cooking - Turc Anglais Dictionnaire

cooking

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "cooking" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 16 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
cooking n. yemek pişirme
The population has no firewood and uses the heat of this lava stream for their cooking fires.
Halkın yakacak odunu yok ve yemek pişirmek için bu lav akıntısının ısısını kullanıyor.

More Sentences
General
cooking n. mutfak
You don't like Chinese cooking?
Sen Çin mutfağını sevmiyor musun?

More Sentences
cooking n. yemek yapma
She is terrible at cooking.
Yemek yapma konusunda berbat.

More Sentences
Gastronomy
cooking n. aşçılık
Tom doesn't know a thing about cooking.
Tom aşçılık hakkında bir şey bilmiyor.

More Sentences
cooking n. pişirme
Cooking dairy products may reduce a protective effect against colon cancer.
Süt ürünlerini pişirmek kolon kanserine karşı koruyucu etkiyi azaltabilir.

More Sentences
General
cooking n. yemek pişirme sanatı
cooking n. pişim
cooking n. yemek pişirmede kullanılan
cooking adj. yemeklik
Colloquial
cooking adj. devam eden
cooking adj. ilerleyen
cooking adj. süren
cooking adj. meydana gelen
Gastronomy
cooking n. yemek
cooking n. öğün
cooking adj. kuliner

Sens de "cooking" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 113 résultat(s)

Anglais Turc
General
cooking oil n. yemeklik yağ
The first is the use of used cooking oil in the United Kingdom as animal feed.
Birincisi, Birleşik Krallık'ta kullanılmış yemeklik yağın hayvan yemi olarak kullanılması.

More Sentences
cooking show n. yemek programı
Tom and Mary love watching cooking shows.
Tom ve Mary yemek programlarını izlemeye bayılırlar.

More Sentences
cooking contest n. yemek yarışması
My father was a contestant in a cooking contest and won first prize.
Babam bir yemek yarışmasında yarışmacıydı ve birincilik ödülünü aldı.

More Sentences
do the cooking v. yemeği pişirmek
I'm doing the cooking.
Yemek pişiriyorum.

More Sentences
Speaking
he likes cooking expr. yemek yapmayı sever
He likes cooking for his family.
Ailesi için yemek yapmayı seviyor.

More Sentences
Gastronomy
cooking time n. pişirme süresi
Set cooking time for 1 minute 45 seconds.
Pişirme süresini 1 dakika 45 saniyeye ayarlayın.

More Sentences
cooking oil n. yemeklik yağ
The second area is the question of cooking oil.
İkinci alan ise yemeklik yağ meselesidir.

More Sentences
cooking school n. aşçılık okulu
She's thinking of taking a couple of courses at a cooking school.
Bir aşçılık okulunda birkaç ders almayı düşünüyor.

