gelişmekte - Turc Anglais Dictionnaire

gelişmekte

Sens de "gelişmekte" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
Phrases
gelişmekte in progress expr.
Idioms
gelişmekte on the upswing expr.

Sens de "gelişmekte" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 73 résultat(s)

Turc Anglais
General
gelişmekte olan ülkeler developing countries n.
It is naturally also vital for the candidate countries and the developing countries.
Doğal olarak aday ülkeler ve gelişmekte olan ülkeler için de hayati önem taşımaktadır.

More Sentences
gelişmekte olan ülke developing country n.
Denmark is also a country in which people have a very special way of looking at aid to developing countries.
Danimarka aynı zamanda gelişmekte olan ülkelere yardım konusunda çok özel bir bakış açısına sahip bir ülkedir.

More Sentences
gelişmekte olan developing adj.
They are often based in countries in the developing world or countries in the former Soviet Union.
Bu kuruluşlar genellikle gelişmekte olan ülkelerde ya da eski Sovyetler Birliği ülkelerinde yerleşiktir.

More Sentences
gelişmekte olan burgeoning adj.
The empire expanded eastward, in search of resources for its burgeoning textile industry.
İmparatorluk, gelişmekte olan tekstil endüstrisi için kaynak arayışıyla doğuya doğru genişledi.

More Sentences
Trade/Economic
gelişmekte olan ülkeler developing countries n.
This paragraph really refers to import taxes in developing countries.
Bu paragraf aslında gelişmekte olan ülkelerdeki ithalat vergilerine atıfta bulunmaktadır.

More Sentences
gelişmekte olan ülkeler developing countries n.
We are indeed the largest market, and we are by far the largest importers of products from the developing countries.
Biz gerçekten de en büyük pazarız ve gelişmekte olan ülkelerden gelen ürünlerin açık ara en büyük ithalatçısıyız.

More Sentences
Politics
gelişmekte olan ülkeler developing countries n.
Many developing countries themselves give it far too low a priority.
Birçok gelişmekte olan ülke bu konuya çok düşük bir öncelik vermektedir.

More Sentences
Telecom
gelişmekte olan piyasalar emerging markets n.
What do you think of emerging markets like Turkey?
Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalar hakkında ne düşünüyorsun?

More Sentences
Military
gelişmekte olan ülkeler developing countries n.
Moreover, we should try to achieve this balance in the developed and the developing countries alike.
Dahası, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde bu dengeyi sağlamaya çalışmalıyız.

More Sentences
General
gelişmekte olan ongoingness n.
gelişmekte olan ülkeler the third world n.
gelişmekte olan ülke yatırımları developing country investments n.
gelişmekte olan devletler developing countries n.
gelişmekte olan büyükşehir burgeoning metropolitan n.
afrika, asya ve latin amerika'nın gelişmekte olan ülkeleri third-world n.
gelişmekte olan milletler developing nations n.
gelişmekte olan karakter emergent n.
gelişmekte olan ülke ldc (less-developed country) n.
çok hızlı gelişmekte olan ileri teknoloji megatechnology n.
gelişmekte olan emergent adj.
gelişmekte olan ever-evolving adj.
gitgide gelişmekte olan ever-developing adj.
gitgide gelişmekte olan ever-evolving adj.
gelişmekte olan ever-developing adj.
hızla ortaya çıkmakta/gelişmekte olan rapidly emerging adj.
zamanın gelişmekte olan then-burgeoning adj.
gelişmekte olan bir durumu içeren pregnant adj.
gelişmekte olan emerging adj.
gelişmekte olan bir şeyin bir noktası veya evresinde somewhere along the line adv.
Phrasals
gelişmekte olmak improve on v.
Colloquial
(pasifik okyanusu'na kıyısı olan ülkelerde) gelişmekte olan pazar dragon market n.
Idioms
gelişmekte olmak be on the mending hand v.
gelişmekte olmak be the making of v.
gelişmekte olmak be in the pipeline v.
gelişmekte olan under way adj.
Trade/Economic
en az gelişmekte olan ülkeler least developing countries n.
gelişmekte olan piyasalar komitesi emerging markets committee n.
gelişmekte olan ülkelerin ürettikleri 18 temel madde ile ilgili bütünleştirilmiş mallar programı integrated program for commodities n.
gelişmekte olan ülke developing country n.
gelişmekte olan ekonomi prospering economy n.
gelişmekte olan ekonomi emerging economy n.
gelişmekte olan piyasalardaki hisseler stocks in emerging markets n.
gelişmekte olan ülke less developed country n.
özellikle fakir veya gelişmekte olan ülkelerde maddi olanağı kısıtlı olanlara girişimler için sağlanan düşük miktarlı kredi microloan n.
gelişmekte olan ülkelerde ürünü garanti edilen fiyata doğrudan üreticiden satın alarak üreticiye fayda sağlama fair trade n.
Politics
gelişmekte olan ülkeler emerging countries n.
gelişmekte olan küçük ada devleti small island developing state n.
gelişmekte olan ülke developing country n.
gelişmekte olan avrupa ülkeleri emerging europe n.
gelişmekte olan memleketler developing nations n.
gelişmekte olan küçük ada ülkesi small island developing country n.
gelişmekte olan ülkeler arasındaki teknik işbirliği technical cooperation among developing countries n.
unctad gelişmekte olan hizmet sektörleri daimi komitesi unctad standing committee on developing services sectors n.
unctad gelişmekte olan ülkeler arası işbirliği daimi komitesi unctad standing committee on economic cooperation among developing countries n.
çevreyi koruma sözleri karşılığında gelişmekte olan ülkelerin borçlarının iptali debt-for-nature swap n.
Institutes
(birleşik krallık'ta) genç gönüllüleri becerilerini kullanmaları ve öğretmeleri için gelişmekte olan ülkelere gönderen bir kuruluş vso (voluntary service overseas) n.
öğrencileri gönüllü çalışmaları için gelişmekte olan ülkelere gönderen kuruluş cuso (canadian university services overseas) abrev.
Technical
gelişmekte olan bir teknoloji an emerging technology n.
Marine
gelişmekte olan deniz developing sea n.
Medical
gelişmekte olan embriyonun kuyruğuna doğru olan blastoderm tabakasındaki kat tail flap n.
gelişmekte olan bir embriyoda bulunan büyük blastomerlerden biri macromere n.
Biology
gelişmekte olan bir embriyoda bulunan küçük blastomerler micromere n.
gelişmekte olan civciv embriyosundaki mikroorganizmaları modifiye etmek avianise v.
gelişmekte olan civciv embriyosundaki mikroorganizmaları modifiye etmek avianize v.
Marine Biology
gelişmekte olan balıkçılık developing fishery n.
Astronomy
gelişmekte olan gezegen protoplanetary n.
Botanic
anter içindeki mikro sporlar başta olmak üzere, gelişmekte olan bazı sporları çevreleyen besleyici doku tapetum n.
gelişmekte olan ağaç emergent n.
Education
gelişmekte olan ülkelerde siyaset politics in developing countries n.
Military
gelişmekte olan savunma sanayi developing defence industry n.
Archaic
gelişmekte olan frim adj.
Entomology
limulusun gelişmekte olan bir türü olan 3 loblu larva trilobite larva n.
Slang
büyümekte/gelişmekte olan erkek man on the make n.