extend to (something)

Sens de "extend to (something)" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 4 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Phrasals
1	Phrasals	extend to (something) v.	(bir şeyi) iletmek
I should like to extend to him, via yourself, my warmest wishes for a very speedy recovery. Sizin aracılığınızla kendisine en içten geçmiş olsun dileklerimi iletmek isterim. More Sentences
2	Phrasals	extend to (something) v.	(bir şeyi) sunmak
For that, I wish to extend to you all my warmest thanks. Bunun için hepinize en içten teşekkürlerimi sunuyorum. More Sentences
3	Phrasals	extend to (something) v.	(bir şeyi) uzatmak
4	Phrasals	extend to (something) v.	(bir şeyi) bildirmek

Sens de "extend to (something)" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 21 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Phrasals
1	Phrasals	extend (from something) (to something) v.	(bir noktadan diğer noktaya) yayılmak
It would then be a one-year programme, implementation of which may extend over several years. Bu durumda uygulaması birkaç yıla yayılabilecek bir yıllık bir program olacaktır. More Sentences
2	Phrasals	extend (from something) (to something) v.	(bir noktadan diğer noktaya) kadar uzanmak
Reforms extended from Finland, Holland and Germany to Austria, France and Italy. Reformlar Finlandiya, Hollanda ve Almanya'dan Avusturya, Fransa ve İtalya'ya kadar uzandı. More Sentences
3	Phrasals	extend to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) uzanmak
They will be the new neighbours of the enlarged Union, which will one day extend to the Balkans region too. Bir gün Balkanlar bölgesine de uzanacak olan genişlemiş Birliğin yeni komşuları olacaklar. More Sentences
4	Phrasals	extend to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) kadar uzanmak
Our responsibility extends to the models of cars. Sorumluluğumuz araba modellerine kadar uzanıyor. More Sentences
5	Phrasals	extend to (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) kapsamak
The EU's framework programmes do not extend to the developing countries. AB'nin taslak programları gelişmekte olan ülkeleri kapsamamaktadır. More Sentences
6	Phrasals	extend (from something) (to something) v.	(bir noktadan diğer noktaya ) kadar dağılmak
7	Phrasals	extend (from something) (to something) v.	(bir noktadan diğer noktaya) sirayet etmek
8	Phrasals	extend (from something) (to something) v.	(bir noktadan diğer noktaya) bulaşmak
9	Phrasals	extend (from something) (to something) v.	(bir noktadan diğer noktaya) saçılmak
10	Phrasals	extend something to something v.	(bir şeyi bir şeye) uzatmak
11	Phrasals	extend something to something v.	(bir şeyi bir şeye) kadar uzatmak
12	Phrasals	extend something to something v.	(bir şeyi bir şeye) kadar ertelemek
13	Phrasals	extend something to something v.	(bir şeyi ileri bir tarihe) almak
14	Phrasals	extend to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) kadar gelmek
15	Phrasals	extend to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) kadar yayılmak
16	Phrasals	extend to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) kadar devam etmek
17	Phrasals	extend something to something v.	bir şeyi bir şeye kadar uzatmak
18	Phrasals	extend something to something v.	bir şeyi bir şeye uzatmak
19	Phrasals	extend something to something v.	bir şeyi bir noktaya (kadar) uzatmak
20	Phrasals	extend something to something v.	bir şeyin zamanını (bir şeye kadar) uzatmak
21	Phrasals	extend something to something v.	bir şey için verilen zamanı (bir noktaya kadar) uzatmak