is that for here or to go? expr.
334	Speaking	burada sıkıntıdan ölüyorum	I'm dying of boredom here expr.
335	Speaking	burada balık avlayabilir miyim?	am I allowed to fish here? expr.
336	Speaking	burada mı yiyeceksiniz yoksa paket mi olsun?	to eat here or to take away? [uk] expr.
337	Speaking	burada kalabilirsin	you can stay here expr.
338	Speaking	burada kalabilirsiniz	you can stay here expr.
339	Speaking	burada olması gerekiyor	he is supposed to be here expr.
340	Speaking	burada olması gerekiyor	he's supposed to be here expr.
341	Speaking	bizi burada bırakma	don't leave us here expr.
342	Speaking	burada olacağımı nereden biliyordun?	how did you know i was going to be here? expr.
343	Speaking	burada mı yiyeceksiniz, paket mi olsun?	eat in or takeaway? expr.
344	Speaking	burada yeni misiniz?	are you new here? expr.
345	Speaking	beni burada bırakmayın	don't leave me here expr.
346	Speaking	bilmesem burada olmazdım	I wouldn't be here if I didn't know expr.
347	Speaking	burada kim çalışıyor?	who works here? expr.
348	Speaking	benim ne işim var burada?	what am i doing in here? expr.
349	Speaking	burada çalışıyorum	I work here expr.
350	Speaking	burada olduğum için çok heyecanlıyım	I'm so thrilled to be here expr.
351	Speaking	burada yaşayanları tanıyor musun?	do you know who lives here? expr.
352	Speaking	burada neler oluyor?	what's going on here? expr.
353	Speaking	burada mı yiyeceksiniz paket mi olacak?	for here or to go? expr.
354	Speaking	burada mı yaşıyorsun?	do you live here? expr.
355	Speaking	burada neler olduğunu bilmiyoruz	we don't know what's going on here expr.
356	Speaking	burada patron benim	I'm the boss here expr.
357	Speaking	burada olmaman gerekiyordu	you are not supposed to be here expr.
358	Speaking	burada öyle yazıyor	it says right here expr.
359	Speaking	beni burada tutan bir şey yok artık	there's nothing keeping me here anymore expr.
360	Speaking	burada mı yersiniz paket mi olsun?	for here or takeaway (ireland)? expr.
361	Speaking	burada otur ve bekle	you just sit here and wait expr.
362	Speaking	ben burada altı yıldır çalışıyorum	I have worked here for six years expr.
363	Speaking	burada olmak senin kaderin	you're meant to be here expr.
364	Speaking	burada yapamıyoruz	we can't make it here expr.
365	Speaking	burada bana göre pek bir şey yok	I guess there's not much for me here expr.
366	Speaking	ben de burada senin yaptığın şeyin aynısını yapıyorum	I'm doing the same thing here as you are expr.
367	Speaking	burada size ihtiyacımız var	we need you here expr.
368	Speaking	burada ne işin var?	what are you doing here? expr.
369	Speaking	burada onların hiçbiri yok	there is none of that here expr.
370	Speaking	burada bana yer yok artık	there is no place here for me now expr.
371	Speaking	burada uyumaya çalışıyorum	I'm trying to sleep here expr.
372	Speaking	burada hiç kimse yok	there's no one here expr.
373	Speaking	burada ne yapıyorsun böyle?	what are you doing out here like this? expr.
374	Speaking	benim burada bir hayatım var	I have a life here expr.
375	Speaking	burada ne kadar zamandır çalışıyorsun?	how long you been working here? expr.
376	Speaking	daha önce burada bulundun mu?	have you ever been here before? expr.
377	Speaking	daha önce burada bulundunuz mu?	have you ever been here before? expr.
378	Speaking	çocukların bir şey isterken lütfen kelimesini söylemeyi unuttukları zaman onlara annesi/babası tarafından nezaket kurallarını hatırlatmak için söylenen burada ne söylüyorduk anlamına gelen ifade	what's the magic word? expr.
