| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | devoted to prep. | yönelik | ||
|
It is always encouraging to see the enthusiasm and energy Members of this House devote to that cause. Bu Meclisin üyelerinin bu amaca yönelik şevk ve enerjilerini görmek her zaman cesaret vericidir. More Sentences |
||||
| General | devoted to adj. | sadık | ||
| General | devoted to adj. | -e düşkün | ||
| General | devoted to adj. | -e içten bağlı | ||
| General | devoted to adj. | -i seven | ||
| Anglais | Turc | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | be devoted to one's religion v. | dinine düşkün olmak |
| General | devoted her life to her career adj. | hayatını kariyerine adamış |
| Politics | ||
| Politics | amounts devoted to carrying out the programme n. | programın gerçekleştirilmesi için ayrılan miktar |
| Politics | amounts devoted to the carrying out the programme n. | programın gerçekleşmesi için ayrılan miktar |