More Sentences
General
cooking butter n. sağyağ
cooking pit n. toprak fırın
cooking quality n. pişme kalitesi
cooking fire n. pişirme ateşi
gas-burning domestic cooking appliances n. gaz yakan ev tipi pişirici cihazlar
cooking range n. ocak
adequate cooking n. yeterince pişirme
cooking certificate n. aşçılık sertifikası
cooking time n. pişme süresi
cooking pot n. tencere
cooking stove n. kuzine/mutfak sobası/fırınlı ocak
cooking apron n. mutfak önlüğü
glossary of cooking terms n. aşçılık terimleri sözlüğü
glossary of cooking terms n. yemek pişirme terimleri sözlüğü
cooking competition n. yemek yarışması
cooking course n. yemek kursu
cooking boiler n. yemek kazanı
cooking boiler n. pişirme kazanı
cooking vessel n. yemek kazanı
cooking cauldron n. yemek kazanı
cooking vessel n. pişirme kazanı
cooking cauldron n. pişirme kazanı
cooking club n. aşçılık kulübü
cooking tools n. pişirme araçları
slow-cooking n. yavaş pişirme
spoil food by cooking it for too long v. yemeği yakmak
for cooking adj. pişirimlik
Colloquial
now you're cooking with gas expr. işte şimdi oldu (yaptın bravo)
Idioms
be cooking with gas v. aşama kaydetmek
be cooking on gas v. aşama kaydetmek
be cooking with gas v. gelişme göstermek
be cooking on gas v. gelişme göstermek
be cooking on gas v. iyiye gitmek
be cooking with gas v. iyiye gitmek
cooking for one v. bir kişiye yemek yapmak
cooking for one v. bir kişilik yemek yapmak
cooking for one v. tek kişiye yemek yapmak
cooking for one v. tek kişilik yemek yapmak
what's cooking? expr. neler oluyor?
what's cooking? expr. neler dönüyor?
what's cooking? expr. ne dolaplar çeviriyor?
now (one's) cooking (with gas) expr. işte şimdi oldu (yaptı bravo)
now (one's) cooking (with gas) expr. işte şimdi bir ilerleme kaydetti
now (one's) cooking (with gas) expr. işte şimdi gerçekten/randımanlı olarak çalışıyor
now you're cooking! expr. işte şimdi oldu (yaptın bravo)!
Speaking
my mom is cooking expr. annem yemek yapıyor
I like cooking expr. ben yemek yapmayı severim
my aunt doesn't like cooking very much expr. halam yemek yapmayı çok sevmez
I'm good at cooking expr. iyi yemek yaparım
I am good at cooking expr. iyi yemek pişiririm
what's cooking? expr. ne yok?
what's cooking? expr. ne var ne yok?
what are you cooking? expr. ne pişiriyorsun?
what's cooking? expr. ne var
my aunt doesn't like cooking very much expr. teyzem yemek yapmayı çok sevmez
do you like cooking? expr. yemek yapmaktan hoşlanır mısın?
do you like cooking? expr. yemek yapmayı sever misin?
do you like cooking? expr. yemek yapmaktan hoşlanır mısınız?
do you like cooking? expr. yemek yapmayı sever misiniz?
I am good at cooking expr. yemek pişirmede iyiyimdir
I don't like cooking expr. yemek yapmayı sevmiyorum
she likes cooking expr. yemek yapmayı sever
I don't like cooking expr. yemek yapmayı sevmem
I am good at cooking expr. yemek pişirmekte iyiyimdir
I'm good at cooking expr. yemek yapmaktan anlarım
are you cooking? expr. yemek mi yapıyorsun?
I like cooking expr. yemek pişirmeyi seviyorum
Media
tv cooking show n. yemek programı
cooking channel n. yemek kanalı
Technical
cooking canopy n. aspiratör
vitreous and porcelain enameled cooking utensils n. camsı ve porselen emaye kaplı mutfak eşyaları
electrical cooking table n. elektrikli pişirme ocağı
enamelled cooking utensil n. emayelenmiş mutfak eşyası
enamelled cooking utensils n. emaye kaplı mutfak eşyaları
solar cooking n. güneş enerjisi ile pişirme
heating or cooking applications n. ısıtma ve pişirme uygulamaları
portable cooking appliance n. taşınabilir pişirme cihazı
Food Engineering
cooking media n. pişirme ortamı
Gastronomy
steam cooking pan n. buharlı tencere
cooking canopy n. davlumbaz
cooking pot n. derin tava
home cooking n. ev yemekleri
cooking arts n. kuliner
cooking cream n. krema
cooking utensil n. mutfak takımı
cooking stove n. mutfak (ocak)
cooking range n. mutfak (ocak)
a domed round iron plate for cooking n. saç
cooking method n. yemek pişirme metodu
cooking base n. yemek harcı
art of cooking n. yemek pişirme sanatı
cooking utensil n. yemek pişirme malzemesi
cooking pan n. pişirme kazanı
multi-purpose cooking pan n. çok amaçlı pişirme tavası
cooking apple n. yemeklerde kullanılmaya uygun elma
cooking chocolate n. yemeklerde kullanılan saf ve şekersiz çikolata
cooking pan n. pişirme kazanı
Chemistry
cooking soda n. sodyum bikarbonat
cooking soda n. karbonat
Agriculture
sugar cooking and vacuum boiler n. şeker pişirme ve vakumlama kazanı
Slang
cooking with gas adj. başarılı
cooking with gas adj. gelişme gösteren
cooking with gas adj. iyiye giden
cooking with gas adj. başarı kaydeden
it's cooking expr. hava berbat sıcak