379	Speaking	hepimiz neden burada olduğunu biliyoruz	we all know why you're in here expr.
380	Speaking	herkesi burada görmek çok güzel	it's nice to see everyone here expr.
381	Speaking	herhalde neden burada olduğunu merak ediyorsundur	I suppose you're wondering why you are here expr.
382	Speaking	gelecek yıl burada yaşamayacağım	I won't live here next year expr.
383	Speaking	hepimiz neden burada olduğunu biliyoruz	we all know why you're here expr.
384	Speaking	evliliğim söz konusu burada	my marriage is at stake expr.
385	Speaking	herkesin bugün burada olduğunu görmek güzel	it's good to see everybody here today expr.
386	Speaking	geceyi burada geçirdim	I spent the night here expr.
387	Speaking	geceyi burada geçirmek ister misin?	do you want to stay the night? expr.
388	Speaking	harika zaman geçiriyorum keşke burada olsan	I'm having a wonderful time; wish you were here expr.
389	Speaking	işte burada yanılıyorsunuz	that is where you are mistaken expr.
390	Speaking	işte burada	here it is expr.
391	Speaking	neden beni burada tutuyorsun?	why are you keeping me here? expr.
392	Speaking	ne zamandır burada yaşıyorsun?	how long have you lived here? expr.
393	Speaking	neden burada olduğumuzu biliyor musun?	do you know why we're here? expr.
394	Speaking	neden burada olduğunu biliyor musun?	do you know why you're here? expr.
395	Speaking	ne işin var burada?	what are you doing here? expr.
396	Speaking	keşke sonsuza dek burada kalabilseydim	I wish I could stay here forever expr.
397	Speaking	lütfen beni burada bırakma	please don't leave me here expr.
398	Speaking	mutlu olmak için ihtiyacımız olan her şey şu an burada	we have everything we need right now to be completely happy expr.
399	Speaking	o ayının burada ne işi var?	what's that lout doing here? expr.
400	Speaking	neden burada çalışmak istiyorsunuz?	why do you want to work here? expr.
401	Speaking	niye burada çalışmak istiyorsunuz?	why do you want to work here? expr.
402	Speaking	kim burada çalışıyor?	who works here? expr.
403	Speaking	miami'den gelen tren ne zaman burada olur?	what time does the train from miami arrive? expr.
404	Speaking	neden burada değilsin	why aren't you here? expr.
405	Speaking	neler oluyor burada?	what's going on here? expr.
406	Speaking	neden burada kalmak zorunda kalıyorum?	how come I have to stay here? expr.
407	Speaking	onu burada bırakmak içine siniyor yani?	do you feel comfortable leaving her here? expr.
408	Speaking	neden burada olduğunuzu biliyor musunuz?	do you know why you're here? expr.
409	Speaking	keşke şimdi burada olsaydı	I wish he/she were here now expr.
410	Speaking	kız arkadaşının burada gecelediğini biliyor muydun?	did you know his girlfriend was sleeping over? expr.
411	Speaking	ne yapıyoruz burada?	what are we doing here? expr.
412	Speaking	neden burada olduğumuzu biliyor musun?	do you know why we are here? expr.
413	Speaking	niye burada olduğumu bile bilmiyorum	I don't even know why I'm here expr.
414	Speaking	neden burada olduğunuzu düşünüyorsunuz?	why do you think you're here? expr.
415	Speaking	öğretmen on dakikaya burada olacak	the teacher will be here in ten minutes expr.
416	Speaking	onları burada bırakamayız	we can't leave them here expr.
417	Speaking	ne zamandır burada yaşıyorsunuz?	how long have you lived here? expr.
418	Speaking	konuyu burada kapat	leave it at that expr.
419	Speaking	keşke burada olsaydın	I wish you were here expr.
420	Speaking	ne yapıyorsun burada?	what are you doing here? expr.
421	Speaking	neden burada olduğunu biliyorum	I know why you're here expr.
422	Speaking	sanırım burada işimiz bitti	I think we're done here expr.
423	Speaking	seni burada görmek güzel	it's nice to have you here expr.
424	Speaking	seni burada göreceğimi tahmin etmezdim	I never thought I'd see you here! expr.
425	Speaking	sizi burada göreceğimi tahmin etmezdim	I never thought I'd see you here! expr.
426	Speaking	sizi burada görmekten memnun olduk	we are glad to see you here expr.
427	Speaking	sen hala burada mısın?	are you still here? expr.
428	Speaking	seni burada göreceğim aklımın ucundan geçmezdi	never thought I'd see you here expr.
429	Speaking	seni burada görmek güzel	it's good to have you here expr.
430	Speaking	seni burada bulacağımı biliyordum	I knew I'd find you here expr.
431	Speaking	paran burada geçmez	your money's no good here expr.
432	Speaking	sen hala burada mısın	you still here? expr.
433	Speaking	senin burada olacağın aklımın ucundan geçmezdi	I never thought I'd see you here expr.
434	Speaking	seni burada göreceğim aklımın ucundan geçmezdi	I never thought I'd see you here expr.
435	Speaking	sonsuza kadar burada kalamam	I can't stay here forever expr.
436	Speaking	seni burada görmek ne hoş bir sürpriz	what a nice surprise to see you here expr.
437	Speaking	sen ne arıyorsun burada?	what do you think you are doing here? expr.
438	Speaking	seni burada görmek güzel	it's good to see you here expr.
439	Speaking	seni burada bulmaları an meselesi	it's just a matter of time before they find you expr.
440	Speaking	sabah 8'de burada olacaktınız	you were supposed to be here at eight in the morning expr.
441	Speaking	seni burada göreceğim aklımın ucundan geçmezdi	fancy meeting you here expr.
442	Speaking	şu anda burada değil	he's not here right now expr.
443	Speaking	seni burada görmek ne hoş sürpriz	what a nice surprise to see you here expr.
444	Speaking	seni burada göreceğime dünyada inanmazdım	fancy meeting you here expr.
445	Speaking	sabah 8'de burada olmalıydınız	you were supposed to be here at eight in the morning expr.
446	Speaking	senin burada olacağın aklımın ucundan geçmezdi	never thought I'd see you here expr.
447	Speaking	senin paranı burada geçmez	your money's no good here expr.
448	Speaking	sakın bana burada yaşadığını söyleme	don't tell me you live here expr.
449	Speaking	tecrübe konuşuyor burada	I'm speaking from experience expr.
450	Speaking	tabi ki, burada birkaç arkadaşım var, ancak gerçek bir arkadaşım yok	of course, I have a few friends here, but I don't have a true friend expr.
