danışmak - Turc Anglais Dictionnaire

danışmak

Sens de "danışmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 19 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
danışmak consult v.
Many people consult her about investment opportunities.
Birçok kişi yatırım fırsatları konusunda ona danışıyor.

More Sentences
General
danışmak confer with v.
Tom conferred with his lawyer.
Tom avukatına danıştı.

More Sentences
danışmak consult v.
Mr Turco, I will consult the Conference of Presidents at its meeting on Thursday on this question.
Sayın Turco, Perşembe günü yapılacak toplantıda bu konuyu Başkanlar Konferansına danışacağım.

More Sentences
danışmak turn v.
Tom turned to Mary for advice.
Tom tavsiye için Mary'ye danıştı.

More Sentences
Phrasals
danışmak consult on v.
We, the Members of the European Parliament, are often the ones the public consults on different issues.
Bizler, Avrupa Parlamentosu Üyeleri, halkın farklı konularda danıştığı kişileriz.

More Sentences
Law
danışmak consult v.
It will do so even though Article 24 of the Treaty on European Union does not oblige the Council to consult Parliament.
Avrupa Birliği Antlaşması'nın 24. Maddesi Konseyi Parlamentoya danışmakla yükümlü kılmasa da bunu yapacaktır.

More Sentences
General
danışmak advise with v.
danışmak advise v.
danışmak confer v.
danışmak debate v.
danışmak take one's advice v.
danışmak deliberate v.
danışmak refer v.
danışmak talk v.
danışmak impart v.
Phrasals
danışmak turn up v.
Trade/Economic
danışmak refer v.
Law
danışmak counsel v.
Tobacco
danışmak refer v.

Sens de "danışmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 52 résultat(s)

Turc Anglais
General
danışmak (birine) check with v.
One hardly dares launch an advertisement nowadays without checking with a lawyer first.
Bugünlerde kimse önce bir avukata danışmadan reklam yapmaya cesaret edemiyor.

More Sentences
yeniden danışmak reconsult v.
I should like to know, on behalf of this House, why the Council feels it has no obligation to reconsult us.
Bu Meclis adına, Konsey'in neden bize yeniden danışmak zorunda olmadığını düşündüğünü bilmek isterim.

More Sentences
Phrasals
(birine) danışmak consult with (someone) v.
If, understandably, you cannot do so personally, your representative could consult with the relevant committee.
Eğer anlaşılabilir bir şekilde bunu şahsen yapamıyorsanız, temsilciniz ilgili komiteye danışabilir.

More Sentences
General
akıl danışmak consult v.
gönlüne danışmak ponder v.
akıl danışmak ask for advice v.
birine akıl danışmak ask one's advice v.
akıl danışmak advise v.
akıl danışmak ask one's advice v.
bilgisine danışmak ask for information from someone v.
bilgisine danışmak ask for advice from someone v.
meslektaşlarına danışmak confer with one’s colleagues v.
birine danışmak seek advise of someone v.
birine danışmak seek advice of someone v.
bir aile büyüğüne danışmak ask opinion of a senior member of the family v.
bir aile büyüğüne danışmak speak with a senior member of the family v.
yeniden danışmak reconfer v.
akıl danışmak take advice v.
(bir kitaba) danışmak turn up [brit] v.
birine danışmak have consultation with someone v.
Phrasals
(birine) bir konu hakkında danışmak broach (something) with (someone) v.
(birine) bir konu hakkında danışmak broach something with someone v.
(birine) bir konu hakkında danışmak broach something to someone v.
(birine bir konu hakkında) danışmak/akıl sormak see (one) about (something) v.
(birine bir konu hakkında) danışmak/akıl sormak see someone about someone or something v.
akıl danışmak turn to v.
bir şey hakkında birisine danışmak consult with someone about v.
içeriye başvurmak/danışmak apply within v.
(birine) bir daha danışmak refer back to (someone or something) v.
(birine) bir fikir danışmak bounce off (of) (someone) v.
bir fikir danışmak bounce something off (of) someone or something v.
birine bir fikir danışmak bounce something off (of) someone v.
birine bir fikir danışmak bounce something off someone v.
-e danışmak broach with v.
(bir konuda/bir konu hakkında) birine danışmak check with someone (about something) v.
(birine) danışmak check with (someone) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili (birine) danışmak confer on (someone or something) with (one) v.
(birine) danışmak confer with (one) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili (birine) danışmak confer with (one) about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili (birine) danışmak confer with (one) on (someone or something) v.
(birine) danışmak confer with (someone) v.
(biri/bir şey hakkında) birine danışmak consult (with) someone (about someone or something) v.
(biri/bir şey konusunda) birine akıl danışmak consult (with) someone (about someone or something) v.
(birine) danışmak consult (someone) v.
(birine) akıl danışmak consult (someone) v.
(bir şey) hakkında birine danışmak consult (someone) about (something) v.
(bir şey) konusunda birine akıl danışmak consult (someone) about (something) v.
(birine) akıl danışmak consult with (someone) v.
-e bir daha danışmak refer back to v.
(birine/bir şeye) danışmak refer to (someone or something) v.
Idioms
(birine) bir fikir danışmak bounce an idea off (of) (one) v.
Religious
ingiltere kilisesi'ndeki din adamlarının temsilcilerinin kilise işlerini danışmak için oluşturduğu meclis convocation n.