gittikçe - Turc Anglais Dictionnaire

gittikçe

Sens de "gittikçe" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 10 résultat(s)

Turc Anglais
General
gittikçe increasingly adv.
The status of women in Turkey is increasingly in line with that prevailing in most EU countries.
Türkiye'de kadınların statüsü, AB ülkelerinin çoğunda geçerli olan duruma gittikçe daha uygun hale gelmektedir.

More Sentences
gittikçe gradually adv.
This area is gradually being deforested.
Bu bölgede ormanlar gittikçe azalıyor.

More Sentences
gittikçe more and more adv.
It is costing more and more to land fewer and fewer fish.
Gittikçe daha az balığı karaya çıkarmak gittikçe daha pahalıya mal oluyor.

More Sentences
gittikçe all the more adv.
I love you all the more for your faults.
Hatalarına rağmen seni gittikçe daha çok seviyorum.

More Sentences
gittikçe and adv.
It is becoming poorer and poorer, with regions in which the per capita income is falling.
Kişi başına düşen gelirin düştüğü bölgelerle birlikte İngiltere gittikçe fakirleşiyor.

More Sentences
gittikçe day by day adv.
gittikçe by degrees adv.
gittikçe on the go adv.
gittikçe progressively adv.
gittikçe soakingly adv.

Sens de "gittikçe" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 80 résultat(s)

Turc Anglais
General
gittikçe kaybolmak die away v.
The sound of the parade died away.
Geçit töreninin sesi gittikçe kayboldu.

More Sentences
gittikçe daha iyi better and better adv.
Tom is getting better and better.
Tom gittikçe daha iyi oluyor.

More Sentences
gittikçe daha az less and less adv.
I like you less and less.
Senden gittikçe daha az hoşlanıyorum.

More Sentences
gittikçe basan karanlıkta in the gathering darkness n.
ayın gittikçe küçülmesi wane n.
makasın gittikçe açılması (the difference between...) getting bigger n.
gittikçe bozulma depravation n.
gittikçe küçülme dwindling away n.
sağlığı gittikçe düzelmek come along v.
gittikçe inceltmek taper v.
gittikçe ufalmak dwindle v.
gittikçe incelmek taper v.
gittikçe güçlenmek go from strength to strength v.
gittikçe küçülmek dwindle away v.
gittikçe küçülmek dwindle v.
gittikçe küçülmek dwindle down v.
gittikçe ufalmak dwindle away v.
gittikçe ufalmak dwindle down v.
bir şeyden gittikçe uzaklaşmak get further away from v.
gittikçe önem kazanmak become more and more important v.
gittikçe kötüleşmekte on the go adj.
gittikçe artmakta on the increase adj.
gittikçe artan cumulative adj.
gittikçe artan ever-mounting adj.
bir noktaya doğru gittikçe incelen fastigiate [obsolete] adj.
uzun, ince ve gittikçe incelen flagelliform adj.
gittikçe azalarak less and less adv.
gittikçe azalarak decreasingly adv.
gittikçe artarak increasingly adv.
gittikçe artan oranda ever-increasingly adv.
gittikçe artan oranda increasingly adv.
gittikçe azalarak diminishingly adv.
gittikçe güçlenerek from strength to strength expr.
Phrasals
gittikçe küçülmek peter out v.
gittikçe ufalmak peter out v.
gittikçe (bir şeye) dönüşmek lead into (something) v.
gittikçe (bir şey) halini almak lead into (something) v.
gittikçe bir şeye dönüşmek lead into v.
gittikçe bir şey halini almak lead into v.
gittikçe ufalmak tail down v.
Colloquial
gittikçe karmaşık hale gelen konu/süreç rathole n.
gittikçe/içine girdikçe zorlaşan bir süreç rathole n.
giderek/gittikçe (bir şey yapar) olmak grow to (do something) v.
başarısı gittikçe artan up and away expr.
Idioms
gittikçe önemli olan bir hareketin ilk adımı thin end of the wedge n.
gittikçe büyüyen bir hareketin ilk adımı thin end of the wedge n.
gittikçe başarılı olmak make ground v.
gittikçe popüler olmak make ground v.
gittikçe kötüleşmek be downhill all the way v.
gittikçe kolaylaşmak be downhill all the way v.
giderek/gittikçe (bir şey yapar) olmak grow to do v.
gittikçe sıkıntıya girerek with sinking heart expr.
Speaking
burası gittikçe ısınıyor it's getting hot in here expr.
Trade/Economic
gittikçe çoğalan amortisman accelerated depreciation n.
Technical
gittikçe incelme taper n.
gittikçe incelen taper n.
gövdesi gittikçe incelen yassı başlı vida flathead n.
gittikçe incelmek taper v.
gittikçe incelen tapering adj.
Architecture
yapı öğesinin gittikçe sivrilmesi diminution n.
gittikçe sivrilen yapı öğesinin incelme miktarı diminution n.
gittikçe inceltmek diminish v.
gittikçe incelmek diminish v.
Medical
gittikçe zayıflama, kilo kaybetme hali tabitude n.
gittikçe ilerleyen nefes darlığı rapidly progressive increase in shortness of breath n.
yaşlanmanın vücutta gittikçe daha az onarım kaynağının bulunması kaynaklı gerçekleştiğini öne süren kuram disposable soma theory n.
gittikçe artan dozlarda zehir vererek zehre dirençli hale getirmek mithridatize v.
gittikçe artan dozlarda zehir vererek zehre dirençli hale getirmek mithridatise v.
Astronomy
yıldızın ortasından kenarlarına doğru gittikçe parlaklığının azalıyor gibi görünmesi limb darkening n.
Tobacco
satışı ab'de yasak olan ancak norveç ve isveç'te kullanılan gittikçe popülaritesi abd'de artan ve sigara içimini azalttığı iddia edilen isveç menşeli nemli tütün tozu snus n.
Music
sesin gittikçe hafiflemesi diminuendo n.
(temposu) gittikçe yavaşlayan rallentando adj.
(temposu) gittikçe yavaşlayan ritardando adj.
(temposu) gittikçe yavaşlayan ritenuto adj.
ses seviyesi veya şiddeti gittikçe hafifleyen diminuendo adj.
gittikçe tempolu hale gelen stretto adj.
gittikçe hızlanan stretto adj.
(ses seviyesi veya şiddeti) gittikçe hafifleyerek diminuendo adv.
sesin gittikçe hafiflemesi dimin (diminuendo) abrev.
sesin gittikçe hafiflemesi dimin. (diminuendo) abrev.