Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | hareket kabiliyeti | mobility n. | ||
This should guarantee safe, pavement-level boarding by all persons of reduced mobility. Bu, hareket kabiliyeti kısıtlı tüm kişilerin kaldırım seviyesinde güvenli bir şekilde binişini garanti altına almalıdır. More Sentences |
||||
Military | ||||
Military | hareket kabiliyeti | mobility n. | ||
One of the objectives of the directive is to improve access to public transport for persons of reduced mobility. Direktifin amaçlarından biri de hareket kabiliyeti kısıtlı kişilerin toplu taşımaya erişimini iyileştirmektir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | hareket kabiliyeti | locomotion n. | ||
General | hareket kabiliyeti | stride n. | ||
Medical | ||||
Medical | hareket kabiliyeti | motive power n. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | hızlı hareket edebilme kabiliyeti | ability to move fast n. |
General | hareket kabiliyeti yüksek | flexile adj. |
General | hareket kabiliyeti yüksek | flexible adj. |
Technical | ||
Technical | yatayda tamamen hareketli olup düşeyde sınırlı hareket kabiliyeti olan nozül | monitor nozzle n. |
Telecom | ||
Telecom | kablosuz terminalin hareket kabiliyeti | cordless terminal mobility n. |
Military | ||
Military | milli hava hareket kabiliyeti sistemi | national air mobility system n. |
Military | arazide hareket kabiliyeti | cross country mobility n. |
Military | belirli bir bölgede (akdeniz, karadeniz vb.) hareket kabiliyeti yüksek ancak açık denizlere uygun olmayan donanma | green-water navy n. |
Military | kar üstünde hareket kabiliyeti | oversnow mobility n. |
Military | yol dışında hareket kabiliyeti | cross country mobility |
Military | yol dışı hareket kabiliyeti | cross country mobility |