Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | geçerli kılmak | validate v. | ||
Unfortunately, some MEPs speak in favour of such a statute in order to validate and enhance their benefits. Maalesef bazı AP üyeleri, kendi çıkarlarını geçerli kılmak ve arttırmak için böyle bir tüzük lehinde konuşuyorlar. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | geçerli kılmak | validate v. | ||
Our amendments would ban with immediate effect those tests for which alternatives have been validated. Değişikliklerimiz, alternatifleri geçerli kılınan testleri derhal yürürlüğe girecek şekilde yasaklayacaktır. More Sentences |
||||
Law | ||||
Law | geçerli kılmak | validate v. | ||
Technical | ||||
Technical | geçerli kılmak | validate v. | ||
Computer | ||||
Computer | geçerli kılmak | enable v. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | damga ile bir belgeyi geçerli kılmak | stamp v. |
General | daha önceki bir tarihten itibaren geçerli kılmak | backdate v. |
General | daha önceki bir tarihten geçerli kılmak | backdate v. |
General | yeniden geçerli kılmak | revalidate v. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | öncesini kapsamak üzere geçerli kılmak | backdate v. |
Law | ||
Law | yasal olarak geçerli kılmak | legitimize v. |
Tourism | ||
Tourism | bir rezervasyonu yeniden geçerli kılmak veya bir yolcuya yeniden yer ayırtmak | re-book v. |
Technical | ||
Technical | kullanıcı oturum açma isteğini geçerli kılmak | validate a user's logon request v. |
Computer | ||
Computer | boşlukları geçerli/geçersiz kılmak | set nulls on/off v. |
Computer | boşlukları geçerli veya geçersiz kılmak | set nulls on/off v. |