451	Speaking	tanrı aşkına biz burada ne yapıyoruz?	what in heaven's name are we doing here? expr.
452	Speaking	telefon burada çekmiyor	I can't get any reception down here expr.
453	Speaking	yıllardır burada yaşıyorum	I have lived here for years expr.
454	Speaking	yeteneğine burada yazık oluyor	your talent is wasted here expr.
455	Speaking	zaten burada bile olmamam gerekiyor	I'm not even meant to be here expr.
456	Speaking	yarın burada olmayacağım	I won't be here tomorrow expr.
457	Speaking	yeteneğin burada harcanıyor	your talent is wasted here expr.
458	Speaking	(burada) emanet dolabı var mı?	are there any luggage lockers? expr.
459	Speaking	(burada) bagaj taşıma arabası var mı?	are there any luggage trolleys? expr.
460	Speaking	burada denizanası var mı?	are there jellyfish here? expr.
461	Speaking	burada duş var mı?	are there showers? expr.
462	Speaking	burada yazları birçok festival var	there are many festivals here in the summer expr.
463	Speaking	burada büyüdüm	I grew up here expr.
Trade/Economic
464	Trade/Economic	burada öngörülen işlemler	transactions contemplated hereby n.
Law
465	Law	burada belirtilen	set out here expr.
Politics
466	Politics	(abd'nin bazı yerel yönetim bölgelerinde) bölgede yerel mülk sahibi olup belirli bir süre boyunca burada ikamet etmiş kayıtlı seçmen	freeholder n.
467	Politics	burada belirtilen	set out herein expr.
Computer
468	Computer	burada meşgul	busy here expr.
469	Computer	burada kısayol yarat	create shortcut here expr.
470	Computer	burada belge kısayolu yarat	create document shortcut here expr.
471	Computer	burada ara	search in expr.
472	Computer	burada ağa bağlan	map network here expr.
473	Computer	burada kaydolun	register here expr.
474	Computer	burada kısayollar yarat	create shortcuts here expr.
475	Computer	burada atık yarat	create scrap here expr.
476	Computer	kısayolları burada yarat	create shortcuts here expr.
477	Computer	siparişi burada verin	order here expr.
478	Computer	sadece burada ara	search only in expr.
Psychology
479	Psychology	burada-şimdi yaklaşımı	here-and-now approach n.
Botanic
480	Botanic	avrupa'ya özgü olup burada ve amerika'da saman ve yem olarak kullanılmak üzere yetiştirilen geniş ve düz yapraklı çok yıllık bir çayır otu	meadow fescue n.
481	Botanic	avrupa'ya özgü olup burada ve amerika'da saman ve yem olarak kullanılmak üzere yetiştirilen geniş ve düz yapraklı çok yıllık bir çayır otu	festuca elatior n.
Social Sciences
482	Social Sciences	hindistan'ın maharashtra eyaletine veya burada yaşayan insanlara ait	marathi adj.
483	Social Sciences	hindistan'ın maharashtra eyaleti veya burada yaşayan insanlar ile ilişkili	marathi adj.
Religious
484	Religious	burada huzur içinde yatıyor	hrip (here rests in peace) abrev.
Geography
485	Geography	yunanistan'daki korint kıstağına veya burada yapılan oyunlara ait	isthmian adj.
486	Geography	yunanistan'daki korint kıstağı veya burada yapılan oyunlarla ilgili	isthmian adj.
Military
487	Military	burada kapana kısıldık	we're pinned down here expr.
Latin
488	Latin	burada ve orada	sic passim adv.
489	Latin	burada ve şimdi	hic et nunc expr.
490	Latin	burada yatıyor	hj (hic jacet) abrev.
Slang
491	Slang	orada burada düzüşmek	screw around v.
492	Slang	sıvışalım, polisler burada	cheese it, the cops expr.
493	Slang	burada ne halt yiyorsun?	what the hell are you doing here? expr.
494	Slang	burada neler dönüyor	what the hell is going on here expr.
495	Slang	burada ne halt ediyordun?	what the hell have you been doing here? expr.
496	Slang	burada ne halt ediyorsun?	what the hell are you doing here? expr.
497	Slang	burada neler oluyor	what the hell is going on here expr.
498	Slang	burada ne haltlar dönüyor?	what the hell is going on here? expr.
499	Slang	burada ne boklar dönüyor?	what the fuck's going on out here? expr.
500	Slang	neler olmuş burada böyle?	what the hell happened here? expr.